HABER MERKEZİ - Kazımi yönetimi, Türkiye ve KDP işbirliğinin Irak'taki krizi derinleştirdiğini söyleyen gazeteci Mervan Özdemir, çözümün yoksulları Taliban'a terk eden batıda değil, üçüncü yolu hayata geçirmekte olduğunu belirtti.
Irak'ta 10 Ekim 2021’de yapılan erken genel seçimlerin üzerinden 10 ay geçti. Ancak ne hükümet kuruldu ne de yeni cumhurbaşkanı seçilebildi. Sadr Hareketi Lideri Mukteda es Sadr’ın siyasetten çekildiğini açıklaması sonrası ülkedeki belirsizlik daha da içinden çıkılmaz bir hal aldı. İşsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmetlerinin yetersizliğine karşı başlayan protesto eylemleri ise yayılıyor. Gazeteci Mervan Özdemir, yaşanan kriz ve son gelişmeleri değerlendirdi.
SADR DİYALOGA KAPALI
Ülkede son yıllarda yapılan seçimlerin tümünde kimi sorunların baş gösterdiğini söyleyen Özdemir, son dönemlerde artan karışıklığın temel nedeninin "kıyım makinasına" dönen iktidarlar arasındaki kavga olduğunu kaydetti. Özdemir, "Bu sorun bugün Irak’ta Sadr Hareketi ile Şii Koordinasyon Çerçevesi adıyla öne çıkıyor. Bilindiği üzere Irak’ta parlamento erken seçimleri 10 Ekim 2021 tarihinde gerçekleşti. Adı erken olsa da bu seçim, Irak’ta aşılamayan siyasi krizlerden ötürü yaklaşık 2 yıl gecikti. Bu yozlaşmalar Sadr Hareketi tarafından Koordinasyon Çerçevesi’nde gelişmiştir. Sadr başından bu yana ‘dış güçlere bağlı olmayan, yolsuzluğa bulaşmayan bir hükümet’ sloganıyla Koordinasyon Çerçevesi’ne muhalefet ediyor. Tüm diyalog ve müzakere kapılarını kapatmış bulunuyor” şeklinde konuştu.
KDP'NİN ADAYI
Hükümetin kurulamamasında Sadr’ın önemli bir rol oynadığını belirten Özdemir, "Sadr, erken seçimlerde çoğunluk grup olmayı başardı. Ancak hükümeti kurmak için KDP ve Sünnilerle kurduğu ittifaka rağmen gerekli çoğunluğu sağlayamadı. Ayrıca Sadr yolsuzlukla mücadele edeceğini söylerken ve kitlelerini bu temelde mobilize ederken, Irak ve Kürdistan’da adı yolsuzlukla eşdeğerde tutulan KDP ile ittifak kurdu. KDP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Sadr’a gösterdiği Hoşyar Zebari, yolsuzluktan dolayı Irak’ta Maliye Bakanlığı görevinden azledilmiş bir isim. Bunun gibi çelişik ve ironik gelişmeler Sadr’ın hükümeti kurmasının önüne geçti” diye kaydetti.
SADR'IN AMACI
Sadr Hareketi'nin silah kullanarak, halkı harekete geçirdiğini aktran Özdemir, "Koordinasyon Çerçevesi hükümeti kurmaya oldukça yakınlaştı. Ancak Sadr bu defa bir silah olarak kullandığı kitlesini harekete geçirdi. Sadr, her ne kadar protesto gösterilerinin nedenini Koordinasyon Çerçevesi’nin Başbakanlık adayı için gösterdiği isme yönelik (Muhammed Şiya Sudani) olduğunu söylese de isimler tamamen bir bahanedir. Sadr güç gösterisi yapıyor ve istifa etmiş olsa da hükümetin kurulması ve Irak siyasetinin kendisi olmadan yapılamayacağının mesajını veriyor. Hatta devletin kendisi olmadan işlevli hale gelemeyeceğinin mesajını veriyor. Sadr'ın eylemlerine baktığımızda, devletin üç temel organı olan yargı, yasama ve yürütme organlarını işlevsiz kıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
KDP-TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ
KDP ve Türkiye arasındaki işbirliğinin de hükümetin kurulamamasında etkili olduğunu ifade eden Özdemir, şunları söyledi: "Var olan sorunun ana kaynaklarından biri elbette ki KDP’dir. KDP’nin Kürdistan Bölgesindeki icraatlarına, geliştirdiği ortaklıklara baktığımızda bu gidişatın en çok hangi ülkelere yaradığını anlamak daha mümkün hale geliyor. KDP’nin son icraatlarından biri, Zaxo Üniversitesi'ndeki Kürdistan haritasını kaldırmak oldu. Türk devletinin isteği veya talimatıyla KDP, Kürdistan’ın dört parçasının siyasi sınırlarını gösteren haritayı kaldırarak, Musul ve Kerkük’ü de silerek Kürdistan Bölgesi haritasını bıraktı.Utanmazsa Süleymaniye’yi bile bu haritanın dışında bırakarak, sadece kendi kontrolü altında bulunan Duhok ve Hewlêr’i haritada bulunduracaktı. KDP’nin Türk devletiyle geliştirdiği ilişki ve işbirliği Irak’ta yaşananların en etkili sebeplerinden biridir."
'TÜRKİYE GÜÇLÜ HÜKÜMET İSTEMİYOR'
Özdemir, Türkiye'nin Irak ve Kürdistan Bölgesi'nde gerçekleştirdiği ziyaretlere işaret ederek, "Türk devleti, Sünni blok, Kazımi hükümeti ve KDP, Türk devletinin saldırılarının meşrulaştırılması, sorgulanmasının önüne geçmek için planlı ve programlı bir şekilde krizi derinleştirdi. Dikkat edersek Türk devletinin gayri ahlaki, gayri insani ve yasadışı saldırılarına Irak’tan güçlü bir reaksiyon geliştirilemiyor. Buna karşı hukuki bir mücadele verilemiyor. Çünkü ne güçlü bir hükümet ne de siyasi partiler var. Türk devletinden hesap sorulmaması için güçlü bir hükümetin kurulmasının önüne geçiliyor. En son Perex’te 9 Arap yurttaş katledilince Irak’ta milyonlar harekete geçti. Türk devletinden uluslararası alanda hesap sorma girişimleri ve boykot çağrıları oldu. Ancak ne olduysa tam da Irak’ın ilk defa kurumsal ve koordineli bir şekilde Türk devletine tavır aldığı bir süreçte oldu ve Sadr protestoları başladı. Protestoların ilk adresi de Türk devletine karşı yaptırımların geliştirilebileceği parlamento binası oldu” diye kaydetti.
ÇÖZÜM: ÜÇÜNCÜ YOL
Irak’ta yaşanan kaosun 3'üncü yolun uygulamaya geçilmesiyle ortadan kalkabileceğini söyleyen Özdemir, "Ortadoğu’da bugün üçüncü yol olarak tarif edilen, Suriye ve Irak’ta yaşanan sorunların kendini tekrar etmesi için çözüm geliştiren bir yöntemden söz ediliyor. Bu yöntem Rojava’da, Şengal’de ve Mexmur’da hayata geçirilmiş ve sonuç alıcılığı ispatlanmıştır. Üçüncü yol; PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürtlerin yaşadığı soykırım kıskacından kurtulması, renkleri, dilleri, inançları yok eden ve emeği ayaklar altına alan sisteme karşı geliştirdiği alternatif teoridir. Bugün Ortadoğu halkları manipüle edilerek, çözümün batıda olduğu algısı yaratılıyor. Afganistan’da yaşananlar herkesin gözleri önündedir. ‘Kurtarıcı’ batı, yoksulları, kadınları ve çocukları Taliban gibi karanlık bir örgütün insafına nasıl terk ettiğini gördük" diye konuştu.
Özdemir, şöyle devam etti: "Ortadoğu halkları için acil ihtiyaçların başında üçüncü yolu uygulamaya geçmektir. Artık Ortadoğu’da halkların ve kadınların zamanıdır. Doğudan çaldıkları değerlerle konforlu alanlarında yaşayan batının 'bilgeleri', Afganistan’da Taliban karanlığına karşı özgürlük mücadelesi veren kadınlara özgürlük getiremez. Irak, halkların öz gücüyle, üçüncü yolun yapı taşlarının örülmesiyle kazanacak ve bu karanlıktan kurtulacaktır.”