HABER MERKEZİ - İçte ve dışta ekonomik, siyasi ve toplumsal krizi gittikçe derinleşen AKP-MHP ittifakı, Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi üzerinden PKK'ye baskı kurmaya çalışıyor. Geleceklerini AKP’yle girdikleri ilişkiye bağlayan KDP ve YNK, Türkiye’nin girdiği çıkmaza benzer bir sona yaklaşıyor.
Kürt sorununa dair izlenen çözümsüzlük politikasının siyasi, ekonomik ve toplumsal krizi derinleştirdiği AKP-MHP ittifakı yönetimindeki Türkiye, yıktığı çözüm masasına yeniden oturmak yerine Kürt siyasi hareketini zayıflatma, direnişsiz kılma ve yok etme arayışında ısrarlı. Bu amaçla sürdürülen askeri yönelimlerin yanı sıra siyasi, polisiye ve ekonomik baskılarını sürdüren iktidar, başvurulan bu politikalardan istediği sonucu bir türlü alamayınca yeniden Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi güçlere umut bağladı.
MERKEZİ HÜKÜMET İLE BÖLGE GÜÇLERİYLE İLİŞKİLERİ SIKLAŞTIRILDI
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait üslerle 1991'den bu yana Federe Kürdistan Bölgesi ve Irak topraklarında olan Türkiye, yıllar boyunca bu yönlü izlediği politikalara ve gerçekleştirilen ortak askeri operasyonlardan sonuç alınamamasına rağmen, PKK’yi kıskaca alarak zayıflatma hedefiyle Irak merkezi hükümeti ile KDP ve YNK gibi bölge güçleriyle yeniden ilişkiye geçti.
Türkiye’nin hali hazırda Federe Kürdistan Bölgesi’nin Bamernê, Şeladizê, Batufa, Kanimasê, Kiribî, Sinekê, Sirî, Kubkê, Kumrî, Koxê Spî, Serê Zêr, Geliyê Zaxo û Amêdiyê, Soran, Başîka, Kalaçola, Hewlêr, Dihok, Zaxo ve Amêdiyê'nin de aralarında bulunduğu onlarca kentinde ve bölgesinde ağır silahların da bulunduğu üsleri bulunuyor.
Yine bölgeye yönelik yapılan hava harekatlarının yanı sıra Kuzey ve Doğu Suriye'den başlayıp İran'a uzanan sınır hattı boyunca bombardımanlar sürmekte. Onlarca sivilin yaşamını yitirdiği, çok sayıda yerleşim yerinin kullanılamaz hale getirildiği bu hava saldırıları sonucu en son 23 Ocak günü Dêralok kasabası kırsalında 6 sivil hayatını kaybetmiş, bu olay üzerine ise Türkiye’nin burada yer alan Sirê Askeri Üssü yerel halk tarafından ateşe verilmişti. Geride kalan yıllarda yaşanan Zergele köyü katliamı ile Soli bebek ile özdeşleşen Kortek katliamı da hala hafızalarda.
YENİ ASKERİ ÜSLER KURULMAYA BAŞLANDI
PKK’ye karşı verilen mücadelede daha çok Kürdistan Demokrat Parti'nin (KDP) kontrolü altındaki bölgeleri kullanan Türkiye, son dönemde İran sınırı ve daha iç kesimlerdeki toprakları kontrol eden Kürdistan Yurtseverler Birliği (Yekitiya Niştimanperwer Kürdistan/YNK) bölgelerinde de üsler açıp, istihbari çalışmalar yürütmeye başladı.
Bölgedeki askeri ve istihbari varlığını sürdüren Türkiye, yine Bin 350 dolayında şirket ve binlerce işçi ile ekonomik olarak da Irak ve Federe Kürdistan topraklarında etkin.
HEDEF PKK
Türkiye, son dönemde iç ve dışta yaşadığı krizi aşmak için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu 28 Nisan'da Irak'a gönderdi. Çavuşoğlu, Irak'ta Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Başbakan Adil Ebdul Mehdi ve Dışişleri Bakanı Muhamed Ali El-Hakim ile görüştü. Daha sonra Federe Kürdistan Bölgesi'ne geçen Çavuşoğlu, burada da KDP yöneticileri ve Türkmen yetkililerle basına kapalı görüşmeler gerçekleştirdi. Yapılan bu görüşmelerde edinilen bilgilere göre, ana başlık olarak PKK'nin Şengal ve bölgedeki varlığı ele alınıp, siyasi ve ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi konuşuldu.
TRAFİK YOĞUN
Çavuşoğlu'nun bu temaslarının ardından Irak ve Federe Bölge Savunma Bakanlıkları'ndan "Irak ve Peşmerge Savunma Bakanlıkları Irak ve Federe Bölge sınırlarından Türkiye'ye yapılan saldırılara karşı ortak komisyon kuruyor" ve "Sınırlarımızdan komşularımızın topraklarına yapılan saldırılara müsaade etmeyiz" şeklinde açıklamalar gelmesi dikkat çekti.
Çavuşoğlu’nun bu ziyaretleri sonrası Cumhurbaşkanlığı bünyesinde özel bir komisyon oluşturulup, Irak'ta yetkililer ile ülkenin su sorununun çözümü konusunda bir toplantı gerçekleştirildi. Hemen ardından da Irak Başbakanı Adil Ebdulmehdi Türkiye'yi ziyaret edip, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüştü. Görüşmede, Erdoğan'ın gündeminde Irak topraklarında PKK'ye karşı operasyonların genişletilmesi yer alırken, Ebumehdi'nin gündeminde ise, ülkesindeki siyasi ve ekonomik krizin aşılması konusunda Türkiye’den beklediği destek vardı.
IRAK'IN SİYASİ DURUMU
Irak, yapılan genel seçimlerin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hala siyasi belirsizlik içerisinde. 3 Eylül'de ilk toplantısını gerçekleştiren Parlamento, meclis başkanı ve yardımcılarını seçemedi. 2 Mayıs'ta gerçekleşen 4'üncü toplantıda ise Berhem Salih, Irak Cumhurbaşkanı seçildi. Salih, hükümeti kurması için Adil Ebdulmehdi'yi görevlendirdi. Ancak bugüne kadar yapılan tüm görüşme ve toplantılara rağmen Ebdulmehdi, hükümeti kurma çalışmalarını tamamlayamadı. Adalet, İçişleri, Savunma bakanlıkları üzerindeki tartışmalar da yine sürüyor.
Irak’ta bunlar yaşanırken Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki durum da farklı değil. Kürdistan Parlamentosu seçimleri üzerinden 8 ay geçti ama burada da hükümet hala kurulabilmiş değil. Halkın yaşadığı işsizlik, su ve elektrik sorunları sürüyor. Onlarca toplantının ardından iki defa imzalı anlaşma sağlansa da, partiler hükümeti kuramadı. En son 5 Mayıs'ta Goran'ın onayı ile KDP ve YNK toplantısında bir antlaşma imzalandı. KDP, anlaşma metnine göre tüm yüksek makamların kontrolünü eline aldı. KDP ve Goran ise, iki başkan yardımcılığını aldı. KDP, Parlamento Başkan Yardımcılığı, İçişleri, Doğa Kaynakları, Sağlık, Eğitim, Şehircilik ve Turizm, İletişim ve Teslimat, Enfal mağdurları ve Şehitler, Elektrik, Din İşleri, Dışişleri bakanlıkları ve hükümet sözcülüğünü aldı. Diğer makamlar YNK ve Goran arasında bölüştürülürken, KDP elindeki bazı makamları Türkmen, Ermeni, Asuri ve Hıristiyanlar arasında bölüştürecek.
Her ne kadar hükümet dağılımı sağlansa da, bölgedeki ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin aşılmadığı, giderek derinleşeceği ve partiler arasındaki çelişkilerin süreceği belirtiliyor. Bu durum, Irak ve Bölge Hükümeti’ni Türkiye ile ilişki kurmaya itti.
KDP VE YNK'Yİ NE BEKLİYOR?
Irak ve bölge güçleri ile Türkiye'nin kurduğu yeni ilişkilerde her gücün birbirlerinden olan beklentileri farklı. Türkiye, PKK’yi bitirmeyi hedeflerken, diğer güçler ise yaşadıkları ekonomik krizi aşma derdinde. Ancak çözüm gücü olarak bel bağlanan Türkiye'nin kendi yaşadığı ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin artık kaldırılamayacak noktaya varmış olması dolayısıyla birçok çevreye göre, AKP-MHP ittifakı ve iktidarı sona yaklaştı. Bu durumun işaret ettiği bir diğer nokta ise, Türkiye'nin projelerine hizmet edecek olan KDP ve YNK’nin AKP-MHP ile birlikte kendi sonlarını hazırladıkları.
MA / Erdoğan Altan