İSTANBUL - SYKP MYK üyesi Gülseren Pusatlıoğlu, ladınların barış mücadelesinde yan yana gelmesinin önemine dikkat çekerken, SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara ise “Savaşlar karşısında ortak birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız” vurgusu yaptı.
Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) başlattığı “Barış İçin Bir Milyon İmza” kampanyasına kadınlardan tam destek. Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Gülseren Pusatlıoğlu ve şuanda gözaltında tutulan Sosyalist Kadın Meclisleri(SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara kadınların barış mücadelesine dair değerlendirmelerde bulundu.
DEMOKRASİ
Barışın toplumsallaşması noktasında bir adım atmak amacıyla buluşmayı gerçekleştirdiklerini belirten Gülseren Pusatlıoğlu, barışın her kesimin ihtiyacı olduğuna dikkati çekti. Barışın özgürlüğün bir adımı olduğunu ifade eden Gülseren Pusatlıoğlu, “Tüm ezilen kesimlerin bir arada yaşayabileceği özgür ve eşit günler için bir araya geldik. Barış olmadan demokrasi, demokrasi olmadan barış olmaz. Demokratik bir toplumda yaşamak isteyen tüm toplumun bu bilince erişmesi ve barış için mücadele etmesi ihtiyacı elzem. Kürt sorununun demokratik, siyasal çözümünün elzem olduğunu aynı zamanda da bütün toplum olarak kadınların ve tüm ezilenlerin ortak özgür yaşamı açısından önemli olduğunu tespit ediyoruz. Kadınların siyasete aktif katılımını sağlayacak ortamın yaratılması demokrasi ve herkesin birlikte yaşama iradesiyle barış istiyoruz” diye konuştu.
‘ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN ORTAK MÜCADELE’
Egemen güçlerin savaşları kendi çıkarları adına elzem görüldüğünü ifade eden Gülseren Pusatlıoğlu, savaşın kadınlar açısından göç, mültecilik ve yoksulluk anlamına geldiğini belirtti. Gülseren Pusatlıoğlu, “Kadınlar olarak göç alan yerlerde yaşadığımız sorunlar ile savaş bölgesinde yaşadığımız sorunlar birbirleriyle çok bağlantılı. Savaştan beslenen patriyarkadan kaynaklı kadınların hayatı daha da zorlaşmakta. Böyle bakıldığında kadınların ortak mücadelesi, patriyarkal kapitalizme karşı mücadelede buluşmak demektir. Bütün kadınların ortak mücadelesiyle birlikte demokrasi mücadelesine ve barışa yapacakları katkının kendisi büyük olacaktır. Bu aynı zamanda kadınların barış görüşmelerinde dışarıda bırakılmalarının önünde engel olacaktır. Savaşların kendisi erkeklerden yanadır, erkektir, erkeliği güçlendirir. Dolayısıyla savaşların kadın düşmanı politikalarına karşı, başta feministler olmak üzere hangi kimlikten, ulustan, etnisiteden olduğu fark etmeksizin her birinin kendi kimlikleri bağlamında yaşadığı koşulları göz önünde alarak birleştiren mücadele. Dünden bugüne barış için kadın inisiyatifleri oluştu, barış mücadeleleri gerçekleştirdik. Tüm bunların barışın toplumsallaşmasında, kadınların farkındalık yaratması açısından ortak mücadeleye ihtiyacı var. Türkiye kadın hareketi, feminist hareket ile Kürt kadın hareketi ortak geleceğimiz için ortak kaygılarımız var. Dolayısıyla ortak kurtuluşumuz, kadınların barış ve eşitlik bağlamında ortak özgürlüğü de barış mücadelesinden geçmektedir” ifadelerini kullandı.
‘ROJAVA KADIN DEVRİMİ BİR ALTERNATİF’
Tanya Kara, yaşadıkları coğrafyada ve Ortadoğu’da çok ciddi bir biçimde savaşın yansımalarını gördüklerini söyledi. Tanya Kara, savaşın en ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Filistin halklarına, Filistinli kadınlara dönük saldırılar; Suriyede, Rojava’da Alevi, Arap, Kürt, Süryani kadınlara dönük saldırılar ve doğrudan HTŞ, IŞİD çetelerinin kadınlara yönelik saldırılarını çok açık ve net bir biçimde görüyoruz. Bu gerçek içerisinde kadınların köle pazarlarında satıldığı, tacize, tecavüze uğradığı bir durum var. Dolayısıyla biz kadınların adil, onurlu ve demokratik barışı isteme sebebimiz; eşit ve özgür yaşamı kurmak ve bunun mücadelesini vermek. Büyük bir alternatif olarak Ortadoğu’da kadınların öncülüğünü yaptığı, Rojava Kadın Devrimimiz var. Rojava Devrimi’nde kadın özgürlükçü yaklaşımla yönetim ilkelerini çok açık biçimde görüyoruz. Dolayısıyla kadınların siyasetin ve yönetimin merkezinde durduğu güçlendirici bir zemin olduğunu görüyoruz. Kadınların savaş karşısında mücadelesi bu bakımdan oldukça önemli duruyor” diye belirtti.
‘KADINLARIN BARIŞ MÜCADELESİ YOL AÇACAK’
Kürt kadın hareketi ile Türkiye kadın hareketinin yan yana gelişi ve savaş karşıtı mücadelede buluşmasının çok önemli olduğunu ifade eden Tanya Kara, savaş karşısındaki mücadelenin hem halkların hem kadınların ortak mücadele zemininde gelişebileceğine dikkati çekti. Kadınların barış için ortak mücadeleye dair deneyimlerinin olduğunu aktaran Tanya Kara, “Kürdistan, Filistin ve yanı başımızda süren savaşlar karşısında kadınlar, ortak birleşik mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Bunu daha önce de deneyimledik. Kadınlar barış mücadelesini yükselttiğimiz her anda büyük bir toplumsal saflaşmayı da yaratma olanaklarımız var. Çünkü kadınlar bu mücadelenin en önünde, en dinamik kesim olarak yer alıyor. Kadınların mücadelesi hem emekçi sol bakımından hem de toplumsal mücadele bakımından yol açıcı bir rol oynuyor ve oynayacaktır” şeklinde belirtti.