'Kendi sözümüzü söylemek ve kadınca yaşamak istiyoruz'

  • kadın
  • 09:02 23 Kasım 2018
  • |
img

IĞDIR – Görevden alınan Iğdır Belediyesi Eşbaşkanı Şaziye Önder, kadınların günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklara dikkat çekerek, "Toplumda, işyerlerinde, evde ve siyasette söz sahibi olmak için mücadele veriyoruz. Kendi sözümüzü söyleyebilmek ve kadınca yaşamak istiyoruz" dedi. 

Iğdır Belediyesi Eşbaşkanı olan Şaziye Önder, 16 Eylül 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmıştı. 25 Kasım kapsamında kadınların mücadelesini değerlendiren Önder, özellikle Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) elinde bulunan belediyelere kayyum atanma sürecinin kadın kazanımlarına yönelik saldırılar olduğunu ifade etti. Kadınların uzun yıllardır hayatın her alanında söz sahibi olabilmek için mücadele verdiklerini hatırlatan Önder, kadınların toplumsal dinamikler içerisinde sürekli ötekileştirilen cins olduğuna işaret etti. 
 
KADINCA YAŞAMAK İÇİN...
 
Kadınların mücadelesinin tarih boyunca tüm dünyada bastırılmaya çalışıldığını dile getiren Önder, kadınların hem evdeki erkekler hem de devlet tarafından baskı gördüğünü belirterek, "Konuşan kadın, öne çıkan kadın ve hiyerarşik anlamda bir yere kadar yükselen kadın sürekli bir tehdit olarak görüldü. 'Kadının yeri evidir ve çocuklarına bakar' anlayışı ile yaklaşıldı. Son dönemdeki kadın politikaları zaten kadını tamamen eve kapatmaya dönük politikalardır. Bizler bunun önüne geçmek için mücadele veriyoruz. Siyaset içerisinde de egemen olan erkeğe ve devlete karşı mücadele veriyoruz. Toplumda, işyerlerinde, evde ve siyasette söz sahibi olmak için mücadele veriyoruz. Kendi sözümüzü söyleyebilmek ve kadınca yaşamak istiyoruz” dedi. 
 
SİYASETTE DE YASAKLAR VAR
 
Kadınlara yönelik şiddetin arttığı bir dönemde 25 Kasım'ı karşıladıklarını dile getiren Önder, şuan birçok kadın siyasetçinin cezaevinde olduğunu hatırlattı. Kadınların siyaset alanında da sürekli olarak yasaklarla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Önder, “Milletvekillerimiz tutuklandı. Belediyelerimize kayyumlar atandığı zaman ilk olarak kadın eşbaşkanlarımız hedef alındı ve onların yerine kayyumlar atandı. Sincan Cezaevi kadın eşbaşkanlardan oluşan bir cezaevi haline geldi. Bu baskıların özünde kadınların kazanımlarını yok etmek vardı" ifadesinde bulundu. 
 
Kadınların inandıkları değerler uğruna bütün yaşamlarını feda edebilecek iradeye sahip olduklarını söyleyen Önder, kadınların mücadelesinin toplumu dönüştürmeye yönelik olduğunu ve bu sebeple saldırılara hedef olduklarını söyledi. 
 
HER YER MÜCADELE ALANI
 
Önder şöyle devam etti: “Halkın vekili Leyla Güven şuan cezaevinde. Meclis bütçe görüşmelerinde milletvekilimiz Ebru Günay'a; 'Sen provokatörsün, sen görürsün' denildi. Daha öncesinden bizim eş genel başkanımıza yönelik bu tarz bir söylem vardı. Bunların Kürt kadınları başta olmak üzere kadın mücadelesine geri adım attırmak gibi bir düşüncesi vard. Kadına dair sözü olan ve mücadelesini yükselten arkadaşlarımızın cezaevinde olması manidardır. Cezaevini bir korkutma aracı olarak kullanmak istiyorlar ama kadınların mücadelesi yüzlerine tokat gibi iniyor. Cezaevinde  tutulan Gültan Kışanak’ın kitap yazması ve Leyla Güven’in açlık grevi başlatarak kadınlara öncülük etmesi bunun en güzel örneğidir." 
 
Önder, cezaevlerinin kapalı alanlar da olsa kadınların burada mücadeleden vazgeçmediğini söyledi. 25 Kasım'da mücadelenin büyütülmesi çağrısı yapan Önder, bütün kadınların mücadele içinde kenetlenmesi gerektiğini ifade etti.