Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kadın hakları mücadelesi veren 12 dernek kapatılmış, taşınmaz malları da hazineye devredilmişti. Yine Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) bağlı belediyelere atanan kayyumlar tarafından 52 kadın kurumu kapatıldı. Kayyum atanan belediyelerin özellikle kadın politikalar müdürlüğünde görevli kadınlar görevlerinden uzaklaştırarak yerlerine erkekler atandı. Kapatılan kadın kurumları, kadına yönelik artan baskı, şiddet ve hak ihlallerine karşı yine kazanımlarını korumak amacıyla Diyarbakır’da Dicle Amed Kadın Platformu’nu kurdu. Aralarında KESK, DİSK, TMMOB, Diyarbakır Barosu, DTK, HDP, DBP, CHP, SP, EMEP ve ESP’nin de olduğu 25 kurum ve siyasi parti, planlamaları doğrultusunda çalışmaya başlayacak. 

 

ORTAK AMAÇ FARKINDALIK YARATMAK

 

Kuruluşunu deklere eden platformun üyelerinden Mizgin Yavuz, yapacakları çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Platformun siyaset üstü bir yapısı olduğunun altını çizen Yavuz, aralarında farklı siyasi parti ve meslek örgütlerinden kadınların amacının ortak dil yaratmak ve kadın bakış açısını hakim kılmak olduğunu belirtti.  Platformun kadına yönelik hukuksuzluğa anında refleks gösteren bir yapıda olacağını ifade eden Yavuz, çalışmalarını sınırlandırmayacaklarını, ülke genelinde kadınların yaşadığı tüm sorunları takip edeceklerini kaydetti.

 

‘OHAL MEYDANI ERİL ZİHNİYETE BIRAKTI’

 

Kadın kurumlarının kapatılması ile şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri kurum kalmadığına dikkat çeken Yavuz, şöyle devam etti: “Bu süreçte kadına yönelik şiddet ve istismarın üzeri bir şekilde örtüldü.  OHAL’den faydalanan eril zihniyet daha rahat davranmaya başladı. Kadınlara yönelik keyfiyetçi tutum sergilenmeye başlandı. Nedeni ise yaptığı şeyler yanında kar kalıyor. Hakkında herhangi bir işlem başlatılmadığı gibi soruşturma açılan dosyalarda ise 'iyi hal' indirimlerine sık sık karşılaşıyoruz. Bunun kadın örgütlülüğünün zayıf kalmasından kaynakladığını düşünüyorum.” 

 

‘ARTAN ŞİDDETE KARŞI BİRLİKTELİK ELZEMDİR’

 

Platformun kuruluşunda yer alan Zelal Bilgin ise, özel ve kamusal alanda kadının maruz kaldığı şiddete, ayrımcılığa, cinsiyetçi, militarist ve milliyetçi politikalar ile birlikte taciz ve tecavüz kültürüne karşı mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi. Bilgin, artan baskılar karşısında kadınların birlikteliği ve dayanışmasının elzem olduğunu dile getirerek, “OHAL ile KHK rejimini oluşturmak isteyen yeni bir sistem var. Bu sistemde kadınlar dezavantajlı duruma düşürülmek isteniliyor. Kadına yönelik cinsel istismar ve şiddet oranında ciddi bir yükselme görüyoruz. Şiddettin gün geçtikçe tırmanıyor olmasından ciddi bir rahatsızlık duymaya başladık” diye konuştu.  

 

‘KENDİ GÜNDEMİMİZİ BELİRLEYECEĞİZ’

 

Mevcut halde kadını koruyacak yasa olmadığına işaret eden Bilgin, şöyle dedi: “Şiddet olduktan sonra dahi önlem alınmadığı, var olan şiddetin cinayete ulaştığını görüyoruz. Eve hapsedilmeye çalışılan, kölelik dayatılan, toplumun dışına itilen kadınların yasal haklarını savunarak dayatılan eril zihniyeti reddetmek. Bizi ilgilendiren tartışmalar olduğu zaman söz sahibi olmak ve gündemimizi kendimiz belirlemek için çünkü biz yaşamın ortağıyız.” 

 

 ‘8 MART’I GÜÇLÜ KARŞILAYACAĞIZ’

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne hazırlık için bir dizi etkinlik düzenleyecekleri bilgisini veren Bilgin, “Öncelikli hedefimiz yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü güçlü bir şekilde geçirmeye yöneliktir. Yine farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. Çalışmalarımızı kadın özgürlük ideolojisi üzerinden yapacağız. Cins bilinci ve kadın örgütlülüğü mücadelesi siyasetin üzerindendir bizim için” ifadelerini kullandı. 

 

MA / Lezgin Akdeniz - Devran Toptaş