İSTANBUL - Uluslararası komplonun Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu “Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü” paradigmaya dönük saldırılarla sürdüğünü belirten Besime Konca, “Kadınların verdiği mücadele, Öcalan’ın projesini tamamlama mücadelesidir” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye'den ayrılmasıyla başlatılan uluslararası komplo 24’üncü yılına geride bıraktı. Her fırsatta dile getirdiği özgür kadın ideali ile Kürt Kadın Hareketi’nin mücadelesine ilham kaynağı olan Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye teslim edilmesine karşı Kürtler bulundukları her yerde alanlara çıkarken, eylemlerin öznesi kadınlar oldu. Kadın eksenli yaşamı geliştirmek için 8 Mart 1998’de yeni bir perspektifle Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ni geliştiren Abdullah Öcalan, tüm kadınlara erkek egemen sistemden kurtuluşun yolunu gösterdi. Cezaevinde geliştirdiği “Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü Toplumsal Paradigma”, kadın özgürlük mücadelesinin temel ideolojisi oldu. Siyasetçi Besime Konca, uluslararası komployu, komplonun amacı ile komploya karşı Kürt halkı ve kadınların mücadelesini değerlendirdi.
‘TÜM ORTADOĞU’YU ETKİLEDİ’
Uluslararası komplonun Avrupa ve NATO ülkeleri tarafından Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına yönelik gerçekleştirilen bir komplo olduğunu belirten Konca, Kürt halkının ise 24 yıldır buna karşı direnişte olduğunu söyledi. Kürt halkı ve dostlarının tarihte görülmemiş bir direniş gösterdiğini dile getiren Konca, bu direnişe dair şunları söyledi: “Komplo sürecinde onlarca insan kendini yaktı. Yine Kurdistan’ın dört bir yanında ve Avrupa'da Kürtler topyekun bir direnişle uluslararası komployu protesto etti. Komplo sadece Kürt halkını etkilemedi. 12 yıldır Suriye'de devam eden savaşın başlangıcı oldu. Bu süreçle birlikte Suriye'de yaşanan trajedi, milyonlarca insanın yaşamını etkiledi. Doğalında bu süreç tüm Ortadoğu’yu etkiledi” dedi.
Abdullah Öcalan’ın cezaevinde tecrit koşullarında geliştirdiği “Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü” paradigmanın tüm Ortadoğu ve dünya halklarına çözüm sunduğu için komplonun ve tecridin ısrarla sürdürüldüğüne dikkat çeken Konca, “Komplo, Sayın Öcalan’ın geliştirdiği kadın özgürlükçü paradigmanın Ortadoğu’daki en büyük kazanımı olan kadın özgürlük felsefesinedir. Bugün İran’da yaklaşık 4 aydır ‘jin, jiyan, azadî’ sloganıyla süren direniş Abdullah Öcalan’ın formüle ettiği felsefi ışıktır” diye belirtti.
‘ROJAVA KOMPLOYU BOŞA ÇIKARDI’
Kürt halkının kendi kaderini tayin etme mücadelesinde kadınların rolüne işaret eden Konca, Kürt Kadın Hareketi’nin ilk öncülerinden Sakine Cansız’dan bugüne her alanda ciddi bir mücadele verildiğinin altını çizdi. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın öncülüğünde devrimsel bir süreç yaşandığını vurgulayan Konca, şöyle dedi: “Kadınlar Rojava'da İŞİD zihniyetine karşı komünal, kolektif, ekolojik ve kadın özgürlükçü yaşamın inşasını kurarak, komployu en fazla boşa çıkaran ayak oldu. Kadınlar bu özgürlük paradigmasını direnerek, bedel ödeyerek inşa etti. Tüm dünya, Êzidî ve Kürt kadınların yaşadığı trajediye sessiz kalırken, bu zulmü kabul etmeyen kadınlar mücadele etti. Bu anlamda Kürt kadınlar, sürecin hem mağduru hem direnişçisi hem de örgütleyicisi olarak öncülük etti, ediyor.”
ABDULLAH ÖCALAN’IN PROJESİ
Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlük paradigmasına dair yaptığı değerlendirmeleri hatırlatan Konca, “Öcalan’ın, kadın özgürlük mücadelesi için ‘yarım kalan projem’ şeklinde bir değerlendirmesi vardı. Bunun tamamlanması konusunda kadınlara çağrısı vardı. Bu gün kadınların verdiği mücadele önderliğin ‘yarım kalan yaşam projesi’ni tamamlama konusundaki mücadeledir ve burada da kadınların başarılı olduğunu bu anlamıyla komplonun bir ayağının boşa çıkarıldığını söyleyebilirim” dedi.
ORTAYA ÇIKAN MİRAS
“Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Paradigma”nın kapitalist sisteme karşı bir alternatif olduğunu belirten Konca, Abdullah Öcalan’ın bu konudaki “doğa özgür olmadan toplum özgür olamaz” sözlerini hatırlattı. Bu değerlendirmenin bugün daha net anlaşıldığını belirten Konca, “Bugün dünyada bu konu çok temeldir. Pandemi de yaşadığımız süreçler yine ekolojik yıkım, iklim değişikliğinin yarattığı sonuçlar ve Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte yaşanan yakıt, gıda ve enerji krizleri var. Bu savaşların altında yatan gerçekliğin ekonomik, ekolojik ve kadına karşı bir düşmanlık ve yıkım olduğu açığa çıkıyor. Önderlik çözümün Rojava modeli gibi yerelden yönetim, özgün, özerk bir bilinç olduğunu söylüyor. Öcalan’ın hiçbir düşüncesi teoride kalmadı. Rojava’da gerçekleşen devrim bunun mirasıdır” ifadelerini kullandı.
DEVRİMİN KURUCUSU
Abdullah Öcalan’ın sadece “Kürt önderi” olarak anılmasının eksik bir tanımlama olacağını dile getiren Konca, “Abdullah Öcalan, halkların önderliği değil Ortadoğu’nun yeniden doğan ‘güneşi’ olarak tanımlanan bir noktaya gelmiştir. Rojava Devrimi bu ayağıyla tecridi boşa çıkarmış bir devrim ve enteryonalist bir önder olarak Öcalan’ı tüm dünya halkları açısından umut haline getiren bir dönüşümdür. Ekolojik kadın devriminin kurucusudur” diye belirtti.
CEVAP FİZİKİ ÖZGÜRLÜK OLMALI
Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin giderek derinleştiğini vurgulayan Konca, kendisinden 22 aydır hiçbir şekilde haber alınmadığının altını çizdi. Abdullah Öcalan’ın hukuki haklarından yararlanması için çeşitli sivil toplum ve hak örgütlerinin çağrılarına rağmen hiçbir adım atılmadığını dile getiren Konca, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) Türkiye’ye yaptığı son ziyaretine dikkat çekerek, komitenin İmralı Cezaevi’ne dair hala herhangi bir açıklamada bulunmamasının komplonun devamı olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için güçlü bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini dile getiren Konca, şöyle devam etti: “Son dönemlerde Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) ve bazı kurumların girişimleri oldu. Ama muhalefetin daha çok sahiplenmesi gerekir. HDP’nin Meclis önünde başlattığı Adalet Nöbeti, yine 6 Şubat’ta Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözümünden yana olan herkesin, Colemêrg’in Gever ve Mêrdîn’in Qoser ilçelerinden Gemlik’e bir yürüyüş düzenlemeleri önemlidir. Avrupa’da birçok etkinlik düzenlendi. ‘Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’, diplomatik anlamda Kürt Kadın Hareketi’nin komplonun halklara anlatılması ve boşa çıkarılması için yaptığı çalışmalar çok değerliydi. Ama mutlak tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğün sağlanması için demokratik çevrelerin bu mücadeleyi daha fazla sahiplenmesi gerekiyor.”
MA / Esra Solin Dal
Yarın: Jineolojî