Çocuklar ağır iş koşullarında düşük ücretlerle çalıştırılıyor

img

MERSİN – Mersin Tırmıl Sanayisinde yaşları 12 ila 17 arasında değişen onlarca çocuk, düşük ücretlerle ağır koşullarda çalışmak zorunda. Bu çocuklardan bir olan M.Y., her okullar açıldığında kendisine “Benim burada ne işim var” diyor. 

Dünyanın dört bir yanında önüne geçilemeyen en büyük yaralardan biri çocuk işçiliği. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2016 yılı verilerine göre dünyada 5 ila 17 yaş arası 218 milyon çocuk işçi var.  İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'ne (İSİG) göre Türkiye’deki çocuk işçi sayısı ise 2018 itibarıyla 2 milyon dolayında. 2013 yılında 59 çocuk, 2014 yılında 54 çocuk, 2015 yılında 63 çocuk, 2016 yılında 56 çocuk, 2017 yılında 60 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
 
Mersin’in Akdeniz ilçesinde bulunan Tırmıl Sanayi Sitesi’nde yaşları 12 ila 17 arasında değişen onlarca çocuk ağır iş yükü koşullarında düşük ücretlerle çalıştırılıyor. Çok erken yaşlarda çalışmak zorunda kalan çocuk işçiler genellikle ailelerinin ekonomik durumları okumalarına el vermediğinden kaynaklı okullarını terk ederek sanayide oto onarım, yedek parça alım satım ya da lastik takım işlerinde çalışıyor. 
 
‘KEŞKE BEN DE OKUYABİLSEYDİM’
 
Bu çocuklardan biri de 17 yaşındaki M.T. Ailesinin ekonomik sorunlarından dolayı ilkokul 7’nci sınıfta okulunu bırakan M.T., anne ve babasıyla birlikte aile ekonomisine katkı sunmak için çalışıyor.  3 yıl önce sanayide başladığı oto tamir işinde kalfa olduğunu sözlerine ekleyen M.T., yaptığı işten haftalık 250 TL aldığını dile getirdi. Aldığı parayla eve katkı sunduğunu aktaran M.T., tek eksiğinin okul olduğunu vurguladı. M.T, “Okullar açılınca mutsuz oluyorum çünkü tüm arkadaşlarım okula gidiyor. Keşke ben de okula gidebilseydim diyorum kendime. Arkadaşlarıma diyorum, ‘bakın siz en azından okullar açılınca okulunuza gidebiliyorsunuz’ diye. Benim imkanım olsa ben okumaya devam ederdim. Yani yanıma gelen arkadaşlarıma okulunuzu okuyun yoksa sonunuz benim gibi olur diyorum.”  
 
‘BİR MESLEĞİN OLSUN’
 
Dört yıldır her okul tatilinde sanayiye çalışmaya geldiğini dile getiren lise 2’nci sınıf öğrencisi A.K. de, yıllardır sadece okul masraflarını karşılamak için çalıştığını aktardı. 5 kişilik bir ailenin çocuğu olan A.K., ailesinin “Olurda okumazsan elinde bir mesleğin olsun” diyerek çalışmaya gönderdiğini belirtti. A.K., aldığı haftalık 150 TL’lik harçlıkla hem okul hem de kendi harçlığını çıkarmaya çalıştığını belirtti. Babasının da asgari ücretle çalıştığından dolayı ailesine yük olmamak için çalıştığını vurgulayan A.K., okul okumanın güzel fakat imkanı olanlar için olduğunu sözlerine ekliyor. A.K., her şeye rağmen okul okumak için elinden geleni yapacağını ifade etti. 
 
‘BENİM BURADA NE İŞİM VAR!'
 
17 yaşındaki M.Y. de, 8 kişilik bir ailenin çocuğu olmasından dolayı ev masraflarının çok fazla olduğunu, bundan dolayı da çalışmak zorunda kaldığını dile getirdi. Yine de okul okumayı açık öğretimden sürdürdüğünü ifade eden M.Y., “Bütün arkadaşlarım okullar açıldığında okula gidiyorlar oysa ben burada çalışmak zorunda kalıyorum. Her zaman kendime ben neden buradayım diye soruyorum. Kalfayım şimdi. Okuma hevesim hala var keşke okusaydım diyorum kendime. Sürekli beden eğitimi öğretmeni olmak istiyordum. 8 kişilik bir aileyiz. Benim abim de sanayide çalışıyor. Diğer üç abim de evli olduklarından dolayı onların bize pek bir desteği olmuyor. Haftalık 250 alıyorum. Ben evin haftalık gıda masraflarını çıkarıyorum” dedi. 
 
MA / Ergin Çağlar