AMED - PKK’nin Avrupa’da serbest örgütlenme hakkının tanınması için toplanan 3 milyon imzaya dikkati çeken Brüksel Barosu avukatlarından Robin Bronlet, Belçika Yargıtay Mahkemesi’nin kararına istinaden “Avrupa Ortak Terörle Mücadele Ceza Mevzuatı’nın PKK’ye karşı kullanılamayacağını” söyledi.
Kürtler için Uluslararası Adalet İnisiyatifi’nin çağrısıyla Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Avrupa Birliği’nin “terörist örgütler” listesinden çıkarılması için 3 milyon imza toplandı. Toplanan imzalar inisiyatif adına Belçika Barış Hareketi (Vrede), İlerici Enternasyonal (Progressive International) ve merkezi Hollanda’da bulunan sanat örgütü Yeni Dünya Zirvesi (New World Summit) tarafından Avrupa Komisyonu’na sunuldu. Belçika Yargıtay Mahkemesi’nin daha önce PKK için verdiği temyiz kararlarının tüm ülkeler için emsal taşıması gerektiğini dile getiren Brüksel Barosu avukatlarından Robin Bronlet, hukuki sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
TÜRKİYE’NİN BASKILARI
Bronlet, Belçika’nın Kürt kurumlarına yönelik baskılarına değinerek, “İsveç’in NATO’ya dahil olma sürecindeki tartışmalarda gördüğümüz gibi Türkiye, Kürt vatandaşlarını terörist olarak suçlayarak Avrupa devletleri üzerinden baskı yapıyor. Belçika'da da bir ara durum böyleydi. Belçika'da faaliyet gösteren Kürt kurumları, medyası ve dernekleri aleyhine devam eden birçok cezai kovuşturmaya sessiz kaldılar” dedi.
‘PKK ÜYELİĞİNE CEZA DAVASI YOK’
Bronlet, “Eskiden Belçika’da birçok cezai soruşturma vardı. Hemen ardından da bu cezai soruşturmalar, ülkenin en üst mahkemesi olan Belçika Yargıtay Mahkemesi’nin önemli kararının ardından sona erdi. Belçika Ceza Kanunu'nun terörizmle mücadele Avrupa Direktifinin girişlerinden birini uygulayan bir maddesine dayanmaktadır. Bu önsöz, Avrupa Terörle Mücadele Ceza Hukuku’nun, uluslararası insancıl hukuk tarafından yönetilen uluslararası bir çatışmada taraflara karşı kullanılmaması gerektiğini belirtir. Dolayısıyla tüm tartışma, sonuç olarak bir yanda Türk devleti ile diğer yanda PKK arasında uluslararası bir silahlı çatışma olup olmadığı etrafındaydı. Sonuç olarak PKK’nin bu silahlı çatışmada taraf olarak kabul edilmesi gerektiği ve orada vatandaşlar için terörle mücadele saldırısına dayalı olarak zulüm PKK üyeliği algısı uygulanamayacağı konusunda kesin kararla sonlandırıldı. Ceza davası 2014-2015 yılları arasında devam etti. Bu konuda temyiz başvuruları yapıldı ancak karar Yargıtay Mahkemesi tarafından onaylanmıştı. Bu nedenle artık PKK üyeliğinden şüphelenilen kişilere karşı terörle mücadele ceza davası bulunmuyor” diye belirtti.
‘PKK CEZA KANUNUNDAN MUAF’
PKK’nin, terörle mücadele hukuku dışında tutulmasının Avrupa Direktifini uygulayan Belçika Hukuku’na dayandığına işaret eden Bronlet, “Bu da şu anlama geliyor, bu içtihat hukukuyla diğer Avrupa ülkelerinde de Avrupa Ortak Terörle Mücadele Ceza Mevzuatı’nın aslında PKK’ye karşı kullanılamayacağını iddia edilebilir” diye konuştu.
‘CİDDİ BİR SORUŞTURMA OLMALI’
Türkiye’de PKK üyeliği gerekçe gösterilerek yapılan baskıları eleştiren Bronlet, şöyle devam etti: “İmralı'daki cezaevi koşullarına ilişkin tanıklıklarımızın yanı sıra, Türk devletlerinin savaş suçlarını kınayan bazı insanlarla görüştük, kimyasal silah saldırılarını duyduk, cesetlere işkence ve parçalama yapıldığını duyduk, bu açıkça çok şok edici ve bu suçlar hakkında ciddi bir soruşturma olacağını umuyoruz.”
BELÇİKA DAVASI’NDA NE OLMUŞTU?
AB’nin PKK’yi yeniden yasaklı listeye aldığı sıralarda, Belçika İstinaf Mahkemesi, 8 Mart 2019’da açıkladığı kararında, PKK’nin “uluslararası olmayan silahlı bir çatışma” olduğu ve “terörist bir örgüt” olmadığına karar verdi.
MA / Eylem Akdağ - Ruken Polat