İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri, "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" talebiyle bu hafta da Konak ilçesi eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. "Ağır hasta mahpuslar ölüyor" pankartının açıldığı eylemde, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a yönelik düzenlenen suikasttan sorumlu tutularak, müebbet hapis cezası sonucu 23 yıldır cezaevinde bulunan Mehmet Emin Özkan'ın durumuna dikkati çekildi. Açıklamayı İHD Şube Yöneticisi Cemile Karakaya yaptı. 

 

'SAĞLIK HAKKI AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ'

 

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 25. maddesini hatırlatan Karakaya, sağlık hakkının temel insan haklarından biri olarak kabul edildiğini söyledi. Kişinin sağlık hakkına sahip olması devletlerin sosyal devlet olması ile de yakından ilgili olduğunu söyleyen Karakaya, Sağlık hakkının hiçbir zaman yaşam hakkından ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. "Yaşam hakkı ne kadar vazgeçilemez ve devredilemez bir hak niteliğinde ise sağlık hakkı da bu kapsamda değerlendirilebilir" diyen Karakaya, "İşte bu nedenle devletler sağlık hakkı ile ilgili olarak hareketsiz kalamaz. Bu ülkede yaşayan herhangi bir birey olarak sizin, annenizin, babanızın, çocuğunuzun sevdiklerinizin başına gelebilme olasılığı yüksek bir durum.  Hapiste olmak zordur, hele 81 yaşında 30 kilo ya düşmüş biriyseniz.  

Kalp, tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma ve görme eksikliği gibi çeşitli sağlık sorunları bulunan biriyseniz daha da zordur. Yeme, içme, giyinme, banyo, tıraş, tuvalet ihtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor bir durumda olabilirsiniz. Mahpus ta olsa hakları vardır, bunlarda devletler tarafından güvenceye alınmıştır diyeceğiz" diye konuştu. 

 

‘HAKLARI UYGULANSIN'

 

Karakaya, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a yönelik düzenlenen suikasttan sorumlu tutularak, aldığı müebbet hapis cezasının ardından 23 yıldır cezaevinde olan Mehmet Emin Özkan durumuna dikkat çekti. Özkan’ın 2013 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Bahtiyar Aydın dosyasının 20 yıllık zaman aşımına uğramaması için tekrar dava açması üzerine Aydın’ın JİTEM tarafından öldürüldüğü ortaya çıktığını hatırlatan Karakaya, sözlerine şöyle devam etti: "Bu davanın üzerinden 6 yıl geçmesi ve ağır sağlık sorunlarına rağmen infazı durdurulmayan Özkan, 2015 yılında Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulundan yüzde 87 vücut fonksiyonlarının işlevsiz olduğuna dair 'Cezaevinde kalamaz' raporu almıştır. Yine tahliye edilmeyen Özkan, defalarca fenalaşarak hastaneye kaldırılmıştır. 2019 yılının Mart ayında yeniden kurula başvuran Özkan’a, bu kez 'Cezaevinde kalabilir' raporu verilmiştir. Bahsettiğimiz durum ülkemiz hapishanelerinde binlerce mahpustan sadece birinin durumudur. Kulakların sağır, gözlerin kör olduğu bir ülkede onun sesi olmaya çalışan insanlar olarak yıllarca seslendiğimiz vicdanlara seslenmiyoruz artık. Yetkili makamların mevcut hakları uygulamasını istiyoruz.  ATK’nin hükümetin noteri olmaya son verip bilim insanı olma yoluna başvurmasını istiyoruz."

 

Açıklama 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.