Farklı milletlerden kadınlar birlikte hayal kurup peşinden gidiyor

  • kadın
  • 09:35 30 Temmuz 2019
  • |
img
ANTEP – Suriye, Türkiye ve Afganistanlı 50 kadın tarafından kurulan SADA Kadın Kooperatifi, saya, tekstil ve mutfak olmak üzere 3 sektörde üretim yapıyor. Kooperatifi destekleyen İLO'nun Saha Koordinatörü Bilge Çoban, "Kadınlar birlikte hayal kurup, peşinden gidiyorlar” dedi.
 
Antep’te 2017 yılından beri faaliyet gösteren SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezi'nde (SADA) iletişim, liderlik, kolektif çalışma ve kooperatifçilik üzerine 6 aylık eğitim ardından Suriyeli, Türkiyeli ve Afgan 50 kadın, SADA Kadın Kooperatifi'ni kurdu. Kadınlar göçmenliğin yarattığı tahribatı ve kadınların yaşadıkları zorlukları kolektif çalışma ile unutup yaşama tutunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Örgütü öncülüğünde gerçekleşen projeyi Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği ile Antep Büyükşehir Belediyesi de destekliyor. Tekstil, mutfak ve saya olmak üzere 3 sektör üzerine üretim yapan kooperatifin, yönetimi de kadınlarda. Her kadının eşit yetki eşit iş ile çalıştığı kooperatifte, kararlar ortak bir şekilde alınırken birlikte üretilen ürünlerin satışından elde edilen kar kadınlara eşit pay ediliyor.
 
‘SADA’DA SIKINTILARIMI UNUTUYORUM’
 
Suriye iç savaşında eşini kaybeden 8 çocuk annesi Sara Abdullah, SADA’yı duyduğu ana kadar Türkiye’de dışarı çıkamaz durumda olduğunu anlattı. SADA’ya gelmesiyle birlikte rahatladığını belirten Abdullah, şöyle konuştu: “Hep birlikte kooperatifimizi kurduk ve hepimiz bir aile olduk. Kooperatife katılmadan önce benim psikolojim çok kötüydü. Kooperatif sayesinde çok şükür düzeldim. Türkiye’ye ilk geldiğimde hiçbir şeydim. Çünkü benim çocuklarım yetim, eşim vefat etmişti ve bir engelli çocuğumla kimsesiz kalmıştım. Ancak SADA’ya geldikten sonra hayatım değişti. Buraya geldiğimde bütün sıkıntılarımı unutuyorum. Eve dönmek istemiyorum. Hep burada kalmak istiyorum, çünkü bu merkezde çok rahatlıyorum.” 
 
‘HEPİMİZ KARDEŞ OLDUK’
 
İç savaştan dolayı 2012 yılında Türkiye’ye gelen Efrînli Kürt Zuka Najjar’ın yolu da SADA ile kesişmiş. Durumu kendisi gibi olan kadınlarla SADA’da yapılan bir toplantının ardından düşüncelerinin çok değiştiğini vurgulayan Najjar, “Toplantıdan sonra kadınların kendi ayakları üstünde durmayı öğrenmeleri için çalışması gerektiğini anladım. Savaş var diye hayatın durmadığını anladım. Eğitimlerden sonra kooperatifimizi kurduk. Herkes hangi bölümde yetenekli ve seviyorsa o bölümü seçti. Ben mutfağı çok sevdiğim için mutfak atölyesini seçtim. Şimdi hep beraber üretiyoruz ve hiçbirimiz burada yabancı değiliz. Hepimiz kardeş olduk. Benim ailem Suriye’de fakat buraya geldikten sonra 2’nci ailem oldular. Türkiye’de yaşadığım süre boyunca buranın yemeklerini bilmiyordum ama şimdi öğrenmeye başladım ve çok sevdim. Aynı zamanda Türkiyeli arkadaşlarım da Suriye’ye ait yemekleri öğreniyorlar. Burada hep beraber üretiyoruz ve satıyoruz. Benim görevim, sipariş aldığımız zaman onun fiyatlandırmasını yapmak ve ürünlerin tanıtılmasını sağlamak” diye konuştu. 
 
‘KOOPERATİFİ BÜYÜTECEĞİZ’
 
Suriyeli Zuke El Abut da 2016 yılında geldiği Antep’te bir yıl boyunca kentteki yaşama dahil olamadığını ifade etti. Kendisini eve kapattığı sırada SADA’yı duyduğunu söyleyen El Abut, şunları söyledi: “İlk başta merkezdeki kursta Türkçe öğrenmek istedim ve öğrendim. Bir süre sonra bize kooperatiften bahsettiler. Fikri çok beğendim ve ben de dâhil oldum. Bu kooperatifin en güzel ve en anlamlı yanı Türkiyeli, Suriyeli, Afganistanlı kadınların hiçbir ayrımcılık olmadan çalışmasıdır. Yeni başladığımız için küçük küçük siparişler alıyoruz. Çok mutluyum. Umudumuz kooperatifi daha çok büyütmek. Hepimiz burada cesaretle,  sevgi ile çalışıyoruz. Hepimiz farklı farklı deneyimlere sahibiz ama en sonunda hepimiz aynı yerde buluşup bir oluyoruz ve aynı hamuru yoğuruyoruz. Şimdiye kadar çok güzel şeyler yaptık ve çok güzel sonuçlar aldık. Son olarak bir duyurum var. Umarım herkes bizim sesimizi duyar ve gelir ve bizleri destekler. Benim hayalim kooperatiften öğrendiklerimi savaş bittikten sonra Suriye’ye götürmek. Oradaki kadınlarla birlikte yeni bir kooperatif kurmanın hayalini kuruyorum. Bizler çok mutluyuz, hepimiz burada kardeşiz, arkadaşız. Umarız herkes bizim sesimizi duyar ve çıkar gelir.”  
 
‘YAŞAMA DAYANIŞMAYLA TUTUNUYORUZ’
 
Kooperatifin Antepli üyelerinden 3 çocuk annesi Ümmühan Gül Ceylan, kooperatif sayesinde iş sahibi olduklarını söyledi. Bulunduğu tekstil atölyesinde çok çeşitli üretim yaptıklarını aktaran Ceylan, “Alışveriş çantalarından tutun, kartvizit cüzdanına kadar üretiyoruz. Kooperatif sayesinde Suriyelileri, Afganları çok daha iyi tanıdım. Bu konuda çok etkisi oldu. Önceden bu milletleri tanımıyordum. Ancak şuan kültürlerini falan çok daha iyi biliyorum. Birlikte dayanışarak yaşama tutunuyoruz. Dillerini bilmesem de vücut diliyle anlaşabiliyoruz. Zaman zaman dışarıda buluşup vakit geçiriyoruz. Kooperatifin kreş desteği ve kadınlardan ibaret olması gelmemiz açısından etkili oldu” ifadelerini kullandı. 
 
‘KADINLAR YARALARINI BİRLİKTE SARIYORLAR’
 
Yaşadıkları bölgenin toplumsal normlarının kadının istihdama katılmasında çok fazla kapı aralamadığını söyleyen İLO Saha Koordinatörü Bilge Çoban ise, kadınların bu çalışmayla birlikte o toplumsal normları yıkan bir yerde durduğunu vurguladı. Birlikte çalışmanın, üretmenin ve paylaşmanın kadında inanılmaz bir değişime yol açtığını ifade eden Çoban, şöyle devam etti: “Kooperatif saya, tekstil ve mutfak olmak üzere 3 sektörde çalışan ve Suriyeli, Afganistanlı ve Türkiyeli kadınlar tarafından kuruldu. Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor. Sahada yürütülen bu tür projeler toplumların kaynaşması, bir araya gelmesi, toplumsal kabulün ve barışın sağlanabilmesi için çok önemli bir yerde duruyor. Savaştan kaçan, eşini kaybetmiş, boşanmış kadınlarla birlikte çalışıyoruz. Kooperatifte kadınlar yaralarını birlikte sarıyorlar. Kadınlar birbirlerine umut oluyorlar. Birlikte hayal kurup hayallerinin peşinden gidiyorlar.”