Asi Su Havzası Biyokütle Enerji Santrali ile yok edilmek isteniyor

img
HATAY - Asi Su Havzası’ndaki 3 bin 500 dönümlük alanda Biyokütle Enerji Santrali yapılmak isteniyor. Projenin yapılması durumunda yeraltı su kaynakları, Toroslardan gelen yer altı su nehirleri, Harbiye ile Antakya bölgesinin içme suyu havzalarının tamamen kirleneceği ön görülüyor.
 
Hatay’ın Defne ilçesine bağlı Harbiye mahallesi mevkiinde bulunan ve Türkiye’nin 25 su havzasından biri olan Asi Havzası’ndaki 3 bin 500 dönümlük alana TEMS Biyoenerji Elektrik Üretim A.Ş tarafından çöp depolama alanı ve Biyokütle Enerji Santrali kurulmak isteniyor. Bir yıl önce planları yapılan ve yer tespiti yapılan projenin yapılması durumunda yeraltı su kaynakları, Toroslardan gelen yer altı su nehirleri, Harbiye ile Antakya bölgesinin içme suyu havzalarının tamamen kirleneceği ön görülüyor. 
 
16 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
 
Defne ilçesine bağlı Harbiye mahallesi ile Altınözü ilçesine bağlı Kamberli mahallesi mevkiinde yapılmak istenen santralin toplam proje maliyeti 16 milyon dolar (86 milyon 800 bin TL) olarak açıklandı. Projeyi hayata geçirmek için TEMS Biyoenerji Elektrik Üretim A.Ş’nin 22 Şubat 2018 yılında kurulduğu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 9527 sayısında yayınlandı. Şirketin toplam 19 milyon TL sermaye ile kurulduğu görülüyor.  
 
19 MİLYONLUK ŞİRKETİN OFİSİ YOK
 
Sicil gazetesinde 19 milyon TL sermaye ile kurulan TEMS Biyoenerji Elektrik Üretim A.Ş şirketinin bir ofisinin olmadığı görülürken, şirketin sahibi olarak görülen Haydar Ufuk Bahadırlı’nın yaşadığı ikamet adresi ile işyeri adresinin aynı olduğu görülüyor. 
 
Projenin yapılacağı alanda çiftlikleri bulunan yurttaşlar, 19 milyon TL sermayeli, ofisi olmayan bir şirketin düzmece olduğunu iddia ederek duruma tepki gösterirdi. 
 
ENERJİ ÇÖP KULLANILACAK
 
Projenin tanıtım dosyasında, “Yenilenen enerji kaynaklarından biri olan biyokütle, odun ve bitki gibi canlı organizmaların fotosentez yolu ile ürettikleri her türlü canlı organizmayı kapsamaktadır. Biyokütle için mısır, buğday gibi özel yetiştirilen bitkiler, otlar, yosunlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve sanayi atıkları, evlerden atılan tüm organik çöpler, orman, bitki, ahşap endüstrisi kaynak oluşturmaktadır. Petrol, kömür, doğalgaz gibi tükenmekte olan enerji kaynaklarının kısıtlı olması, ayrıca bunların çevre kirliliği oluşturması nedeniyle biyokütle kullanımı enerji sorununu çözmek için giderek önem kazanmaktadır. Biyokütle kaynakları genel olarak 4 başlık etrafında kategorize edile bilinir.  ilk olarak bitkisel kaynaklar olan yağlı tohumlar (konola, ayçiçek yağı soya) gibi bitkiler, şeker ve nişasta bitkileri, elyaf bitkileri, protein bitkileri, bitkisel tarım atıkları, ikincisi orman ve orman ürünlerinden elde edilen biyokütle kaynakları (odun ve orman atıkları), hayvansal biyokütle kaynakları (sığır, at, koyun, tavuk gibi hayvanların dışkıları, mezbaha ne atıkları ve hayvansal ürünlerin işlenmesi sırasında ortaya çıkan atıklar), dördüncü kategori organik çöpler şehir ve endüstriyel atıklardan elde edilen biyokütle kaynakları (kanalizasyon ve dip çamurları, kayıt, sanayi ve gıda sanayi atıkları, büyük sanayi ve belediye tesisleri atıkları)” olarak kategorize edilmiş. 
 
ÇUKUROVA’NIN ÇÖPÜ HATAY’A TAŞINACAK
 
Raporda kategorize edilen atıkların ilk üçünün Hatay bölgesinde hiç olmadığı bilinirken, hayata geçirilmek istenen projede daha çok raporda kategorize edilen organik çöpler şehir ve endüstriyel atıklardan elde edilen biyokütle kaynakları (kanalizasyon ve dip çamurları, kayıt, sanayi ve gıda sanayi atıkları, büyük sanayi ve belediye tesisleri atıkları) kullanılacağı belirtiliyor. Yılda ortalama 75 bin ton atığın yakılarak elektrik üretilmesi planlanırken, Hatay genelinde yıllık ortalama 75 bin ton çöpün çıkmadığı; Adana, Mersin, Osmaniye ve Antep’te depolanan çöplerin Hatay’a taşınacağı belirtiliyor.
 
ENDEMİK BİTKİ TÜRLERİ VE CANLI YAŞAMI TEHLİKEDE
 
Biyokütle Enerji Santralinin kurulmak istendiği bölgeye ilk önce Hatay Büyükşehir Belediyesi desteği ile Çöp Depolama Alanının kurulacağı, ardından santralin kurulacağı belirtilirken, Çöp Depolama Alanının kurulması ile birlikte bölgede bulunan tıbbi aromatik bitkiler, kekik, karabaş, adaçayı, İzmir kekiği, rozmele, (bir biberiye türü) ve hembelez (yaban mersini) gibi endemik bitki türleri ile birlikte daha çok bölgede yaşayan çizgili sırtlan, keklik, doğan ve şahin gibi havanların yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirtildi.
 
FİYATLAR DÜŞTÜ
 
Biyokütle Enerji Santralinin yapılacağı arazilerin bir kısmı Hazineye, bir kısmı Milli Emlak, bir kısmı Devlet Su İşlerine (DSİ), bir kısmı ise Orman Müdürlüğüne ait olduğu öğrenilirken geriye kalan arazilerin özel mülk olduğu belirtildi. Hazine, Milli Emlak, DSİ ve Orman Müdürlüğüne ait olan kısımların Hatay Büyükşehir Belediyesi'ne devredildiği öğrenilirken, bölgede enerji santrali yapılacağı haberlerinden kaynaklı özel mülke ait olan arazilerin ise yüzde 90 civarında değer kaybetti.   
 
ÇÖP ALANININ YANINDA HAYVAN OGSB PROJESİ
 
Enerji santralinin kurulacağı alana daha önceden Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından Hayvan Organize Sanayi Bölgesi (OSGB) kurulması planlanırken, bu proje ile birlikte hayvan OGSB projesinin askıya alındığı ifade edildi. 
 
DSİ OLUR VERMEDİ
 
Şirket yetkililerinin başvurduğu DSİ’nin projeye olur vermediği öğrenilirken, şirketin iki kere DSİ’ye başvurduğu ikisine de DSİ’nin olumsuz cevap verdiği bilgisine ulaşıldı. DSİ’nin şirket yetkilerinin yaptığı başvuruyu ret etmesindeki gerekçe şöyle: “İlgili yazıda Hatay ili, Defne ilçesi, Harbiye ve Döver kaynakları su toplama havzasına TEMS Biyoenerji Elektrik Üretim A.Ş tarafından ‘Hatay Biyokütle Enerji Santrali projesi, organik atıkların yapımı işi için 28 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleştirilen 188 sayılı mahalli çevre kurulu toplantısında su kaynaklarını etkileyeceğinden olumsuz görüş bildirildiğinden bahisle 19.09.2018 tarihinde ilgili firma tarafından gönderilen yazıda yapılması düşünülen tesise yönelik çalışmaların kurumuzca yeniden değerlendirilmesi talep edilmektedir. Konu incelenmiştir buna göre; söz konusu proje Harbiye Kaynakları beslenim alanında kalmaktadır. Bu nedenle işletmenin yapılması uygun görmemektedir.”
 
ANKARA DEVREYE GİRDİ
 
DSİ’nin iki kere verdiği olumsuz görüşün ardından şirket yetkilileri Ankara’ya giderek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileriyle çeşitli görüşmeler yaptı. Görüşmelerde şirket yetkilileri proje taslağını bakanlık yetkililerine sunarken taslakta projenin su kaynaklarına çok uzak olduğu savunuluyor. Projede su kaynakları olarak gösterilen yerlerin ise Yarseli Barajı, Yayladağ Sulaması, Samandağ Karamanlı Göleti Sulaması ve Hassa Demrek Göleti Sulaması olarak gösteriliyor ancak tesisin yapılacağı Asi Su Havzası projede yer almıyor. 
 
VALİLİK ÇED’E GEREK YOKTUR KARARI ALDI
 
Bakanlık yetkilileri ile yapılan görüşmelerin ardından Hatay Valiliği “Çevresel Etki Değerlendirme Raporuna (ÇED) Gerek yoktur” kararı verdi. Valiliğin bu kararıyla DSİ devreden çıkarıldı.
 
BÜYÜŞEHİR MECLİSİNDEN KARAR BEKLENİYOR
 
Hatay Valiliğinin verdiği kararın ardından bu kez de Hatay kent planı için belediye meclisinden kararın çıkması gerekiyor. Bölgede bulunan arazi sahiplerinin tepkisi ve meclisin de oluşan muhalefetten kaynaklı projenin geçici olarak askıya alındığı öğrenildi. Projenin 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yeniden Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine gelmesi bekleniyor. 
 
PROJE ASİT YAĞMURLARINA NEDEN OLACAK
 
Projenin faaliyete geçmesi ile birlikte günde 2 bin ton katı atığın yakılması planlanıyor. Projenin hayata geçmesi ile birlikte havaya saçacağı yoğun kükürtten kaynaklı asit yağmurlarına neden olabileceği belirtilirken, bunun başta Hatay olmak üzere, Antep, Osmaniye Adana ve Mersin gibi kentleri etkileyebileceğinden endişe ediliyor. 
 
BİRİKECEK GAZIN NE OLACAĞI BİLİNMİYOR
 
Enerji santrali için yapılacak çöp depolama alanında birikecek metan gazına ne olacağı projede yer almazken, çöp depolama alanında birikecek metan gazının büyük bir tehlike oluşturacağı da belirtiliyor. 
 
‘YERLEŞİM ALANLARINI YOK EDECEK’
 
Projenin yapılacağı alanda arazisi bulunan Avukat Suphi Zarif, projenin bitiminde bölgenin coğrafi yapısının değişeceğini ve doğasının tamamen kirleneceğini dile getirdi. Projenin bölgede bulunan bitki çeşitliliğine zarar vermekle kalmayacağını ifade eden Zarif, bölgede bulunan tüm yerleşim alanlarının da yok olmasına neden olacağını ifade etti. Fabrikanın kurulacağı alanın Harbiye Şelalelerinin suyunun aktığı yer olduğunu dile getiren Zarif,  fabrikanın faaliyete geçmesi ile birlikte hem Harbiye hem de Antakya’nın içme suyu şebekesinin yok olacağını aynı zamanda Tarihi Harbiye Şelalelerinin tamamen kirleneceğini aktardı. 
 
‘KANSER VAKALARI ARTABİLİR’ 
 
Projenin hem doğaya hem de insan sağlığına zarar vereceğini sözlerine ekleyen Zarif, “Proje hayata geçerse doğaya saldığı atıklar ve zehirli gazlardan kaynaklı insanlarda akciğer kanseri, koah, solunum yolları hastalıkları görülebilecektir. Çok geç olmadan bu projeden vazgeçilmeli” dedi. 
 
MA / Erdoğan Alayumat