HABER MERKEZİ - Ulus devletler arasındaki savaşların toplumların özgürlüğü için bir yol olmadığını belirten KJAR, "Kadınlar olmadan, İran halkları için özgür ve eşit bir gelecekten söz edemeyiz" dedi
İran-İsrail arasındaki çatışmalar 6’ncı gününde sürüyor.
Çatışmalardan halklar zarar görürken, Rojhilat Kürdistan Özgür Kadın Topluluğu (KJAR), İsrail ile İran arasında devam eden çatışmalara ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, ulus-devletler arasındaki savaşların toplumların özgürlüğü için bir yol olmadığını vurgulanarak, özgürlük ile kurtuluşa ulaşmanın tek yolunun kadınların demokratik mücadelesi olduğu belirtildi. KJAR, çatışmaların sürmesini de eleştirdi.
KJAR, bu çatışmayı küresel kapitalist sistemin Ortadoğu’yu yeniden tasarlama doğrultusundaki önceden belirlenmiş politikalarının bir sonucu olarak değerlendirerek, mevcut savaşın kadınların ve toplumun özgürlüğüyle hiçbir ilgisinin olmadığı kaydetti. KJAR, çatışan tarafların hiçbirinin halkın, özellikle kadınların taleplerini dikkate almadığını belirtti.
“Jin, jiyan, azadî” sloganının siyasi amaçlarla istismar edilmesine de tepki gösteren KJAR, bu sloganın bir propaganda aracı değil; son yıllarda kadınların sokaklarda yaşam, özgürlük ve eşitlik için verdikleri somut mücadelenin bir ürünü olduğunu vurguladı. KJAR, ulus-devletler arasındaki savaşların ortasında kadınların ve çocukların büyük ölçüde hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail ve İran arasındaki savaşın da bu durumdan istisna olmadığını ifade etti. Açıklamada İran’ın yıllardır idam, kadın cinayetleri, yoksulluğun ve işsizliğin yaygınlaştırılması gibi politikalarla topluma, özellikle de kadınlara karşı bir savaş yürüttüğü hatırlatıldı. KJAR, toplum ile İran rejimi arasındaki uçurumun, savaş öncesinden var olduğu ve bu kriz ortamında daha da görünür hâle geldiğini belirti.
ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Devletlerarası savaşların demokrasiye yol açamayacağını kaydeden KJAR, kadınlar ve toplumun farklı kesimleri arasında daha geniş bir örgütlenme çağrısında bulundu. Devamında şu ifadelere yer verildi: “Kadınların öncülük ettiği demokratik mücadeleler, onların taleplerinin İran toplumunun tüm kesimleri için özgür bir yaşamın gerçekleştirilmesiyle eşdeğer olduğunu göstermiştir. Bu talepler, ancak merkeziyetçi, dinci, ırkçı ve milliyetçi politikaların sona ermesiyle elde edilebilir. Ulusa-devlet ile küresel kapitalist sistem arasındaki savaş, her iki tarafın da kadınlara dayattığı en kötü ile daha kötü arasında bir seçimdir. Kadınlar, yalnızca bu zihniyeti savunmak ve engellemek için mücadele başlatmakla yetinmemiş, aynı zamanda İran, bölge ve Ortadoğu’da özgürlük ve demokrasinin inşasında öncü ve destekleyici olmuşlardır. ‘Jin, jiyan, azadi’ devrimi, kadınların toplumu demokratikleştirme mücadelesinin ve öncülüğünün açık bir örneğidir.
‘KADINLAR OLMADAN BİR GELECEKTEN SÖZ EDEMEYİZ’
KJAR, toplumun, özellikle kadınların özgürlüğünü sağlamak için, başta kadınlar olmak üzere toplumun örgütlenmesine daha fazla önem vermekte ve ataerkil sistemin egemenlik mücadelesi içinde özgürlük ve eşitlik için hiçbir umudun bulunmadığını vurgulamaktadır. Bu nedenle, tüm halkları ve toplumsal kesimleri, İran’ın siyasi alanında daha büyük bir birlik ve dayanışma ile kitlesel komiteler ve kurumlar kurmaya çağırıyoruz. Ayrıca, özgürlükçü parti ve örgütlerdeki tüm kadınları, İranlı kadınlara daha fazla destek olmaya davet ediyoruz. Bu temelde, Kürdistan ve İran’daki partilerin yanı sıra, İran’daki kitlesel örgütler, demokrasinin inşası yolunda temel bir adımdır. Çünkü kadınlar olmadan, İran halkları için özgür ve eşit bir gelecekten söz edemeyiz.”