Lületaşı zanaatkarları ilgisizlikten şikayetçi

img

ESKİŞEHİR - Lületaşı zanaatkarlığını 41 yıldır sürdüren Erol Güler, yurt içinde değeri bilinmediği için bu zanaatın kaybolma tehlikesi altında olduğunu söyledi. 

Türkiye’deki rezervlerinin yüzde 85’i Eskişehir’de olan nadir madenlerden lületaşına olan ilginin azalması zanaatkarlarını da zor durumda bırakıyor. Lületaşı, Eskişehir’de beyaz altın ve denizköpüğü adıyla da biliniyor. Kol gücü ve ilkel yöntemlerle çıkartılan lületaşı, ustaları tarafından pipo, teşbih ve biblo gibi süs eşyalarına dönüştürülüyor. Lületaşı ustaları, pandeminin de etkisiyle büyüyen ekonomik krizde dükkanlarını kapatmakla karşı karşıya. 
 
Kültür Bakanlığı Devlet Sanatçısı ve lüle zanaatkarı Erol Güler, 41 yıldır lületaşına şekil veriyor. 
 
Güler, yerin belirli katmanlarında çıkarılan lületaşının değerinin yurt içinde bilinmediğini ve bu zanaatın kaybolma tehlikesi altında olduğunu belirtti.
 
NEGATİF ENERJİ VE STRESİ ATIYOR
 
Lületaşının insan sağlığına fayda sağladığını söyleyen ifade eden Güler, “Yüzde 78 oranında emici özelliği dolayısıyla vücuttaki negatif enerji ve stresi atıyor. AR-GE çalışmalarımızın sonucu mide rahatsızlıklarına iyi geldiğini biliyoruz. Kesik gibi durumlarda kanı durduruyor. Cilt maskesi olarak kullanılıyor. Yeni yaptığımız bir araştırma sonucunda lületaşını cilt ve saç bakımı için ideal bir şampuan haline dönüştürdük. Önümüzdeki bir iki ay içinde piyasaya çıkacak” dedi.
 
'GÖNÜLLÜLER DIŞINDA KALMAYACAK'
 
Güler, bazı dönemlerde ayda sadece bir sabun kalıbı kadar miktar elde ettiklerini ve bunun çok pahalıya mal olduğunu belirtti. Özellikle yurt dışındaki insanların lületaşına ilgili olduğunu söyleyen Güler, “Bu işi yapanlara kesinlikle bir destek söz konusu değil. Eğer destek verilmezse bizim gibi bu işe gönül vermişlerin dışında kimse yapmayacak. Zaten kaybolmaya yüz tutmuş meslekler grubunun içerisindeyiz. Evet biz canhıraş çalışan insanlarız ama nereye kadar. Ben sanatımı mecbur yapmak zorundayım ama benim de para kazanmam gerekiyor. Şimdi bu alanda öğrenci yetiştirmek istiyorum ama ancak kendi evimi geçindiriyorum, öğrenciyi nasıl yetiştireceğim. Bu geleneği devam ettirmek zorundayız aksi halde bu meslek ortadan kalkacak” ifadelerini kullandı.
 
ÜNİVERSİTEDE BÖLÜMÜ YOK
 
Eskişehir’de üç farklı üniversite olmasına rağmen hiçbirinde lületaşı işletmeciliğine dair bir bölüm yer almamasını eleştiren Güler, “Şu anda üniversitelerde öyle bölümler var ki kimse ismini bilmiyor ama lületaşı sanatına ilişkin hiçbir şey yok” dedi.
 
'KAYBOLURSA YAZIK OLUR’
 
Güler, son olarak şunları söyledi: “Bu mesleği oğluma da öğrettim. Çok başarılı ama böyle devam etmesi durumunda, oğlum da gidip başka bir yerde çalışmak zorunda kalacak. Bu kadar el beceresi olan bir insanı ben bir iş yerinde harcamak istemem. Topluma kazandırmak, en iyi şekilde en güzel sanatı öğretebilmek ve öğrendikten sonra da en güzel şehirde icra etmesini sağlayabilmeyi babası olarak arzu ederim.”
 
MA / Selman Güzelyüz