WAN - 1990’lı yılların modern Kürt tarihinin kahramanlık çağı olduğunu söyleyen 30 yıllın ardından tahliye edilen Seyit Oktay, “Hafızası ve tarihi olmayan halklar ve kişiler, yenilgiye mahkum oluyor” dedi.
Wan'da sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamındaki etkinlikleri devam ediyor.30 yılın ardından tahliye edilen yazar Seyit Oktay’ın “Tutsaklık- Direnmenin Halleri ve Çeşitleri” konulu söyleşi düzenlendi. Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü avukat Rojhat Özgökçe yaptı. Söyleyişi öncesi Koma Aryen Kültür ve Sanat ekibi tarafında müzik dinletisi sunuldu.
‘FİKİRLERSEL ÖZGÜRLÜKLER REHİN EDİLEMEDİ’
Cezaevlerinin tüm koşulları, her türlü dayatılan baskılara rağmen 30 yıllı aşkın süre boyunca tutsak edilenlerin bir gün bile boyun eğmediğini söyleyen Avukat Rojhat Özgökçe, “Çünkü 30 yıl önce tutuklanan ve yeniden aramıza dönen siyasi tutsaklar, 1990’lı yıllarda kendi kültürel ve tarihsel kodlarıyla tanışmış olup bilinçlenmiştir. Mevcut iktidarların, sistemleri, mekanizmaları ve tekniği her ne kadar güçlü olursa olsun sadece siyasi tutsakların bedenlerini rehin tutabilmiştir. Devletin en güçlü mekanizma ve aygıtları hiçbir zaman tutsakların fikirsel özgürlüklerini rehin alamamıştır” diye konuştu.
‘HAFIZASI OLMAYAN HALKLAR YENİLMEYE MAHKUMDUR’
Wan’da yaşanan trafik kazasında yaşamını yitirenleri anarak, yaralılara acil şifalar dileğinde bulunarak konuşmasına başlayan yazar Seyit Oktay, 30 yıllık cezaevi sürecinin merak konusu olduğunu ve tutsaklık süreci öncesi yaşamını anlattı. Tutsaklık sürecinin öncesinin önemli olduğunu söyleyen Oktay, “Çünkü hafızası ve tarihi olmayan halklar ve kişiler, yenilgiye mahkûm oluyor. Hafızasını, tarihini bilenler karşısında hiçbir engel duramazdı. 1990’lı yıllarda Wan’da büyük Serhildanlar sonucu varlığını kanıtlamış büyük özgürlük yürüyüşü bir ivme kazanmıştı. Ben de özgürlük mücadelesinde henüz liseli yıllarımda yerimi aldım. Lisenin ardından, Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Bölümünü kazandım. Okumaktan çok, Kürt halkının özgürlük mücadelesine yoğunlaşıyordum. 1990’lı yıllar modern Kürt tarihinin kahramanlık çağıdır. O süreçte ölümün hiçe sayıldığı, göğsün korkusuzca siper edildiği, sıkılan kurşunlara arkadaşının canına mal olmasın diye hiç çekinmeden atlayanların süreciydi. Bugün bunları söylemek anlamlı gelmeyebilir ama o süreçte bu ruh bizi özgürlük yolunda koşturan etkilerdi” diye konuştu.
GÖZALTI VE CEZAEVİ SÜRECİ
Üniversite yıllarında siyasi çalışmalar yürüttüğü esnada gözaltına alındığını ve 27 gün boyunca gözaltında tutulduğunu belirten Oktay, “Türkiye’de 1990’lı yılların kuşağından bir intikam alınma düşüncesi vardı. Çünkü o yıllarda Kürt özgürlük mücadelesinin var olma evresine taşıyan o nesildi. 90’lı yılların nesli ise en ağır şekilde cezalandırıldı. 1990’lı yıllarda hukuk ve hukuk adına işleyen hiçbir şey yoktu. Yargılamalar DGM’ler tarafından yapılıyor, savcı ve hakimler askeri kişiliklerden oluşuyordu. O süreçte 27 gün boyunca gözaltında tutuldum. O 27 günde akla gelmeyecek her türlü işkenceye maruz kaldık. Yargılama sürecinde yasa ve anayasaya bakılmıyordu. Bizler böylesi bir süreçte gözaltına alınıp tutuklandık. Tutsaklık süresi boyunca da her türlü insanlık dışı muameleler sürdü ve halen sürüyor. Ama bunun karşısında ise pes etmeden, yılmadan direndik. Son 6 yılımı Tokat Cezaevinde geçirdim. Tahliye edileceğimi beklemiyordum ama bir şans eseri infazım ertelenmeden tahliye edildim” dedi.
Söyleyişi ardından etkinlik, yazarın kitaplarının imzalamasıyla son buldu.
SEYİT OKTAY KİMDİR?
Wan’da 1993 yılında tutuklanan ve yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) “devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla hakkında müebbet hapis cezası verilen Seyit Oktay, 8 Aralık 2023 tarihinde tutuklu bulunduğu Tokat T Tipi Kapalı Cezaevinden tahliye edildi. Seyit Oktay, 30 yıllık tutsaklık süresinde “Dağ Kokusu”, “Arami Tabletleri” ve “Aryen Med Destanı” kitaplarını kaleme almıştı.