'Dünyayı inşa ediyoruz ama altında da bizler kalıyoruz'

img

İZMİR – İş güvenliği sorunu ve emek sömürüsüne karşı “İnsanca çalışmak ve onurlu yaşamak istiyoruz” diyerek kampanya başlatan Ekmek ve Onur Derneği üyesi inşaat işçileri, “Dünyayı inşa ediyoruz ama altında da bizler kalıyoruz” diyerek, krizde işçilerin örgütlenmesinin önemi üzerinde durdu.

Türkiye’de çalışma yaşamı, hem yetersiz iş güvenliği ve güvencesiz çalışma koşulları hem de verilen emek karşısında ödenen ücretler nedeniyle işçi ve emekçiler açısından adeta kapkara bir tablo içerisinde. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin açıkladığı 2018 yılı iş cinayeti raporuna göre, Türkiye’nin 81 ilinde 119’u kadın, bin 804’ü erkek olmak üzere toplamda bin 923 işçi yaşamını yitirdi. Üstelik yaşamını yitiren bu kişilerden 67’si henüz çocuk yaştaydı. 
 
Çalışma şartları nedeniyle en zorlu alanlardan biri olan inşaat iş kolunda ise, inşaat işçilerinin örgütlüğü olduğu Ekmek ve Onur Derneği’nin verilerine göre yıl içerisinde en az 438 işçi can verdi.
 
Dernek üyesi inşaat işçileri, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücretleri taşeronların insafına bırakmamak, sırtlarından geçinmelerine müsaade etmemek için geçtiğimiz günlerde “İnsanca çalışmak ve onurlu yaşamak istiyoruz” şiarıyla bir imza kampanyası başlattı.
 
Kampanyalarını sürdüren dernek üyesi inşaat işçilri yaşadıkları sorunları anlattı.
 
‘ÖLÜMLERLE GÜNDEME GELİYORUZ’
 
30 yıldır inşaat işçiliği yaptığını belirten Dinar Pınarbaşı, geçen bunca yılda hiçbir dönem emeğinin karşılığını tam anlamıyla alamadığından yakındı. İnşaat işçiliğinin sürekli ölümlerle gündeme geldiğine değinen Pınarbaşı, ağır koşullarda çalışmanın getirdiği çok fazla sorun yaşadıklarını ifade etti. 
 
“Dünyayı inşa ediyoruz ama altında da bizler kalıyoruz” diyen Pınarbaşı, yaşadıkları bu sorunları ise şöyle dile getirdi: “Sosyal güvenliğimiz ve can güvenliğimiz hiçbir zaman olmadı. İnşaatlarda lavabo, banyo yok. En zaruri ihtiyaca bile işçi ulaşamıyor. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz yine o toz toprak içinde evimize gitmek zorunda kalıyoruz. İnşaatlardaki nöbetçi arkadaşlarımıza barınma yeri yok. Ağır şartlarda çalışmanın yanı sıra krizde bahane edilerek işler tamamen durdu. Her kesimden ses yükseliyor sorunlar dile getiriliyor ama inşaat işçilerinden bahseden yok.” 
 
Bu nedenle inşaat işçileri olarak öncelikle kendilerinin örgütlemeleri gerektiği önemi üzerinde duran Pınarbaşı, “Yoksa bu krizin sonuçları çok daha ağır olacaktır. Artık sermayeye patrona karşı birleşme zamanıdır” diye konuştu.
 
EN BÜYÜK SORUN: ÖRGÜTSÜZLÜK
 
Onun gibi 26 yıldır inşaatlarda çalışan Kemal Armutlu’ya göre de, inşaat emekçilerinin en büyük sorunu “örgütsüzlük”.
 
Bu eksiklikle 2011 yılında inşaat işçileri olarak yeni örgütlenme arayışlarına girdiklerini, dernekleşme ve sendikalaşma arayışında ciddi adımlar atabildiklerini söyleyen Armutlu, “Sorunlarımızın farkındayız ve bu sorunları ancak birlikte çözebiliriz. Ancak sıkıntının can alıcı noktası; inşaat işçisinin sürekli bir yerde olamayışıdır. Sürekli değişik şantiyelerde çalışıyoruz. Özellikle İzmir, İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde büyük projelerde ciddi anlamda iş cinayetlerinin yoğun olduğuna şahit oluyoruz. İşçi ölümünün yaşanmadığı gün neredeyse yok” dedi.
 
Armutlu, bu yönlü olarak başlattıkları imza kampanyası ile inşaat sektöründe de işçi sınıfı bilincinin yerleşmesi için çaba sarf ettiklerini kaydetti.
 
‘PATRONA KRİZ YOK!’
 
Ülke genelinde birçok işçi arkadaşlarına ulaşıp kampanyalarını büyütmeyi amaçladıklarını söyleyen Armutlu, “Kampanyamızın ana teması zaten var olan krizdir. Bu krizin en başta kime yönlendiğini görmemiz gerekiyor. Kriz emekçiye işçiye saldırıyor, büyük patrona kriz yok. Türkiye’nin sayılı firmaları yine milyonlarla çalışıp projelerini satıyor. Sorun işçi ödemesine geldiği zaman kimse gelin borcunuzu ödeyelim yada erteleyelim demiyor. Sorunu tamamen işçinin omuzlarına yığan ve ödeten bir zihniyet var. Biz inşaat işçileri olarak krizin bedelini ödemeyeceğimizi tekrar vurgulamak istiyorum. Bunlara karşı mücadele etmenin tek yolu daha fazla örgütlenmek olacaktır” diye belirtti.