İSTANBUL - Kadın ve çocuklar için 2024'ün "vahim bir yıl" olduğunu belirten Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, "Benzer bir yıl bizi bekliyor. Ancak sokaklarda ve adliye koridorlarında var olmaya devam edeceğiz” dedi.
Savaş, ekonomik, siyasal ve sosyal krizlerin ortasında yaşamın her geçen gün zorlaştığı ülkede, kadın ve çocuklar için koşullar iyiden çekilmez bir hal aldı. Çocukların haklarının gözetilmediği ülkede, eğitim hakkı başta olmak üzere çocuk işçiliği, çocuk ölümleri, tarikat ve cemaatlerde yaşanan taciz ve tecavüzler gündemden düşmedi. FISA Çocuk Hakları Merkezi’nin 2024 Ocak-Haziran ayını kapsayan “Çocuğun Yaşam Hakkı” raporuna göre, 6 ay içinde 343 çocuk “önlenebilir sebeplerden” yaşamını yitirdi. 34 çocuk devlet tarafından gerçekleştirilen yaşam hakkı ihlalleri sonucu hayatını kaybederken, 17 çocuk şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Var olan tablo kadınlar için de değişmedi. İktidarın “aileyi” önceleyen politikaları kadına yönelik şiddet ve katliamların önünü açtı. JINNEWS’in 11 aylık şiddet çetelesine göre, 347 kadın erkek şiddeti sonucu, 195 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin verilerine göre ise, 11 ayda en az 411 kadın erkekler tarafından katledildi.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, konuya dair değerlendirmelerde bulundu.
'KADIN VE ÇOCUKLAR İÇİN VAHİM BİR YIL'
Derneklerinin 11 aylık verilerini hatırlatan Müjde Tozbey, katledilen kadınların yüzde 55’inin en yakınındaki erkek tarafından katledildiğini belirtti. Müjde Tozbey, “Katillerin yüzde 10'u sabıkalı erkeklerden oluşuyor. Yani kadınlar, devletin, idari kurumların önceden öngörebildikleri, bildikleri insanlar tarafından öldürüldü. Ülkemizde maalesef 2024 yılı da kadın ve çocuklar açısından vahim geçti. Gericiliğin arttığı, laik yaşama müdahalenin arttığı, kadın istihdamının azaldığı, kreşlerin, sığınma evlerinin kapatılmaya çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz” diye belirtti.
'YASAL SORUMLULUKLAR YERİNE GETİRİLMİYOR'
Kadına dönük şiddet ve katliam davalarında cezasızlığın sistematikleştiğini söyleyen Müjde Tozbey, var olan koruyucu yasaların uygulanmadığına dikkati çekti. İktidarın yaratmak istediği bir toplum olduğunu dile getiren Müjde Tozbey, bu nedenle yasalardaki sorumlulukların yerine getirilmediğini ifade etti. Müjde Tozbey, “Yasalarda, kadın ve çocuğa yönelik şiddette ilişkin ağır cezalar mevcut. Devlet, tüm insanlar için sağlıklı yaşam alanlarını yaratmak, sağlıklı bir hastane, eğitim, güvenilir bir hukuk sistemi yaratmakla sorumlu. Ancak iktidar amaçladığı toplum için kadın ve çocukları şekillendiriyor” dedi.
139 SIĞINMA EVİ VAR
Yeni sığınma evleri için söz veren iktidarın diğer taraftan var olan sığınma evlerini kapattığını belirten Müjde Tozbey, ülkede mevcut 139 sığınma evi olduğunu hatırlattı. Müjde Tozbey, “Bu sayı dahi trajedinin boyutunu gösteriyor. Diğer taraftan kreşler kapatılıyor. Bunlar bir bütün olarak AKP'nin gerici, baskıcı politikalarını gösteriyor. Özellikle kadınların yaşam alanlarını daraltmak; kadının sokağa çıkıp okula gitmesini, çalışmasını önlemek; kendi başına hareket edebilmesi ya da uğradığı şiddete karşı gelebilmesi için sahip olduğu tüm hakları ellerinden 2024 yılında tek tek alınmaya çalışıldı” ifadelerini kullandı.
KADINLARA 38 KURUŞ BÜTÇE
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesini eleştiren Müjde Tozbey, bütçeden günlük olarak bir kadına 38 kuruş düştüğünü kaydetti. Müjde Tozbey, şöyle devam etti: “Gerçekten komik ve trajik bir rakam. Yoksul bir kadının bu 38 kuruşla nasıl geçinebildiğini düşünebiliyor muyuz? Mevcut politikalar gösteriyor ki geride bıraktığımıza benzer bir yıl yaşayacağız. Dernek olarak ülkemizin her köşesini karış karış dolaşarak Medeni Kanunun, İstanbul Sözleşmesi'nin ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu'nun öneminden ve bu kanunların sahiplenilmesi gerektiğini, kadınların nefes almak için laikliğin olması gerektiğinden bahsedeceğiz. Diğer taraftan adliye koridorlarında şiddet mağduru kadın ve çocukların yalnızlaştırılmasını daha fazla engellemeye çalışacağız. Bunu yaparken de sadece adliye koridorlarında değil, sokaklarda da var olacağız. İstediği kadar baskıcı, otoriter bir rejim olsun, ne olursa olsun dernek olarak her sokağa gireceğiz ve mücadeleye destek olacağız. Kadınların ve çocukların kaybolmasını önleyeceğiz.”
MA / Yeşim Tükel