Hasta tutuklu Güneş için adalet istendi

img
İSTANBBUL - Hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle gerçekleştirilen "F Oturumu"nun 322’nci haftasında ağır hasta tutuklu Halil Güneş’in serbest bırakılması istendi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla Galatasaray Meydanı’nda sürdürülen “F Oturumu” eylemi, 322’nci haftasında devam etti.  Bu haftaki eylemde hasta tutuklu Halil Güneş’in durumuna dikkat çekildi. 
 
Eylemde ilk olarak Güneş’in kuzeni Ayşe Aksoy konuştu. 
 
Halil Güneş’in durumunun ağırlaştığını paylaşan Aksoy, tüm hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
 
Bu haftaki açıklamayı ise İHD üyesi Gönül Sonbahar okudu. Hakkında bilgi verdiği Halil Güneş’in, 2 Ocak 1993 yılında, henüz 23 yaşında iken tutuklandığını ve yaklaşık 25 yıldır cezaevinde olduğunu belirten Sonbahar,  “Akciğer ve kemik kanseri hastalığı ile ölüm kalım savaşı veriyor. Halil Güneş, tutuklandığından bu yana 15 hapishaneye sevk edilmiş ve şuan Diyarbakır D Tipi Hapishanesinde tutulmaktadır” dedi. 
 
‘NEFES ALMAKTA ZORLUK YAŞIYOR’
 
Gözaltında kaldığı 29 günde, gördüğü ağır işkenceler nedeniyle ciddi sağlık sorunlarının başlamasına neden olduğunu aktaran Sonbahar, Güneş’in yaşadığı rahatsızlıkları şu şekilde sıraladı: “Kaburgalarında oluşan kırıklar nedeniyle göğsündeki kalp ve akciğeri baskı altında kaldığı için nefes almada zorluklar yaşamıştır. Hapishane koşullarında; açlık grevleri, kötü beslenme ve olumsuz barınma koşulları ile rahatsızlıkları daha da artmıştır. 2007'de rahatsızlığından dolayı gittiği hastanede çekilen tomografi sonucu akciğerinde bir cm ile 6-7 mm onlarca tümör olduğu tespit edilmiştir. Yoğun işkence nedeniyle kırılan kaburgalarının ameliyatı sırasında, göğüs kafesinde kemik kanseri olduğu tespit edilmiştir. Büyüyen kaburgalarının, kemiklerinin alınması için iki ameliyat daha yapılmıştır. 2009 yılında ağır derecede Obskürtif, uyku apnesi teşhisi de konulmuştur. Doktorlar; ömür boyu solunum cihazıyla uyuması, maske takması gerektiğini belirtmiştir. Yeniden büyüyen kaburgalarının kalp ve akciğere zarar verme riski olduğu, kemik kanserinin yarattığı ağrılar nedeniyle narkotik ilaç kullanmaktan kaynaklı, TSSB (Travma sonrası Stres bozukluğu), travmatik epilepsi, her iki gözde glokom hastalığı, boyun kısmında fıtıklar ve böbreklerinde taşlar oluşmuştur.” 
 
Güneşin hastalıklarının doktor ve heyet raporlarıyla belgeli olduğunu belirten Sonbahar, avukatlarının tahliye başvurusu üzerine Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktor heyetinin ‘Hapishanede kalamaz’ raporu vermesine rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 29 Ocak 2014 tarihinde verdiği raporla Güneş'in tek başına hayatını idame edebileceği sonucuna vardığını ve serbest kalması engellendiğini paylaştı.
 
DURUMU AĞIRLAŞIYOR !
 
2014 Temmuz ayı içerisinde yapılan son tetkiklerde göğsünde bulunan kanserli hücrelerin giderek büyüdüğünün doktorlar tarafından saptandığının altını çizen Sonbahar, “Bu koşullarda hapishanede kalması mümkün değildir diyen avukatları, serbest kalması için Mart ayı içerisinde AYM'ye başvuruda bulunmuşlar. ATK'nın bilimsellikten uzak raporuyla hapishanede her an yaşamını yitirebileceğine dikkat çekilmesine rağmen, çabalar sonuçsuz kalmıştır” dedi.
 
Sonbahar, İHD Diyarbakır Şubesi’nin “yaşam hakkı ihlali” gerekçesiyle başlattığı kampanya kapsamında serbest bırakılması talebiyle toplanan 10 bin imzanın 11 Mart 2014 AYM'ye gönderildiğini de belirttiği Güneş’in serbest bırakılmasını istedi.