Hopalı kadınlar kurdukları tiyatroyla umut oluyorlar

  • kadın
  • 09:05 30 Haziran 2020
  • |
img

ARTVİN – Kurdukları Hopa Kadın Tiyatro Topluluğuyla iki yıldır çeşitli etkinliklere imza atan kadınlar, “Ben yapamam” diyerek önlerine set örülen kadınlara seslenerek, “Kendinize güvenin, siz isterseniz yapabilirsiniz” dedi. 

Artvin’in Hopa ilçesinde 2 yıl önce bir araya gelen bir grup kadın, Hopa Kadın Tiyatro Topluluğu’nu kurdu. Diş hekimi, esnaf, ev emekçisi, öğrenci ve diğer meslek gruplarından 24 kadının bir araya gelerek kurduğu topluluk, bu güne kadar 10’dan fazla oyun sahneledi. Tiyatro topluluğunun öncesinde de 4 sene boyuncu 8 Mart Dünya Kadın Günü’nde “Senede Bir Gün” adlı dergi çıkartan kadınlar, sokak hayvanları için kermeslerde düzenliyor. 
 
2 sene önce Artvin Çoruh Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Hakan Serhan Sarıkaya’nın yazdığı Hopalı Pamuk oyunu için bir araya gelen kadınlar bu tarihten sonra tiyatro atölyeleriyle devam ettiler. Tiyatronun yanı sıra şiir dinletileri de yapan kadınlar buradan elde ettikleri gelirleri de sokak hayvanları için harcıyor. Pandemi sürecinde de atölyelerine ara vermeyen kadınlar, çay tarlalarında okudukları şiirleri de sosyal medya hesaplarına yüklüyor. 
 
Topluluk üyesi kadınlardan Alev Aktürk ve Sevil Topaloğlu çalışmalarını anlattı.
 
‘YOL YÜRÜMEK İÇİN BİR ARADAYIZ’ 
 
Aynı zamanda diş hekimi olduğunu belirten Alev Aktürk, bir çağrıyla değil doğalında yan yana geldiklerini söyledi. “Bizi sadece dertlerimizi bir araya getirmez” diyen Aktürk, kadınların sadece sorunları üzerinden değil, sevinçleri üzerinden de örgütlenebildiğini ifade etti. Amaçlarının profesyonel olarak tiyatro yapmak olmadığını vurgulayan Aktürk, “Birbirimizi eğlendirmek, rehabilite etmek için bir araya geldik. Biz kadınları bir yerlere taşımak için değil, beraber yol yürümek için bir aradayız” dedi. 
 
Oynadıkları Hopalı Pamuk oyununa da değinen Aktürk, “Oyunu Serhan hoca yazdı ama bize sundu. Ama bizde pasif kalmadık oyuna müdahale ettik. Replikler çıkardık, yenilerini ekledik. Sahneleri değiştirdik, yerele uyarladır. Bize uygun olmayan yerleri değiştirdik. Ama yine de pamuk prensesi bir erkek öptü, Serhan hocayı kaybetmemek için onu yapamadık. Bu oyunun yanı sıra kendimizde Türkiyeli şairleri şiirlerini skeçler halinde oyunlaştırdık” diye belirtti. 
 
‘HER KADIN YAZABİLİYORDUR’
 
“Ben şiir okumaktan hoşlanmam diyen arkadaşın hayatında şuan şiir var” diyen Aktürk, sözlerine şöyle devam etti: “Şuana kadar Türkiyeli kadın şairlerin şiirlerini seslendirmiştik. Şimdi yereldeki kadınların kendi şiirlerini seslendireceğiz. Onların videolarını toplamaya çalışıyoruz. Biz her kadının yazdığını düşünüyoruz. Aslında kadınlar hayatın her yerinde kendilerini her şekli ile var ediyorlar. Ama bunu fark edememiş oluyorlar. Sahnenin de şöyle bir cazibesi var, yıllardır biriyle evlisindir, çocuk yapmışsındır, yeri gelince erkek çalışmamış sen çalışmışsındır. Bu yaptıklarını kimse fark etmez ama sahneye çıkınca herkes seni alkışlar. Bende varmışım, bende yapabiliyormuşum diyebilir.”
 
Tiyatro ile topluluktaki herkesin hayatının değiştiğini belirten Aktürk, en önemli şeyin de yaptıkları hiçbir şeyin onlara erkekler tarafından sunulmaması olduğunu aktardı. “Bu süreçte sadece kadınlar değil kadınları ezenler de özgürleşiyor” diyen Aktürk, bugüne kadar eşine saygı göstermemiş erkeklerin bile kendisini sorgulamaya başladığına dikkati çekti. 
 
‘KADINLARIN ÖĞRETECEĞİ ÇOK ŞEY VAR’
 
Kadın yapılanmalarının her türlü görüşten bağımsız olması gerektiğini belirten Aktürk, “Kadın meselesi öyle basit bir şey değil. Hala birçok aydın bile bu işi çiçek, böcek meselesi görüyor. Ama bugün herkesin sustuğu yerde sokakta olan, aynı zamanda pratiği ören yine kadın hareketidir. Bu bir rastlantı değil, dünyanın her yerinde bu böyle. Güney Amerika’dan gelen ses bugün yine kadınların sesidir. Kadın örgütlemesinin diğer örgütlenmelere öğreteceği çok şey var. Kadın örgütlenmelerinin tarzı sadece kadınların dünyasına değil erkek zihniyetin, siyasetin de yontulmasına öncülük edebilecek bir durumdadır” diye konuştu. 
 
GELİRLER SOKAK HAYVANLARI İÇİN KULLANILDI
 
Muhasebeci olduğunu dile getiren Sevil Topaloğlu ise tiyatro fikrinin ortaya çıkmasının kendilerini endişelendirdiğini aktardı. “Hepimiz acemiyiz nasıl yapacağız. Hepimiz çalışıyoruz hangi ara çalışacağız” gibi düşünceleri olduğunu söyleyen Topaloğlu, bundan kaynaklı da grubun ilk adının “Dur bakalım ne olacak” olduğunu ifade etti. Çalışmalara başladıktan sonra 3 oyun oynadıklarını ve Hopalı kadınlardan yoğun ilgi gördüğünü vurgulayarak, ilk oyunun gelirinin de sokak hayvanları için harcandığını kaydetti. 
 
‘KENDİNİZE GÜVENİN’
 
Diğer kadınlara da seslenen Topaloğlu, şunları söyledi: “Ben yapamam diyerek kendi önlerine duvar örmesinler. İlk başlarda biz de yapamayacağımızı düşünüyorduk ama başardık. Buraya adım attığınız an sahneye çıkmıyorsunuz, belli bir eğitimden geçiyorsunuz. O arada utangaçlığımızı, önyargılarımızı atmış oluyoruz. Seyirci karşısında öyle olmuyor, rahatlıkla oynayabiliyoruz. O cesareti kendilerinde bulsunlar. Bizim toplumda el alem ne der kaygısı çok var. Onları aşıp kendilerine güvenseler mutlaka güzel bir şey çıkacak. Sizi engelleyen insanlar ortaya çıkan o güzel şeyi gördüğü zamanda pes edeceklerdir.” 
 
MA / Tolga Güney