Bulut: Güney Hükümeti ayakta kalabileceğini zannetmesin

img

İSTANBUL – Türkiye’nin Xakurke operasyonuna destek veren Federe Kürdistan Bölgesi Yönetimi’ni “sindirilmişlik” olarak tanımlayan Ortadoğu Uzmanı Faik Bulut, “Türkiye Güney Kürdistan’ı adım adım ele geçirmeye çalışıyor. Güney Hükümeti, Türkiye’deki Kürt hareketi biterse ayakta kalabileceğini zannetmesin” dedi. 

DAİŞ’in toprak işgalinin bitirildiği Suriye’de yaşanan son gelişmeler, Türkiye’nin Rusya ve ABD’yle yaşadığı S-400 krizi, Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü operasyon ve Bölgesel Yönetimin operasyona verdiği desteği Ortadoğu Uzmanı Yazar Faik Bulut değerlendirdi. 
 
‘HER KES BİR KÖŞE KAPMAYA ÇALIŞIYOR’
 
Suriye’de ABD, Rusya, İsrail, YPG, rejim ordusu ve orada bulunan diğer güçlerin uzun zamandır pozisyon almaya çalıştığına dikkat çeken Bulut, dolayısıyla hangi gücün orada ne yapacağı daha netleşmediğini söyledi. Köşe kapmaca oyunu gibi Suriye’de herkesin bir köşe kapmaya çalıştığını ifade eden Bulut, “Fakat bunun genel hatları şuanda belli olmayacak. Bu ay sonunda Filistin meselesinin çözümü için Bahreyn’de bir toplantı var. İsrail para verip egemenliğini Filistin üzerinde yeniden kurmayı amaçlıyor. Yani yeniden bir işgal diyebiliriz. Bu körfez ülkeleri ile İsrail arasında toplu istihbaratın ekonomik işbirliğini yapma bakımından önemlidir. Benzer formülle Rusya, ABD ve İsrail’in bir güvenlik toplantısı olacak. Bu da Suriye meselesini, İran-Hizbullah meselesini ve Suriye’deki Rojava yani Kürt meselesini yakından ilgilendiriyor. Buna karşılık Beşer Esad geçen gün aşiret reisleriyle bir toplantı yaptı. Orada operasyon güçleri adı altında bir güç kurmaya çalışıyor. Bu toplantıda bir karar alınmış. Burada ‘Biz Rojava’da yani Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir toprak parçası üzerinde egemenlik kabul etmiyoruz.  Bunların hepsine karşıyız. Biz üniter bir devlet istiyoruz’ kararı almışlar” diye belirtti.  
 
‘OYUN KANLI BİTECEK’
 
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in önceki günler yaptığı “Türkiye’nin Suriye’den çıkmasını umuyoruz. Türkiye’nin bu koşulu yerine getirmemesi halinde Türk güçlerini işgalci kabul edeceğiz” sözlerini hatırlatan Bulut, şöyle devam etti: “Suriye kendini toparladıkça İdlib’te Türkiye’yi sıkıştıracaktır. Ancak Rusya burada bir taraftan Suriye’ye ‘sen Türkiye’yi sıkıştır oda bana muhtaç olsun. Ben onu bir şekilde halledeyim’ diye mi düşünüyor yoksa ‘tavşana kaç tazıya tut’ pozisyonunu mu alıyor belli değil. Çünkü hala Rusya’nın derdi davası Türkiye’yi mümkün olduğu kadar S-400’ler üzerinden Amerika ve NATO’dan uzaklaştırmaktır. Rusya, Türkiye’nin İdlib için vermiş olduğu sözleri yerine getirmemesinden hiç memnun değil. O bakımdan Suriye’nin Türkiye’yi vurmasından zevk alıyor. Ama bu demek değildir ki Rusya, Türkiye’yi hemen bir gecede sıkıştıracak ve İdlib’ten çek git diyecek. Dolayısıyla uzun bir süre daha körebe ve köşe kapmaca oyunu devam edecek. Ama bu oyun kanlı bitecek.”
 
‘ÜÇÜNCÜ YOL POLİTİKASI AFRİN’DE YÜRÜTÜLMEDİ’
 
Kürtlerin Rojava’da izlediği üçüncü yol politikasının Afrin sürecine kadar iyi gittiğini dile getiren Bulut, bu yol politikasının dostları geliştiren düşmanı zayıflatan bir politika olduğuna vurguladı. QSD’nin Afrin’de yanlış politika yürüttüğünü savunan Bulut, “Öcalan da bu konuda, ‘Kazanımlarınızı elde ederken düşmanlarınızı fazla kışkırtmayın, dostlarınızla da ilişkilerinizi güçlendirin’ diyor. Özeti budur. Diplomasi dediğimiz onca oyuncunun, onca süper gücün, onca devletin olduğu yerde siz ancak dengelerle oyununuzu oynayabilirsiniz. Ancak çok zeki, esnek ve çalım atarak ama halk desteğinizi, özgünlüğünüzü, özgürlüğünüzü kaybetmeden hareket ederseniz dengenizi koruyabilirsiniz” diye konuştu. 
 
‘AFRİN’DEN DERS ÇIKARILDI
 
QSD’nin Afrin sürecinden sonra izlediği üçüncü yol çizgisini iyi oynadığını sözlerine ekleyen Bulut, Kürtlerin Afrin’den ders aldığını söyledi. QSD’nin Afrin sürecinden sonra daha esnek politikalar izlediğini belirten Bulut, “Minbic’i buna örnek gösterebiliriz. Hatırlıyorsanız Minbic Türkiye’nin önüne geldi. Ama orada çok esnek bir taktikle bunu Rusya’ya devretti. Rusya, Suriye, ABD bayrağı orada bir dikildi Türkiye hala oraya giremiyor. İşte esnek politika, esnek diplomasi, üçüncü yol denen şey de budur” dedi. 
 
‘ABD AMBARGO UYGULARSA ZARARI ÇOK OLUR’
 
Türkiye, Rusya ve ABD arasında yaşanan S-400 krizini de değerlendiren Bulut, Türkiye’nin S-400’ü almaması durumunda büyük bir zararı görmeyeceğini, zararın ABD ambargosuyla katlanacağına dikkat çeken Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye, Rusya’ya muhtaç olduğu kadar, Rusya da Türkiye o kadar muhtaçtır. Türkiye bu anlamda S-400’lerden vazgeçmesi halinde büyük bir zarara uğramaz. Ama ABD, Türkiye’ye ambargo uygularsa zararı çok feci olur. Çünkü 65 yıllık Türkiye ABD anlaşması, NATO anlaşması, altyapıların birliğinden, stratejik ortaklıktan bahsediyoruz. ABD’nin Türkiye’den çekilmesi, bir şekilde boykot etmesi ya da Türkiye’nin tümden Amerika’ya rest çekmesi durumunda kıyamet kopar. Çünkü ikisi de o duruma hazırlıklı değil. Ama Rusya’ya ‘kusura bakma Putin biz alalım ama depoya koyalım‘ denilebilir. Rusya’nın en fazla domatesini almaz. Dolayısıyla zarar daha az olur.” 
 
‘ABD İÇİN KÜRTLER ÖNEMLİ’
 
ABD ile İran arasında tırmanan gerginlik ve İran’ın Hizbullah vasıtasıyla Suriye’de gösterdiği dirence işaret eden Bulut, şunları dile getirdi: “Bu direnme noktası İsrail’e karşıdır. Yine İran petrol şeyhliklerini yani Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn gibi ülkelerle ilişkilerini deyim yerindeyse tehdit ediyor. Burada İran’ın vurulmasını isteyen iki taraftan biri İsrail’dir, diğeri Sudi Arabistan’dır. Bir şekilde İran’ı oradan çıkarırlarsa hem ABD’nin nüfuzu etkili olacak hem de İsrail bütün körfez ülkeleriyle ilişki haline geçecek ve artık Arap düşmanlığı ön plana çıkmayacak. Çünkü Filistin meselesi de bu şekilde aradan kaybolup gidecek. Böyle bir projeleri var. Yaşananlar ABD’nin bölgede gerileme emareleri gösterdiği şartlarda yeniden hegemonyasını kabul etme meselesidir. Çünkü ABD’ye göre İran düşerse Rusya güneyden çevrelenmiş olur, böylece Çin’in kapılarına dayanmış olur. Çünkü stratejik üçüncü dünya mücadelesinin kapışmasının merkezi Orta Asya’dan pasifiğe kayıyor. Orta Asya’dan kayıyorsa demek ki bir şekilde İran’ın aradan çıkarılması gerekiyor. İran’ı vurabilirler mi? Vurabilirler ama çok zordur. Neden zordur? Birincisi İran’ın büyük bir alanı vardır. İkincisi İran’ın farklı bağlantıları var. Bu arada Rusya buna göz yummaz. ABD açısından burada Kürtler önemlidir. Trump’ın sağ yanında Türkler, sol yanında Kürtler olsun istiyor. Güney’de de Kürtleri yanına alarak bunu İran’a karşı vurucu güç olarak kullanmak istiyor. Kürtleri ilgilendiren tarafı ve en önemli taraf da budur. Görüşmeler sürüyor. ABD Türkiye’ye bir şeyler kabul ettirmeye çalışıyorlar ama bu nedir netleşmiş değil.” 
 
‘GENİŞ BİR PLANIN PARÇASI’
 
Türkiye’nin Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü operasyonuna ilişkin de konuşan Bulut, şunları ifade etti: “Türkiye misakı milli sınırları çerçevesinde gördüğü Musul, Kerkük, Halep hattını devamlı kontrolü altında tutmak istiyor. Türkiye, Suriye’de, İdlib’te, Halep’te Özgür Suriye Ordusu, Milli Kurtuluş cephesi ve Türkiye’nin desteklediği çeteler vasıtasıyla yerel yönetimlerin kendilerine bağlı olması istiyor. Yine öte taraftan Berhem Salih’i ve Necirvan Barzani’yi de korkutarak Türkiye’nin güdümünde uydu birtakım yönetimler yaratarak ama esas olarak Musul-Kerkük-Halep hattının buna Şengal, Başika, Musul’un kenarı dahil, buralara hükmetmeyi amaçlıyor. Böylece Irak hükümetini de bir şekilde kendine mecbur etmeyi düşünüyor. Bunu çok geniş bir planın parçası olarak görüyorum. Bunun yavaş yavaş tatbikatlarını görüyoruz. Ama başarır ama başarmaz! Dikkat ederseniz bu operasyona İran daha öncesinde evet demiş oldu ama sonradan vazgeçti. Türkiye bu sefer tek başına operasyon yapmaya çalıştı. Çünkü İran şu anki Kürt dengesini Türkiye lehine bozulmasını istemiyor.” 
 
‘GENİNDE HAK TANIMAMAZLIK VARDIR’
 
Xakurke operasyonuna Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin destek vermesini “sindirilmişlik” olarak tanımlayan Bulut, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye Kerkük meselesinde Habur sınır kapısını kapatıldı. Türkiye, İran ve Irak’la birlikte oralarda askeri bakımdan bir takım manevralarda yaptı. Bu şekilde Irak Federe Kürdistan Bölgesi Yönetimi’ni sindirdiler. Yine oradaki yönetimin ‘her şey ticarettir, her şey kardır, paradır’ demeye getirilen vizyonsuz bir bakış açısıyla hareket ediyor. Türkiye’yle birlikte hareket edersek, birlikte kalkınırız demeye getiriyorlar. Bu vizyonsuzluktur, ön görmezliktir ama en önemlisi de sindirilmişliktir. Berhem Salih’in Erdoğan’la görüşmesi ve çok memnun olduğunu ifade etmesi, aynı gün Xakurke’ye operasyonu olması, Neçirvan Barzani’nin Türkiye’ye gelmesi vb. bunların hepsi vizyonsuzluk olmanın ötesindedir. O taraftaki bir operasyon için Türkiye’ye yardım etmese bile göz yumuyor, ses çıkarmıyor, itiraz etmiyor. Zannediyor ki bunlarla kurtulacak. Aslında şunu bilmeleri lazım. Türkiye Afrin’e müdahaleden bu yana Güney Kürdistan’ı adım adım ele geçiriyor. Ve Türkiye’deki Kürt hareketi genel anlamda biterse zannetmesinler ki onlar da ayakta kalacak. Türkiye’deki iktidarların geninde Kürt sevmezlik ve Kürtlere siyasi hak tanımazlık hep vardır.” 
 
MA / Ferhat Çelik