Diyarbakır Sanat Merkezi’nden ‘Muhtemel Gelecekler’ paneli

img

DİYARBAKIR - Diyarbakır Sanat Merkezi tarafından gerçekleştirilen “Muhtemel Gelecekler” adlı panelde göç, kültür-sanat, iklim krizi ve siyasal ideolojiler tartışıldı.

Diyarbakır Sanat Merkezi, “Felaket, Korku,Umut: Distopyadan Ütopyaya Muhtemel Gelecekler” adlı çevrimiçi panelini gerçekleştirdi. Övgü Gökçe Yaşa’nın moderatörlük yaptığı panele yazar Evren Balta ve yazar Tanıl Bora konuk oldu. Panel göç, kültür-sanat, iklim krizi ve siyasal ideolojiler üzerine ve soru cevap şeklinde sürdü.

Diyarbakır’da kültür sanat hayatını “kendini yönetme” iddiasıyla mümkün olabileceğini söyleyen Övgü Gökçe Yaşa, konuklara “Sanatın kendisi bir direniş mekanizması olabilir mi? Kendi içinde bir tartışma alanı yaratabilir mi?” sorularını yöneltti.

Sorulara yanıt veren Yazar Tanıl Bora, “Yerelleşmenin burada da karşılıklarını aramalıyız. Türkiye’de her şeyin İstanbul merkezli olduğu ortada. Kaçınılmaz olarak. Bunu da çok sindirmişiz içimize. Bununla çok barışık olmamak ağırlık merkezlerini çoğaltmaya çalışmak daha fazla kulak vermek gerek. Daha fazla yerden ses çıkmasının yüreklendirilmesi gerek” dedi. 

‘RADİKAL HAYAL GÜCÜNÜ HAREKETE GEÇİRMEK’

Yazar Evren Balta ise, “Sanatın bize açtığı yol nedir?” sorusuna, “Radikal hayal gücü diyordu Günther Anders. Bizim bunu kendi yarattığımız şeyi anlayabilecek kelimelerimiz imgelerimiz ve hayal gücümüz yok. Önce yapmamız gereken şey o radikal hayal gücümüzü geliştirmek. Dolayısıyla belki de kültürün en önemli noktası, radikal bir hayal gücünü harekete geçirmektir. Umudun aslında yok edilmek istendiği bir dönemden geçiyoruz. Belki de bu umudun nerede yeşereceğine dair kültür ve sanatın çok önemli olduğunu düşünüyorum” sözleriyle yanıt verdi.

ROJAVA DENEYİMİ

Rojava Devrimi’ne dair gelen soruya da cevap veren Bora şunları söyledi: “Rojava örneği ben hiper anlamlar yükleme eğilimlerinin fazla olduğunu düşünüyorum. Biraz öyle bir temkinle bakıyorum. Bu konuda o deneyim hakkındaki deneyimlerim sınırlı. Sınırlı olmak zorunda. Çünkü kaynaklar bazen çok yüceltici bazen de çok karalayıcı oluyor. Federalleşme, yerinde ve küçük birimler temelinde siyasetin ve toplumsal  hayatın organizasyonu bakımından dikkate değer olduğu kesin. Önümüzdeki süreçte daha önceden bahsettiğimiz senaryo çerçevesinde düşünülmesi gereken, ele alınması gereken deneyimlerden biri olduğu da kesin.”