Ekonomistler: İflaslar zinciri gelebilir

img
İSTANBUL – Dövizde meydana gelen hızlı artışa ilişkin Ekonomist Mustafa Sönmez, “Ayranın ekşi olduğu iyice ortaya çıktı. Bir iflaslar zinciri gelebilir” dedi. Ekonomi yazarı Bahadır Özgür ise, artışın önümüzdeki aylarda vatandaşa çok daha ciddi yansıyacağını söyleyerek, "Dolar bunun ilk alarmı" dedi.  
 
Dün gece yarısı 4.80 seviyesine çıkan dolar sabah saatlerinden itibaren yeniden hareketlendi. Güne 4.76 seviyesinden başlayan dolar/TL, şu saatlerde 4.92 seviyesine çıktı. Euro/TL ise 5.6837 seviyesinden işlem gördü. Dövizdeki bu hızlı artışı Ekonomist Mustafa Sönmez ile Bahadır Özgür değerlendirdi.
 
‘ERDOĞAN’IN LONDRA’DAKİ AÇIKLAMALARI GÜVENSİZLİK YARATTI’
 
Ülkede ekonomik olduğu kadar politik güvensizliğin de hakim olduğunu belirten Sönmez, yaşanan artışı “Hem içerideki mevduat sahipleri hem borçlu şirketler ekonominin iyi yönetilmediğini düşünüyorlar. Kendilerini güvence altına almak için Türk Lirasını dövize döndürüyorlar. Bu kadar talep varken elde yeterli döviz yok. Bir mala talep yüksekse ve yeterince o maldan yoksa tabi ki fiyatı yükselir” sözleriyle açıkladı. Ekonomiye dair bu güvensizliğin, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Londra’ya yaptığı ziyaret sonrasında ifade ettiği görüşlerden kaynaklandığını dile getiren Sönmez, şöyle devam etti: “Bu görüşler dünya piyasasında da bir güvensizlik yaratmıştır. Bu ekibin ekonomiyi iyi yönetemeyeceği, eninde sonunda kayalara bindireceği fikri hakim olmuştur. Yabancı yatırımcılar çıkmakta ve yenileri gelmemektedir. Yurt içinde de Türk Lirası birikimi olanlar kendilerini güvende hissetmek için dövize yönelmektedirler. Bu yöneliş ve talep doğal olarak doların fiyatını da yukarıya çekmektedir.”
 
‘ÇOK KISA SÜREDE 5 TL’Yİ BULUR’
 
Böylesi durumlarda dolardan caydırmak için Merkez Bankası’nın Türk Lirası’nı cazip ve güçlü hale getirmesi gerektiğini ifade eden Sönmez, TL faizlerinin yükseltilmesi gerekirken yapılmadığını söyledi. Bu hamle geciktikçe doları olmayanların daha da dolara yöneldiğine dikkat çeken Sönmez, “Dolayısıyla bütün bu hücum beraberinde fiyatların sürekli yükselmesini getirmektedir. Çok kısa sürede doların 5 TL’yi görmesi de muhtemeldir” dedi. 
 
‘İNSANLAR DOLARI KENDİLERİNE GÜVENCE OLARAK GÖRÜYOR’
 
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's’un (S&P) TL hakkındaki uyarılarını da hatırlatan Sönmez, “Belli kuruluşlara herhangi bir ülkeye yatırım yapmaları konusunda danışmanlık yapıyorlar. Onlar da  'Türkiye’de enflasyon yüksek, işsizlik var, cari açık büyük, kamu maliyesi açığı büyük, ekonominin dengeleri iyi değil ve iyi yönetilmiyor ülke. Aklınız varsa bu ülkeden uzak durun. Yatırdığınız parayı geri alamazsınız' diye not yazıyorlar. Onlar da işlerini yapıyorlar. Onların Türkiye’ye dair herhangi bir kasıtları yok. Çünkü onların işi bu” diye belirtti. Ekonomik krizden çıkışın güvenle alakalı olduğunu kaydeden Sönmez, “Önce insanların güven duyması gerekiyor. Şimdi insanların hepsi kabuğuna çekiliyor. Şimdi insanların sığındıkları yer dolardır. Dünyanın en güçlü parası olduğu için onu kendilerine güvence olarak görüyorlar. Güven olmadığı zaman kafasını kabuğundan çıkartıp dolarını da satmaz insanlar" dedi. 
 
‘AYRANIN EKŞİ OLDUĞU İYİCE ORTAYA ÇIKTI’
 
Dünden beri dolardaki hızlı yükseliş karşısında hükümet yetkililerinin halen seslerini çıkarmadıklarını vurgulayan Sönmez, “Çünkü ayranımız tatlı demiyorlar. Ayranın ekşi olduğu iyice ortaya çıktı. Şimdi döviz borcu olan firmalar bu işten büyük zarar görürler. Bankalara borçlarını ödeyemezler. Dolayısıyla hem bankalar hem de firmalar zincirleme olarak sıkıntıya girer. Yani şirketler, bankalar iflas edebilir.  Bir iflaslar zinciri gelebilir. Şirketler sıkıntıya düşerse çalışanlar da sıkıntıya düşer. Yani herkes bu yıkımdan payını alır. En sonunda yorgun ve bitap düşenleri ya yurt içinden ya da yurt dışından güçlü olanlar gelip alır. Bütün krizler böyledir. Birileri altında kalır, ziyan olur. Akbabalar gelir ayakta kalanları toplar. Sonra gidebildiği kadar hayat devam eder” sözleriyle tepki gösterdi. 
 
'HÜKÜMET ÖNLEMİ ÖNCEDEN ALMADI'
 
Ekonomist yazar Bahadır Özgür ise, iktisatçıların doların bu seviyeye geleceğini çok önceden söylediğini hatırlatarak, "Dolar geçen yıldan beri yükseliyor. Türk Lirasında yüzde 40'lara varan bir erime var. Ortada, geçen yıldan beri çok hızlı bir şekilde yükselen bir kur var. Hükümet bu durumun önlemini daha önceden almadığı için ve bunu sürekli olarak dış güçlere, dışardan yapılan bir operasyona bağladığı için artık Merkez Bankası'nın müdahaleleri, faiz artırmalarının çok işe yarayacağını düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulundu. 
 
'ÇOK KÖKLÜ EKONOMİK REFORM GEREKİYOR'
 
Şuanda Türkiye'de doların tek başına bir kriz göstergesi olmadığını da sözlerine ekleyen Özgür, "İleriye dönük sadece kurla kalmayacak demektir. Ülkenin üretimine, istihdamına çok ciddi şekilde darbe vuracak bir sürecin başladığını gösteriyor. Dolayısıyla doların yükselmesine, sadece spekülatif olarak 'birileri alıp satıyor', 'birileri dışarıdan operasyon yapıyor o yüzden yükseliyor' demek çok gerçekçi değil. Bu söylemler daha reel sorunların görülmediğini, görülmek istenmediğini gösteriyor. Kuru düşürmek için uygulanacak politikalar da öyle faizle, finansal sınırlı araçların etkili olacağını düşünmüyorum. Çok daha köklü bir ekonomik reform gerekiyor. Seçimden sonra kim kazanırsa kazansın önünde duran en büyük sorunlardan biri ekonomidir" yorumunda bulundu.  
 
'ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA VATANDAŞA YANSIYACAK'
 
Meselenin sadece kurla ilgili bir mesele olmadığını dile getiren Özgür, şirketlerin şu anki borcunun kurdan dolayı bir günde yüzde 10 arttığını ifade etti. Özgür, yaşanan artışın da ay yazları ve sonrasında vatandaşa yansıyacağını söyleyerek, "Dolar sadece yükselince bir kriz göstergesi değildir. Ama dolar, pek çok şeyi etkileyen bir faktör. Aslında daha derinde yatan daha ciddi bir birikim krizini gösterdiği için bu düzeylere geliyor. Türkiye şu anda sadece bir finansal kriz değil, çok ciddi üretimi de istihdamı da etkileyen krize doğru gidiyor. Dolar bunun ilk alarmı ve şuan çok ciddi kırmızı alarm veriyor. Bu yaklaşan krizin önemli bir göstergesidir. Ayrıca bu sorun Merkez Bankası'nın sadece faizi arttırmasıyla çözülebilecek bir sorun olmaktan da çıktığını düşünüyorum" dedi. 
 
MA / Muhammet Doğru – Bilal Seçkin