Lübnan'da meclis başkanı seçiliyor

  • dünya
  • 09:19 22 Mayıs 2018
  • |
img

ANKARA - Seçim sonrası bugün ilk kez toplanacak olan Lübnan Parlamentosu, yarınki oturumunda ise Meclis Başkanı'nı seçecek. Şii liderlerden Nebih Berri'nin 4 yıllığına yeniden meclis başkanlığına seçilmesi beklenirken, ardından gözler hükümetin kurulmasına çevrilecek. 

Uzun bir aradan sonra Lübnan'da parlamento seçimi 6 Mayıs 2018 günü yapılmış ve kesin sonuçlar 9 Mayıs 2018 günü İçişleri Bakanlığı'nca açıklanmıştı. Lübnan, yaklaşık 6 milyon nüfuslu küçük bir ülke; ancak Ortadoğu'daki gelişmelerin ilk yankısını bulduğu bir coğrafya olduğu için önemli bir yer. Dört yılda bir yapılması gereken parlamento seçimleri, Hizbullah'ın İsrail işgalini önlemek üzere yaşanan uzun bir savaş dönemi ardından 9 yıl sonra yapılabilmişti.
 
Ülkenin siyasi yönetim biçimi 1989 tarihli Taif Anlaşması'na göre şekilleniyor. Buna göre, Başbakan Sünnilerden, Cumhurbaşkanı Hıristiyanlardan, Meclis Başkanı ise Şiilerden seçiliyor. Tüm mezheplerin parlamentoya yansımasını ve ortaklaşa yönetimi  amaçlayan bu kotalar, bugünkü nüfusa tam denk gelmediği için son seçimlerde (bağımsız adaylar, partilerin aday listelerinden istediğine oy vermek ya da başka mezhepten partinin adayı olabilmek gibi) kimi yumuşamalara gidildi; ancak seçim sonuçlarında radikal değişiklikler yaşanmadı.
 
Cumhurbaşkanı'ndan başlarsak: Mevcut Hıristiyan Cumhurbaşkanı Michel Aun, eski parlamento tarafından (ikinci turda) 2016 yılında seçilmişti. Görev süresi 6 yıl sonra yani 2022 yılında sona erecek. 128 üyeli yeni parlamentoda Hıristiyan partilerden Özgür Yurtsever Hareket'in 24, Lübnan Güçleri'nin 13 parlamenteri var. Bu cephede, yine kendi kotalarına sahip olan Hıristiyan mezheplerin temsilcileri de parlamentoya seçildi.
 
Başbakan'ın seçildiği Sünni kotalarda mevcut Başbakan Saadettin (kısaca Saad deniliyor) Hariri'nin Gelecek Hareketi, epeyce sandalye kaybetse de, Sünnilerin en büyük partisi olarak hükümeti kurmakla görevlendirilecek. 20'si Gelecek, 4'ü Azim Hareketi, 4'ü 8 Mart Hareketi ve 4'ü diğerlerinden olmak üzere Sünnilerin toplamda 32 parlamenteri bulunuyor yeni mecliste. Üç temel mezhepte yer almayan Dürzilerin İlerici Sosyalist Partisi'nin 9 üyesi gibi, yeni parlamentoya seçilen 13 bağımsız adayın çoğunun da kurulacak koalisyon hükümetinde temsil edilmesi bekleniyor.
 
Meclis Başkanlığı'na bir adaylarının yarın seçilmesi beklenen Şii kotasında ise Emel Hareketi'nin 15, Hizbullah Hareketi'nin ise 13 parlamenteri bulunuyor. Bu arada, 6 Mayıs 2018 seçimlerini Sünni Hariri'nin (her üç parlamenterinden birini yitirmiş olsa da) kaybettiği ve Hizbullah'ın kazandığı yönündeki haberlerin doğruyu yansıttığı söylenemez. Ancak Emel ve Hizbullah'ın aday listelerine Katolik, Dürzi ve hatta Sünnilerden isimlerin girip, seçimi kazanması, seçim sistemindeki değişiklerin ilk yansıdığı partiler olması (ve seçmene güven vermesi) açısından önemli.
 
Bunun ilk ve en önemli sebebi, Lübnanlıların kendi ordusundan çok Hizbullah militanlarına güvenmesi olmalı. Nitekim, Hizbullah güçlerinin, İsrail ordusunu tarihinde yenilgiye uğratan ilk silahlı güç olarak sadece Lübnan'da değil, aynı zamanda tüm Ortadoğu'da saygınlığı bulunuyor. Ancak sadece İsrail'e karşı değil, Suriye'de de Sünni çetelere karşı mücadelesi, Hizbullah'ı İran yanlısı cephede konumlandırıyor.
 
Ortadoğu'daki Sünni ve Şii cephelerin (başka ülkelerdeki sona erse ya da mola verilse de) ilk ve sürekli savaş alanı durumundaki Lübnan'da, parlamentonun oluşumu, tarafları Hıristiyanların hakemliğinde ortaklaşa hareket etmeye zorluyor. Parlamento'nun ortaklaşa yönetim başarısı, sadece Lübnanlılara değil, onlar adına hareket etmeye çalışan düşman cephelere barış vaat etmesi açısından önemli bulunuyor.
 
MA / Hüseyin Aykol