SP'den Kürt sorununa ilişkin çözüm vurgusu: İnsanlar eşit doğar

img
ANKARA - Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu seçim beyannamesini açıkladı. Kürt sorunu için “çözmeye kararlıyız” diyen Temel Karamollaoğlu, bütün insanların eşit doğduğu vurgusu yaptı.
 
Saadet Partisi (SP) seçim beyannamesini açıklıyor. SP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, “Türkive Vizyonu” başlığıyla Ankara Ticaret Odası (ATO) Kongre Salonu'nda seçim beyannamesini açıkladı. Karamolaoğlu, "Her seçim önemlidir. Ancak bu seçim gerçekten önemlidir ve tarihi bir özelliğe sahiptir. 24 Haziran uçurumdan önceki son çıkıştır. Biz, Saadet Partisi olarak, 'Yeter artık! Bu düzen böyle gitmez! Tamam, inşallah' diyoruz" dedi.
 
Karamollaoğlu askeri darbelere gönderme yaparak şunları söyledi: “60 İhtilali, 71 muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubat post-modern darbesi, 15 Temmuz hain kalkışması. Neredeyse her 10-15 yılda bir demokratik hayatımız kesintiye uğratıldı. Bu darbelerle sadece demokrasinin değil Türkiye’nin önü kesildi. Çalışanın emeği, fakir fukaranın ekmeği çalındı. Bir milletin umudu, geleceğe ilişkin hayalleri yok edildi. Darbelerin alternatifi millet, ilacı sandıktır. Demokrasiye saygı, milletin iradesine teslimiyettir. İster asker, ister sivil, ister silahlı, ister silahsız Türkiye Cumhuriyeti hiçbir ideolojinin, hiçbir kurumun, hiçbir yapının, hiçbir partinin ve hiçbir kişinin vesayet ve tahakkümü altına sokulamaz ve sokulmamalıdır. Türkiye’nin bir tek sahibi vardır, o da millettir.”
 
‘BU SEÇİMDE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE KARAR VERİLECEK’ 
 
Beyanname konuşmasında “İnşallah 24 Haziran seçimleri millet iradesinin kayıtsız şartsız, hilesiz hurdasız tecelli ettiği demokrasi şöleni olacaktır” diyen Karamollaoğlu, bu seçimde Türkiye’nin geleceğine karar verileceğini belirtti. Karamollaoğlu, 24 Haziran’ın önemini “Tamam mı, devam mı diyeceğiz! Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe tamam mı, devam mı, diyeceğiz! Yandaşlığa, partizanlığa, adam kayırmaya tamam mı, devam mı, diyeceğiz! Yolsuzluğa, rüşvete, iltimasa tamam mı, devam mı, diyeceğiz! Biz, Saadet Partisi olarak, ‘Yeter artık! Bu düzen böyle gitmez! Tamam, inşallah’ diyoruz.” cümleleriyle ifade etti.
 
Türkiye’nin bir tıkanma noktasına geldiğini vurgulayan Karamollaoğlu,  siyaseten, ahlaken , ekonomik olarak ve dış politikada tıkanmış olduğunu ifade ederek SP’nin temiz bir mazisi olduğunu, mal ve ikbal için, şan ve şöhret, makam ve mevki için siyaset yapmadığını söyledi.
 
‘TAHAKKÜM ARTTI, FARKLI SESLER SUSTURULDU’ 
 
Temel Karamollaoğlu Türkiye’nin sorunlarını şu şekilde sıraladı: “Olağanüstü hâl, olağan hâle gelmiş; baskı ve tahakküm artmıştır. Farklı ve muhalif sesler susturulmuş, devletin omurgasını oluşturan kurumlar yıpratılmıştır. Ekonomi dar boğaza girmiş, tarım ve hayvancılık bitmiştir. İsraf ve yolsuzluk had safhaya ulaşmıştır. İşsizlik artmış, borçlar ödenemez hale gelmiştir; İnsanımız gıda da bile dışarıya muhtaç hale getirilmiştir. Dış politikada büyük bir karmaşa yaşanmaktadır. Koskoca bir ülke, sabah bir yana akşam bir yana savrulur hale gelmiştir. Adalet sistemi iflas etmiş, mağdurlar ordusu oluşmuştur. Rüşvet, iltimas, adam kayırma, torpil, partizanlık sıradanlaşmıştır. Eğitim, yazboz tahtasına dönmüş, aile yapısı bozulmuş, suç ve şiddet artmıştır. Aziz milletimizin geleceği tüketime yönelik yatırımlar nedeniyle ipotek altına sokulmuştur. Gençlerimiz gelecekten ümitsizdir ve yarınlara dair umutları azalmıştır.”
 
‘AHLAKİ DEĞERLERİ DEJENERE ETMEDEN DE ÇÖZEBİLİRLERDİ’
 
AKP’nin her defasında başörtüsü sorununu çözdüğünü hatırlatıldığını söyleyen Temel Karamollaoğlu, “Biz de diyoruz ki, ahlaki değerleri dejenere etmeden de çözebilirlerdi. Diyorlar ki, ‘IMF’nin borcunu sıfırladılar.’ Biz de diyoruz ki, dış borcu 460 milyar dolara çıkarmadan da sıfırlayabilirlerdi. Diyorlar ki, ‘Yol yaptılar, köprü yaptılar, tünel yaptılar.’ Biz de diyoruz ki, ‘Borçlanarak, geleceğimizi ipotek etmeden de yapabilirlerdi.’ Diyorlar ki, ‘Okul yaptılar, hastane yaptılar.’ Biz de diyoruz ki, ‘Üretime dönük tesisler inşa ederek de bunları yapabilirlerdi.’ Diyorlar ki, ‘Kişi başına düşen milli geliri 15 bin dolara çıkardılar.’ Biz de diyoruz ki, ‘Borcu gelir gösterip şişirerek değil, üreten bir ekonomiyle, gerçek ve daha yüksek bir gelir düzeyine ulaştırabilirlerdi” eleştirilerinde bulundu.
 
SP genel başkanının Türkiye Vizyonu konuşmasında şu başlıklar öne çıkıyor:
 
SP kutuplaşmayı ortadan kaldıracağını vadediyor.  “Devlet küfürle ayakla durur amma zulümle ayakta duramaz.” diyen Karamollaoğlu devletin bekasnını da milletin bekasının da adalet ile ayakta durrabileeğinin altını çizdi.  HSK tarafsızlığını ve bağımsızlığını bütünüyle yitirdiğini söyleyen Karamollaoğlu, yargıda kuvvetler ayrılığını getireceklerini, sultanlarda olmayan bir yetkiyle bu ülkenin yönetilmesine kesinlikle müsaade etmemekte kararlı olduklarını söyledi . Temel Karamollaoğlu, “Saadet iktidarında herkes Ankara’da hakimler var diyebileceğini belirterek Savcılar ve avukatların konumları denk hale getirilecektir. Böylece savunma hakkı güçlendirilecektir, avukatların delil toplaması önündeki engeller ortadan kaldırılacaktır.” dedi
 
KÜRT SORUNUNDA ‘BÜTÜN İNSANLAR EŞİT DOĞAR’ VURGUSU
 
Kürt sorununa ilişkin de “çözmeye kararlıyız” mesajı veren Temel Karamollaoğlu, bütün insanların eşit doğduğu vurgusunu yaptı. Karamollaoğlu beyannamesinde Kürt sorunuyla ilgili. ‘Türkler ve Kürtler bir vücudun azaları gibidir. Aslına bakılırsa Türk’ün Kürt diye, Kürt’ün Türk diye bir meselesi yoktur. Mesele milletimizde değildir. Mesele bu milleti bölmeye, ayrıştırmaya çalışan yaklaşım ve politikalardadır. Kürt Meselesinin çözülememiş olması hak, adalet, ahlak, ekonomi, eğitim, güvenlik gibi birçok alanda ortaya konan yanlış anlayış ve yapılan ihmallerin ortak sonucudur. Dolayısıyla yaşanan eksiklikleri bir bütün halinde ele almadan Kürt Meselesinde çözüme ulaşmak mümkün olmayacaktır. Saadet iktidarında bu meseleyi sadece güvenlik eksenli mücadeleden ziyade sosyal, kültürel, siyasi, psikolojik, ekonomik alanlarda topyekûn yapacağımız reformlarla çözeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘VERGİ ÖDEV DEĞİL ZULÜM HALİNE GELDİ’
 
Vergi adaletsizliğine de değinen Karamollaoğlu şu bilgileri verdi: “Büyük çoğunluğu dar gelirli vatandaş ve çalışan kesimden alınan vergilerin çeşidi 50’yi bulmuş, oranları yüzde 160’a kadar çıkmıştır. Bu vergiler yüzünden zengin ile fakir arasındaki adaletsizlik daha da derinleşmiştir. Nihayetinde vergiler vatandaş için bir ödev olmaktan çıkmış adeta zulüm haline gelmiştir.
 
2018 yılında aylık 2 bin 700 lira maaş alan en düşük kamu çalışanı ortalama yüzde 20 oranında vergi öderken Süper Lig’de yıllık 24 milyon lira ücret alan bir futbolcu sabit  yüzde 15 oranında vergi ödeyecektir. Bu oran İngiltere’de yüzde 45, Fransa’da yüzde 50, İspanya’da yüzde 52’dir. Çiftçimiz traktörüne alacağı mazota litre başına 1 lira 80 kuruş ÖTV ödemesi gerekirken yat sahibi ÖTV ödemeden mazot alabilmektedir.” 
 
LGS, YKS, KPSS, ALES, YDS gibi sınavlarla eğitim sisteminin koşu parkuruna dönüştürüldüğünü söyleyen Karamollaoğlu, “Saadet iktidarında bu sistem değiştirilecek, gençlerimizin yetenek, karakter ve eğilimlerine göre yönelebilecekleri meslek seçimine ve değerler eğitimine dayalı bir eğitim sistemi kurulacaktır. Gençlerimizin hayata ve üretime katılma süreci eğitim süresi ile ötelenerek toplum yalnızlaşan ve tüketen bireylerden oluşmuş kalabalıklara dönüştürülmektedir.
 
Eğitimin niteliği artırılarak, süresi kısaltılacak böylece gençlerin hayata geç kalmadan beceri ve niteliklerini üretime aktarmaları sağlanacaktır. Eğitimde değerler öne çıkarılacak, bunun için müfredata ve öğretmen kalitesine önem verilecektir. Ehliyeti dikkate almayarak ve partizanlığı ölçü olarak benimseyen, partiye üye kaydeder gibi yapılan öğrenci ve memur alımlarıyla gençlerin 20-25 yıllık emeği hiçe sayılmaktadır.
 
Lisansüstü öğrenim ve kurum mülakatlarında temel prensibimiz dünya görüşü, yaşam tarzı, inancı, partisi ne olursa olsun işi en iyi yapabilene teslim etmektir. Saadet iktidarında siyasi tutumundan dolayı kimse işinden, kariyerinden mahrum bırakılmayacaktır” dedi.
 
Temel Karamollaoğlu, Türkiye’de yaşayan 12 milyon emekli vatandaşın SP döneminde yoksulluk sınırının altında aylık almayacağı vaadini verdi. SP, engellilere yönelik ise Kamuda her türlü görevi alabilmeleri için önlerindeki kanuni engeller kaldırılacağı vaadini verdi. Karamollaoğlu, engelli vatandaşlara yaptıkları hiçbir hizmeti bir lütuf olarak görmediklerini söyledi. Karamollaoğlu, sağlık sisteminde hastanelerde hastanın bir müşteri değil, bir özne olarak ele alınacağını söyledi. Sağlığın en temel hak olduğunu belirten Karamollaoğlu, asıl olanın halk sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetleri olduğunu ifade etti.
 
Karamollaoğlu, YÖK’ü kaldıracaklarını Üniversitelerarası Kurulun yapısını yeniden düzenleyeceklerini ve rektör seçimlerini yeniden belirleyeceklerini belirtti. Üniversitelerde siyasi baskı ve vesayetten uzak bir idari yapı oluşturacaklarını vurgulayan Karamollaoğlu, “Saadet iktidarında siyasi tutumundan dolayı kimse işinden, kariyerinden mahrum bırakılmayacaktır” dedi.
 
‘KADINA KARŞI ŞİDDET VE AYRIMCILIĞIN KARŞISINDA DURACAĞIZ’ 
 
Beyannamesinde kadın haklarına da yer veren Karamollaoğlu, “Kadına yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddetin ve ayrımcılığın karşısında duracak, bu konuda asla taviz vermeyeceğiz. Şiddet mağdurlarının mağduriyetlerini gidermek adına uygulamada mevcut olan her türlü gerekli düzenlemeleri, kadınların katılımı ile ve ivedilikle yapacağız. Çalışma hayatında kadınlarımızın yaşadığı sözel, fiziksel ve psikolojik taciz ve ‘mobbing’ gibi kadının maruz kaldığı uygulamalarla etkin şekilde mücadele edeceğiz. Çalışan kadınların çocuğunu yetiştirme konusunda kendilerine her türlü destek sağlanacaktır. Doğum yapan çalışan annelere, istemeleri halinde doğum izni verilecektir. Ailenin korunması, neslin korunmasıdır. Aile içi ihtilafların giderilmesi makul bir düzene oturtulacak” dedi.
 
Türkiye’nin tamamının yaşanabilir hâle getirileceğini söyleyen Karamollaoğlu, “Saadet iktidarında hastalık üreten şehirlere ve kibir kulelerine izin vermeyeceğiz” diye konuştu. Yatay, dengeli, ölçülü, insani şehirler inşa edileceğini ifade eden Karamollaoğlu, “Sosyal Devlet Projesi” kapsamında evi olmayan en alt gelir düzeyindeki ailelere her yıl belli sayıda sosyal konut yapılacağını taahhüt etti.
 
“Kentsel dönüşümde amaç rant değil, yörede yaşayanların yaşam kalitesinin artırılması olacaktır” diyen Karamollaoğlu, tarımsal araziler heba edilmeden tarihi ve doğal doku korunarak estetik ve şahsiyetli şehirler oluşturulacağını, kentleşme, sanayileşme ve yapılaşmada ormanlar, meralar ve tarım alanları kullanılmayacağını vurgulayarak, “Kıyı alanları, sahil şeridi ve koylar tüm halkımıza aittir. Bu alanların mülkiyeti belli bir süreliğine de olsa gerçek veya tüzel kişilere devredilemez. Böyle bir tahribatın önüne geçilecektir” dedi.