HABER MERKEZİ - Astana sonrası İdlib'e girme hazırlığı yapan Türkiye'ye verilen ÖSO'yu tasfiye görevi, İslam dünyasından kopuşu getirebileceği yorumlarına neden oluyor.
Kazakistan'ın başkenti Astana'da Türkiye, Rusya ve İran garantörlüğünde rejim ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) grupları arasındaki görüşmelerde önceden 4 bölge üzerinde varılan çatışmasızlık uzlaşmasının İdlib'le tamamlanması kararlaştırıldı. El Kaide uzantılı Tahrir El Şam (El Nusra) hakimiyetindeki İdlib'e düzenlenecek operasyonun Suriye'de iç savaşın sonu olması bekleniyor.
EGEMENLERİN HESAPLARI!
Baas rejimi ve hamileri olan Rusya ile İran, Nusra'yı İdlib'te boğmak ve Akdeniz'e açılacak koridoru kontrol etmek istiyor. Bunun yanında rejim, Şam, Dara, Halep ve İdlib etrafındaki ÖSO gruplarından da silah kullanmadan kurtulmak istiyor. Bu sebeple Astana'da yapılan son görüşmede Rusya'nın askeri olmak üzere her 3 ülkenin de 500 gözlemciyi İdlib'e göndermesi kararlaştırıldı. İran'ın bölgedeki Şii köylerini kontrol edeceği, Rusya'nın rejim ile Nusra'yı yok etmede görev alacağı belirtilirken, Türkiye'ye ise ÖSO gruplarının çatışmadan rejime biat etmelerini sağlama görevinin verildiği belirtildi.
Bu çerçevede Hatay'ın Reyhanlı sınırında büyük güç yığan TSK'nin her an İdlib'in kuzeyine girme hazırlığı yaptığı belirtilirken, Türkiye'nin gözlemci olarak göndereceği belirtilen 500 kişinin bölgede faaliyetlere başladığı belirtildi. Bu gözlemcilerin çalışmaları neticesinde daha önceden Ehrar El Şam ve diğer ÖSO gruplarından kopup Tahrir El Şam'a katılan grupların tekrar Tahrir El Şam'dan koptuğu kaydedildi.
TÜRKİYE'NİN ROLÜ ÖSO'YU TASFİYE ETMEK
Rejimin Dêra Zor'da Fırat'ın güneyini aldıktan sonra sıkıntılı bölgelerini silahlı güçlerden arındırması, Şam, Dara, Halep ve İdlib etrafındaki silahlı ÖSO gruplarının silahlarını Türkiye arabuluculuğu ile teslim alacağı, Nusra'yı ise İdlib'te yok edeceği öngörülüyor.
ÖSO TÜRKİYE'YE GÜVENMİYOR
Türkiye'nin üstlendiği ÖSO gruplarını tasfiyesi planının ise, Halep operasyonundan sonra yaşananlardan kaynaklı tutmayacağı ifade ediliyor. Daha önce de Nusra başta olmak üzere ÖSO gruplarını Halep'ten çıkararak İdlib'i Ehrar El Şam denetimine sokmak isteyen Türkiye, Nusra'nın sert karşılığı ile karşılaşmıştı. Nusra Ehrar'ı kent merkezi ve kırsalında yenilgiye uğratırken, Türkiye sınırındaki Bab El Hava (Reyhanlı) sınır kapısına dayanmıştı. Yine Ezaz, Cerablus, Bab üçgenindeki cebe taşınan ÖSO grupları ise Türkiye eğitim ve destekli Sultan Murat Tugayı'na biata zorlanmış, başlayan çatışmalar günümüze kadar gelmişti. Bu sebeple Nusra başta olmak üzere ÖSO gruplarının Türkiye'ye itimadının kalmadığı ve kendilerini rejime satma korkusu yaşadıkları belirtiliyor.
ABD HESAPLARI BOZAR
Astana denkleminde yer almayan ve hesaplarda adı zikredilmeyen ABD'nin ise, mevcut senaryoda İdlib hesaplarında isminin geçmemesinin saha gerçekliğine uymadığı ve Rusya ile ABD arasında zımni gizli bir antlaşmanın varlığını gösterdiği kaydediliyor. Çünkü daha önce de kendisi hesaplanmadan yapılan İdlib hesaplarına rejimi Şeyrat Hava Üssü ve Ürdün sınırında vurarak cevap vermiş, hesapları erteletmişti. ABD'nin Rakka, Dêra Zor'da ortaklık yaptığı Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) denklem dışı kalmasına müsaade edip etmeyeceği merakla beklenirken, Akdeniz'e açılacak koridoru İdlib üzerinden sağlamak istediği gizlenmiyor.
Öte taraftan Rusya'nın Dêra Zor'da ABD'nin QSD ile hakimiyet kuracağı alanı daraltmak için İdlib meselesinde erken adım attığı ve ABD ile QSD'nin Rakka, Dêra Zor hesaplarını rejim lehine değiştirmek istediği de konuşulan konular arasında.
Tüm bu hesaplara QSD'nin vereceği cevabında önemli olduğu belirtilirken, geçtiğimiz günlerde Dêra hesapları yüzünden Rusya ve rejimin kendilerini bombalamasına İdlib'te cevap verebileceği kaydediliyor. QSD'nin müdahalesi ile Rusya, rejim ve ABD'nin İdlib hesaplarının zora gireceği belirtilirken, ABD ve Rusya'nın QSD'yi görmezden gelmesinin ihtimal dışı olduğu ifade ediliyor.
Daha önce rejim ve Rusya'nın onayı ile Cerablus'tan başlayıp, Ezaz oradan da Bab'a kadar inip, bir cebe hapsolan Türkiye'nin, yeniden İdlib'te benzer bir sonuca doğru çekilmek istendiği dile getiriliyor. Cep hesaplarında kazancı olmayan Türkiye'nin İdlib'te de Nusra'nın önüne kara gücü olarak sürülebileceği, ÖSO grupları ile uzlaşmaz çelişkiler yaşayabileceği, buradan da İslam ülkeleri ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.
MA / Erdoğan Altan