Harabe kapıları işleyerek antika severlere ulaştırıyor

img

ANKARA - Harabe haldeki evlerden topladığı kapıları işleyen Yaşar Gülegen, antikacılığı yapabilmek için tecrübe ve inceliğe ihtiyaç olduğunu söyledi. 

Ankara’nın Altındağ ilçesi tarihi Samanpazarı’nda antikacılık yapan 65 yaşındaki Yaşar Gülegen, harabe haldeki binalardan topladığı kapıları yeniden restore ederek satışa sunuyor. 45 yıldır antikacılık yapan Gülegen, ayrıca eski çömlek ve cam gibi etnografik ürünleri işleyip satışa sunuyor.
 
Küçük sandıkları bıçakla oyarak işe başladığını belirten Gülegen, “Yaptığım ufak sandıklar rağbet görünce, işi büyütmeye karar verdim. Anadolu’nun farklı kentlerinde müşterilerimizin araması üzerine ahşap kapı ve ahşap malzemelerini yerinde görüyoruz. Tarihi bir değeri varsa, bunları zarar vermeden yerlerinden söküyoruz. Eskileri alıyoruz hem tamirini yapıyoruz hem bunların bakımını yaptıktan sonra satışa sunuyoruz” dedi.
 
SANAT ESERİNE DÖNÜŞÜYÖR
 
1950-1960‘lı yıllara ait olan ve insanların çöpe attıkları kapıları işlevli hale getirmeye çalıştığını söyleyen Gülegen,“Gördüğümüzde yüzüne bakmayacağımız ürünler aslında sanat eserine dönüşüyor. Otantik hale gelince alıcıları da çok fazla oluyor. İç Anadolu Bölgesi’nde kazılardan çıkan farklı ahşap ve çömlekleri de işliyorum. Bu toprak çömlekler yemekleri sağlamak için çok eski zamanlarda yapılmış yemekleri daha soğuk tutar ürünün bozulmasını engelliyor. Bunun yanı sıra Osmanlı'da kaya tüfekleri dedikleri çok eski tüfekler de var dükkanımda” diye anlattı. 
 
DOĞALLIĞI BOZMUYOR
 
Gülegen, turistlerin yanı sıra, özgün mobilya arayan yurttaşların da kapılara ilgi gösterdiğini söyledi. Malzemeleri toplamak için sürekli yolculuğa çıktığını belirten Gülegen,“Kapıları yaşına, kalitesine göre toplarım, bazen hiçbir şey almadan geri dönerim. Topladığım orijinal kapıların doğallığını bozmamak için üzerinde çok oynamam. Orijinal olmayanları ise oyma yaparak restore ederim” diye konuştu.
 
‘YAŞANMIŞLIĞI İFADE EDİYOR’
 
Gülegen,“Tecrübe, detay, incelik olmadığı sürece iyi bir antikacı olamazsın. Antika benim için yaşanmışlığı ifade ediyor. Atalarımızın yaşadıkları, verdikleri emek ve değerleri işliyoruz burada. Antikacılık ölmez. Bu işi sevmezsen yapamazsın” diye anlattı. 
 
‘MESLEK DEVRİ DAİM OLMALI’
 
Emekli olduktan sonra Yaşar Gülegen ile birlikte çalışmaya başladıklarını aktaran Hakan Seçilmiş de, “Mesleğin devri daim olması gerekiyordu. Bu işe yöneldim. Çok geniş bir üreticiliğimiz var. Her ürünü tanımaya daha fazla imkanım olduğu için mutluyum ve bunu bir terapi olarak görüyorum. Emeklilerin araştırarak, okuyarak hissederek bu ürünlerin peşine düşmelerinde yarar görüyorum” diye belirtti.