Türkiye ve güdümündeki Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sürüyor. Heyet Tehrir el-Şam'ın (HTŞ) Baas rejimine dönük başlattığı saldırıların hemen ardından Şehba ve Til Rıfat, Türkiye ve SMO'nun hedefi oldu. Saldırılar nedeniyle bölgedeki onbinlerce insan Kuzey ve Doğu Suriye'ye bağlı diğer kentlere geçiş yapmak zorunda kaldı. Hemen ardından Minbic'e dönük yoğun saldırılar gerçekleşti. Saldırılar nedeniyle onlarca sivil hayatını kaybetti. 

 

YAŞAM ALANLARI HEDEFTE 

 

Suriye İnsan Hakları Örgütü yöneticilerinden Evîn Cuma, saldırıları ve bağlı yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Evîn Cuma, 2018 yılından bu yana Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Til Rifat, Eyn Îsa ve Kobanê kentlerine dönük saldırılar gerçekleştiğine işaret ederek, "Bu saldırılarda çok sayıda sivil, özellikle kadın ve çocuk yaşamını yitirdi. Onbinlerce insan yerinden edildi. Çoğu kişi hala barınma imkanı bulamadı. Özellikle kış koşullarında göç etmek zorunda kalanların durumu daha da kötüleşiyor. Elektrik ve petrol rafinerilerinin hedef alınması, bölgedeki krizi derinleştiriyor. Ayrıca Tişrîn Barajı’nın saldırıya uğraması ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

 

DAİŞ TEHDİDİ

 

Bölgede savaş suçunun işlendiğini ve özellikle paramiliter grupların kontrolündeki yerlerde insan hakları ihlallerinin belgelenmesinin zor olduğunu ifade eden Evîn Cuma, "Kadınlar ve çocuklar katliamların hedefi oldu. Yaralılar öldürülüyor, esir alınanlar infaz ediliyor. Şu an Eyn Îsa, Kobanê ve Minbic köyleri hedef olmaya devam ediyor. Bu saldırılar sadece huzursuzluk yaratmıyor, aynı zamanda DAİŞ’in yeniden güç bulmasına yol açıyor. Hol Kampı ve cezaevlerinde tutulan onbinlerce DAİŞ'li var. Bölge yalnızca Suriye için değil, dünya için de tehdit oluşturuyor. Burada yaşayan halk, farklı etnik ve dini gruplarla bir arada huzur içinde yaşıyordu. Ancak saldırılar bu huzuru tehdit ediyor. Göç edenlere ciddi yardımlar sağlanmazsa bu kriz daha da büyüyecek” şeklinde konuştu. 

 

ULUSLARARASI KURULUŞLARA ÇAĞRI  

 

Evîn Cuma, saldırılara karşı uluslararası insan hakları örgütleri ve kuruluşların harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Evîn Cuma, "Burada bir yıkım var, ancak uluslararası kurumlar sessiz. Eğer buraya daha fazla dikkat gösterilmezse, insan hakları ihlalleri daha da artacak. Göç edenlerin yaşam hakları ihlal ediliyor, yerleşim sorunları çözülmüyor. İnsanlar açlık içinde ama huzurları olsun istiyorlar. Çünkü yaşamları sürekli tehdit altında. Burada savaş bitmiş değil. İnsanlar, halen kayıp yakınlarını arıyor. Güvenlik ve huzur ortamı sağlanmazsa, daha fazla insan hakkı ihlali yaşanacak. Uluslararası toplumun buraya yönelik sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor” dedi.

 

MA / Delal Akyüz