Doğu Ergil: Türkiye Suriye’de oluşacak özerk yönetimi kabul etmek zorunda

ANKARA - Prof. Dr. Doğu Ergil, Suriye’de Kürtlerin yaşadığı bölgede özerk bir yönetimin kurulacağını ve Türkiye'nin bunu kabul etmek zorunda kalacağına işaret ederek, "O zaman Kürt sorununda da bir takım ilerlemeler olur” dedi. 

Ortadoğu coğrafyasında savaş ve çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor. İsrail'in Gazze ve Lübnan'a dönük saldırıları büyük bir yıkım ve can kaybına neden olurken, Suriye'de de 2011'de patlak veren iç savaş yeni bir döneme evrildi. Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) 26 Kasım'da başlattığı saldırılar sonrası Baas rejimi düştü, aynı dönemde Türkiye ve güdümündeki SMO adlı paramiliter grup da Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini hedef almaya başladı. 
 
Kürt sorununa dair araştırmalar yapan siyaset sosyoloğu ve yazar Prof. Dr. Doğu Ergil, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Doğu Ergil'e göre mevcut gelişmeler Ortadoğu'da büyük bir değişimin habercisi. 
 
Ortadoğu coğrafyasında yaşanan gelişmeler, dünyadaki küresel güçler ve attıkları adımlardan bağımsız ele alınamıyor. Rusya-Ukrayna savaşı, ABD ve Çin eksenli gerilim gibi gelişmelere bir bütünen baktığınızda nasıl bir tablo görüyorsunuz? 
 
Birkaç tane çok belirgin olgu var ki, bunlar giderek gelişmekte olan dünyada ön plana çıkıyor. Büyüyen nüfuslar ve gelişen ekonomilerle paralel olarak artan büyük bir enerji açlığıdır. Yani ne kadar güçlü ve ne kadar sanayisi ilerlemişse, o toplumların enerji kaynaklarına ve tabii ki sürdürülebilir enerji kaynaklarına olan ihtiyacı giderek artıyor. Bu yüzden dünyada büyük bir rekabet yaşanıyor bu konuda. İşte bu enerji kaynakları üzerinde egemenlik kurmak ve bunlardan mümkün olduğu kadar yararlanmak büyük bir devlet rekabetine yol açıyor.
 
Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi projesi, ABD'nin Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesi ve sonrasında Türkiye ile Irak arasında imzalanan Kalkınma Yolu projesi... Tüm bunlar da bu rekabetle bağlantılı mı? 
 
 
Ulus devletlerin özgürlük ihtiyacını karşılama, kültürel kimlikleri tatmin etme sorunları var. Çoklu kimliklerin gönüllü birliği anlayışı giderek ağırlık kazanıyor. 
 
Onlar da hem kendilerinde var olan kaynaklardan azami istifadeyi sağlamak hem de tedarik olgusunu gerçekleştirebilmek için kendilerine en karlı olacak biçimde çabalıyorlar. Şimdi Türkiye de bu rekabet alanı içinde. Kimi hatların kendi toprakları üzerinde geçmesini istiyor. Dünyada yaşanan büyük felaketin nedeni bu. 
 
Ana aktörler devletlerdi şimdiye kadar. Fakat ulus devletler giderek zayıfladı. Çünkü bu küreselleşme öyle bir düzeye vardı ki; güvenliği sağlamak, halkını tatmin etme ve giderek artan özgürlük ihtiyacını karşılama, bir de tabii kültürel kimlikleri tatmin etme, onlara özgürlük alanı açma sorunları var ulus devletlerin. O yüzden artık böyle tek, tekil bir kitleye dayanan bir ulustan çok, çoklu kimliklerin gönüllü birliğine, hukuki ve siyasi birliğine dayanan bir çoğulcu ulus anlayışı giderek gerçekleşiyor.
 
Daha çoğulcu, farklı kimlik ve inançları yok saymayan bir mekanizmaya mı ihtiyaç var? 
 
Evet. Bizim bölgemizde, hatta bizim ülkemizde de buna ihtiyaç var. Onun ötesinde bir de inanılmaz bir teknolojik hızlılık var. Fakat sosyal ve kültürel hayat buna ayak uyduramıyor. Büyük gerilimler doğuyor. Mesela bakın şimdi bir otomobil sanayi var. Bu otomobil sanayinde her gün yeni icatlar çıkıyor. Japonya, hidrojenle yani suyla çalışan motor icat etti. Şimdi her şey değişecek. Bu içten patlamalı motorlar yerine elektrikli motor gelirken, elektrikli motorun yerini şimdi suyla çalışan hidrojen motoru aldı. Bu bütün sanayi altyapısını çalışma sistemini falan değiştirdi. Yani dünyada artık teknoloji gelişmeler, çalışma düzeni, üretim biçimi ile sosyal yaşam, kültürel alışkanlıkların uyumu da büyük bir gerilim içine girdi. O yüzden çok hızlı değişen bir dünya var. Buna insanlığın, devletlerin yani var olan yapısıyla ayak uydurması bir hayli zor.
 
Ortadoğu'da da sancılı bir değişim süreci söz konusu. Buradaki değişim, dönüşüm ve krizlerin temelinde ne yatıyor? 
 
 
Farklı etnik gruplara özgürlük alanı sağlayacak, ekonomik olarak tatmin edecek sistemi kuramayan ülkeler istikrarsızlığa düştü. Halklar, yeni koşullarda kendilerine daha uygun bir siyasal sistem istiyor. 
 
Bir kere Ortadoğu'daki devletlerin önemli bir kısmının tarihi çok yeni. Osmanlı İmparatorluğu çözüldükten sonra neredeyse ortaya 40 tane devlet çıktı. Bu devletlerin hepsi böyle homojen bir halk bulmadılar. Hepsinin içinde farklı etnik gruplar, farklı dinsel gruplar, farklı mezhebi kümeler vardı. Bütün bunları içerecek, bütün bunlara özgürlük alanı sağlayacak, ekonomik olarak tatmin edecek ve siyasal sisteme eşit olarak katacak sistem öyle kolay bir şey değil. Bunu başaramayan ülkeler istikrarsızlığa düştüler. Ortadoğu böyle. Ortadoğu, Osmanlı'dan sonra işte sınırları siyasal olarak çizilmiş bir ulus karakteri arzu etmeyen halklardan oluşuyor. Şimdi bu halklar, yeni koşullarda kendilerine daha uygun bir siyasal sistem istiyorlar. İkincisi, kendilerini ezmiş olanlara başkaldırarak, onlarla daha iyi koşullarda ya da onlarsız bir siyasal düzen kurmak istiyorlar.
 
Siyasal düzenin kurulması yeterli olur mu sizce?
 
Siyasal düzen kurmak da yetmez. Ekonomik olarak sürdürülebilirliğini sağlaması lazım. Siyasal birimler diyorum, bunlara devlet bile demiyorum. Devlet altı özerk bölgeler oluşabilir. Bunlar tek başına varlıklarını sürdüremeyebilir. Zor olur. Bu artık federasyon mu olur? Konfederasyon mu olur? Bunları bilmiyoruz. Ama bunlar yavaş yavaş şekillenecek. Şimdi şekillenene kadar akışkan bir tablo var. Bu billurlaşınca diyeceğiz ki işte bak şu şu şu oldu. Ama şu anda yapılar çözüldü. Fakat yeni yapılar oluşmadı daha.
 
Ortadoğu’nun bu karmaşık denklemi içerisinde Kürtleri nasıl bir konumda görüyorsunuz? 
 
Türkiye kurulurken Türklük üzerinden kuruldu. O yüzden Kürt belki fiili olarak vardı, kültür olarak vardı, ama siyasal olarak yoktu. Şimdi Kürtler 'Bulunduğumuz yerlerde çoğunluk oluşturuyorsak yönetimde daha etkili olmak, özerklik şartına uygun bir düzenleme istiyoruz’ dediler. Talebi karşılanmadı. Bu tehlikeli göründü. Bu işte Türklüğün sulandırılacağı, Türk unsurun parçalanacağı, Türk vatanının bölüneceği gibi endişeler yarattı.
 
 Bu kaygının gerçekliği nedir? 
 
Önemli değil. Kaygı bir gerçekliktir. Kaygı gerçeklere dayanmasa bile kaygının kendisi bir gerçekliktir. Hani diyoruz ya olgudan çok algının önemi var. Bir olgu var ama sen onu nasıl algılıyorsun? O gerçeklik hali de geliyor. Belki sahte bir gerçeklik ama gerçeklik. Sen onları öyle yaşıyorsun çünkü. Twitter ortamında “Biliyor musunuz, İsviçre'nin bir devlet başkanı yok! Yedi kişilik bir yönetim konseyi vardır" diye bir paylaşım yaptım. Birisi çıkıp diyor ki, “Ne yani Türkiye'yi yedi bölüme, eyalete mi ayırmak istiyorsunuz? Bunu mu söylemeye çalışıyorsun?" Sürekli bir endişe ve korku var. Bu sizin söylediğiniz gerçekliği olmasa bile bunu bir gerçek olarak algılıyor.
 
Suriye'deki gelişmelerle devam edecek olursak; son yaşananlarla birlikte nasıl bir tablo ortaya çıktı? 
 
Suriye fevkalade belirsiz bir ortam. Suriye'de yaşayan halkların belirlediği bir ortam değil. Dışarı müdahil olmuş durumda. Bu unsurların kimisi legal devletler, kimisi devlet altı illegal olarak tescil edilmiş oluşumlar. Mesela şuanda Şam'a girmiş, iktidarını ilan etmiş, bir terörist örgütler listesinde yer alan bir koalisyon var.
 
Baas rejimi düştü, HTŞ şu an yönetimde... Türkiye ve bağlı SMO da bu gelişmelere paralel olarak Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırıyor. İktidar, aynı zamanda orada bir statüye izin verilmeyeceğini söylüyor. Bu sorunu daha da derinleştiren bir bakış açısı değil mi? 
 
 
 Türkiye'de Kürt kuşkusu nefrete dönüşmüş. Türkiye'deki bu Kürt kuşkusu ve nefret, hastalıklı bir hale geldi. Kürt sorununu çözmek için hep şiddet yöntemi seçildi. 
 
Bu yaşananlar, var olan çelişkinin yansımasıdır. Eğer Türkiye'de Kürt olmasaydı ben çok eminim ki Türkiye, Suriye'deki Kürtlerin orada kendi özerk bölgelerini kurmalarını, hatta Irak Kürtleri ile birleşmelerini isterdi. Onlarla birleşerek bir Kürt devletinin kurulmasını desteklerdi. Ama kendi içindeki Kürtler ülkeyi bölecek diye kuşku duyuyor. Şimdi duymaması da o kadar kolay değil. Bakın Türkiye yönetimleri Kürt taleplerini hep ihanet olarak nitelemiş. Geçmişten beri böyle bir durum var. Bunlar ile siyasi, hukuki yollarla çözüm aramak yerine bastırarak çözmeye çalışmış. Bu bir yöntemdir. Seçimini bu doğrultuda yapmıştır. Bundan dolayı Kürt kuşkusu nefrete dönüşmüştür. Kürt kuşkusu ve korkusu bulaşmış onlara. Bir tür hastalık gibi. Türkiye'deki bu Kürt kuşkusu ve nefret, hastalıklı bir hale geldi. Çünkü Kürt sorununu çözmek için şiddet hep yönetim olarak seçildi. Ve şiddetin sonucunda tabii ölmek ve öldürmek var.
 
Bu kaygıyı yaşayanlar, bahsettiğiniz "nefret ve hastalıklı" halden nasıl kurtulabilir? 
 
Şimdi bakın yeni bir hamle başlatıldı. Tabii başlatan da ilginç, başlatma nedeni de. "Türkiye'deki bu istikrarsızlık sona ersin, Kürtlerden kaynaklanan bu kuşku ve nefret ülkeyi hakikaten hastalandırıyor, bunu tedavi edelim”den çok Türkiye'nin en milliyetçi ve Kürt'ün adını ağzına almaktan sakınan biri (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli), “Bu örgütün lideri gelsin, Mecliste konuşsun” diyor. Ama tabii bir şartı var onun. 'Silahı bırakacak, örgütünü dağıtacak' şartı. KDP’ye başta karşı çıktılar, ‘Geliriz, dağıtırız’ dediler, ama şimdi en iyi müttefikleri. Ondan sonra Rojava denilen Suriye geliyor. Şimdi Türkiye’de DEM Parti, Kandil var. Türkiye Kürtlerinin silahlı örgütünün bulunduğu oluşum ise PKK. Ondan sonra Rojava var. Orada PYD ve onun silahlı örgütü var. Bunların üzerinde en etkili şahıs olarak Abdullah Öcalan’ı gördüler. Abdullah Öcalan da Türkiye'ye hep bir anlaşma olacaksa 'bunu ben sağlarım' demiş. Bunu yapacak siyasal gücünün olduğunu söylemiş. Esad'ın kaçmasına yol açacak bu sürecin başında anlaşılan derslere iyi çalışıldı.
 
İktidar bu süreçten haberdar mıydı?  
 
Diğerlerin de haberi var. Zaten Amerika'nın haberi var. Rusya'nın haberi var. İsrail’in haberi var. İsrail, Amerika ve Ankara hattında oldu bu olaylar. Birleşik düşünülmüş bir şey. Öyle olduğunu anlıyoruz. Sonuçlarına bakarak anlıyoruz. Daha öncesini bilmiyoruz.
 
Bahçeli'nin son dönemlerdeki çıkışlarını nasıl değerlendirdiniz?  
 
Türkiye, örgütün (PKK) ortadan kaldırılmamasından bıktı. Ankara'da yakın zamanda bir saldırı oldu. Hala eylem yapabilecek ama başta taktik nedenler ile yapmayan bir örgüt var. Onlara göre bunun artık ortadan kaldırılması, eritilmesi lazım. Ama Ortadoğu'daki yeni gelişmelerden sonra dağılan Suriye'de, muhakkak bir Kürt varlığı olacağı, bu Kürt varlığının da Amerika ve İsrail'in himayesinde varlığını sürdüreceğine inanılıyor. Ayrıca PKK ile de ilintisi olduğu, PKK’nin ortadan kalkmayacağını düşünüyor, oluşacak Kürt oluşumunda sözünün geçeceğini düşünüyor. Bu endişelerden ötürü Türkiye, PKK'yi en azından etkisizleştirmeye karar verdi.
 
 
Bu bir çözüm girişimi değil. Türkiye'de tekrar hukuk devletine dönülmesi, demokrasi, çoğulculuk falan filan gibi bir kaygılar taşınmıyor. Yani öyle bir arayıştan çıkmadı bu şey.
 
Bu bir güvenlik endişesi sorunudur. Yani bu bir siyasi, hukuki sonuçlar doğuracak bir girişim değil. Yani bu bir çözüm girişimi değil. Öyle anlaşılıyor. Başta öyle sanıldı. Eski gibi bir çözüm, açılım falan filandan çok PKK'nin varlığını ve etkisini Türkiye içinde ama özellikle Rojava’da ortadan kaldırmak olduğu anlaşıldı. Güvenlik kaygısıyla oluşan ve Türkiye koşullarından doğan değil, Ortadoğu'nun özellikle de Suriye'deki gelişmelerin sonucunda ortaya çıktığı anlaşılıyor. Yoksa Türkiye'de tekrar hukuk devletine dönülmesi, demokrasi, çoğulculuk falan filan gibi bir kaygılar taşınmıyor. Yani öyle bir arayıştan çıkmadı bu şey.
 
Bu girişim, Kürtlerin taleplerinin önüne geçebilir mi? 
 
Bunu kişisel değerlendirme olmaktan çok aktörler üzerinden yapmak lazım. Şimdi mesele Öcalan değil mi; buradaki kilit aktör olarak görüldü. Yani onunla anlaşılırsa ‘PKK de son bulur, PYD de son bulur. Kürt tehdidi Suriye'de de ortadan kalkar, Türkiye'de de kalkar’ şeklinde düşünüyorlar. Şimdi bunca yıl hapiste yattıktan sonra “Tamam kardeşim. Beni ev hapsine ve sınırın öteki tarafına gönderin. Ben her şeyi çözeceğim” dese bizim hükümetimiz inanır mı bilmiyorum. Devletleşmeye doğru giden bir ulusal hareket var. Şimdi bütün bunlar bir kişinin kararıyla birden buharlaşacak mı? Bu mümkün mü? Bunun cevabını ben vermeyeceğim diyeyim. İzleyenler versin. Benim şahsi cevabımın hiç önemi yok. Sahada olaylarda ne gelişecek göreceğiz. Anladığım kadarıyla Suriye bölünecek. İsrail önemli bir kısmına el koyacak. Bir Kürt bölgesi olacak. 
 
Yeni Suriye'de Kürtlerin yaşadığı bölgede özerk bir yönetim olacak diyorsunuz?  
 
Şu anda var. Türkiye bunu önlemeye çalışıyor ama şu anda var. Burada da bir tür anlaşmaya varılacak. Orada bir Kürt özerk yönetimi ve Kürt bölgesi olacaksa, yani yeni Suriye'de bir Kürt bölgesi olacaksa Türkiye de bir şekilde anlaşacaktır. 
 
Türkiye'nin anlaşacağını düşünüyor musunuz? 
 
Anlaşır tabii. Türkiye daha önce Irak'ta anlaştı. Irak'taki Kürdistan Özerk Yönetimi Türkiye için hiçbir tehdit değil ve çok da iyi bir ortam. Burada da öyle bir şey gerçekleşeceği anlaşılırsa kabul eder. Kabul etmek zorunda. Zorla olması da gerekmiyor bu arada. Mantıken böyle olur. O zaman Türkiye'deki Kürt sorununda da bir takım ilerlemeler olur, kültürel haklar konusunda ciddi bir rahatlama olabilir. 
 
CHP, Kuzey ve Doğu Suriye'nin tanınması ve Kürt sorununun çözümünde nerede duruyor?
 
Bakıyorum, bakıyorum da pek göremiyorum. Nerede durduğunu göremiyorum. Basının büyük ölçüde kontrol edildiği bir ortamda belki de ben göremiyorum. 
 
 CHP "Biz bu işi Meclis’te kendi aramızda çözelim" diyor. 
 
Keşke çözebilseydi. Şimdiye kadar çözerdi.
 
Sizce Kürt sorunu nasıl çözülür?
 
Bunun için 2-3 kitap yazdım. Alan araştırmaları yaptım. Benim bulgularım; Kürtler, Türklerden fazla bir şey istemiyorlar. Fakat işte o kimlik sorunu var ya… Kürt olarak dışlanmak... Bunun da en önemli simgesi dildir. Dil konusundaki bu baskıcılığı, bu ayrımcılığı anlamakta zorlanıyorlar. Bunlar eğer olmasaydı gerçekten şu anda öyle büyük bir Kürt sorunu yaşanmazdık. Türkiye bütün bölgedeki Kürtlerin yarısının vatandaşı olduğu bir devlet. Onunla Türkiye yaratacağı nüfuz alanları; Ortadoğu'da büyüyeceğine Kürtleriyle kavga ederek küçülüyor. En azından o nüfus alanlarını Kürtler üzerinden sağlayabilseydi çok daha gerçekçi, çok daha etkili bir devlet olurdu.
 
MA / Mehmet Aslan 
 

Diğer başlıklar

13:14 HPG: KDP bir timimize pusu kurarak ateş açtı
13:13 TMMOB Kadın Komisyonu: Rojava’daki kazanımları korumalıyız
12:49 Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için eylem CANLI
12:47 Antalya Cezaevi’nde kitap ve özel eşyalara el konuldu
12:44 Rûbarok’ta ağaç kıyımı
12:22 RES’lere karşı eyleme çağrı
11:19 Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in cenazeleri için başvuru
10:46 Cezaevinde Türkçe dışında konuşmaya 'dilekçe' şartı getirildi
10:44 Patnos Cezaevi’nde kadın tutsaklar darp edildi
10:00 ‘Kalemleri yerde kalmayacak’
09:59 Türkiye 5 yılda 13 gazeteciyi katletti
09:22 ‘2024 yılı emeklilerin ölüm yılı oldu’
09:06 Yeni Yaşam Gazetesi’ne erişim engeli
09:04 Uluslararası PEN Başkanı Sönmez: Gazeteciler hakikatin peşinden koşarken katledildi
09:04 Besiciler: Et ithalatını durdurun, hayvancılığı destekleyin
09:03 Basın örgütleri: Gazetecilerin hedef alınması savaş suçudur
09:01 3. Dünya Savaşı'nın merkezi: Ortadoğu
09:00 21 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:56 ABD Kongresi'nde Türkiye’ye yaptırım hazırlığı
07:57 Çok sayıda kent için sağanak uyarısı
20/12/2024
23:37 Irak, DAİŞ konusunda uyardı!
23:03 Kolombiya Cumhurbaşkanı: Yeni bir soykırıma gidiliyor Kürt halkına sahip çıkalım
22:55 Washington, Şam’da geçici hükümetle görüştü
22:44 Almanya’da Noel pazarına saldırı
22:05 CPT: Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’ni 13 kez bombaladı
21:47 14 barodan gazeteciler için çağrı: Sorumlular hakkında soruşturma başlatılsın
21:25 Kobanê sınırına tank sevkiyatı
21:20 Haber-Sen: Bilgin ve Daştan’ın hedef alınması savaş suçudur
21:11 Gazeteci Özlem Gürses gözaltına alındı
20:16 CPJ: Aracın üzerinde ‘basın’ yazmasına rağmen saldırı düzenlendi
20:05 Wan’da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
20:01 Gözaltı sonrası yine bir araya geldiler: Hakikati susturamazsınız
19:29 Suruç Aileleri adalet istedi
19:06 ÖHD'den katledilen gazeteciler için çağrı: Adli ve idari süreç başlatılsın
18:27 IFJ: Gazetecilere yönelik saldırının sorumluları hesap versin
17:58 Êzidî gazeteciler: Hakikat bayrağı yerde kalmayacak
17:38 Gazeteci Daştan ve Bilgin'in ailelerine taziye ziyareti
17:31 Sağlık çalışanlarından ‘yönetmelik’ protestosu
17:26 KESK, DİSK, TTB ve TMMOB: Halk için bütçe istiyoruz
17:21 Emekliler: Suriye gündemiyle yoksulluğu örtemezsiniz
17:18 Gazetecilerin katledilmesi Dêrsim’de protesto edildi
16:48 Temelli: Demokratikleşmeye İmralı ile başlayın
16:40 ROJIN: Vahşetiniz hakikat takipçilerini korkutmuyor
16:34 Riha ve Amed Barosu gazetecilerin katledilmesini kınadı
16:16 Şêx Murşîd El-Xeznewî: Kürtler Şam’a tek ses gitmelidir
16:05 ‘Doktora işkence yapan polisler soruşturulsun’
15:49 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Rojava tehdit değil, istikrar ve barış bölgesidir
14:57 Kimyasal silah protestosu davası ertelendi
14:41 PEN International’dan gazetecilerin katledilmesine tepki
14:33 Wan’da açıklamaya polis saldırısı: 10’u gazeteci en az 39 gözaltı
14:30 Sınırda nöbet 8'inci gününde: Rojava'nın statüsünü tanıyın
14:22 BES Göç İdaresi'ni hak gasplarına son vermeye çağırdı
14:04 Qamişlo sınırında nöbet eylemi: Özgür Basın onurumuzdur
13:26 CFWIJ: Gazetecilerin hedef alınması savaş suçudur
13:20 DEM Parti: Gazetecilerin katledilmesini lanetliyoruz
13:06 Gazetecilerin katledilmesi protesto edildi: Kalemlerini yerde bırakmayacağız
13:05 Ailelerden İmralı için 2 ayrı başvuru
12:46 İhraç edilen eşbaşkana 'istifa et' çağrısı
12:13 Nazım'ın hakikat ısrarı
12:08 Kırklareli’nde tren minibüse çarptı
12:07 Bakırhan: Rojava'da SİHA kaldırarak mesele çözülmez
11:58 Gazetecilerin katledilmesine tepki yağdı: Hakikatin kalemi susturulamaz
11:57 Meral Danış Beştaş: Rojava’ya her saldırı çözüme set çekmektir
11:41 Qamişlo’dan seslendiler: Nazım ve Cihan’ın mücadelesi yerde kalmayacak
11:23 Sosyo Politik araştırması: İntiharlar artıyor, Sêrt ilk sırada
11:07 'Çözüm ve özgürlük' yürüyüşçülerinden Meclis'e çağrı: Sorumluluk alın
10:58 Şişli'de 3 katlı binada yangın
10:56 Özgür Basın’a saldırılar Meclis gündeminde: Hakikat susmayacak
10:55 ‘Gerçekleri susturamayacaklar’
10:54 İsviçreli parlamenterlerden Rojava çağrısı: Harekete geçin
10:07 Amed'de gazetecilerin katledilmesi protesto edilecek
09:52 Kadrajı hep halkın mücadelesine dönüktü
09:45 Kamerasıyla 'tarihi süreçlere' ışık tuttu
09:33 DFG: Katledilen gazetecilerden aldığımız güçle hakikati dile getireceğiz
09:28 Sanatçılardan Rojava'ya sahip çıkma çağrısı
09:24 Amed’de polis kitap avına çıktı
09:13 2024: Üçüncü Dünya Savaşı'nda yeni aşama
09:12 AYM'den Bozan Karayılan davasında 'ihlal' kararı
09:12 Eskişehir maden kıskacında: Tarım arazilerimiz yok olacak
09:11 Rojin Kabaiş dosyasında ATK'nin raporuna itiraz edilecek
09:10 Kriz spotçuları da vurdu: Cepten harcıyoruz
09:09 Emniyette işkence iddiası: Müdür darp etti, amir kayda aldı
09:08 Dêrsim'de kara mayın tehlikesi
09:07 'İzmir körfezindeki kirlilik sorunu siyasi malzeme ve ranta dönüştü'
09:07 Wan’daki yurttaşlardan fatura tepkisi: İktidar değişmeli
09:03 Botan'da 8 yıl sonra ilk Kürtçe tiyatro sahnesi kuruldu
09:00 20 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:34 Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin katledildi
19/12/2024
23:29 Saldırılara ‘Rojava Toplum Sözleşmesi’ ile tepki gösterdi
22:21 Enternasyonalistler AP oturumunu bastı: Türkiye’ye yaptırım istedi
22:11 ‘Rojava’daki gelişmeler ile Türkiye’de süreç birbirine göbekten bağlı’
22:03 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kürt sorununun çözüm anahtarı Abdullah Öcalan'dır
21:17 Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri: Tecridin en somut hali İmralı’daki rejim
21:00 QSD: Meidan'da ki temizlik operasyonu tamamlandı
20:24 Hesekê'de çocuk hastanesi açıldı
20:21 ‘Barış çağrıcıları’nın çözüm talebine destekler sürüyor: Barış nefes almaktır
19:58 Azadiya Welat çalışanı tahliye edildi
19:55 Taybet Ana’nın oğlunun röportajını Meclis kürsüsünde okudu
19:38 Mazlum Abdi: Kobanê riskli bir durumda
19:24 30 yılın ardından tahliye edilen Öngüllü'ye ziyaret
19:19 Kürt Halk Birliği İnsiyatifi'nden 'birliği sağlama' çalıştayı
18:45 Gisele Pelicot'a tecavüz davasında 20 yıl hapis cezası
18:16 Meclis’e çatışmaları bitirmeye dair karar alma çağrısı
18:07 Türkiye Kobanê'nin köyünü bombaladı
17:51 DAİŞ, Suriye’de bir kişiyi katletti
17:42 Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırı tepkisi: Mesele Kürt olunca zebani dost olur anlayışı
17:39 Giyadîn Belediyesi’nden tiyatro gösterimi
16:48 Tûşba’da kapalı semt pazarı açıldı
16:46 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Roboskî’yi İsrail uçakları mı bombaladı?
16:43 CHP’li Tanrıkulu’ndan Kobanê açıklaması: Kürtlerin ortak duygusudur
16:40 ‘YPG IŞİD'lileri tutarken, Türkiye neden serbest bırakıyor?’
16:39 Gazeteci Oruç’a verilen beraatın gerekçesi açıklandı
16:34 Aydeniz: Yüzyıl önceki Kürtler ile bugünkü Kürtler aynı değil
16:15 Türk-İş asgari ücret talebini açıkladı
15:53 Sanatçılar Qamişlo sınırında açıklama yaptı: Saldırıların karşısında duracağız
15:45 QSD’den çağrı: Kobanê’yi direniş kalesine dönüştürmeliyiz
15:24 DİSK Bakanlık önünden seslendi: Asgari ücretlinin 55 bin lirasına el konuldu
15:21 30 yıllık tutsak Taşlı’nın tahliyesi bir yıl ertelendi
14:56 Taybet İnan katledildiği sokakta anıldı
14:52 19 Aralık Katliamı yıldönümü: Tecrit ağırlaştı, cezaevlerinde hak ihlalleri arttı
14:49 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
14:19 Araştırma: Kürt sorunu diyalog ve müzakereyle çözülür
13:57 DEM Parti 'Hayata Dönüş Operasyonu'nda katledilenleri andı
13:56 Aydınların Kürt sorununda çözüm çağrısına İzmir'den destek
13:36 'Kürt'ü yok sayan politikalarla Türkiye'de hangi iç barışı sağlayacaksınız?'
12:54 15 kişi yaşamını yitirmişti: Bilirkişiden 'Haziran ayında yıldırım düştü' iddiası
12:49 Hezex Belediye Eşbaşkanı ihraç edildi
12:15 Sakık’tan Hakan Fidan'a: Siz oradan gitmelisiniz
12:04 ‘Öcalan’ın misyonunu yerine getirmesi için koşullar sağlanmalı’
11:45 İzmir'de iş cinayeti
11:34 30 yıllık tutsağın annesinin cenazesine katılmasına engel
11:34 DEM Parti Sözcüsü: Müsait zaman keyfilik göstergesidir, Öcalan’a giden yol açılmalı
11:17 Gümüşhane'de 10'uncu maden aramasına onay
10:41 ‘Demokratik Çözüm ve Özgürlük’ yürüyüşçülerinden Ankara çağrısı
10:15 ‘Kadrolar şehir hastanesine çekildi diğerleri işlevsizleştirildi’
10:14 'Katliam, Alevilerin Kürt kimliğiyle buluşmalarını engellemek için tertiplendi'
10:06 EMEP Genel Başkanı Aslan: Sosyalist örgütler Türkiye’yi barışa zorlamalı
09:32 Sınır nöbetindeki yurttaşlar: Özgürlüğün yolu Rojava'dan geçer
09:31 Doğu Ergil: Türkiye Suriye’de oluşacak özerk yönetimi kabul etmek zorunda
09:28 Kongra Star Sözcüsü'nden çağrı: Kadın kazanımlarını koruyalım
09:27 YPG Sözcüsü Siyamend Elî: Halk eliyle kurulan tek gücüz
09:17 Gazeteci Cihan Bilgin: Türbe bahane, hedef işgal
09:11 Amed'de yoğun sis
09:09 İtalyan eski Bakan: Rojava'yı savunmalıyız
09:07 Dumlu 2 Nolu Cezaevi'nden tutsaklar: Sesimizi duyun
09:05 Av. Akbulut: 'Umut hakkı'nın tanınmaması eşitlik ilkesine aykırı
09:01 Belediyeden günde 30 hastaya ücretsiz fizyoterapi
09:00 19 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:48 Qereqozak’a saldırı
08:31 Kar, sağanak ve rüzgar uyarısı