Ekolojistler: İklim krizi ve salgın hastalıklar küreselleşmenin sonucu

img
İSTANBUL - Yaşanan iklim krizi ve koronavirüs salgınının küreselleşmenin bir sonucu olduğunu söyleyen ekolojistler, yaşanan felaketlerden dersler çıkarılmadıkça yeni bir sisteme geçişin imkansız olduğunu kaydetti.
 
İspanya'nın başkenti Madrid'de geçtiğimi Aralık ayında düzenlenen 25'inci Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP25) dünya liderlerine seslenip, TIME dergisinin “yılın kişisi” seçtiği 16 yaşındaki İsveçli aktivist Greta Thunberg ile tekrar gündemimize giren iklim krizi, on yılların en tartışmalı konularından birisi olmayı sürdürüyor. Küresel ısınma sonucu yaşanan mevsimsel değişiklikler ve buzulların erimesi milyonlarca canlının hayatı için büyük tehlike.
 
Yapılan incelemeler, dünya sıcaklık ortalamalarının bugüne kadar geri dönülemez bir şekilde 1ºC arttığını gösteriyor. Yalnızca 1 derecelik artış bile kasırgalar, orman yangınları, aşırı yağışlar ve beraberinde sel felaketleri, sıcak hava dalgaları gibi doğal felaketlerin etkilerini yaşamamıza neden olabiliyor. Gerekli önlemler alınmadığı ve karbon salınımları durdurulmadığı takdirde ise, uzmanlara göre dünya çok kısa bir süre içerisinde canlıların yaşamı için uygunsuz bir hale gelecek.
 
Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu 18 ülkenin bir araya gelerek oluşturduğu Küresel Adaptasyon Komisyonu'nun raporuna göre, dünya iklim krizinin etkilerine vahim düzeyde hazırlıksız. 
 
Şayet önümüzdeki on yıl içinde gerekli yatırımlar yapılmazsa küresel ısınmada en az sorumluluğu olan en yoksul kesimler en ağır bedeli ödeyecek. Küresel ısınmanın etkilerinden birisi ise, yaz aylarında etkisini daha fazla hissedeceğimiz çekirge sürüleri ve sivrisineklerin etkisi ile yayılacak olan sıtma hastalığı. 
 
Ekolojistler, iklim krizinin etkilerini, çözüm yöntemlerini ve koronavirüs salgınını MA’ya yorumladı.
 
PROF. KURNAZ: SITMA DAHA TEHLİKELİ OLACAK
 
Yaşanan iklim krizinin etkisi ile sivrisineklerden bulaşacak sıtmanın Türkiye için daha tehlikeli olacağını belirten Prof. Dr. Levent Kurnaz, bu tehlikeye karşı hazırlıksız olduğumuzu ifade etti.
 
Koronavirüsün küresel bir sorun olduğundan kaynaklı dünya çapında bir çözüm arandığını kaydeden Kurnaz, esas sorunun ise sıtma olacağının altını çizdi. Bugün iklim krizi konusunun ikinci plana atıldığını belirten Kurnaz, “Fakat ikinci plana atmamamız ve üzerinde durmamız gereken bir konu. Biz petrol, doğalgaz yaktığımız müddetçe dünya ısınmaya devam edecek ve bunu durdurmak zorundayız” dedi. 
 
Dünya genelinde son zamanlarda çekirge sürüleri ile sıkça karşılaşılması üzerinde duran Kurnaz, şuandaki iklim koşullarının çekirge sürülerinin oluşmasını hızlandırdığını dile getirdi.
 
Afrika ve Arabistan’da görülen çekirge sürülerinin arkasındaki ana problemin onlara gerekli tepkinin verilmemesi olduğunu vurgulayan Kurnaz, şunları söyledi: “Yani bunlarla ilgili ilk anda bir mücadeleye girilmiş olsaydı, şu andaki duruma ulaşılmazdı. Çok daha rahat bastırıldı. Maalesef Suudi Arabistan-Yemen bölgesindeki politik problemlerden dolayı ilk anda müdahale edilememesi problemin bu boyuta çıkmasına neden oldu.” 
 
‘KÜRESELLEŞMENİN SONUCU’
 
Prof. Kurnaz’a göre, bugün dünya gündeminin merkezine oturan koronavirüsün salgınının bu kadar hızlı yayılmasının sebebi de küreselleşme.
 
Küreselleşmenin hep pozitif yönleri ile aktarıldığını ama virüsün negatif yönünü ilk kez bu kadar net göz önüne serdiğini söyleyen Kurnaz, “Eğer biz bu problemlerin üstünde ciddi bir şekilde kafa yorup önümüzde bir ders olarak alırsak o zaman daha iyi bir sisteme ulaşabiliriz” dedi.
 
“Ama iyileri de var kötüleri de var biz aynen böyle devam ediyoruz dediğimiz anda geçmişten hiçbir ders çıkarmadan geleceğe gidiyoruz demektir. Orada da herhangi bir sistem değişikliğinin olmasına imkan yok” diyen Kurnaz, iklim krizinin önüne geçilebilmesi için ise kömür, doğalgaz ve petrol yakmaya son verilmesi gerektiğinin altını çizdi. 
 
AKSU: EKOSİSTEMDE BÜYÜK KIRILMALAR OLUŞTU
 
İklim krizi ile koronavirüs arasında dolaylı ya da dolaysız birçok bağ kurulabileceğini söyleyen Polen Ekoloji Sözcüsü Cemil Aksu da, insanların doğa üzerinde yaptığı yıkımların ve hayvan deneylerinin ekosistemde büyük kırılmalara neden olduğunu belirtti. 
 
Koronavirüsün ortaya çıktığı Çin’in Wuhan kentinin vahşi hayvan ticareti ve hayvansal beslenme açısından önemli bir yer olduğunun altını çizen Aksu, “Wuhan’da mevcut yaşama yapılan müdahaleler, gıda sistemi üzerinden dünyanın her tarafına yayıldı. Bu açıdan iklim krizinin nedeni olan bir çeşitliliğin azalması, alt ekosistemlerde yaşanan bozulmalar, bio-genetik çalışmaları koronayla iklim krizi arasındaki aynılıkları gösteren başlıklar olarak sıralayabiliriz” dedi. 
 
‘DÜNYANIN SONU GELDİ’
 
“Bildiğimiz dünyanın sonu geldi” diyen Aksu, iklim krizinin birçok ekosistemi istikrarsız hale getirdiğini vurguladı. İklim krizi ile iklimlerin yer, zaman ve şiddet döngüsünün değiştiğini söyleyen Aksu, “Karbon döngüsündeki bozulma, buzulların erimesi ya da Sibirya’da buzullarının altındaki toprakların erimesi ile atmosfere büyük oranda karbon salınımı gerçekleştirdi. Aynı zamanda okyanuslarda buna benzer süreçler yaşanıyor. Mercan kayalıkları yok oluyor. Dolayısıyla karbon salınımı sadece fosil yakıt kullanımı ile değil bunların yarattığı ısınmanın buzullarda veya diğer ekosistemlerdeki bozulmasıyla beraber geometrik olarak öngörülmez bir biçimde artmasına neden oluyor” diye belirtti. 
 
‘YAŞANAN FELAKETLER BİR SONRAKİNİ TETİKLİYOR’
 
Aksu, küresel iklim krizine bağlı olarak dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan felaketin artık tüm insanlığı etkilediğini de sözlerine ekledi. Aksu, “Avusturya’da aylarca süren yangın sadece oradaki milyonlarca canlının ve bio-çeşitliliğin yok olmasına neden olmadı. Aynı zamanda onun yarattığı ısınma başka iklim olaylarının küresel döngülerin de bozulmasının neden oluyor. Bir yerdeki felaket başka yerdeki felaketin nedeni olarak üst üste çığ gibi büyümeye neden oluyor. Dolayısıyla biz artık bir felaketin başka bir felaketin nedeni olarak görmeye başlıyoruz. Her felaket kendisinden daha büyük felaketlere neden oluyor, onu tetikliyor” değerlendirmelerinde bulundu.
 
‘HALK SAĞLIĞINDAN ÇOK PARA DÜŞÜNÜLÜYOR’
 
Koronavirüs salgını ile birlikte mevcut sistemin krizlere karşı tedbir alamadığının görüldüğünü söyleyen Aksu, koronavirüsün aslında ağır bir virüs olmadığını fakat milyonlarca insanın önleyici sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığı için tablonun bu kadar ağır olduğunu kaydetti.
 
Sağlığın sisteminin özel sektöre devredildiği için hızlı tedbirler alınamadığını belirten Aksu, “Böyle bir küresel krizde bile ABD ve Rusya arasında, ilacı kimin üreteceği üzerinden bir rekabet yapılıyor. Halkın sağlığından çok aşıyı kim bulacak ve milyarlarca dolarlık aşı piyasasını kimin domine edeceği üzerine kavga yapılıyor. Bütün bunlara baktığınız zaman kapitalizmin hem iklim krizinin hem de bu korona gibi krizleri piyasa araçları ile cevap verme şansının olmadığını görüyoruz” dedi.
 
‘CEVAP SOSYALİZMDE’
 
Sınırsız bir büyüme arzusu ve tüketim çılgınlığına dayalı kapitalist sistemden vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Aksu, iklim krizi ve ekolojik yıkıma karşı ne yapmalı sorusuna cevabın sosyalizmde yattığını söyledi. “Kapitalizmin 200 yıllık tarihi boyunca yarattıkları ekolojik yıkımın durdurulması ve insan doğa ilişkilerinin yeniden yaratıcı bir şekilde kurulması açısından başka bir seçeneğin yok” diyen Aksu, “Ya yeni komünismi nasıl kuracağımızı keşif edeceğiz ya da bu kapitalist barbarlık içerisinde can çekişmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
MA / Tolga Güney