Pertek ilçesi doğal üretip, doğal besleniyor

img
DERSİM – Pertek ilçesinde her evin bahçesinde kışa hazırlık yoğunluğu var. Doğal üretip, doğal beslenen ilçe sakinlerinden Sultan Zamur da, çarşıdan bir tek çay ve şeker aldığını, geriye kalan her şeyi ise kendi elleriyle yapıp yediğini söyledi. 
 
Tarihi yapıları ve doğa güzelliğinin yanı sıra Dersim’in tüm ilçeleri de kendine özgü güzellikleriyle dikkat çekiyor. Organik tarım ve doğal üretimiyle bilinen Dersim’in Pertek ilçesinde yaşayanlar hem bahçelerinde organik tarım üretimi hem de hayvancılık yapıyor. 
 
HER TÜRLÜ MEYVE VE SEBZE MEVCUT
 
Bu aylarda her evin bahçesinde kışa hazırlıkların yapıldığı Pertek’te aileler iş paylaşımını ise komünal bir şekilde yapıyor. İlçedeki bahçelerden her türlü meyve ve sebze yetiştirilerek, kışa hazırlık yapılan ilçede, kış hazırlığı için arpa buğdaylar eleğe vuruluyor, ardından una dönüşmesi için değirmene gönderiliyor. Sebzeler kurutulup, konserveye dolduruluyor, meyveler de kurutulup reçel yapılıyor. Yine ceviz ve badem gibi kuruyemişler ise bahçelere serilerek ayıklanıyor.  
 
'DOĞAL ÜRETİM MUTLU EDİYOR'
 
Pertek’te yaşayan yurttaşlardan Sultan Zamur (65), evinde her türlü gübresiz meyve ve sebze tohumu bulunduğunu, bunları da ilkbaharda ektiğini söyledi. Zamur, sebze ve meyve ekimine çocukluğundan bu yana hevesli olduğunu ve üretim ile iç içe olmasının kendisini mutlu ettiğini belirtti.  
 
‘BİR TEK ÇAY VE ŞEKER SATIN ALIYORUM’
 
Bahçesinde yetişen her şeyin doğal olduğunu ifade eden Zamur, “Gübre hiçbir zaman kullanmadım. Buğday, arpa, fasulye, nohut  da ekiyoruz. Bunları hem satıyoruz hem de kış için kendimize hazırlıyoruz.  Vişne, incir, kırmızı dut, böğürtlen reçeli de yaptım. Her şeyi ekiyorum. Hiçbir şey satın almıyorum. Bir tek şeker ve çayı satın alıyoruz. Un ve yağım dahi evde çıkıyor” dedi. 
 
‘HERŞEYİ KENDİ ELLERİMLE YAPIP YİYORUM’
 
3 tane ineği olduğunu, onları dahi doğal beslediğini dile getiren Zamur, “Fenli yem almıyorum. Yetiştirdiğim buğday ve arpayı ineklerimi de veriyorum. Onlardan elde ettiği sütüm, yağım, ayranım da doğaldır. Ekmeği de asla fırından getirmem. Gece bile olsa kendi evimde sacın üzerinde yaparım.  65 yaşına geldim. Her şeyi kendi ellerimle yapıp yedim" diye kaydetti. Şuanda tüketilen her şeyin  hormonlu olduğunu, bundan kaynaklı insanlarda hastalıkların çoğaldığına da dikkat çeken Zamur, “Bebekler dahi doğar doğmaz hastalıklı. Hepsi tüketilen sağlıksız şeylerden” dedi.  
 
‘EN BÜYÜK ZENGİNLİK TOPRAKLARIMIZDIR’
 
İnsanların şehir merkezlerinde yaşamaya olan sevdalarına anlam veremediğini dile getiren Zamur, şöyle konuştu: “Millet şimdi büyük şehirlere özeniyor. Şehirlerde her şey para. Ama köylerine dönseler her şeyini ekip biçseler daha güzel olur. Kimse şehirlere özenmesin. Köylerine geri dönsün insanın en büyük zenginliği topraklarıdır. Gidip milletin işini yapacaklarına kendi topraklarından faydalansınlar. Bunca meyve ve sebze ekiyorum. Kendi işim olunca hiç zahmetli gelmiyor. Büyük bir zevkle yapıyorum. O nedenle herkes kendi topraklarında ekip biçmelidir. Doğal üretimi çoğaltmalıdır." 
 
MA / Semra Turan