İSTANBUL - Abdullah Öcalan'ın farklı kesimlerin sürece pozitif katkı sunma mesajına işaret eden HDK Halklar ve İnançlar Meclisi Üyesi Ayhan Ergenç, "Demokratik yaşamı uygulatma görevi, hepimizin sırtındadır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan 28 Aralık'ta PKK Lideri Abdullah Öcalan'la İmralı'da görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından Abdullah Öcalan'ın 7 maddelik mesajı kamuoyu ile paylaşıldı. Abdullah Öcalan "farklı kesimlerin sürece pozitif katkı sunması ve yapıcı rol oynaması" yönünde de çağrı yaptı. Abdullah Öcalan'ın söz konusu mesajını değerlendiren, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi üyesi Ayhan Ergenç, bu süreçte halklara ve inanç gruplarına önemli roller düştüğünü kaydetti.
ORTAK ADIM ATILMALI
"Halklar ve inançlar" kavramının çoğulu kapsadığını vurgulayan Ergenç, bu ülkede Kürtler, Ermeniler, Çerkesler, Türkler, Lazlar gibi çok sayıda halkın, Müslümanlar, Aleviler, Ezîdîler ve Yahudiler gibi birçok inancın olduğunu belirterek, bu süreçte halklara ve inanç gruplarına önemli rollerin düştüğünün kaydetti. Ergenç, "Halklar ve inançların ortak olarak adım atıp ileriye gitmeleri gerekiyor. Bunların arasındaki ilişkiler çok önemli. Onun için halklar ve inançlara büyük roller düşüyor. Türkiye'nin resmi dini İslam'dır, ama yönetim şekli Hanefi mezhebine göredir. İnançlar insanların kendisinin kavradığı inanç biçimine göredir. Bu halkın kendi gelenek ve kültürüne bağlı olması gibidir. Doğumlarımız ve ölülerimiz oluyor. İktidarın 'tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek dil' şeklinde bir yapısı var. Benim annem öldüğünde ben 'Way dayê' diye ağladım. Çünkü ben Kürt'üm ve Kürt olduğum için bu kültürden etkilenmiş ve gelmişim" ifadelerini kullandı.
ROJAVA MODELİ
Türkiye'de uzun süredir devam eden savaşın sona ermesi gerektiğini söyleyen Ergenç, "Bu savaş biterse ve barış sağlanırsa eğer demokratik ulus anlayışıyla, demokratik konfederal bir anlayışla her toplum kendi yapısını kendi düşüncesini özgür bir şekilde sergileyeceği bir sistem olacaktır. Bunun önemini Rojava'da gördük. Orada kantonlar şeklinde bu sistem rol model olarak oluşturuldu ve ortak ittifaklarla uygulandı. Yani tüm halklar ve inanç sahipleri burada yerini aldı" diye konuştu.
ANAYASAL ZEMİN VURGUSU
Demokratik konfederalizmin inançlara da yansıyan "düalizm" üzerinden anlatan Ergenç, "Demokratik konfederal anlayışa biz, 'yaşamda Üçüncü Yol' diyoruz. Doğada da insanlığın var oluşu iki şekilde oluyor. Bir görünen bir görünmeyen. Görünen beden yapısıdır, görünmeye yapısı ise ruhtur. İnsan her şeyde ikilem içerisindedir. Bedenen her insan bir şeylere tabi olabilir, ama ruhen tabi olmayabilir. Bunun için ruh yapasının daha düzgün ve kendi içerisinde özgürce yaşaması için demokratik konfederal yapının olmasıyla daha iyi öz benliği ve kültürüyle yaşayabilecektir. Eğer bir çözüm süreci olacak ise bunun da demokratik konfederalizmi getirmesi gerekir. Bunun da Anayasal bir zeminde olması gerekir" şeklinde konuştu.
'GELİN BARIŞ ÇIGLIKLARINI ATALIM'
"Bugün Kürtler, kim ne derse desin muhatap aldığı Sayın Abdullah Öcalan'dır. Sayın Abdullah Öcalan söylediği sözler Kürtler tarafından uygulanıyor. Çünkü kendisinin çözümleri demokratiktir" dedi. Ortak bir yaşam inşa etme görevinin her kesimin sırtında olduğunu vurgulayan Ergenç, "Tüm sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilere, bütün bireylere ortak yaşamı, demokratik yaşamı uygulatma görevi hepimizin sırtındadır. Özellikle Türkiye'deki halklar, sağduyuyla bu işi üzerlerine almak zorundadır. Savaşmayanlar, savaş çığlıkları atar. Savaşanlar ise barış çığlıkları atar. Gelin barış çığlıklarını atalım" çağrısı yaptı.
'UMUT HAKKI KARARI UYGULANMALIDIR'
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan hakkında verdiği “umut hakkı” ihlal kararının uygulanması gerektiğini ifade eden Ergenç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de bu hakkın uygulanabileceğini söylediğini dile getirdi. "Bu işin muhatabı Kürtler açısından Sayın Öcalan'dır" diyen Ergenç, "Umut hakkı, ömür boyu hapis cezası alan birinin bir müddet sonra dışarıya çıkıp özgür şekilde yaşamasıdır. ‘Umut hakkı’nın onaylanması çözüm sürecinin de daha sağlıklı bir şekilde oluşmasını sağlayacaktır" diye belirtti.
MA / Ömer İbrahimoğlu