Tülay Hatimoğulları: Öcalan’ın mücadelesini sahipleniyoruz

img
WAN - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajının kadınlar için Rönesans olduğunu belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın mücadelesini ve çağrısını sahipleniyoruz” dedi.
 
Wan’da, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün final mitingi gerçekleştirildi. “Kadın kırımına isyan ediyor, özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla gerçekleştirilen mitingde, son olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)  Tülay Hatimoğulları konuştu. 
 
Kadınların yüzyıllardır erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, “Erkek egemen sistem kadınları toplumsal hayatın dışına itmeye çalıştı. Erkek egemen sistem kadına yönelik her şiddeti mubah gördü. Evimizde en sevdiğimiz erkeklerin şiddetine maruz kalıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan işlenen kadın cinayetleriyle ilgili ‘Kadınları, aşık olduğunu söyleyen erkekler katlediyor. Böyle sevgi böyle aşk olur mu?’ diyor. Buradan bir kez daha ‘Öldüren sevgi değil, yaşatan sevgi istiyoruz’ diyoruz. Ne yazık ki Türkiye’de özellikle son zamanlarda yargı sistemi tamamen erkeklerin lehine çalışıyor. Kadınları katleden, erkekleri 3-5 yıl hapiste tutan sonra serbest bırakan yargı, yani erkek egemen yargıdır. Bu yargıya karşı hem Kürt kadın hareketi hem de Türkiye kadın hareketi olarak bir kez daha adaletli yargı istediğimizi ifade ediyoruz. Erkek egemenliğinden kurtulmuş kadınları gören bir yargı istiyoruz. Kadınların katledilmesini teşvik eden değil, cezalandıran bir yargı istiyoruz” diye belirtti.  
 
ROJİN KABAİŞ’İN AKİBETİ SORULDU
 
Wan’da kaybolduktan 18 gün sonra cenazesi bulunan Rojin Kabaiş’e değinerek konuşmasını sürdüren Tülay Hatimoğulları, ailesi ve kadınlar olarak “Rojin’e ne oldu?” sorusunu sormaya devam edeceklerini söyledi. Tülay Hatimoğulları, “Türkiye bir an önce çekilmiş olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmelidir. Türkiye’de kadınları ve çocukları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunun en aktif şekilde uygulanmasını talep ettik. Kadınlar olarak mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar ‘vardık, varız, var olacağız’ diyoruz. Kürt özgürlük hareketini, Kürt kadın hareketini örgütleyen, aktif öncü bir özne haline getiren Sakinelere, Sêvêlere, Pakizelere, Hevrin Xeleflere binlerce kez selam olsun” dedi. 
 
KAYYIM UYGULAMALARINA TEPKİ
 
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin de konuşan Tülay Hatimoğulları,  şöyle devam etti: “Wan halkı, Türkiye ve Kürdistan’ın onuru ve gururudur. Türkiye’nin hiç bir yerinde hiç bir siyasi partinin başaramadığını sizler başardınız. Sizler seçimlerde 14’de 14 yaparak tüm dünyaya örnek olan bir kent oldunuz. Gelen kayyım da geçmiştekiler gibi ilk müdahaleyi kadınların dişiyle, tırnağıyla elde ettiği kazanımlara yönelik yapmıştır. Kayyımın ilk icraatı JIN Kartı iptal etmek oldu. Belediyelerimizin dağıttığı sosyal kartları iptal etmiş. Neymiş kadınlar bunları farklı yerlere harcıyormuş, kendisine bakım malzemesi alıyormuş. Sana ne! Kadının cebindeki parayı nasıl harcayacağına sen mi karar vereceksin? 
 
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI VE MESAJI 
 
Suriye’deki Aleviler, tarihin gördüğü en büyük katliamla karşı karşıya. Wan’dan Kürt kadınlarıyla, Türk kadınlarıyla beraber Suriye'de yaşayan bütün Alevi canlarımızla dayanışma içindeyiz. Suriye’de hala sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Rojava’da Kobanê’ye yakın köylerin bombalandığı haberlerini alıyoruz. Tişrîn Barajı’na dönük yapılan operasyonların haberlerini alıyoruz, sivillerin katledildiği haberleri hala geliyor. Bir an önce demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin alt yapısı sağlanmalıdır. Orada oluşan Özerk Yönetim tüm Ortadoğu’ya model olması gerekir. Savaşın ve çatışmanın bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde Sayın Abdullah Öcalan, tarihi bir çıkışa imza atmıştır. Sayın Öcalan, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısında savaşlara karşı önemli bir reçete sunmuştur. Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesi için mesajını vermiştir. Buradan hep beraber ‘Sayın Öcalan çağrın baş göz üstünedir’ diyoruz. Bu çağrı kadınlar için Rönesans’tır.  
 
Ortaçağ’da kadınlar ‘cadı’ diye yakıldı. Bitkileri kaynatıp hastalara şifa veren kadınları büyücü diye yaktılar. Ama rönesans ile birlikte kadın mücadelesinin önü açıldı ve kadın hareketi çok büyümüştür tarihte. İşte Sayın Öcalan tam da bunu ifade etmektedir. Bizler de bilime, ilime,, kültürel gelişmelere ve kendi kültürümüze sahip çıkan bir yerden aynı zamanda bedenimize,, emeğimize ve kimliğimize sahip çıkan bir yerden Sayın Öcalan’ın mücadelesini ve çağrısını sahipleniyoruz. Sayın Öcalan’ın  önemli mesajlarından biri de Türkiye’de Kürtler ile Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançların kendi öz örgütlenmelerini sağlaması, bütün toplumsal dinamiklerin başta kadınlar olmak üzere bütün özgürlük alanlarına sahip çıkması ve örgütlenmesidir. Demokratik Cumhuriyet tezinin toplum tarafından sahiplenilmesi, örgütlenmesi vurgusunu önemle yapmıştır. Bizler de DEM Parti ve  Kadın Meclisi, kadın hareketi olarak demokratik bir cumhuriyetin inşası için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.” 
 
Konuşmanın ardından Jin Ma grubu sahne aldı.