Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Milletvekili Ömer Öcalan’ın 23 Ekim’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşme ardından 28 Aralık tarihinde DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşan heyet, İmralı Adası’na giderek bir görüşme gerçekleştirdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan her iki görüşme de heyecan yaratsa da avukat ve ailelerin görüşmelerine dair yasaklamalar devam ediyor. 

 

‘GÖRÜŞMELER HUKUKSAL HAKTIR’

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, yapılan görüşme ve tecrit politikasını değerlendirdi. Abdullah Öcalan ile son yüz yüze görüşmeyi 3 Mart 2020’de gerçekleştiren Mehmet Öcalan, İmralı’da tutulan diğer tutsakların ailelerinin de o tarihten bu yana adaya gidip görüşme gerçekleştiremediklerini ifade etti. Mehmet Öcalan, “Bu dünyanın en ilkel ve en diktatör rejimlerinde bile görülmeyen bir uygulamadır. Her iki haftada bir avukatlar ve aileler görüşme talebinde bulunuyor, ancak sürekli reddediliyor. Bu bir sadaka değildir, hukuksal bir haktır. Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız ve bu hakkımızın tanınmasını istiyoruz” dedi. 

 

Son yapılan görüşmelerin her ne olursa olsun önemli olduğunu kaydeden Öcalan, “Daha önce Ömer’de bir görüşme yaptı, ancak bu aile görüşüydü. Sayın Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı görüşme biraz daha farklı bir kapsamdaydı. Ancak bu sürecin devam etmesi gerekiyor. Kürt meselesi açısından İmralı’ya gidiş gelişleri olumlu görüyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın tavrı ise her zamanki gibi net: Demokratik bir çözüm istiyor ve bunu herkes biliyor. Görüşmeye gidenler de bunu biliyor. Ancak devletin amacının ne olduğu hakkında bilgimiz yok” diye ifade etti. 

 

‘GÖRÜŞMELER ORTADOĞU İÇİN ÖNEM TAŞIYOR’

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın demokratik çözüm perspektifinin sadece Kürtler için değil Ortadoğu’daki tüm halklar için bir model olduğuna ve bu nedenle görüşmelerin devam etmesi gerektiğine işaret eden Mehmet Öcalan, “Eğer İmralı’da demokratik çözüm süreci başlatılırsa, sadece Türkiye değil, Ortadoğu halkları da rahatlar. Bu sürecin devam etmesi için herkesin doğru bir şekilde rolünü oynaması gerekiyor. Her gün bu topraklarda kan akıyor ve bu kanın durması için Sayın Abdullah Öcalan’ın önünün açılması gerekiyor. Görüşmeler sadece Türkiye açısından değil, Ortadoğu’daki dengeler açısından da büyük önem taşıyor. Bunu gördük. Rojava’da iki gazeteci öldürüldü. Gazetecilerin ellerinde silah yoktu, sadece fotoğraf makineleri vardı. Eğer bu sorunlar çözülmezse, kimsenin yaşam garantisi olmayacak. İmralı Adası’nın kapıları heyetlere, avukatlara ve ailelere açılmalıdır. Bu bir haktır, sadaka değil. Görüşmelerin devamını sağlamak, bu topraklarda barışın sağlanması için hayati önemdedir” şeklinde ifade etti.

 

'HERKES SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRSİN'

 

İktidarın çözüme dair tartışmalara bir isim koymasa da Kürt sorununun Ortadoğu için öneminin farkında olduğunu ifade eden “Eğer bu sorun çözülürse, bölge halkları da rahatlayacaktır. Bu nedenle herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Biz görüşmelerin devamını ve demokratik çözüm odaklı bir sürecin ilerlemesini istiyoruz” diye konuştu.

 

MA / Delal Akyüz