ANKARA – Daha öncesinden kurgulanmış hissi uyandıran seçim sonuçlarında küresel güçlerin etkisi merak ediliyor. Tartışmalı seçim sonuçlarının gizemi ise İngiltere ziyareti ve ardından batının değişen tutumunda gizli.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Türkiye’nin ağırlaşan sorunlarını” gerekçe göstererek yaptığı erken seçim çağrısı üzerine Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 18 Nisan 2018 tarihinde erken seçim kararı aldı. 24 Haziran’da çıkan sonuçlar, toplumun beklenti ve içine girdiği arayış ile uyuşmuyor.
TARTIŞMALI SONUÇLARI ÜZERİNDEN OPERASYON YAPMAK!
Muhalefet, bütün itirazlarına rağmen, “seçim sonuçlarını kabul etmek” zorunda hissediyor kendisini ya da buna mecbur bırakıldı. Üstelik, hiç kimsenin anlamlandıramadığı kimi verilere rağmen, “sonuçlar gerçekmiş” gibi hem muhalefetin kendisine duyduğu güven duygusu kırılıyor hem de, bunun üzerinden muhalefet dizayn edilmeye çalışılıyor. İçeride bu tartışmalar sürerken, uluslararası güçlerden de beklentilerinin gerçekleşmiş olduğunu gösteren değerlendirmeler ve açıklamalar geldi. Peki ama Türkiye gibi ülkelerde düzen kuran, düzen yıkan uluslararası güçlerin seçimlere yönelik etkisi ve tutumu ne oldu?
BATI KARŞITLIĞI NE ANLAMA GELİYOR?
AKP ve Erdoğan, MHP çizgisiyle uyumlu hareket etmek için son yıllarda gittikçe batı karşıtı bir söylem geliştiriyor. 7 Haziran seçimleri öncesinde bütün muhalefeti, “Haçlı ittifakının” bir parçası gösteren AKP, daha sonra da kendisi gibi düşünmeyen herkesi “işbirlikçi, hain, terörist” ilan ederek, operasyon çekti. 16 Nisan referandumunda da Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bütün bu güçlerle gerilim tırmandırıldı ve batı karşıtı toplum duygusu AKP lehine oya çevrildi.
ULUSLARARASI GÜÇLERLE GERİLİMLİ AŞK!
Fakat, AKP aynı zamanda bu güçlerle en fazla ilişki geliştiren parti pozisyonunu hep güçlü tuttu. Seçimlerden hemen sonra Vatikan’a giderek Papalığı ziyaret eden, İsrail ile ilişkilerini geliştiren AKP, 24 Haziran seçimlerinde bu ilişkileri derinleştirdi. HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir kez Rusya’ya gitmiş olması üzerinden “kıyametler koparan” ve Demirtaş’ın ziyaretini “işbirliği, ihanet” olarak nitelendiren Erdoğan ve AKP’nin Rusya ile aralarından su sızmıyor.
İNGİLTERE’NİN GÜCÜ
Son seçimlerde toplumun iktidardan uzaklaşma eğilimi iyiden iyi his edilince, Cumhurbaşkanı Erdoğan soluğu İngiltere’de aldı. Erdoğan’ın 13-15 Mayıs tarihlerinde İngiltere’ye yaptığı ziyarette varılan anlaşmalar ve bunların seçimler üzerindeki etkisi ise halen gizemini koruyor. İngiltere, geçtiğimiz yüzyılın başında Ortadoğu’yu şekillendiren ve halen Ortadoğu üzerinden çeşitli aktörlerle en derin stratejik planlaması ve uygulama gücü bulunan ülkelerin başında geliyor. Sahada askeri olarak etkin bir konumda olmasa da, yaptığı planlama ve stratejik müdahalelerle iddiasını büyük oranda koruyor. O yüzden ABD, Rusya gibi ülkelerin dışında İngiltere de bir çok güç açısından halen icazet merkezi konumunu sürdürüyor.
ANLAŞMANIN İPUÇLARI
Erdoğan’ın yaptığı İngiltere ziyareti, batının bütün eleştirilerine rağmen Erdoğan ve AKP’ye her türlü desteği vereceğini gösteren çok sayıda işaret barındırıyordu. İngiltere Başbakanı Theresa May, “anti-demokratik yöntemleri” eleştirirken aynı zamanda, “terörizm, darbe” söylemleri ile bunu gerekçelendiriyordu. May, o açıklamada, “Kürt terörizmi” diyerek aslında Erdoğan’a istediğini verdiklerini deklere etmişti.
ANKARA İLE İŞBİRLİĞİ YAPALIM!
15 Mayıs tarihinde Times gazetesinin yayınladığı bir makale Erdoğan’ın İngiltere ziyareti ve burada elde ettiklerine ilişkin önemli veriler ve işaretler içeriyordu. “Ülkesindeki baskı konusunda çok sayıda çekinceye karşın, Erdoğan'la iş yapma zamanı. Bu ilişki NATO'nun geleceğini belirleyebilir" diye yazan Times, devamla şu görüşleri paylaşmıştı: “Birincisi Türkiye sallantılı değil, kendisini adamış bir NATO müttefiki olarak tutulmalı. Kuvvet konuşlandırmaya hazır ve gayri safi yurtiçi hasılasının önemli bir kısmını savunmaya ayıran İngiltere, hala ittifakın Avrupa kanadının temel taşı olarak görülüyor. Bu nedenle Ankara'yla mümkün olan her konuda işbirliği doğru olur. NATO'nun geleceği buna bağlı olabilir. Türkiye hala ittifakın en büyük ikinci büyük ordusuna ve modern bir ateş gücüne sahip. Ortadoğu'daki gücü sağduyulu bir şekilde uygulanabilirse, bölgenin istikrarına katkıda bulunur. İkincisi Erdoğan'ın Rusya lideri Vladimir Putin gibi bir otokrat olmadığı kabul edilmeli.”
SONUÇLAR TİMES’İN ÖNGÖRÜLERİNE GÖRE ŞEKİLLENDİ
Daha o tarihte kamuoyu yoklamaları bile doğru dürüst yapılmamışken Times, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin “kesin olduğunu” ancak AKP’nin “parlamentodaki çoğunluğunu kaybedebileceğine” işaret ediyordu. Üstelik Times, HDP’nin barajı geçeceğini, muhalefetin oylarını bir parça artıracağı yönünde “öngörüde” bulunuyordu. Times’in 13 Mayıs’ta yazdıklarının hemen hemen tamamı olduğu gibi seçim sonuçlarına yansıdı.
ERDOĞAN MANTIKLI BİR TEKLİFTE BULUNDU!
Gazete, Erdoğan’ın “İngiltere’ye anlaşma önerdiğini” ve İngiltere’nin de bu öneriyi kabul ettiğini aktararak, bu anlaşmayı şu sözlerle savunuyordu: “Bu, ideal bir evlilik olmayabilir, ama karşılıklı eleştiriyi kabul edebilecek derecede birbirine güvenen, dinamik bir ilişkinin temelini oluşturabilir. (…) Otokratlarla anlaşmalar yapmak daima iyi bir politika değildir. Ancak Türkiye'yle bu sorunlu dönemde ortak bir zemin bulmak anlamlı. İngiltere, Erdoğan'ın dün konuşmasında dile getirdiği ABD düşmanlığını paylaşmıyor, Kürtlere ve muhaliflere acımasız muamelesini de onaylamıyor. Ama yine de Erdoğan İngiltere'ye mantıklı bir teklifte bulundu. Batı ittifakının bekası ve karşılıklı refah adına, iki ülke birlikte çalışmanın daha üretken yollarını bulması gerekiyor.”
ABD KAMPANYA’YA DESTEK VERDİ
Erdoğan’ın vardığı anlaşma sonucunda, batıdan Erdoğan’ın seçim kampanyasına destek olarak algılanabilecek önemli adımlar geldi. Yıllardır gündemde olmasına rağmen ABD tam da seçim arifesinde Türkiye askerlerinin Minbiç’te devriye gezmeye başladığını açıkladı. Bu Erdoğan’ın milliyetçi kesime verdiği sözlerden biriydi ve ABD bunu seçim öncesinde teyit ediyordu. Oysa bu açıklamaya rağmen Türkiye askerleri eski pozisyonlarında bulundukları ve Minbiç içerisinde girmedikleri ortaya çıktı.
BATI ERDOĞAN’IN VERDİĞİ SÖZLERİ YERİNE GETİRMESİNİ BEKLİYOR
Batı, yaptığı anlaşma sonucunda yeniden AKP iktidarının önünü açtı. Sonuçlar tam da Times’ın “öngördüğü” gibi gerçekleşti. Seçimlerden hemen sonra batı başkentlerinde Erdoğan’a “verdiğin sözleri yerine getir” anlamına gelebilecek çağrılar yapıldı. Theresa May, Erdoğan ile önümüzdeki dönem “çalışmaktan ve ilişkileri geliştirecek olmalarından dolayı” yaşadığı mutluluğu paylaştı. Türkiye’ye seçim güvenliğini sağlamak için gelen yurtdışı gözlemci heyetleri, en çok sorunun yaşandığı Urfa gibi illere, “Güvenlik nedeniyle eleman gönderemediğini” açıkladı.
Seçim sonuçlarının da İngiltere ile yapılan anlaşmalara uygun bir şekilde ortaya çıktığı görülüyor. Hem duyulan memnuniyet hem daha önce İngiltere merkezli yazılanlar bu gerçeği gösteriyor.
MA / Kenan Kırkaya