Yüreğinde kalan kilamları seslendiremeden gitti

img

ANKARA - Yüreğinde kalan kilamları seslendiremeden yaşama gözlerini yuman Dengbêj Gazin yaşamı boyunca dengbêjlik kültürünü yaşatmak için büyük bir mücadele verdi. Son röportajında, "yaylalarda dağın verdiği özgürlük ruhuyla söylediği kilamlara" olan özlemini anlatmıştı. 

 
Tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Dengbêj Gazin (Raziye Kızıl) ile bundan 4 ay önce Ankara’da bir Şevbuhêrkte (Gece Meclisi veya Dengbêj Divanı) karşılaşmıştık. O yıllarca Kürtçe’nin yasaklandığı bir ülkenin başkentine gelmenin ve kendi dilinde kilamlarını söylemenin heyecanını yaşarken, biz de memleket özlemini giderme amacıyla gitmiştik programa. Sonrasında Dengbêj Gazin ile yaptığım röportajı ne zaman yayınlasam diye düşünürken, sesiyle, kilamlarıyla bizi geçmişe götüren Dengbêj Gazin’ın ölüm haberi geldi. Ahde vefa borcumuz olan ve içindeki hasretlerle belki gözlerini hayata yuman Dengbêj Gazin anlatımıyla yaşamını ve içinde ukte kalanları yayınlamak kaldı bize.
 
‘ONLARA SÖYLEME DEDİKÇE SÖYLEDİM’
 
Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Ermeni ismi Ünsüz olan ve Türkçe Yassıca köyünde doğan Dengbêj Gazin, köylerinde hala eski kiliselerin olduğunu belirtmişti. Dengbêjliğe küçük yaşlarda söylediği kilamlarla başlayan Dengbêj Gazin, köy yaşamını ise şu sözlerle anlatmıştı: “Bizim dönemimizde kız çocukları 9-10 yaşına geldiğinde önce  yavaş yavaş başını kapatıyorlar sonra 12 yaşına geldiğinde ise seni evlenmeye hazırlıyorlar. Çok güzel bir şey değildi bu. Özellikle annem benim üzerimde çok duruyordu. Ben stran söylerken annem baskı uyguluyordu; 'Artık büyüdün sesinizi kimse duymasın'. Bize kilamları söylemeyin dediklerinde ben de vazgeçmiyordum. Onlar ne kadar söyleme dediyseler de ben asla bırakmadım, vazgeçmedim söylemekten."
 
RUHUN ÖZGÜRLÜĞÜYLE SÖYLEMEK 
 
Baskılar altında kilamlar öğrenen Dengbêj Gazin, her yerde kilamları söyleyemediklerinden yakınmıştı ve sadece düğünlerde, yaylarda ya da koyunları sağmaya gittiklerinde kilamlar söylediklerini belirtmişti. Anlattıkça eski günleri yeniden yaşayan Dengbêj Gazin, “Özellikle yaylara koyun sağmaya gittiğimizde çok seviniyorduk. Dağın verdiği özgürlük ruhuyla yüksek sesle kilamlarımızı söylüyorduk. O ruhun özgürlüğüyle tüm sesinle söylemek başkaydı” sözleriyle yaşadıkları baskıyı özetlemişti. Dengbêj bir aileden gelen ve en çok da kendisini büyüten amcasının eşi Dilşa’dan etkilenen Dengbêj Gazin, Ayşe Şan ve Meryem Xan’ın etkisini ise ilk sıraya oturtmuştu. 
 
'ŞEHİRDE ELBİSELERİMİ DEĞİŞTİRDİLER...'
 
15 yaşında ailesi tarafından evlendirilen Dengbêj Gazin, evlenince şehirde yaşamaya başladığını ve bunun hayatında yarattığı değişikliği şöyle anlatmıştı: "Bana biri sarı biri beyaz iki elbise dikmişlerdi. Meğer beyazı gelinlik diye bana giydirmişler bütün köylü şaşırmıştı. Şehre gelin geldiğimde elbiselerim yöreseldi, elbiselerimi değiştirdiler. Çok üzüldüm hala da unutmamışım bir elbisemi saklamışım. Şimdi eskiden giyilen elbiseleri, gelinlikleri topluyorum, saklıyorum. Bizler kentlere gittiğimizde onlara benzemek istiyoruz.”
 
HOZAN MİZGİN'DEN CESARETİ ALDI
 
Evlendikten sonra evde sessizce kilamlar seslendiren Dengbêj Gazin, Kürt kadınlarının verdiği mücadelenin gelişmesiyle birlikte artık sahnelerde ve divanlarda kilamlarını seslendirmeye başlar. En büyük cesareti ise Hozan Mizgin’den aldığının altını çizen Dengbêj Gazin, o dönemi şu sözlerle dile getirmişti: "O önümüzü açtı ve dedi ki siz yapabilirsiniz ama çok yaşamadı, yaşamını yitirdi. Ondan sonra madem Mizgin ‘Siz yapabilirsiniz’ dedi, ben de yapacağıma inandım. Kadınlardan aldığım güçle yaptım. Bundan 33 yıl önce bir düğünde söyledim, orada dinleyen bir genç beni İstanbul’a götürdü ve kasetim çıktı. Komşunun evlerinde çalıyordu ben yanlarındaydım ama kimse bilmiyordu benim. Korkuyordum ben olduğumu söylemeye.”
 
İLK KEZ KADINLAR İÇİN SAHNE ALDI
 
İlk sahneye çıkışının da Diyarbakır’da Dicle Fırat Kültür Merkezi bahçesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yapılan etkinlik olduğunu belirten Dengbêj Gazin, yaşadığı duygu yoğunluğunun hala var olduğunu ifade ederek, şunları söylemişti: “Kadınlar için o küçük sahnede kilam söylemek anlatılmaz, o kadar bende farklı bir yeri olmuştu ki anlatamam. Ondan sonra sahneye, programlara çıkmaya başladım."
 
ESKİDEN AİLE ŞİMDİ DEVLET
 
Dengbêj Gazin, kadın mücadelesinin kendinde başka bir yeri olduğunu belirterek, kurduğu ilk Kadın Dengbêj Derneği’nde 6 yaşından 50 yaşına kadar öğrencileri olduğunu ve bu kültürü anlattıklarını belirtmişti. Baskılardan nasibini alan yerlerden birinin de dernekleri olduğunu söyleyen Denbêj Gazin, “Eskiden köy köy program yapıyordum, şimdi ev ev program yapıyorum. Ama bu böyle devam etmeyecek yine adım atmaya başlayacağız. Eskiden ailemiz izin vermiyordu. Şimdi ise devlet izin vermiyor Kürtçe konuşalım, kilamlarımızı söyleyelim. Çok zor. Bazen canım çok yanıyor” demişti.
 
YÜREĞİNDE KALAN KİLAMLARLA GİTTİ...
 
Birkaç kilamı yüzünden ceza  aldığını da dile getiren Dengbêj Gazin, “En büyük hayalim köy köy, kent kent kadınlar için gezmek dengbêj programları yapmak istiyorum. Dernek olduğunda 3 köyde yaptık ama kapandıktan sonra izin alamadık. Şengal'de yaşanan katliam gibi acılara ilişkin yazdığım çok kilamım var ama söyleyemiyorum. Hepsi içimde kalmış, inşallah önümüzdeki süreçte bu baskılardan kurtularak, yüreğimizde kalan kilamları halkımıza söyleriz. Benim bir diğer büyük hayalim ise başladığım ve 200-300 dengbêjin sesinden kayıt altına aldığım kitabı yazılı hale getirmek” diyerek yapmak istediklerini sıralamıştı.
 
Konuşmasının son bölümünde ise Dengbêj Gazin, gençlere şöyle seslenmişti: "Gençlerimiz hem dengbêjliğe hem de kültürlerine sahip çıksın. Kendi kültürümüze, tarihimize sahip çıkalım."
 
MA / Berivan Altan