RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’de Özerk Yönetim’e yönelik saldırıların amacının ulus devlete “entegre olma dayatması” olduğunu belirten gazeteci Nazım Daştan, “Kürtler 13 yıldır dünyaya demokratik bir yaşamın mümkün olduğunu kanıtladı. Bu umudu yok etmek istiyorlar” dedi.
Suriye’de 61 yıllık BAAS rejimi 8 Aralık’ta başkent olan Şam’ın Heyet Tehrir el-Şam’ın (HTŞ) eline geçmesi ile son buldu. Kürtler başta olmak üzere demokratik haklarını talep eden halklara uyguladığı insanlık dışı uygulama ve katliamlar ile hafızalara kazınan BAAS rejimi, son iki haftadır yaşanan gelişmeler ile değil Kürtler özelinde uzun yıllara yayılan halkların mücadelesi ile yıkıldı. BAAS rejimin yıkılması beraberinde bundan sonra Suriye’de nasıl bir yönetim oluşacağı sorularını da getirdi.
BAAS rejiminin yıkılması sonra artan uluslararası güçlerin müdahalelerini değerlendiren Gazeteci Nazım Daştan, Türkiye’nin siyasi belirsizlikten yararlanarak Kürt soykırımı gerçekleştirmek istediğin kaydetti.
Suriye’de 8 Aralık ile birlikte yeni bir eşiğin başladığını dile getiren Daştan, “Her şey bitti demek doğru olmaz. Suriye 8 Aralık’ta yeni bir döneme uyandı. Uluslararası güçler müdahale etti, HTŞ eski adıyla El Nusra Halep’ten başladı ve hızlı bir şekilde Şam’a ulaştı. Bunlar yeni bir Suriye’nin eski dengelerin yok olduğu Suriye’yi karşımıza çıkardı. Her şey bitti demektense yeni dengeler ne üzerine belirlenecek net değil demek daha doğru. BAAS rejimi yıkıldı gitti ama işgal saldırıları devam ediyor. BAAS sonrası yeni dengeler kurulacak. Eskiden İran ve Rusya gibi denklemler vardı ama şuan etkileri çok az. Şam’da İran güçleri vardı, Halep’ten Irak sınırına kadar siyasi ve askeri bir varlığı vardı. Rusya Lazkiye üzerinden Akdeniz hayalleri vardı ve sürekli oradaydı” diye konuştu.
‘MESELE SADECE MİNBİC DEĞİL’
HTŞ eliyle 26 Kasım’da Halep’e dönük başlayan ve 8 Aralık’ta Şam’da biten operasyonun Rusya ve İran’a karşı bir NATO operasyonu olduğunu vurgulayan Daştan, “Söz konusu iki güç bu operasyon sonucunda neredeyse bitirildi. Türkiye’de Kürtlerin ve dostlarının kazanımlarını ortadan kaldırmak içinde bu ara süreci değerlendirmek istiyor” dedi. Bu amaç doğrultusunda Türkiye ve paramiliter güçlerin Minbic Kantonu’na saldırı başlattığını belirten Daştan, “Mesele sadece Minbic değil. 2014’te DAİŞ Kobanê’ye saldırmıştı Türkiye’nin oradan kalan bir kuyruk acısı da var. Minbic Kobanê’nin, Rakka’nın savunmasıdır. Düşürülmüş, işgal edilmiş bir Minbic Kobanê’ye dönük işgalin alt yapısını hazırlamak demektir. Qereqozaq ve Tişrin’e dönük saldırılar bu temelde yapılıyor. Qereqozaq Kobanê’ye açılan kapıdır. Birçok yerde ağır silahlar ile yapılan saldırılar var. Her şey bitti demek için daha çok erken. Bu saldırıların çok farklı yerlere de gidebilir. 2011 yılında rejim neredeyse yok olmamın eşiğine gelmişti ama 13 yıl sonra tamamen yıkıldı. Şimdide öyle bir süreç başladı” ifadelerini kullandı.
‘ENTEGRE OLMA SİYASETİ DAYATILIYOR’
“Uluslararası müdahaleler sadece Rusya ve İran’ı Suriye’de sınırlandırmak için yapılmıyor” diyen Daştan, bir şekilde bugüne kadar Suriye iç savaşında kendini örgütleyebilen, geliştire bilen NATO bloğu ile Rusya-İran’ın temsil ettiği bloğa entegre olmadan kendini siyasi ve askeri anlamda örgütleyen halklara karşı da yapıldığını sözlerine ekledi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim’in yaşanan kaoslara çözüm olduğunu defalarca kanıtladığının altını çizen Daştan, “Bir şekilde o da yönlendirilmek isteniyor. İşgal hareketleri ile boğdurulmak ve bir şeylere razı edilmek isteniyor. Ambargo ile entegre olma siyaseti dayatılıyor. Bütün direniş ve mücadele buna karşı geliştiriliyor. Devrimci halk savaşı stratejisi temelinde daha önce birçok savaş verildi. Sadece şuan değil 13 yılı bulan bir direniş tarihi var. Türkiye bunu tersine çevirip HTŞ’nin de yönünü buraya döndürerek Kürtlerin 13 yıldır kazanımlarını hedef alıyor. Kürtler 13 yıldır dünyaya demokratik bir yaşamın mümkün olduğunu kanıtladı. Bu umudu yok etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘KÜRT SOYKIRIM POLİTİKASI YÜRÜRLÜKTE’
Türkiye’nin paramiliter güçlerin eliyle gerçekleştirdiği saldırılar ile “Kürt soykırımı” amaçladığını dile getiren Daştan, “İşgal girişimleri ile kentleri işgal ederek var olan birlikte yaşam umudunu ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye’nin eskiden beri süre gelen bir Kobanê kuyruk acısı var. Saldırılarla Kuzey ve Doğu Suriye’deki sistem hedef alınıyor. Bunu gerçekleştirerek kendi planları olan Misak-i Milli, neo-Osmanlı’yı hayata geçirmek istiyorlar. Kendi orduları ile bunu yapamadıkları için kafa kesen, kadınlara tecavüz eden, demografik yapıyı değiştiren, talan ve ganimetler ile gelişen bir grup ile yapıyor. Kürt soykırım politikası yürürlüktedir” şeklinde konuştu.
MA / Emrullah Acar