Hasta tutuklular eylemi: Türkiye'nin aynasında ölüm var

img

HABER MERKEZİ - İstanbul ve Ankara'da yapılan açıklamalarla durumlarına dikkat çekilen hasta tutuklulara "yaşatılmış ölüm" dayatıldığı belirtildi. Eylemde konuşan HDP'li Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Cezaevleri bir ülkenin aynasıdır. Türkiye'nin aynasında ölüm var" dedi. 

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla Galatasaray Meydanı’nda yapmak istediği F Oturumu'nun 413’üncü hafta eylemi, bir kez daha polis tarafından engellendi. Engelleme üzerine açıklama İHD binası önünde yapıldı. Hasta tutukluların fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” ve “Hasta mahpus İmam Aksoy serbest bırakılsın” pankartları açıldı.
 
‘FİZİKİ İŞKENCE ARTTI’
 
Bu haftaki eylemde hasta tutuklu İman Aksoy’un durumuna dikkat çekildi. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Taylan Bekin, cezaevlerinin bugün insan hak ihlallerinin yoğun yaşandığı "işkencehaneler" olarak anıldığını belirtti. Bekin, söz konusu cezaevlerinin ise, tutukluların maddi ve manevi varlıklarına onarılmaz zararlar verdiğini vurguladı.
 
Tutuklulara fiziki işkencenin arttığına değinen Bekin, “Hastane ve mahkemeye götürülürken tutuklulara tek kişilik ring araçları dayatılması da güvenlikle alakalı değil, tecridi derinleştiren bir işkencedir. Tecridi derinleştiren bu dayatmayı kabul etmeyen politik tutukluların, savunma ve yaşam hakları bu yolla gasp edilmektedir. Yasal yayınların, gazetelerin ve kitapların tutuklulara verilmemesi de, iletişim yasakları, mahpusların ailelerinden çok uzak hapishanelere sürülmesi gibi uygulamalar da tecridi derinleştiren uygulamalardır” dedi.
 
ÖMRÜNÜNÜN YARISI CEZAEVİNDE GEÇTİ
 
Bu haftada 52 yaşında, 24 yıldır tutuklu olup bunun 19 yılını tecrit cezaevlerinde geçiren hasta tutuklu İmam Aksoy'un durumunu aktaracaklarını belirten Bekin, “Aksoy; Malatya, Yozgat, Edirne F tipi cezaevlerinden sonra son 3 yıldır da Metris R Tipi Cezaevi’nde tutuluyor. Yaklaşık 4 yıl önce, Edirne F Tipi Hapishanesi'nde psikolojik sorunlar yaşamaya başladı ve bu sorunlar hızla arttı” dedi. 
 
GÖRME YETİSİNİ KAYBEDİYOR
 
Bekin, her gün düzenli ilaç kullanması gereken Aksoy’un gözlerinde ileri derecede görme sorunu ve tedavi edilmemesi halinde görme yetisini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını aktardı. Bekin, Aksoy’un vasisinin iki gün önce yaptığı görüşmeye ilişkin verdiği bilgileri ise şu şekilde paylaştı: "Aksoy tutuklanmadan önce hiçbir sağlık sorunu olmayan, çok kibar bir insandı. Yıllardır görüşüne gittim ve gidiyorum. Birkaç yıl önce, Edirne'de tek başına tutulduğu sırada hastalandı ve bir daha toparlanamadığı gibi gün geçtikçe ağırlaşmakta olduğunu görüyorum. Artık sadece açık görüşüne gidiyorum, çünkü kapalı görüşte telefonu bile tutamıyor, bir süre sonra elinden düşüyor. Konuşmuyor, ben konuşurken bir de bakıyorum uyuyor. 
 
Bazen açık görüşte de boynunu, kafasını dahi dik tutamıyor, baş sürekli öne düşüyor. Sürekli ilaç kullanıyor, hastalığının ilk günlerindeki gibi asabi değil ama hiç hareket etmiyor ve gittikçe kilo alıyor. Yanındakiler olmasa ilaç almayı, hatta yemek yemeyi dahi unutuyor. Kendisine ve gözlerine zarar vereceklerini söyleyerek hastaneye ve muayeneye gitmiyor. En son şubat ayının başında görüşüne gittiğimde toplam 5 dakika bile konuşamadı. Görme yetisini neredeyse tamamen kaybetmiş durumda.” 
 
Bekin, son olarak hem tedavisinin yapılabilmesi hem de bu dönemde kendisine verilen zararların hafifletilmesi için Aksoy’un derhal serbest bırakılmasını istedi.   
 
ANKARA
 
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi de, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla İHD Ankara Şube binası önünde bir araya geldi. Her hafta yapılan eylemin 285’nci haftasında, Sincan 1 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Kazım Avcı’nın durumuna dikkat çekildi. Açıklamaya HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş’da katıldı.
 
'YAŞATILMIŞ ÖLÜM DAYATILIYOR'
 
İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, hasta tutukluların durumunun en büyük ve en görünmez sorunlar haline getirilmeye çalışıldığını kaydetti. Çevirmen, “Bir ülkenin nasıl olduğunu anlamak için cezaevleri rejimine bakmak yeterli olacaktır. Bugün ceza içinde ceza uygulanmaya çalışılan, şiddetin, baskının olduğu ve kazanılmış her türlü hakkın yasaklandığı yerler haline gelmiştir. Cezaevlerinde hasta mahpuslara kendilerinin tabiri ile yavaşlatılmış ölüm dayatılmaktadır” dedi.
 
‘KALP VE ŞEKER HASTASI’
 
Çevirmen, Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde kalan yaşlı ve hasta mahpus Kazım Avcı’nın durumuna değinerek, “Tekli tutuluyor. Kalp, şeker ve tansiyon hastasıdır. Ağır prostat rahatsızlığı olduğu için iki türlü ilaç kullanmaktadır. Aşırı şekilde terleme sorunu yaşıyor. 12 yaşında geçirdiği tren kazasından dolayı sol bacağı kalçadan itibaren kesiktir ve sol bacağı tamamen protezdir. Omurlarındaki fıtıktan kaynaklı iki kez ameliyat geçirmiştir. Doktorları üçüncü kez ameliyat olamayacağını, ameliyat halinde ise felç kalabileceğini söylemişlerdir” diye konuştu.
 
‘CEZALARI ERTELENMELİ VE SERBEST BIRAKILMALI’
 
Çevirmen, Avcı’nın tek başına ihtiyaçlarını karşılamadığına işaret ederek, “Temizliğini yapamadığı için hücrenin kötü kokmaya başladığını ve bulunduğu yeri böceklerin bastığını, kötü kokunun avukat görüş yerine kadar gelmesinden dolayı cezaevi idaresinin rahatsız olduğunu ve tek başına kalamaz raporu alındığını, damadının da aynı cezaevinde olmasından kaynaklı olarak kendisi ile aynı hücreye konulduğunu anlatmıştır. Yaşından ve ağır hastalıklarından kaynaklı olarak yaşamı adeta bir eziyete dönüşmüş durumda olan Kazım Avcı’nın hastane sevkleri ambulans tipi araçlar ile yapılmak zorundadır. Cezaevinde kalamayacak kadar hasta olan mahpusun cezası ertelenmeli ve serbest bırakılmalıdır” dedi. 
 
‘CEZAEVLERİ TÜRKİYE'NİN AYNASIDIR'
 
Ardından konuşan HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, “Çok bilinen bir kavram var; cezaevleri bir ülkenin aynasıdır. Evet, Türkiye'nin de aynasıdır ve bu aynada ölüm var, işkenceler var ve cinayetleri var. Bu ülkenin adalet bakanı, içişleri bakanı, cumhurbaşkanı göz göre göre insanların yaşamını yitirmesine sessiz kalıyor ve aksine Madımak yükümlüsü madımak sanığı Ahmet Turan Kılıç'ı affedebiliyor. Ahmet Turan Kılıç'ı affeden Cumhurbaşkanı başka hiçbir tutsağın olmadığını ölüme yaklaşmadığını bilmiyor olamaz bu bir siyasi tercihtir. Bu bir siyasi karardır ve o sıfatı kesinlikle hak etmiyor. Ahmet Turan Kılıç'ı bırakanlara açık çağrı yapıyoruz; Her gün cezaevlerinden cenaze çıkmasını kabul etmiyoruz, ret ediyoruz. Hasta tutsaklara özgürlük hemen” diye konuştu.