Filmmor Kadın Filmleri Festivali başlıyor

img

İSTANBUL - 16. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali pek çok etkinlikle 10 Mart'ta kadınlarla buluşacak. Filmmor Koordinatörü Melek Özman, festivalin kendileri için güçlenme ve buluşma alanı olduğunu söyleyerek, tüm kadınları festivale davet etti.

İstanbul'da 10 Mart'ta startı verilecek olan 16. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali programı Taksim'de bulunan Fransız Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Feminist sinemanın pek çok örneğini bir ay boyunca kadınlarla buluşturacak olan festivalde, yeryüzünün yüzlerce dilinden, onlarca ustasından 48 film, panel, forum, atölye ve söyleşilerle kadınlara festival baharı yaşatılacak. 
 
ÜCRETSİZ OLACAK
 
16. Filmmor Kadın Filmleri Festivali; kadınların filmlerini, sözlerini, düşlerini, masallarını, şiirlerini, öykülerini, yollarını, şarkılarını, umutlarını, dirençlerini, deneyimlerini 10-17 Mart İstanbul; 23-25 Mart Antalya; 30 Mart-1 Nisan İzmir; 6-8 Nisan Trabzon; 13-15 Nisan Bodrum, 20-22 Nisan Mersin, 27-29 Nisan Adana ve 4-6 Mayıs tarihlerinde Diyarbakır’da kadınlarla buluşturacak. Gösterimleri yapılacak olan filmler ve etkinlikler ise her sene olduğu gibi ücretsiz olacak. 
 
UMUT VE KORKU SALAN İKİ ÖDÜL 
 
Farklı bölümler altında 48 filmin gösterileceği festivalde “yarışma” kelimesinin yerine “dayanışma” kelimesinin kullanılması dikkat çekti. Sinemacılara biri umut olan, diğeri korku salan “Mor Kamera Umut Veren Kadın Sinemacı Dayanışma Ödülü” ile Türkiye sinemasındaki cinsiyetçiliğe dikkat çekmek ve aslında her sene bir daha vermemek umuduyla verilen “Altın Bamya Ödülleri” yer alacak.
 
'KOMŞU KOMŞUNUN FİLMİNE MUHTAÇ'
 
Festivalde, Suudi Arabistan’dan İran’a, tüm coğrafyada yer alan kadınlarla dayanışmanın sonucu olarak komşuluk ilişkilerini kadınların gözünden öğrenme deneyimi sunan filmler de yer alacak. Sanatçı Canan’ın “Ayışığında Yıkanan Kadınlar” videosunun gösterimiyle başlayacak olan forum 10 Mart Cumartesi 13.00’te Fransız Kültür Merkezi’nde yapılacak. Kadınların deneyiminden mahrum kalan yeryüzünde, İran’dan Tunus’a, Kanada’dan Türkiye’ye 2017’de kadınların var olma ve var etme deneyimini kadınlar ajandasına not edecek. Ayrıca “Bedenimiz Bizimdir” ve “Cinsel Taciz” başlığıyla filmler izlenecek.
 
'FİLM ENDÜSTRİSİNDE CİNSEL TACİZ' PANELİ
 
2017’de, #bende #metoo, #TimesUp kampanyaları ile endüstrideki “Zorba erkeklere artık yeter, süreniz doldu, size ek süre vermeyeceğiz, konuşacağız, değiştireceğiz” diyen kadınlarla bir araya gelerek deneyimlerin paylaşılacağı, “Vakti geldi: Film endüstrisinde cinsel taciz” paneli gerçekleştirilecek. Cinsiyet ve cinsel kimlik, cins meselelere bakan filmler ise “Cins-iyet-ler” başlığıyla izlenebilecek. 
 
ÇOCUKLAR DA UNUTULMADI
 
Çocuklar için yeryüzünde savaşın, sınırların, bürokrasinin ve düşmanlığın yeri ve anlamı olmadığına dair Çocuklara Özel Seans “Çocuklar Sinemaya” bölümü de yer alacak. 
 
KISA FİLM ATÖLYESİ
 
Kendi hikayesini film yapmak isteyenler için görüntü yönetmenleri Nefin Dinç ve Meryem Yavuz ile Claire Pijman ve Laurie Kahn’ın katılımıyla Kısa Film Atölyesi de 10 Mart’ta başlayacak. Katılımcıların hikayeleriyle 4 film yapılması hedefleniyor. Festivalde ayrıca “Feminist Bellek; Kate Millett, Şirin Tekeli” adıyla özel etkinlik düzenlenecek. 
 
Bu sene 16’ncısı yapılacak olan Filmmor Gezici Kadın Filmleri Festivali’nin içeriğine, yaşanan deneyimlere ve feminist sinemaya ilişkin Filmmor Koordinatörü Melek Özman ile konuştuk.
 
‘SİNEMAYI DEĞİŞTİRECEK KADINLAR YER ALIYOR’
 
Türkiye’de kadın sinemacı olmanın ve 16 yıllık kadın filmleri festivali yapmanın hikayesini anlatmanın çok zor olduğunu söyleyen Özman, dayanışmayla ortaya çıkan festivalin kadınların düşlediği ve dilediği ne varsa onun hikayesini anlattığını belirtti. Özman, “İzlemek istediğimiz filmlerin şehre gelmemesinden dert yanan kadınlar bir araya gelerek izlemek istedik ve hemen ardından da diğer şehirdeki kadınların talebiyle de festivale dönüştüğünü gördük. Bu kadar zor bir işe giriştiğimizin farkında olmadan başladık. Kadın Filmleri Festivali adımız ama ‘kadın filmi’, ‘kadın yönetmen’ gibi kavramları kullanmıyor ve benimsemiyoruz. Feminist sinema demek, yönetmen demek daha doğru, çünkü biz aslında cinsiyet belirteceksek erkek yönetmen demek daha doğru, çünkü o filmleri erkekler yapıyor. Ama Kadın Filmleri Festivali bir gelenek. İkinci dalga feminist hareket böyle bir isim vermişti ve o geleneğin bir parçası olmak istedik” diyerek festivalin ortaya çıkış hikayesini özetledi. 
 
Kadınların her alanda olduğu gibi sinemada da yeni bir dil, yeni bir söz kurarak sinemanın da kadrajını açan filmler ürettiklerini ifade eden Özman, sinemayı değiştirecek olan kadınların filmlerini 16. Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nde bir araya getirdiklerini belirtti. 
 
‘BURASI GÜÇLENME ALANIMIZ’
 
Filmmor deneyimini sektördeki kadınlarla hep beraber yaşadıklarını söyleyen Özman, bu sektörde kadın olmak gerçekliğini hatırlatarak, Türkiye’de kadın yönetmenlerin sayısının yüzde 10’larda olduğunu belirtti. Özman, devamla şunları ifade etti: “Biz ona kadın yönetmen demeyelim ama birçok alan gibi sinema da başlı başına hala erkek egemen bir alandır. Çünkü sinema popüler bir alan, ekonomik ve politik güçle anılan bir alandır. Böyle alanları da kadınlara çok bırakmıyorlar. Kaskatı erkek egemen bir alandan söz ediyoruz. Avrupa’daki kadınların ‘bizi bir gettoda tutuyorlar’ tespiti çok önemli bence. Çok sayıdaki festivalde kadınlar uzun yıllar yer alamadı. Bu durum kadınlar tarafından Cannes Film Festivali ve Berlinali’de protesto edildi. O yüzden de uzun zamandır şunun farkındayız: Biz bu gettolarda kalmayacağız. Burası bizim buluşma ve güçlenme alanlarımız. Biz her alanda üretiyor ve varız. Mee Too’da ‘Hiçbir yerde izin vermeyeceğiz zorba erkeklere’ diyorlar ya evet bu sektörde zorbalıklarını yapamayacaklar. O irade kadınlarda var.”
 
‘MESELE FEMİNİST OLARAK SİNEMA YAPMAK’
 
Özman, feminist sinemaya ilişkin de şunları ifade etti: “Feminizm ne ise feminist sinema da o. Asıl mesele feminist olarak sinema yapmak. Öyle bir kuralı yok şunlardan şunlardan bahseder diye. Bir filmde en az bir kadın var mı, o kadın bağımsız hareket edebiliyor mu, kendi diyalogları var mı gibi sorular sorarız mesela. Bunların ötesinde her ne çekiyorsak onu feminist olarak çekmekten söz ediyorum aslında feminist sinema derken. Benim için feminizm kadınlar ve erkekler arasındaki bir hiyerarşi ve tahakküm ilişkisi değil, bütün dünyaya öyle bakmak, bütün ezme ezilme şekillerine, bütün sömürü ilişkilerine her şeye öyle bakmaktır. Yeni bir dil yeni bir biçim ve kendi özgünlüğüyle film yapmaktan bahsediyorum.  Bu aynı zamanda bizi kalıba sokmaya çalışan bir dünyada hem kendimizi hem de sinemayı keşfetme çabasıdır.”
 
‘FESTİVAL KADINLARA İYİ GELECEK’
 
“Bu festival baharı kadınların olsun” diyen Özman, toplumsal roller ile birlikte dayatılan kadınlık hallerine itiraz ederek film yaptıklarını ve festivalde bir araya geldiklerinin altını çizdi. Özman, “Sinema ne yapar? Sinema bizi bir araya getirir, birbirimizi dinlememizi sağlar. Deneyimlerimizi paylaşmamızı sağlar ve sinema bizi buluşturur. Bizim en çok buluşmaya ihtiyacımız var. Festival gibi dayanışma alanlarında olmaya ihtiyacımız var. O yüzden festival kıymetli. Çünkü biz kadınlar şu ara güvende hissetmediğimiz koşullarda yaşıyoruz. Oysa biz birbirimizin yanında güvendeyiz. O yüzden bir arada olmak da bize iyi geliyor. O yüzden de festival kadınlara bir iyi gelecek bir armağan. Dileğimiz odur ki zorluğumuz birkaç kadına da iyi gelse değer. Festival kadınlara moral versin, bahar gibi gelsin” diye konuştu. 
 
Özman, son olarak kadınlara festivali takip etme çağrısında bulundu.
 
MA / Necla Demir