HABER MERKEZİ - Rakka'da sona gelinirken, Rusya, İran ve Rejim, petrol ve gaz bölgesi olan Dêra Zor'a göz dikti. QSD'nin de Fırat'ın doğusundan indiği kent için "İkinci Berlin olabilir" deniliyor.
Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ve Dêra Zor Askeri Meclisi'nin 9 Eylül tarihinde Dêra Zor'un doğusunda başlattığı "Cizre Fırtınası" operasyonları kuzeyden Fırat'a ulaşırken, kentin doğusunun DAİŞ'ten arındırılmasıyla devam ediyor.
QSD'nin Rakka'yı özgürleştirmek için 6 Haziran tarihinde başlattığı "Büyük Savaş" operasyonları da kentin yüzde 80’den fazlasının özgürleştirilmesiyle sürerken, DAİŞ ilerlemeyi engellemek için Demokratik Kuzey Suriye Federasyonu'nun Cizîr bölgesinin güneybatısına düşen Fırat Nehri'nin doğusundaki Hesekê Kantonu'na bağlı Şeddadê ilçesinin köylerinden bomba yüklü araçlarla saldırılarını sürdürüyor.
Bu bölgenin kontrol altına alınmasıyla QSD Irak sınırına ulaşmak amacıyla Dêra Zor Askeri Meclisi'nin operasyonlarında aktif rol alıyor. Dêra Zorlu gençlerin oluşturduğu Askeri Meclis, Raka'daki savaşa katılarak QSD ile ortak hareket etmiş, şimdi de kendi kentlerinin özgürlüğü için mücadele ediyor. QSD'nin ana gövdesini oluşturan YPG/YPJ güçleri de Dêra Zor operasyonunda aktif rol alıyor.
QSD: REJİM SALDIRISINA KARŞILIK VERİRİZ
Baas Rejimi ve birlikte hareket ettiği güçler de Rusya'nın hava desteğiyle Rakka'nın güneyindeki kırsal kesimi ve Fırat'ın doğusundaki bazı bölgeleri kontrol altına aldı. Rejimin ilerlemesine dair konuşan QSD komutanları, bölgenin DAİŞ'ten arındırılmasını olumlu bulduklarını, ancak kendi mevzilerine yönelik ateş kimden gelirse karşılık vereceklerini duyurdu. Rejimin QSD'ye saldırması durumunda kendilerini savunma hakkını kullanacaklarını söylediler. Dêra Zor'un tüm hegemonik güçlerin askeri ve siyasal varlık gösterdiği bir alan olmasının ise birden fazla nedenin olduğu belirtiliyor.
TARİHİ KENT
Dêra Zor, Babil kralı Hamurabi tarafından kurulmuş ve uzun süre egemenliğini sürdüğü bir kent olmuş. Sırasıyla Asuriler, Keldaniler, Farslar, Makedonlar, Romalılar kentte hüküm sürmüş, son olarak da İslam’ın egemenliğine geçmiş. 1867 yılında Osmanlılar tarafından yeniden inşa edilen kent, ticaret merkezine dönmüş. Kent Osmanlılar tarafından 1918 yılında İngiliz hükümranlığına bırakılmış. 1919'da İngilizlere karşı isyan eden Dêra Zorlular, 2 yıl bağımsız yaşamış. Sonra Fransızlar egemenlik sürse de kent halkı sürekli isyanlarla direnmiş.
Kent birçok devletin egemenliğinde kaldığı için çok sayıda tarihi ve kültürel varlığa da ev sahipliği yapmış. Bölgede 25 tarihi mekanın bulunuyor. Kentte bağlı Em Mehyadîn, El Besîra ve Ebû Kemal ilçeleri var.
BAĞDAT ŞAM TİCARET KÖPRÜSÜ
Şam'ın 470 kilometre kuzeydoğusuna düşen kent, coğrafik açıdan Suriye'nin Humus'tan sonraki en büyük vilayeti oluyor. Kurulduğu günden günümüze Fırat bölgesindeki ticaret merkezlerinden biri olan Dêra Zor, Şam ve Bağdat arasındaki ticaret köprüsü olarak da adlandırılıyor. Irak'ın El Anbar kentiyle de sınır komşusu oluyor.
ARAP, KÜRT, ERMENİ ŞEHRİ
2011 yılındaki sayıma göre kentin nüfusu 1.5 milyon. Bu nüfusun yaklaşık 500 bini kent merkezinde yaşıyor. Kent 2014 yılından bu yana DAİŞ işgali altında. Rejim kenttin dörtte biri olan El Cûra, El Qisûr Herabiş mahalleri ve askeri havaalanını kontrol ediyor. Nüfusun büyük kısmı Araplardan oluşsa da Kürt ve Ermeniler de kentte yaşıyor.
SURİYE PETROLLERİNİN YÜZDE 24'Ü
Dêra Zor, Suriye'nin yeraltı ve üstü zenginliklerinin de merkezi. Petrol haricinde, Gaz ve kok ziftinden elde edilen hafif yağlardan biri olan neft kentin önemli zenginliklerinden biri. 2011 iç savaş başlangıcından önce 3 rafineri de petrol üreten kent, Suriye petrollerinin yüzde 24'ünü karşılıyordu. DAİŞ işgalinden sonra bu rafinerilerin ve petrol kuyularının nasıl kullanıldığı bilinmiyor.
PETROL KUYULARI VE RAFİNERİLER
El Besira ilçesinin 15 kilometre güneyinde Xabur Suyu'na yakın olan El Omer kuyusunu çalıştıran rafineriden, önceleri günde 12 bin varil petrol çıkarılıyordu. Yine aynı rafineriye bağlı başka kuyulardan da 5 bin varil petrol elde edildiği belirtiliyor.
İkinci rafineri El Tinek kuyusunu çalıştırıyor. Kentin doğusundaki Şêtat'ın kırsalında bulunan rafineriden de günde 10 bin varil petrol elde ediliyordu. Aynı kırsalda rafineriye bağlı Olstêyşîna El Berxûs kuyusundan bin 500 varil, Olstêyşîna Ebû Herdan kuyusundan 4 bin varil, Olstêyşîna El Serhîd kuyusundan bin varil, Olstêyşîna El Teyana kuyusundan bin 200 varil, Olstêyşîna El Serhîd kuyusundan bin varil, Olstêyşîna güney El Eşara kuyusundan 3 bin varil, Olstêyşîna El Yûnis kuyusundan 500 varil ve çok sayıda küçük kuyudan da günlük bin 500 varil petrol çıkarılıyordu.
El Werîd kuyusunun bağlı olduğu rafineri de önemli petrol üretim merkezlerinden biri. Dêra Zor'un doğusundaki El Diwêr köyüne yakın olan kuyudan günde 200 varil petrol edilirken, aynı zamanda 3 rafineriden elde edilen neftte borularla buraya taşınıyor. Aynı şekilde Elbû Kemal kuyusundan da neft bu merkeze taşınıyor. Bu yığılmalar ile El Berid kuyusu bin 500 varil petrol üretebiliyordu.
El Werid'e yakın olan El Teyîm kuyusu da günlük 800 varil petrol üretiyordu.
Dêra Zor'a bağlı kuyu ve rafineriler, El Cefer, El Etala ve El Qehar kuyuları, günde 2 bin varil petrol üretiyordu.
GÜNLÜK 2 MİLYON DOLARLIK PETROL VE GAZ
Mazot rafinerilerinin haricinde benzin rafinerilerinin de bulunduğu Dêra Zor kentinde savaştan önce bir mazot varilinin 20 dolar, bir benzin ve gaz varilinin ise 50 dolara satıldığı belirtiliyor. Kentin petrol ve gazdan günlük gelirinin 2 milyon 33 dolar olduğu kaydediliyor.
TOPLUMSAL YAPISI
Dêra Zor kenti bir aşiretler konfederasyonu şeklinde örgütlenmiş. Kentte 33 aşiretin olduğu belirtiliyor. 38 aileden oluşan El Begara kentin en büyük aşiretiyken, El Egêdat, Elbû Seraya, Ebû Xabûr, Eşîra El Tirkî, Eşîra Elbû Ribah, Eşîra El Meşahîde, El Mecawîda, El Neyîm, El Xerşan, Eşîra El Şîxanî-El Sixana aşiretleri de kentin önemli aşiretleri arasında bulunuyor.
Aşiretler konfederasyonu görüntüsü veren kent, 2012 yılındaki El Nusra Cephesi'nin işgaliyle bu konfederasyon yapısını yitirmiş. Özelikle 2003 yılında ABD'nin Irak'a girmesiyle savaşmak için Irak'a geçen Egêdat aşiretinin gençleri, Nusra'nın kente hakim olmasında rol oynadı. Nusra'nın baskısıyla DAİŞ'i bölgeye gelmesine yardımcı olan aşiretler ise, zamanla çocuklarını DAİŞ'ten korumak için direnmeye ve çatışmaya başladı. Halende DAİŞ ile aşiretler arasında zaman zaman çatışmaların yaşandığı belirtiliyor.
DÊRA ZOR HESAPLARI
İRAN
İran, Suriye rejimini destekleyerek Tahran, Şam, Lazkiye'den Akdeniz'e ulaşacağı “Şii Kemeri”nin merkezi olarak Dêra Zor'u görüyor. Bu sebeple İran'ın 6 yıldır Dêra Zor'un batı mahallelerinde rejime yoğun destek verdiği belirtiliyor. İran bu çerçevede Şii milis ve Haşdi Şahbi güçlerini Dêra Zor'un Irak sınırında konumlandırmış.
RUSYA
Rusya'nın Dêra Zor'un petrol bölgelerinde rejim eliyle egemenlik kurup, ABD ile oturacağı masada elinin güçlü olmasını istiyor.
ABD
ABD her ne kadar şirketleri bölgede petrol çıkarsa da şimdiye kadar sağlayamadığı kazancı petrol bölgelerine hakimiyetini kurarak elde etmek ve Rusya'nın elini zayıflatmak istiyor. ABD aynı zamanda İran'ın amaçladığı “Şii Kemeri”ni de kırmak ve İran'ın bölgeye hakim olmasını engellemek istiyor.
MSD-QSD
Bölge halkının çıkarlarını esas alıp siyaset üreten ve askeri operasyonlar yürüten Demokratik Suriye Meclisi (MSD) ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) amacının ise, Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu çerçevesinde halkları ve topraklarını özgürleştirmek olduğu belirtiliyor. Kuzey Suriye halklarının çocuklarından oluşan QSD'nin kuruluş amacına göre hareket ettiği ve DAİŞ'in bulunduğu her alanı özgür kılıp halkların yönetimine bırakmayı hedeflediği kaydediliyor. Rakka kentini DAİŞ'ten arındırmak için başlattıkları operasyonlarda sona yaklaşan QSD, şimdi de Dêra Zor Askeri Meclisi ile Cizîre Fırtınası" adlı operasyonla Dêra Zor kentine doğru inmeye başladı. Fırat'ın doğusunda ilerleyen QSD'nin amacının kentteki DAİŞ işgaline son vermek olduğu belirtiliyor.
İKİNCİ BERLİN Mİ OLACAK?
Dêra Zor'a QSD ve rejimin güney ve doğudan başlattıkları operasyonlar beraberinde birçok senaryonun konuşulmasına yol açtı. Bölgenin önemli strateji uzmanları, Dêra Zor'un ikinci Berlin olma yolunda ilerlediğini söylemeye başladı. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda ortasına çekilen duvarla ikiye ayrılan Berlin gibi Dêra Zor'un da ikiye bölünmesi ve Ortadoğu'nun çözülemeyen sorunu olarak kalmasının önünün açık olduğu değerlendirmeleri yapılmaya başlandı.
600 KM'LİK ALAN
ABD, Rusya, İran ve Rejim için merkez üs haline gelen kentte, QSD'de sınırlarını korunmak için ilerliyor. Bu güçlerin tamamı, yerel güçler üzerinden kentin Irak'a kadar uzanan 600 kilometrelik sahasında yer almak istiyor. Bu sınır Irak'ın güneyindeki El Anbar kentinden kuzeyindeki Ninova’ya kadar uzanan bir sınırı oluşturuyor. Bu sınır hattında 3 resmi sınır kapsı bulunuyor. El Welîd/El Tenef kapısı, Irak merkezi hükümetine bağlı güçlerin, El Qehaîm/Elbu Kemal kapısı DAIŞ’in, Rabîa/El Yerûbûya kapısı ise Kürdistan Federal Bölgesi peşmergeleri ile YPG'nin kontrolünde bulunuyor.
İRAN'IN KAPI HESAPLARI
İran, Şii milisler üzerinden Ürdün'ün kuzeydoğusundaki El Tenef ve Irak Suriye arasındaki Ebû Kemal kapılarını kontrol etmek istiyor. Bu amaçla Irak'ta politikalarını temsil eden Haşdi Şahbi güçleri eliyle "Muhammed Allah'ın ikinci peygamberidir" operasyonu başlattı. Operasyon kapsamında Haşdi Şahbi 48 saat içinde Irak'ın Telafer kenti ve kırsalı ile sınırdaki birçok köyü kontrolüne aldı.
QSD REJİM ANLAŞACAK MI?
Dêra Zor hesaplarında en çok merak edilen konu ise Fırat'ın batısını hedefleyen rejim, Rusya ittifakı ile Fırat'ın doğusunu hedefleyen QSD ve uluslararası ittifakları arasında bir çatışmanın yaşanıp yaşanmayacağı. Rusya ve rejimin petrol ve gaz kuyularının çoğunu hakimetine alıp, Dêra Zor'u kontrol etmek istediği belirtiliyor. QSD komutanlığı ise başlattığı operasyonların amacının kuzey Suriye halklarının güvenliği ve Rakka operasyonunun başarıyla tamamlanması olduğunu açıkladı.
QSD'nin hedeflediği bölgede 8 petrol kuyusu ve rafinerinin bulunduğu ve en büyüğü olan El Ömer kuyusu da bu bölgede bulunuyor. Rusya ve rejimin kontrolündeki bölgede ise 4 büyük petrol kuyusu bulunuyor. Bu sebeple rejimin QSD'nin elindeki kuyuları almak amacıyla saldırmasının ihtimal dahilinde olduğu kaydediliyor.
Aynı zamanda 2 güç arasında söz konusu sınırlar üzerinde bir anlaşmanın da şekillenebileceği belirtiliyor. QSD bünyesindeki YPJ'nin komutanlarından Rojda Kobanî, rejim ile savaşmak istemediklerini, ancak her türlü saldırıya karşılık vereceklerini duyurdu.
DAİŞ'İN YENİ DURAKLARI
Yine merak edilen bir diğer nokta ise, Rakka ve Dêra Zor'da ölmeyi göze alamayacak DAİŞ militanlarının nereye geçeceği konusu. Musul, Telafer, Rakka ve Dêra Zor ile Irak ve Suriye'nin DAİŞ'ten arınması bekleniyor. Bu doğrultuda birçok DAİŞ liderinin Lübnan ve Ürdün ile varılan uzlaşılar neticesinde şimdiden Lübnan, Ürdün, Pakistan, Yemen ve Tunus’a kaçıp yerleştiği söyleniyor. Buralara yerleşen DAİŞ liderlerinin diğer gruplarla Pakistan veya Yemen merkezli "Ulusal İslam Ordusu" kurduğu ve Avrupa ile DAİŞ'e karşı savaşan ülkelerin hedef olacağı belirtiliyor. Diğer bir yandan da çok sayıda DAİŞ üyesinin Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve diğer körfez ülkelerine kaçıp yerleştiği ileri sürülüyor.
MA / Erdoğan Altan