Tüketime karşı dayanışmayı güçlendiren pazar

img
AMED - Amed'de paranın geçerli olmadığı "Takas ve Dayanışma Pazarı"nı kuran Ekoloji Derneği üyeleri, “Tüketerek değil, dayanışarak ve paylaşarak birçok şeyi çoğaltabiliriz" diye kaydetti.  
 
Amed’de faaliyet yürüten Ekoloji Derneği, “Paylaştıkça çoğalırız” şiarıyla "6’ncı Takas ve Dayanışma Pazarı”nı kurdu. Kapitalist sistemin tüketim çılgınlığına karşı paylaşım ve dayanışmanın esas alındığı “Takas ve Dayanışma Pazarı”na ilgi yoğun oldu. Birçok kent sakini, çocuklarıyla birlikte hem eşyalarını takas etti hem de birbiriyle tanıştı. Pazarda çocuk eşyalarından teknolojik aletlere, kitaplardan ayakkabılara birçok ürün takas edildi. Komünal bir anlayışın hakim olduğu pazara alışverişe gelenlerin birbirlerine ikramlarda bulunması dikkati çekti. Ekoloji Derneği üyeleri, öncülük ettikleri pazarla neleri amaçladıklarını anlattı. 
 
Tüketimin arttığı ve sermayenin sürekli alışveriş yapmayı dayattığı bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Ekoloji Derneği üyesi Çilem Aydın, bunun da kendisiyle birlikte yoksullaşmayı getirdiğini belirtti. Tüketim kültürünün insanlar arasındaki paylaşımı da azalattığına dikkati çeken Aydın, "Artık internet üzerinden ya da kapalı ortamlarda birbirimize dokunmadan alışveriş yapmaya başladık. İhtiyacımız olmayan, stresten, daha önce aldığımız ancak kullanamadığımız kıyafetler yerine yenilerini almaya başladık. Bu takas pazarında aslında biraz buna dikkat çekmek istedik” dedi. 
 
‘BİRBİRİMİZE DOKUNUYORUZ'
 
Takas pazarlarının tarihsel bir geçmişi olduğunu da hatırlatan Aydın, “Asırlar öncesinde köylerde takas pazarları kurulurdu. Köylüler meydanda bir araya gelir, eşyalarını takas ederlerdi. Bu takaslarla sosyal bir ortam oluşurdu. Sohbet edilirdi. Yaşadıklarını, kaygılarını birbirlerine anlatırlardı. Bizde sermayenin bize dayattığı tüketim alışkanlığına hayır demek, bizim ihtiyacımız olanın eşya almak değil de sohbet etmek, dayanışma içerisinde olmak olduğunu fark ettirmek istiyoruz. Burada bir takas yaparken, birbirimizle sohbet ediyoruz, birbirimize dokunuyoruz. Buraya getirdiğimiz eşyalarla birbirimize anılarımızı devrediyoruz. Artık kullanmadığımız eşyaları başka birine devrederken, onun yaşadığı mutluluğu görüyoruz. Bir ilişki içerisinde paylaşımda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
“Tüketim kültürüyle sadece biz yoksullaşmıyoruz” diyen Aydın, tüketim alışkanlığının doğanın talanını da beraberinde getirdiğini vurguladı. Doğa, ekoloji talanına da etkinliklerde dikkat çektiklerini aktaran Aydın, “Umarız bu takas pazarları yaygınlaşır. ‘Sermayeye hayır’ denilen ve var olanlarla mutlu olma kültürü kazandırılır” dedi. 
 
‘PAZARLAR YAYGINLAŞTIRILMALI'
 
Takas pazarlarının ilk kurduklarında insanların “bir şey verip, alabilir” algısıyla yaklaştığını ancak bunun bir zorunluluk olmadığını söylediklerinde birçok kişinin şaşırdığını da anlatan Aydın, “Yaşlılar eskilere gidiyor, anılarını paylaşıyor. Gençler de de ‘Biz boşuna bu kadar tüketiyoruz’ gibi eleştiriler geliyor. İnsanların içinde küçük bir ışık yakmak da bizim için çok önemlidir. Bizim yaptığımız çok küçük bir şey daha da büyütülebilir. Yoksulluğa, kapitalist sisteme, tüketim çılgınlığına karşı bu pazarlar çoğaltılabilir. Küçük model ile mümkün olduğunu gösteriyoruz. Bu takas pazarları yerel yönetimlerle düzenli ve yaygınlaştırılabilir bir hale getirilebilir. Takas pazarları kentin belirli noktalarında düzenli ve yaygın bir şekilde kurulması önemlidir” diye konuştu. 
 
'DAYANIŞMA KÜLTÜRÜ OLUŞTURMAK İSTEDİK'
 
Ekoloji Derneği üyesi Mazlum Yılmaz da bu etkinlikleri Amed’de yapmalarının önemine dikkat çekerek, “Amed’de ciddi bir sınıfsal farklılık var ortada. Yurttaşın barınma hakkı, beslenme hakkı, giyinme hakkı maalesef ikinci planda kalıyor. Biz hem endüstriyalizmin ekosistem üzerindeki yıkımına hem de kentteki bu sınıf ayrımına karşı bir dayanışmayla ihtiyacı olunmayan giysinin, eşyanın, okuduğun herhangi bir kitabı, dergiyi burada paylaşıyorsun. Bu paylaşım aynı zamanda anıları da paylaşmaktır. Okuduğun bir kitapta hissettiğin hissi de paylaşmış oluyorsun ya da giydiğin giyside biriktirdiğin anıları da paylaşıyorsun. Burası halkın birbiri ile kaynaşmasını da sağlıyor. Çocuklar birbirileri ile tanışıyor ebeveyniler birbirileri ile tanışıyor. Böyle bir kültür yaratmak istedik” ifadelerini kullandı.  
 
Bu kültüründe yerel yönetimlerce yaygınlaştırıp sürdürülebilir bir hale getirilmesi gerektiğini savunan Yılmaz, “Bu sadece bir eşya paylaşımı değil aynı zamanda bir dayanışma ve yurttaşlık bilincini de geliştirir” dedi. 
 
‘PARA GEÇMİYOR’
 
“Bu kadar tüketmek zorunda değiliz” diyerek, yola koyulduklarını anlatan Ekoloji Derneği üyesi Semra Mamuk, “Bu tüketim modeline karşılık aslında başka bir dünyanın mümkün olduğunu tüketmeden de dayanışarak,  paylaşarak yaşayabileceğimizi göstermek istiyoruz. Burada para geçmiyor. Paranın geçmediği neredeyse hiçbir alan yok ama burada para geçmiyor. Burada herkes var olan ürünlerini paylaşıyor. Bu bilinci bu farkındalığı artırmak için de böylesi etkinliklerimiz devam edecek çünkü gerçekten buna ihtiyacımız var. Tüketerek değil dayanışarak, paylaşarak birçok şeyi çoğaltabiliriz” şeklinde konuştu. 
 
MA / Berivan Altan