İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımına tabi olmayan bir işkence dosyasında, olayın üzerinden 7 yıl geçtiği gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi.
İstanbul Bahçelievler'de 2017'nin Aralık ayında gözaltına alınan ve tutuklanan Hamza Doğrul'a "örgüt üyesi olmak", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlamasından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan Doğrul, gözaltına alındığı sırada işkence görme nedeniyle 7 yıl sonra, kendisine işkence yapan polisler hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Doğrul'un Avukatı Nagehan Avçil'in 9 Eylül'de yaptığı suç duyurusunu inceleyen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında olduğu için zaman aşımına tabi olmayan işkence vakasında, olayın üzerinden 7 yıl geçtiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer yok kararı verdi.
'4 GÜN BOYUNCA ADLİ MUAYENEYE GÖTÜRÜLMEDİ'
Avukat Avçil'in yaptığı başvuruda, Doğrul'un adli muayene raporuna göre sırtında, kolunda ve sol gözünün altında şiddet sonrası görülen kızarıklıkların (ekimoza) görüldüğünün belirtildiğine işaret edildi. Başvuruda, Doğrul'un gözaltında 7 gün boyunca avukat yardımından faydalandırılmadığı, gözaltında kaldığı 12 günde Doğrul'a işkence yapıldığının adli genel muayene raporları sabit olduğu kaydedildi. Başvuruda, "14 Aralık 2017 ile 18 Aralık 2017 tarihleri arasında 4 gün boyunca hiçbir adli genel muayene raporunun dosyada yer almaması ve 18 Aralık 2017 tarihli genel adli muayene raporunda darp ve cebir izlerine rastlanması, müvekkilin gözaltı biriminde işkenceye maruz kaldığını açıkça ortaya koymaktadır" denildi.
'İŞKENCEDE ZAMAN AŞIMI OLMAZ'
Doğrul'un gözaltı birimine getirildiğinde herhangi bir darp ve cebir izi mevcut değilken, gözaltında tutulduğu tarihlerde oluşan darp ve cebir izlerinin kolluğun işkencesi sebebiyle oluştuğunun açık olduğu vurgulanan başvuruda, "Türk Ceza Kanununa göre, bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez hükmü esas alındığında iş bu şikayet dilekçesini sunma zorunluluğumuz hasıl olmuştur" ifadelerine yer verildi. Başvuruda, dönemin kamera kayıtlarının incelenmesi ve ilgililer hakkında kamu davası açılması talep edildi.
Başvuruyu 12 günde karara bağlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaşanılanların üzerinden 7 yıl geçtiğini gerekçe göstererek, şikayete ilişkin kovuşturmaya yer yok kararı verdi.
KARARA İTİRAZ EDİLDİ
Savcılığın kararına karşı Doğrul'un avukatı Nagehan Avçil, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz başvurusunda bulundu. Savcılığın 12 gün gibi kısa bir sürede karar vermesinin "etkin bir soruşturma" yürütülmediğinin kanıtı olduğu ifade edilen başvuruda, savcılığın, zaman aşımına tabi olmayan işkence suçunu, "üzerinden 7 yıl geçmiş" diyerek reddettiği vurgulandı. İtiraz başvurusunda, savcılığın kararını "kesin, inandırıcı ve somut delil bulunmadığı" gerekçesine dayandığını, bu durumun Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) da aykırı olduğu belirtildi. CMK 172'nci Maddesi'nde "yeterli şüphe" bulunmadığı gerekçesi ile "kovuşturmaya yer yok" kararı verilebileceğinin belirtildi. Ancak, başsavcılığın kararını "kesin, inandırıcı, kesin delil bulunmamasına" dayandırdığı vurgulanan başvuruda, savcılığın kararını dayandırdığı gerekçelerin mahkûmiyet hükmü için aranan koşullar olduğu, kararın bu nedenle kanuna aykırı olduğu vurgulandı.
Başvuruda, savcılığın dosyaya sunulan adli muayene raporları doğrultusunda karar vermesi gerekirken 12 günde 'kovuşturma yer yok' kararı vermesinin hukuki bir değerlendirme sonucu verilen bir karar olmadığını gösterdiği belirtildi.
'İTİRAZ KABUL EDİLEREK DAVA AÇILMALI'
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aldığı "kovuşturmaya yer yok" kararına dair itirazın kabul edilmesi istenen başvuruda, etkin bir soruşturma yürütülerek, işkence suçunu işleyen şüpheliler hakkında iddianame düzenlenmesi istendi.
MA / Ömer İbrahimoğlu