ANKARA - İtalya'da Kürdistan ve Ukrayna'daki savaşa hayır demek için binler greve gidiyor. Yapılacak mitinge toplumun her kesiminden insanların katılması bekleniyor.
Enflasyona, fiyat artışlarına, güvencesiz çalışmaya, işten çıkarmalara, sağlık hizmetlerinde kesintiye neden olan savaş harcamalarına karşı binlerce işçi, emekçi, akademisyen, sanatçı ve sivil toplum örgütleri 20 Mayıs'ta Roma ve Milan’da yürüyüş gerçekleştirecek. İtalya’nın genelinde ise kitlesel katılımla grev yapılacak.
Torino, Bologna, Floransa, Pisa, Caserta, Cagliari, Reggio Emilia, Trieste ve diğer şehirlerde de etkinlikler ve yürüyüşler planlandı. Savaşa, askeri harcamalara, Ukrayna'ya silah gönderilmesine ve Federe Kürdistan’daki askeri saldırılara tepki gösterilecek greve, Confederazione Unitaria di Base (CUB), Sindacato Generale di Base Bologna (SGB), L'Unione Sindacale Italiana - Confederation International de los Trabajadores (USI-CIT), Confederazione dei Comitati di Base (COBAS) gibi sendikalar, sivil toplum örgütü temsilcileri, demokratik hukukçular, vicdani retçiler de destek verecek. Yürüyüşte ünlü karikatürist Vauro Senesi ve filozof Donatella Di Cesare yer alacak.
Yürüyüşün Roma kolunda yer alacak İtalya'da İşçi hakları için mücadele eden L'Unione Sindacale Italiana - Confederation International de los Trabajadores (USI-CIT) üyesi Norma Santi ve yürüyüşün Milan kolunda yer alacak Confederazione Unitaria di Base (CUB) üyesi Manuel Vulcano, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
SAVAŞ BÜTÇESİ HALKA ÖDETİLİYOR
USI-CIT olarak uzun yıllardır İtalya'da işçi hakları için mücadele ettiklerini ve İtalya'da pek çok şehirde temsilcilikleri olduğunu ifade eden Santi, "Bu sene, 23 Şubat'ta, Rusya Federasyonu Ukrayna'yı işgal etti ve savaş tehdidi, Avrupa için elle tutulur bir gerçek haline geldi. Bu durumun Avrupa için büyük bir hata olduğunu düşünüyoruz. Bu çatışmalı halin temelleri NATO'nun Doğu Avrupa'ya doğru genişlemeci tutumuna, bu bölgelerdeki baskıcı ve militarist pozisyonuna ve Rusya'nın hegemonik tavrına dayanıyor. Yüzlerce insan yaşamını yitirdi, binlerce insan yerinden edildi ve maddi zarar da halklar için bir felakete dönüşüyor. Bu askeri saldırganlığın ve çatışmanın devam etmesi durumunda dünyanın her yerinde yeni ağır ekonomik yıkımla yüz yüze kalacağız. Hammadde ve enerji fiyatları artış göstermeye devam edecek, ülkelerdeki yaşam ve çalışma koşulları kötüleşmeye devam edecek ve daha ciddi uluslararası sonuçlara yol açacak. Bunun sonucunda hali hazırda süren krizden en çok etkilenen işçi sınıfının güvencesizliği de artacak" diye konuştu.
Bu gelişmelere karşı İtalya'da bir grup sendikanın savaşı durdurmak ve hükümetlerini diyaloğa yönlendirmek amacıyla yürüyüşü örgütlediğini ifade eden Santi, "Askeri harcamaların durdurulması ve bu bütçenin barınma, sağlık, okul, toplu taşıma ve çevre başta olmak üzere halkın acil ihtiyaçlarına ayrılmasını talep ediyoruz. Halkın refahı için bu taleplerin yerine getirilmesi esastır” ifadelerini kullandı.
‘KÜRTLERE YÖNELİK SALDIRILARI PROTESTO EDECEĞİZ’
Kürt kurumlarının da yürüyüşün örgütlenme toplantılarında yer aldığını ve aktif katılım sağlayacaklarını söyleyen Santi, “17 Nisan'da, AKP-KDP işbirliğinde, Zap, Metîna ve Avaşin bölgelerine yönelik bir operasyon başlattı ve operasyon kapsamında pek çok bölgeye işgal saldırıları düzenledi. Bu yasa dışı sınır ötesi operasyon dahilinde savaş uçakları, insansız hava araçları, helikopterler ve kara kuvvetlerinin tüm gücüyle saldırılar gerçekleştirdi. Kürtlere yönelik bu saldırılar Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan'da yoğunlaştı. Yürüyüşümüzde Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü işgal girişiminden farkı olmayan bu operasyonu da protesto edeceğiz” dedi.
‘ERDOĞAN BİR SAVAŞTAN İSTİFADE EDEREK BAŞKA BİR SAVAŞ BAŞLATTI’
Santi, 4 Haziran'da ise yalnızca Kürt halkına karşı gerçekleştirilen saldırıları protesto edecekleri bir eylem örgütlediklerini de belirterek, şöyle devam etti: “Diktatör Erdoğan tüm uluslararası toplumun gözünün Ukrayna üzerinde olduğunu varsayarak bu saldırı emrini verdi. Bir savaştan istifade ederek başka bir savaş daha başlattı. Elbette bu yeni bir şey değil, süren bir saldırının yeni bir ayağı. Bu işgal saldırısı gösteriyor ki Erdoğan bir kez daha uluslararası toplumu manipüle etmeye ve kandırmaya çalışıyor ve bunu da Ukrayna'da barış ve istikrar için çabaladığı yalanını söyleyerek yapıyor. Oysa Türk ordusu sivillere saldırmaya devam ediyor. Batılı hükümetler ise sessizce izliyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırıları bu batılı devletler tarafından kınanırken, yaptırım üzerine yaptırım yapılırken, Türkiye'nin Kürtlere saldırısına tolere ediliyor" ifadelerini kullandı.
‘TÜM KÜRTLERİ YÜRÜYÜŞÜMÜZE DAVET EDİYORUZ’
Barışın bir sorumluluk olduğunu ve savaşa diplomatik çözümün mümkün olduğunun altını çizen Santi, "Tüm insanlar için sosyal, ekonomik ve çevresel adaleti içeren bir barış hayal ediyoruz. Erdoğan'ın Ukrayna'da çizdiği profile ve barış için bir arabulucu olduğu yalanına asla inanmıyoruz. Sizinle bunları konuştuğumuz şu saatlerde Erdoğan Şengal, Rojava ve tüm Kürdistan'ı bombalıyor. Bu barış ve adalet için bir çözüm olabilir mi? Bu kişi bir barış elçisi olabilir mi? 20 Mayıs'ta tüm bunları yüksek perdeden dile getirmek için alanlarda olacağız. İtalya'daki tüm Kürtleri yürüyüşümüze davet ediyoruz” dedi.
'UKRAYNA'YA SİLAH GÖNDEREREK SAVAŞ ALEVLENDİRİLİYOR'
Sanayi, hizmet, kamu istihdamı, kiracılar, emekliler ve işçileri örgütleyen İtalya'nın en büyük işçi konfederasyonları arasında olan Confederazione Unitaria di Base (CUB) üyesi Manuel Vulcano, " Barış için, savaş ekonomisine, silah gönderilmesine, askeri harcamaların artmasına, kamu harcamalarının kesilmesine, özelleştirmelere, maaş artışlarına karşı greve gidiyoruz. Greve 12 işçi sendikası ve İtalya'nın dört bir kentinden binlerce işçi, öğrenci ve aktivist yürüyüşümüze destek verecek. Barış için başlatacağımız bu hareketin herkes için gerçek barış ve sosyal adalet getirmesini, sistemin çelişkilerini küresel düzeyde ifşa edebilmesini umuyoruz" diye belirtti.
'KÜRTLER, İTALYA'DA YALNIZ DEĞİLLER'
Sendika olarak her zaman Kürt hareketine ve Kürdistan'da yaşanan gelişmelere karşı duyarlı ve ilgili olduklarını ifade eden Vulcano, "İçimizde Kürt halkının fikirlerini, geleneklerini, tarihini ve mücadelesini aktaran çok değerli İtalyan ve Kürt aktivistler var. Kürt hareketinin bayraklarının olmadığı ulusal bir mitingimiz hiç olmadı çünkü bu bir mücadele ve direniş örneğidir, sendikamızın doğasıdır. Çözüm halkların kendi kaderini tayin hakkı ve yeni federal devletlerin tanınmasıdır. Bu çok kolay bir şey olmasa da bu tanıma halinin uluslararası olması gerekiyor. Kürtler, Türkiye'nin 17 Nisan'da başlattığı yasa dışı sınır ötesi operasyona karşıda İtalya'da pek çok eylem gerçekleştirdi. İtalya halkı, özellikle Kürtlerin DAİŞ'e karşı kahramanca mücadelesinin ardından Kürtlerin davası konusunda çok daha fazla bilgiye sahip oldu. Kürtlerin eylemleri İtalya halkı tarafından destekleniyor ve sahipleniliyor. Kürtler İtalya'da yalnız değiller. Öte yandan birçok Avrupalı devletin ve özellikle ABD'nin Kürtlere yönelik tutumu son derece muğlak. Bir yandan Kürtleri desteklediklerini iddia ediyorlar diğer yandan uluslararası arenada başrol oyuncusu haline gelen Türkiye'ye karşı hiç bir yaptırım uygulamıyorlar, önlem almıyorlar. Avrupa ve ABD, Türkiye konusunda ortak bir duruşa sahip olduklarında bu konu ciddi bir şekilde ele alınabilir. Bugün ortak bir pozisyon yok" ifadelerini kullandı.
Vulcano, sözlerini şöyle tamamladı: "Geçmiş kazanımlarımızı savunmak için saldırmalı ve haklarımızı korumak ve geliştirmek için ve tüm dünyada işçi sınıfının birliğini sağlamak için savaşmaya devam etmeliyiz. Dünün ve bugünün savaşı devletler veya halklar arasında değil, işçiler ile zenginlik, güç ve üretim araçlarına sahip olanlar arasındadır.”
MA / Gözde Çağrı Özköse