RIHA - İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenlenen panelde konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Devlet Bahçeli tarafından itiraf edilen tecridin sürdürüldüğüne dikkat çekti.
Riha Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha şubeleri, İnsan Hakları Haftası kapsamında cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair panel düzenledi. Riha Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda düzenlenen panele ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, ÖHD Ankara Şube Yöneticisi Nilay Nayman ile Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk konuşmacı olarak katıldı.
ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Ayşe Şehriban Demirel’in moderatörlüğünde yapılan panele çok sayıda kişi ve kurum temsilci katıldı.
HAK İHLALLERİ
ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, mekan olarak cezaevlerini tarihi ile birlikte ele alıp, hak ihlallerinin teşhir edilmesi gerektiğini belirterek, cezaevlerinin devletli yapıdan önce de var olduğunu anımsattı. Cezalandırma ve cezaevinin tarihsel geçmişine değinen Ekin Yeter, “Kapatılmanın amacını iyi analiz etmezsek, yaşanan hak ihlallerini de anlatamayız. Politik mahpusların hak ihlaline maruz kalmasının arka penceresi tarihi gelişmelerde yer alıyor. Cezaevi olmayan bir toplum mümkün mü? Bu soruya mümkün diyecek bir yerde değiliz. Değişen sistem ve değişen cezalandırma yöntemlerini de beraberinde getiriyor. Bu tarihsel gerçeklik hapishanelerde tecrit gerçeğini de beraberinde getiriyor. Bütün cezaevleri İmralı Cezaevi olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. İmralı’dan kaynağını alan tecrit yayılma riskinde. S ve Y tipi cezaevleri yayılıyor. Artık cezaevlerine hangi tip olduğu da yazılmıyor. Tutsaklar buralardan gönderdikleri mektuplarda ‘kuyunun dibinde tutsaklar’ olduklarını söylüyor. Bu hapishanelerde bütün haklar bir bütün olarak ortadan kaldırılmıştır. Mücadele de bu hapishanelerin bir bütün olarak ortada kaldırılması üzerine olmalıdır. Çıplak arama ve ayakta sayım dayatmalarına karşı özsavunma gerçekleştiren politik tutsaklar işkenceye maruz bırakılıyor. Alternatif adalet ve cezalandırmanın yöntemlerinin tartışılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
‘İYİ HAL’ HAK İHLALİ
İdare ve gözlem kurullarının neden olduğu hak ihlalleri ile ilgili konuşan ÖHD Ankara Şube Yöneticisi Nilay Nayman, cezaevlerinde tecrit ve hasta tutsakların bırakılmaması başta olmak üzere birçok hak ihlalinin yaşandığını söyledi. İdare ve Gözlem Kurullarının yarattığı ihlallere değinen Nilay Nayman, “Absürt ve yoruma açık kriterler uygulanıyor. Özgürlüğün gaspı yaşatılan en büyük hak ihlallerindendir. Pişmanlık dayatması bu kriterlerin en önemlisi. Bir mahpus 30 yıl cezaevinde kalıyor; Pişman olsa daha belki yargılama sürecinde serbest kalacak ya da bu kadar cezaevinde kalmayacak. Ama 30 yıl sonra pişmanlık dayatılıyor. Pişmanlığın ölçüsü nedir? Bu durum iktidarın keyfi olarak politik tutsaklara baş eğdirme dayatmasıdır. Düşman hukukun uygulandığı açıktır. Kendi hukuk sistemine uymayan bir rejim söz konusudur” diye belirtti.
İMRALI İŞKENCE SİSTEMİ
İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit sistemi ve “umut hakkı”na değinen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, “Tecrit insanlık dışı bir durum ve hukukta yeri yoktur. İmralı işkence sistemini bilmeden tecride dair söz kurmak yanlış olur. Tecrit 1999 yılında uygulamaya konuldu ve aşama aşama derinleştirildi. Bu mutlak tecrit olarak sürdü. Sayın Öcalan’ın Türkiye’ye kaçırılması, İmralı’da tutulması, haber almamaya evirilen süreç hukuki olarak ifade edilemez. İmralı’ya yaklaşım tamamıyla siyasidir. Devlet Bahçeli tecrit uygulandığını itiraf etti. İtirafa rağmen tecrit sürdürülüyor. İmralı’daki uygulamalar düşman hukukunun da ötesinde bir şey. Şuan var olan bütün uygulamaları düşman hukuku çerçevesinde değerlendirmemiz yanlış olmaz. Denetimsiz bir sistem İmralı’da inşa edilmiş. İmralı’da yapılanları işkence olarak adlandırmamız gerek. İmralı’daki sistem zamana yayarak öldürme üzerine şekilleniyor. Ama buna karşı bir direniş gelişiyor. Bu işkence sistemi sadece İmralı ile sınırlı kalmadı, yayıldı. İmralı’ya bir gözlük aldırmak bile ciddi bir mücadele konusu. Sayın Abdullah Öcalan politik bir öznedir” ifadelerini kullandı.
Raziye Öztürk, İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeler ve Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride dair paylaşımlarda bulundu.
Panel soru-cevap bölümüyle sona erdi.