İnşaat sektörü durma noktasında: Konut kredisi faizlerini düşürmek işe yaramaz

img
İZMİR -  İnşaat sektöründe yaşanan daralmayla birlikte yaşanan krizi, seçim sonrasına erteleyen hükümet, konut kredisi faizlerini yüzde 1’in altına çektirdi. Sektörün durma noktasına geldiğini dile getiren müteahhit Süleyman Gündüz, “İnsanlar önünü göremiyor” diyerek bu adımların işe yaramayacağını söyledi.
 
Türkiye ekonomisinin son 15 yılda lokomotifi haline gelen inşaat sektörü de, ekonomik krizden nasibini alanlardan. Yeni inşaat başlangıçlarının yavaşladığı 2018’in ilk çeyreğinde, döviz kurlarındaki artış ve kredi alım faizlerinin artmasının ardından konut satışları da gerilemeye başladı. 
 
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği'nin (Türkiye İMSAD), Mart 2018 Sektör Raporu’na göre, alım gücü düşen yurttaşların önceki konut alımlarının ödemelerini yapması 2017 yılının gerisine düştü. Yüzde 50’ye yakın artış gösteren demir fiyatları nedeniyle maliyetlerin arttığı inşaat sektöründe artan konut stokları baş gösterdi. 
 
24 Haziran baskın seçimleri öncesinde ise, hükümet ekonomik kriz kaygısıyla  adımlar atmak zorunda kaldı. Hükümet, konut stoklarını eritmek amacıyla Ziraat Bankası ve Halkbank’ı devreye koyarak konut kredisi faizlerini yüzde 1’in altına çekti. Ancak atılan adımların uzun vadede etkisiz kalacağı ve inşaat sektörünün son 15 yılın en büyük kriziyle karşı karşıya olduğu yorumları yapılıyor.  
 
‘İNŞAAT SEKTÖRÜ DURMUŞ VAZİYETTE’ 
 
2006 yılından bu yana müteahhitlik yapan Süleyman Gündüz, inşaat sektörünün tamamen durmuş vaziyette olduğu görüşünde. Gündüz, stokları eritmek için hükümetin attığı adımların sonuç vermeyeceğini, “Şu anda tüketmenin bir imkanı yok” diyerek özetledi. Muhasebecilikten müteahhitliğe geçen Gündüz, sektörün zirveye çıkmasının ardından kendisi gibi yüzlerce kişinin asıl işlerinin yanında inşaat sektörüne de yöneldiğini hatırlatarak, “Eline biraz para geçen herkes, inşaat işine girdi. Bir talep vardı ve bu talepten pay almak isteyen herkesin de yüzünü döndüğü sektör oldu inşaat. Ama gelinen noktada sektör bitmiş durumda” dedi. 
 
‘ADIMLAR SEÇİM MALZEMESİ’ 
 
İnşaatın, Türkiye ekonomisini ayakta tutan en güçlü sektör olduğunu belirten Gündüz, hükümetin ekonomide başka bir çıkış yoluna başvurmamasının sonucu olarak bu sektörün (inşaat) öne çıktığını belirtti. Ancak, günümüz koşullarında sektörün Türkiye’nin içine girmiş olduğu sorunlardan dolayı durma noktasına geldiğine vurgu yapan Gündüz, “Hükümet, Türkiye’nin içine girmiş olduğu birçok sorundan çıkmanın yolunu günübirlik politikalarda arıyor işin doğrusu. Ziraat Bankası ve birkaç banka ile birlikte faizler düşürülerek inşaat sektörü canlandırılmak isteniyor. Ancak insanlar temkinli yaklaşıyor. Hükümet de bunu göremiyor değil. Görüyor; ancak yaklaşan seçimden kaynaklı bir yatırım yapmak istiyor. Yani seçim malzemesi olarak kullanmak istiyor” ifadelerini kullandı. 
 
'KREDİLERİN ÖDEMESİ YAPILAMIYOR’
 
Faizler ne kadar düşürülse de alıcıların kredilerini ödeme noktasında sorun yaşadığını dile getiren Gündüz, “İnsanlar için kredi ile bir daire almak, 10 yıl boyunca geri dönüşü olan bir maliyet anlamına geliyor. İnsanların iş garantisi olmadığı veya geleceğe dair birtakım kaygıları olduğu için buna çok sıcak bakmıyor. Bu nedenle bu adımların da hayat bulacağını sanmıyorum. Ve çok kısa sürede bu iş hükümetin başına patlayacaktır. İnsanlar önünü göremiyor. Alım güçleri de eskisi kadar yok. Bir yandan da insanlar son yıllarda içine girilen kriz ortamında tabiri caizse yastık altındaki birikimlerini de harcamaya cesaret edemiyor” diye konuştu. 
 
‘UZUN VADELİ ADIMLAR ATILMALI'
 
Gündüz, Türkiye’deki siyasi muğlaklık ve dünyada yaşanan krizi  şimdi aşmasının mümkün olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Seçim kararı alındığından bu yana halkın deyimiyle; hükümet kesenin ağzını açmış durumda. Faizleri düşürüyor. İmar yasasına af getiriyor. Yakıt fiyatlarını düşürüyor; ancak bu uzun vadede bir getirisi olacak bir şey değil. Hükümet için gelinen nokta son noktadır. Çırpınış noktasıdır. Uzun vadeli adımlar atılmadıkça işi yapan müteahhidin elinde stoklar bekleyecektir. Vatandaş ev sahibi olamayacaktır. Kiralar bekleyecektir.” 
 
MA / Ahmet Kanbal