İSTANBUL - Hukukçu, aydın ve sanatçılar, Kürt sorunun çözülmesi gerektiğini belirterek, “Mesele sadece bir Kürt meselesi değil, bu Türkiye'nin meselesidir. O yüzden bu tür çalışmaları sürdüreceğiz” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikle Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan 23 Ekim’de yeğeni Ömer Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Ziyarette Abdullah Öcalan, "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" mesajını verdi. Abdullah Öcalan’ın mesajı siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, aydın, yazar, akademisyen ve gazetecilerin gündemine oturdu.
Bu kapsamda 14 Aralık’ta İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Taksim semtinde bir otelde bir araya gelen çok sayıda aydın, yazar, hukukçu ve akademisyen Kürt sorunun çözümü için adım atılması çağrısında bulunarak, ortak metin yayımlandı.
Metinde imzası olan Hukukçu Rıza Türmen, Aktivist Nurten Ertuğrul, Sanatçı Orhan Alkaya değerlendirmelerde bulunarak, barış taleplerini her zaman haykıracaklarını vurguladı.
TÜRMEN: KÜRT SORUNU BARIŞÇIL BİR ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALIDIR
Rıza Türmen bir “barış sürecinin” başlatılması gerektiğini ifade ederek, “Ülkenin şiddet ekseninden çıkıp barış eksenine çekilmesi gerekir. İnsan hakları ve demokrasi içinde bulunduğumuz dönemde çok büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede Kürt sorununun barışçıl bir çözüme kavuşturulması gerekir. Eğer Türkiye’de barış, demokrasi ve insan haklarına saygılı bir durumun olmasını istiyorsanız mutlaka Kürt sorununun bir barışçıl çözüme kavuşturmanız lazım. Bu ikisi bir birini tamamlayan şeylerdir. Kürt sorununu çözüme kavuşturmadan Türkiye’ye barışı getiremezsiniz. Aynı şekilde Türkiye’de genel bir demokrasi çerçevesinde ancak Kürt sorununu barışa ulaştırabilirsiniz. Mesele sadece bir Kürt meselesi değil, bu bütün Türkiye'nin meselesidir. Onun için böyle barış çağrıları ve sorunun barış çerçevesinde yürütülmesi çok büyük bir önem taşıyor” dedi.
Mevcut tartışmaların devam ettiğini aktaran Türmen, “Buradan bir çözüm süreci çıkmasını istiyoruz. Onun için de çalışıyoruz. Bunun koşulu ise bu süreci toplumsallaştırmaktan geçiyor. Toplumdan gelen bir talep de olmalıdır. Bu mesele sadece aydın ve yazarların kendi aralarında konuştuğu bir mesele olmamalıdır. Halkın bunu benimsemesi lazımdır. Çünkü bu süreç aynı zamanda yoksulluğa, demokratik olmayan uygulamalara karşı bir savaştır. Bunu halka göstermek ve anlatmak gerekiyor. Biz de aydınlar olarak bunu halka anlatmaya çalışacağız” diye belirtti.
Bahçeli’nin sözlerini anımsatan Türmen, “Bahçeli’nin bazı söylemleri oldu ama ertesi gün ‘Kürt sorunu yoktur’ dedi. Ama bu söylemler bir hareketlendirme de getirdi. Bu hareketlilikten yaralanmak gerekiyor. Aslında bir kapı aralandı, o kapıdan geçmek lazım” diye konuştu.
‘SURİYE’DE YAŞANANLAR SÜRECİ NASIL ETKİLER?’
Suriye’de yaşanan son durumun Türkiye’yi de etkileyeceğini vurgulayan Türmen, “Türkiye, Suriye’de barışçıl bir politika izlemez ise burada da (içeride) Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulamaz. Türkiye’de barışçıl çözüm arayacaksınız ama Kuzey Suriye’de Rojava ile savaşacaksınız; böyle bir durum olamaz. Bunları bir bütün olarak ele almak lazım. Rojava’da da barış sağlayacaksınız. Yani Suriye’nin geleceğinde Kürtler olmayacak mı? Suriye’nin geleceğinde Kürtler bir Arap Cumhuriyeti mi olacak? Bu çok yanlış olur” ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMSALLAŞTIRMAK GEREKİYOR’
Türmen, bu tür açıklama ve etkinliklerin devam etmesi gerektiğini belirterek, “Bu ilk adımdır. Bu tür çalışmaların devamı gelecektir. Bunları konuşmalıyız ve buna bir süreklilik kazandırmalıyız. Giderek genişleyen, halkın desteğine sahip olan bir süreci geliştirmeliyiz. Bunun için çalışmalıyız” dedi.
NURTEN ERTUĞRUL: KÜRT SORUNU
Aktivist Nurten Ertuğrul, Kürt sorununun çözümünün bir zorunluluk olduğunu kaydederek, “Arapların, Farsların, Osmanlı’nın daha sonra Türkiye’nin, zaman zaman İngiltere’nin, Rusya’nın müdahil olduğu ve 4 parça Kürdistan’da da toplumu ezen, yok eden süreçler yaşatıldı. Irak yıllarca Kürtleri katletti ve dünya seyretti. Ama neticede akıbetlerinin ne olduğu bellidir. Eğer Irak sorunu çözmüş olsaydı bugün parçalanmazdı, Suriye için de aynı şeyi söylüyorum. Buralar tarihiyle, farklı etnik yapılarıyla bugün daha farklı olabilirdi. İran’da ise halen bir direnç var. Kürtleri asıyorlar. Yani Kürdistan denilen bölgede Kürtlerin yaşamaları kabul edilmiyor. Onun için Kürt meselesi çözülmüyor. Doğal olarak dışarıda olanlar Türkiye’yi de etkiliyor” ifadelerini kullandı.
‘ÇÖZÜLMEZSE SONUÇLAR FECİ OLUR’
Nurten Ertuğrul, yaşananlara işaret ederek, “Cumhuriyet kurulduğundan beri bir tedbir devleti bir de norm devleti var. Kürt meselesine tamamen şiddet üzerinden bir çözüm dayatılmış. Sadece 1 raporda çözümün konuşarak halledileceği belirtilmiş. O da milli müfettişlerce engellenmiş ve oradaki valiyi Konya’ya sürmüşler. Yine Mahabat Kürt Cumhuriyeti kurulduğunda ibreti alem olsun diye ‘bin tane Kürt’e asalım’ denilmiş ve 49’lar olayı bununla başlamış. 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetler… Mevcut süreçte de farklı bir hukuk uygulanıyor. O yüzden Kürt meselesi çözülemiyor. Ve eğer çözülmezse sonuçlar feci olacak. Türkiye’nin kaynakları nereye gidiyor? Gençlik nereye gidiyor? Ahlaki çöküntü var, değerler ve dış politika birçok alanda çökmüş durumdadır. Eğer daha kötüye gitmesini istemiyorlarsa bu meseleyi çözmeleri gerekiyor” dedi.
Devlet yetkililerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğünü düşündüğünü belirten Nurten Ertuğrul, “Bu anlamda Türkiye Suriye’deki gelişmeleri bekliyor. Türkiye’nin Suriye’de bir hedefi var. Bu hedeflerden kaynaklı süreci uzatabilirler. Ama illaki bu süreç masaya gelecek ve şu anki mevcut tecrit bitecek. Bunu böyle görüyorum” diye belirtti.
ALKAYA: BARIŞ TALEBİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Bütün dünyanın ve Ortadoğu’nun barışa ihtiyacı olduğunu ifade eden Sanatçı Orhan Alkaya, “Kim barış istemiyor, sorusunun cevabını bulmak zorundayız. Barış talebinden vazgeçmeyeceğiz. Toplumsal barıştan zerre taviz vermeyeceğiz. Ancak kimlerin barış sürecini engellediğini, kimlerin Kürt meselesini bir sorun olarak algılamaya devam ettiğini çözmeliyiz. İyi niyetli olanlar var, silah endüstrisi etrafında kümelenmiş olan savaş baronları da var. Bu tür çalışmalara devam etmek zorundayız. Eğer Suriye Kürdistan’ın da yani Rojava’da saldırılar devam ederse, bunun etrafı yakacağı ihtimalini herkes bilmeli. Bu yüzden Rojava’da çatışmaların son bulması lazım. Suriye kaçınılmaz olarak bölünmeye gidiyor. Ama eğer Rojava halkını düşman olarak görmeye devam eden bir zihniyet rol alırsa saha da çok tehlikeli bir hale gelecektir. Çünkü oradaki süreç burayı da etkileyecektir” dedi.
‘ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ’
Abdullah Öcalan’ın muhatap olmasının yanında tecrit altında olduğunu anımsatan Alkaya, “Tecrit kime uygulanırsa uygulansın suçtur. Egemenler derhal bundan vazgeçmelidir. Sanatçı olarak Kürt meselesinin çözümü için elimizden geleni yapacağız. Bu egemenlere karşı ne söylüyorsak söylemeye devam edeceğiz. Bir sonuç alacağız demek zor ama bir sonuç alamayacağız demek de yanıştır. Sonuna kadar bu barış talebimizi hayatta tutmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
MA / Ömer İbrahimoğlu