Seyit Rıza'nın idam edilmesinin 87'nci yılı: Sizin yalan ve hilelerinizle baş edeceğiz

img
DÊRSIM - Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin üzerinden 87 yıl geçse de Kürtlerin hala aynı biçimde tehdit edildiğini dile getiren DAD Eş Genel Başkanı Zeynel Kete, Kürtlerin o dönemden farklı olarak örgütlü olduklarını belirterek, “Artık sizin yalanlarınızla ve hilelerinizle baş edeceğiz” dedi. 
 
Seyit Rıza ve arkadaşlarının 15 Kasım 1937’de idam edilişlerinin üzerinden 87 yıl geçti. 1915 yılında Ermeni Katliamı’nda Dêrsim’e sığınan Ermenilere sahip çıkan Seyit Rıza, Koçgiri Katliamı (1920-1921) sırasında hükümete bir mektup yazdı. Mektupta Koçgiri Katliamı’nın durdurulmasını isteyen Seyit Rıza, Koçgiri’den Dêrsim’e sığınan Nuri Dêrsimî, Alişêr, Alişan beyleri ve taraftarlarını da himayesinde korumaya aldı. Ankara hükümeti Seyit Rıza’dan Dêrsimî’yi, Alişêr ve Alişan beyleri teslim etmesini istese de bunu kabul etmedi. Daha sonra 1925 Şeyh Said direnişinden hemen sonra Dêrsim’e karşı başlatılan harekât sürerken Seyid Rıza hükümet tarafından Erzingan'a davet edildi ve 5 Eylül 1937 günü yolda gözaltına alınıp tutuklandı. 
 
Seyit Rıza, 15 Kasım 1937 yılında Ankara'dan özel görevle gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil'in denetiminde yapılan yasadışı bir mahkeme neticesinde Xarpêt Buğday Meydanı'nda arkadaşları Uşenê Seydi, Aliyê Mirzî Silî, Hesenê İvaîmê Qıjî, Hesen Ağa, Fındık Ağa, Resik Uşen ile birlikte 87 yıl önce 15 Kasım1937’de idam edildi. İdam edilen Seyit Rıza ve arkadaşları, kimsenin bilmediği bir yere defnedildi. Seyit Rıza ve arkadaşlarını idama götüren ise Kürtleri kırımdan geçirmek isteyen anlayışa karşı dik duruşu oldu. 
 
'AYIPTIR, ZULÜMDÜR, CİNAYETTİR'
 
Dönemin Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil “Anılarım” kitabında, mahkemeyi nasıl kurduklarını ve öncesini şöyle anlatır: "Biz Seyit Rıza'yı aldık. Otomobilde benimle Polis Müdürü İbrahim'in arasına oturdu. Jeep jandarma karakolunun yanındaki meydanda durdu. Seyit Rıza sehpaları görünce durumu anladı. 'Asacaksınız' dedi ve bana döndü. 'Sen Ankara'dan beni asmak için mi geldin?' Bakıştık. İlk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyorum. Bana güldü. Savcı namaz kılıp, kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk, 'Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz' dedi.(...) Seyit Rıza'yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi sessizliğe ve boşluğa hitap etti. 'Evladı Kerbelayıh. Bı hatayıh. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir' dedi. Benim tüylerim diken diken oldu. Bu yaşlı adam ra-rap yürüdü. Çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağı ile tekme vurdu, infazını gerçekleştirdi." 
 
YAŞI BÜYÜTÜLEREK, ASILDI
 
O dönemin kaynaklarında, 18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyüklerin ölüm cezası infaz edilmediği belirtilirken, 74 yaşında olan Seyit Rıza yaşı küçültülerek, 16 yaşındaki oğlu Resik Hüseyin ise yaşı büyültülerek idam edildi. "Beni oğlumdan önce asın" diyen Seyit Rıza’nın talebine rağmen Resik Hüseyin gözleri önünde asıldı. 
 
Seyit Rıza’nın idam edilişi, mezar yerinin tespit edilmeyişini ve bir kez daha hedef tahtasına konulmasını torunu Zeliha Polat ve Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Zeynel Kete değerlendirdi. 
 
MEZAR YERİ MÜCADELESİ
 
Aile olarak 87 yıldır Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için mücadele ettiklerini dile getiren Zeliha Polat, “Dedemin amacı bir milletin hakkını savunmaktır. Zulmedenlere karşı tabi ki kalkacaksın ve tepkini göstereceksin. Ama öbür taraftan da acılarımız, sorunlarımız devam ediyor. Bu sorunların çözülmesini istiyoruz. Maalesef yeni yeni savaşlar başlıyor. İnsanlık adına bu utançtır. Bizim mezarlarımızın yerleri halen belli değil. Bunu binlerce kez söyledik ancak hala söylemiyorlar” dedi. 
 
Polat, Pilvank’te bulunan dedelerinin mezarlarının olduğu yerlerde askeri kuleye su götürmek için yol açıldığını ve bunun da mezarlara zarar verdiğini belirtti. Polat, dedelerinin mezar yerlerinin açıklanmasını da talep etti. 
 
ETNODİNSEL ARINDIRMA PROJELERİ
 
Zeynel Kete, Dêrsim olayının Cumhuriyet modernitesinin Osmanlı’dan devraldığı bir miras olduğunu ifade etti. Etnodinsel arındırma ve Türk-İslamlaştırma projesinde Dêrsim’in bir pilot bölge olarak seçildiğini anımsatan Kete, “Osmanlı İmparatorluğu döneminde de buna yönelik raporlar oluşturulmuştu ve baskılar vardı. Hiçbir zaman Cumhuriyet dönemi kadar planlı-programlı etnodinsel arındırma projeleri bir devletin resmi projesi haline gelmedi. İmparatorluklar döneminde baskılar vardı ama Alevi toplumunun özellikle Rea Haq kültürel olarak, dinsel olarak zaman ve mekândaki izinin yok edilmesi anlayışı en fazla Cumhuriyet döneminde meydana geldi. Mehmet Bayrak’ın ‘Bir siyaset tarzı olarak Alevi katliamları’ kitabında devletin raporlarında Dêrsim’e yönelik şöyle bir cümle vardı: ‘Eğer Yavuz’ın garazı Dêrsim’in yalçın dağlarına girmiş olsaydı herhalde Dêrsim’in de bugün maddi, manevi başka bir yol üzerinde görürdük’ şeklindedir. Dêrsim’in inancı ve etnik yapısından kaynaklı sürekli akınlar olmuş ama kalıcı olmamıştır” dedi. 
 
PİLOT BÖLGE
 
Dêrsim’in pilot bölge seçilmesinin nedenlerinden birinin de ulus devlet anlayışının 1924’te devletin resmi anlayışı haline geldiğinde bahsedilen “Müdevver vatandaşlık” tanımında bulunduğunu belirten Kete, bu vatandaşlık tanımının “Türk’tür, Türkçe konuşuyor, Hanifidir, laiktir ve eril bir zihniyeti temsil ediyor” dedi. Dêrsim’in etnik olarak Kürt olduğunu ve ulus devlet anlayışının teklik yapısına uymadığını belirten Kete,“İnanç bakımında Rea Haq’tır, inanç olarak da uymuyor. Dil olarak da Kürtçenin lehçeleri olan Kurmancî, Kirmanckî konuşuluyor. Bu çerçevede düşünüldüğünde ulus devlet anlayışı Dêrsim katliamına karar vermiştir” diye belirtti.  
 
1921 Anayasa sürecine gelene kadar karşılıklı protokollerin imzalandığını hatırlatan Kete, Sêwaz Kongresi’nde ağırlıklı olarak Alevi Önderleri, Erzirom Kongresi’nde ise Sünni önderlerle görüşmeler alındığını söyledi. Atarürk’ün aşiret beylerine gönderdiği mektuplarda da Cumhuriyet’in beraber kurulmasına dönük sözlerin olduğunu ifade eden Kete, 1924’ten sonra Koçgirî ile başlayan süreç Şêx Sêîd Efendi, Şark Islahat Planı, Takrir-i Sükün Yasası, Zîlan, Agirî katliamlarıyla sürüp bugünlere kadar geldiğini ifade etti. 
 
Hem Kürt halkının hem Dêrsim halkının soykırım eşiğinde bir halk olarak yaşadığını belirten Kete, 10 Şubat 1922’de yapılan gizli oturum ile özerkliğin kabul edildiğini hatırlattı. 
 
‘OCAK SİSTEMİ HEDEF OLDU’
 
“Ortak yaşamda eşit olarak yaşamak” ve özerk bir vatana gerek olmadığı şekilde tanımlamaların geliştiğini belirten Kete, o dönemin Bedlis Milletvekili Yusuf Ziya Bey ile Dêrsim Milletvekili Hasan Hayri Bey’in Lozan sürecinde mecliste İngilizlere karşı Türkiye Cumhuriyeti ile beraber hareket edecekleri tartışmalarının olduğunu ifade etti. Hasan Hayri Bey ve diğer milletvekilleri, Alevi ve Kürt önderlerinin bundan sonra birer birer idam edildiğini söyleyen Kete, “Dara götürdüler. Süreç Dêrsim’e geldi. Şunu açık ve net söylüyoruz; Dêrsim’de bir isyan yoktu. Resmi tarih Dêrsim’de bir isyan olduğunu söyleyerek; burada yapacağı katliama bir meşruiyet sağladı. Temel neden dediğimiz gibi kendisine vaat edilen talep kârlık, 1924’teki tekçi anlayış kültüründen Dêrsim’in farklı olması, en önemlisi Ocak (Alevilikte bir inanç) Sistemi’nin Dêrsim’de olması. Çünkü Ocak Sistemi bir özerk sistemdir, üst akla, devletçi, iktidarcı yapılanmaya ihtiyaç duymadan ahlak ve politik bir şekilde ikrara ve rızalığı esas alarak, ‘el ele, el hakka’ diyerek halkın kendisi için oluşturduğu inanç ve düşünce düzeyi, bu ideolojisi Ocak ile kurumsallaşmış. Ocak sistemi tekçiliği kabul etmez” diye konuştu. 
 
KATLİAM HAZIRLIKLARI YAPILDI
 
Cumhuriyet modernitesinin kurucu kodlarına uymayan bir Dêrsim gerçekliğinin olduğunu belirten Kete, onlara göre, “Dêrsim bir çıbandı ve ortadan kaldırılmalıydı” dedi. Fevzi Çakmak, İsmet İnönü’nün Dêrsim için hazırladığı raporları, Mahmut Esat Bozkurt’un demeçleri, hazırlanan misyoner raporları ile 1938 Dêrsim katliamı öncesinde yapılan köprüler, yolları, altyapı hazırlıkları başlatıldığını anımsattı. Kete, “Bu altyapı hazırlıklarından katliamın yapılacağı netti” dedi. 
 
‘HALEN YASAKLAR SÜRÜYOR’
 
Dêrsim Katliamı’nın yol haritasının 1934 yılında 2510 sayılı iskan yasası ile, Dêrsim dört nolu bölge adıyla yasak bölge ilan edildiğini ve yasak bölgelerin halen devam ettiğini söyleyen Kete, “Dêrsim ve birçok Kürt coğrafyasında halen yasaklar sürüyor. Değişen bir şey yok” dedi. Demenan ve Haydaran aşiretlerinin bölgelerinde yapılan karakol süreçlerinde bir atış tacizine maruz kaldığını belirten Kete, 1937 katliamına giden sürecin ilk oluşumları olduğunu, 1937 yılının 21-22 Mart gecesi Demenan ve Haydaran aşiretlerinin Pax nahiyeleri aralarında yapılan köprüyü yıktıklarını, o tarihte 6 uçaklı bir savaş filosunun Dêrsim’e geldiğini anlattı. 24 Nisan 1937’de Seyit Rıza’nın evinin bulunduğu mıntıkanın bombalandığını, küçük oğlu Şah Hüseyin’in oğlunun kolunun koptuğunu ifade eden Kete, “Buğday Meydanı’nda idam edilirken ki fotoğrafta kolunun sargılı olması buradan gelmektedir” dedi. 
 
İDAMA GİDEN SÜREÇ 
 
TBMM’de 4 Mayıs 1937’de Bakanlar Kurulu’nun “Dêrsim Tenkil Kararları” ismiyle özel bir kararname çıkardığını vurgulayan Kete,“8 Mayıs 1937’de ise Genel Kurmay, kararı 4’üncü Genel Müfettişliğe bildirir. Köyler boşaltılır. Halk mağaralara sığınır. Köy yakmaları, baskılar, takipler, tacirler derken 8 Haziran’da İnönü özel törenle Dêrsim’e gider. Hareketi yerinde inceler. Geri döndüğünde Meclis’e bilgi verir. Bu şekilde başlayan süreç 10 Eylül 1937 tarihinde Seyit Rıza’nın Erzingan’da tutuklanmasına kadar dayanır. Mahkeme başlar. Düzmece bir mahkeme kurulur. Yargılama bu tarihte başlar 17-22 Ekim’den 6 Kasım’da devam eder. Aynı mantık halen devam ediyor. Kendini savunma hakkı yok ediliyor. 11 kişi hakkında idam kararı verilir. 33 kişi hakkında ağır hapis veriliyor. 14 kişi beraat ediyor. İdam cezası verilenlerden 4 kişinin çok yaşlı olmasından dolayı cezaları 30 yıla çevriliyor. Diğerleri de sürgüne gönderilirler. Seyit Rıza’nın idamını gerçekleştirmek için ise Meletî’de Emniyet Müdürü olan İhsan Çağlayangil görevlendirilir. Daha sonra anılarında Kılıçdaroğlu’na  ‘ordu zehirli gaz kullandı’ der. Mağaraların kapıları içinde bunları fare gibi zehirledik. Dêrsim katliamında kimyasal kullanmıştır. O dönemde Malatya Emniyet Müdürü olan devletin kendi ağzı söylemiştir. Kimyasal kullanmak demek planlı, programlı bir katliam demektir” ifadelerini kullandı. 
 
‘MEZAR TOPLUMUN KİMLİĞİDİR’ 
 
15-16 Kasım’a bağlayan gecede Seyit Rıza ve yarenlerinin idam edildiğini hatırlatan Kete, Seyit Rıza ve onun gibi hakikat ve özgürlük için hakka yürüyen canların birçoğunun mezarlarına ulaşılmasının engellendiğini belirtti. Kete, “Bir mezara sahip olmak demek bir kültüre sahip olmak demektir. Mezar bir toplumun kimliğidir. Öyle rastgele mezar vermiyoruz demek sıradan bir şey değildir. Bir mezara sahip olduğunuzda bir anıya, bir kimliğe, bir tarihe de sahip oluyorsunuz. Mezarları verilmiyor. Çünkü o mezara gelen bir anıya, bir kültüre, bir direnişe sahip olacak. Mezara sahip olmak tarihle bütünleşmektir. Mezar yerlerinin söylenmemesi hiçbir hukuka uymuyor. Kabul edilecek bir şey değildir” dedi. 
 
‘SOYKIRIM DİNAMİĞİ SÜRÜYOR’  
 
Son dönemlerde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın sözleri ardından Seyit Rıza’nın hedef alınmasına dair de Kete, “Aynı zihniyet devam ediyor. Ama süreç eski süreç değildir. Artık eskisi gibi Kürtler dağınık değildir. Birbirlerini çok iyi bilen, ortak vatanda eşit yurttaşlık talep eden, birbirleri ile ruhen ve bedenen idraklaşan halk gerçekliği vardır. Şu anda da soykırım ve katliam dinamiği halen devam ediyor. Son dönemlerde ‘Şêx Sêid ve Seyit Rıza’nın başına gelenleri tekrar başınıza getiririz’ denilen söze karşı en büyük miras, Seyit Rıza’nın darağacını miraç bildiğinde, darağacında söylediği son sözlerdir. Biz artık sizin yalanlarınızla, hilelerinizle baş edeceğiz. Bu da size dert olsun diyorum” şeklinde konuştu. 
 
MA / Müjdat Can 

Diğer başlıklar

16/11/2024
15:47 Köln yürüyüşünde 'Öcalan’a özgürlük' talebi haykırıldı
15:28 Hasta tutsakların acil tahliyesi talep edildi
15:25 Bir konser yasağı da Bursa’dan
14:54 DEM Parti Eş Genel Başkanları TBB Başkanı ile görüştü
14:23 İmamoğlu'ndan kayyım tepkisi: Başımızı öne eğen bir durum
13:37 Kayyıma karşı nöbet eyleminde Êlih mitingine çağrı
13:35 ‘Özgür Basın’a yönelik baskılara karşı 90'ların ruhuyla karşı duracağız’
13:25 Cumartesi Anneleri Ali Tekdağ için adalet istedi
13:02 3 kayıp hikayesi
12:53 Werîşe Muradî’nin sağlık hakkı engelleniyor
12:37 HDK Kadın Meclisi toplandı
12:35 Köln’de ‘Özgürlük’ mitingi öncesi yürüyüş
11:28 İmamoğlu Mêrdîn’de
11:09 Tekirdağ’da yaşamını yitiren çocuklara dair savcılıktan açıklama
10:47 Zehirleme olayıyla ilgili 2 tutuklama
09:49 Ahmet Kaya'sız 24 yıl
09:48 25 Kasım’a çağrı: Kadının özgürlüğü toplumun özgürlüğüdür
09:46 Yerlerine kayyım atanan eşbaşkanların 7 aylık çalışması
09:45 ‘Demokrasi ve Özgürlük’ mitinginin programı belli oldu
09:43 Êlih mitingine çağrı: Özgürlük talep eden herkesi bekliyoruz
09:23 Hedef, cinsiyet eşitliğine dayalı kentler oluşturmak
09:22 Xelfetî’den miting çağrısı: Tecridi de kayyımı da kabul etmiyoruz
09:15 'Şiddeti çözmek için sistemsel değişim gerekli'
09:11 Savaş ve militarizme karşı mücadele
09:04 İmralı'da '17 Kasım Darbesi' koşulları sürüyor
09:03 Rienk'elles Derneği’nin Başkanı: Jin, jiyan, azadî hepimizi birleştirdi
09:00 16 KASIM 2024 GÜNDEMİ
15/11/2024
23:52 30 yıl sonra aynı dayanışma: Yaşam’a sahip çık
22:34 Mêrdîn’de 2 tutuklama
22:03 BM: İsrail, 21 bin hastanın dörtte birinin tahliyesine izin verdi
21:54 Ewîna’de meşaleli yürüyüş
21:49 Mersin’de kadınlardan yürüyüş: Karanlığı aydınlatıyoruz
21:26 Tuncel: Abdullah Öcalan'ın umut hakkı pazarlık konusu yapılamaz
20:37 Meletî’de deprem
20:28 Amed Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri başladı
20:18 Seyid Rıza ve arkadaşları anıldı
20:10 Wan’da bir çocuk tutuklandı
18:34 Mitinge çağrı: Gaspçı politikalara karşı alanda olun
18:28 İzmir'de bir kadın katledildi
17:53 Cezası 6 ay ertelenen Gemicioğlu’na ziyaret
17:49 Tekirdağ’da iki kız çocuğu katledildi
17:43 ‘Amed Çocuk Hakları Ağı’ kurulacak
17:24 İsrail, yerinden edilenlerin çadırını da vurdu: 11 ölü
17:05 Erxenî Belediyesi ve Genel-İş anlaştı
16:59 Serhed'de 25 Kasım etkinlikleri
16:51 Mêrdîn Barosu avukatlarından kayyım davasına müdahillik talebi
16:14 Katledilen kadınlar için fidanlar toprakla buluşturuldu
15:55 Kuryeye çarpan şoför serbest bırakıldı
15:53 Êlih mitinginin adresi değişti
15:18 Kadınlar Deniz Poyraz’ı andı
15:16 Emeklilerden kayyım atamaya tepki
15:02 DEM Parti ile Saadet Partisi görüşmesi ertelendi
15:00 Anadil ve eğitim talepli 7 önerge aynı gün reddedildi
14:56 Kadın tutsaklara kart gönderildi
14:40 Belediyeden üreticilere 50 bin meyve fidanı desteği
14:26 ‘Demokrasi ve özgürlük’ mitingi için kapı kapı çağrı
14:19 Barış Anneleri’nden Werîşe Mûradî için çağrı
14:18 Eğitim Sen bütçeye dair taleplerini açıkladı
14:08 Êlih irade gaspına karşı yürüdü: Kazanacağız
14:05 Pirsûs’ta 'Kadın Dinlenme Evi' açıldı
14:03 Seyit Rıza anması: Mezar yerini açıklayın
13:55 Bazîd’te bazı bölgeler yasaklandı
13:54 Beraberiz Derneği’nden ‘Bizim Eller’ sergisi
13:51 Bir eli ve bacağı olmayan tutsak tekli hücrede tutuluyor
13:30 ‘Bağımsız koğuşta’ kalmayı düşünmediği için tahliyesi ertelendi
12:55 24 gündür cenazeler ailelere verilmedi
12:53 'Foça'daki yangının sorumluları yargılansın'
12:46 Vergi uzmanı Bingöl: Dakikada 15,6 milyon vergi toplandı ama o da yetmedi
12:29 Xelfetî'de direniş 12'nci gününde
12:06 Seyit Rıza Dersim’de anıldı: Niyeti barış olan katliamlarla yüzleşir
12:01 Bagok'ta hava hareketliliği
12:00 'Elektrik akımı' davasında 2 tahliye
11:57 Karasu 'Kandil'le telefon görüşmesi' iddiasını yalanladı
11:54 ‘Harcama’ haberine yanıt: Kayyım algılarla meşruiyet arıyor
11:38 5 vekilin dokunulmazlık dosyası Meclis'te
11:16 Ailelerden İmralı başvurusu
11:05 Malatya'da 4,9 büyüklüğünde deprem
09:44 Gever’de askeri operasyon
09:43 İstanbul’da bir çocuk tutuklandı
09:43 Araştırma: Yurttaşlar temel ihtiyaçlara erişimde zorlanıyor
09:42 İlaçlama nedeniyle 1 yaşındaki bebek yaşamını yitirdi
09:38 Mültecilere tuzak: Bir yıllık kirayı alıp şikayetle sınır dışı ettiriyorlar
09:28 Çakmak: Bir görüşmenin yapılması tecridin kalktığı anlamına gelmez
09:24 Direnişin kızkardeşleri
09:17 Bayındır: Özgürlük ve demokrasi talebi olanlar mitingde olmalı
09:15 Özbingöl: 2019’da kayyıma gerekçe yapılan dosya beraatla sonuçlandı
09:15 Ahşabı sanata dönüştürüyor
09:13 Kesanbilici: Konser iptalleriyle değil, cesaretle kayyım darbesi bertaraf edilebilir
09:12 Ekoloji örgütlerinden 'Yaşam Altından Değerlidir' kampanyası
09:11 Kadınlar ‘mücadelemiz birbirimiz için’ şiarıyla sokaklarda olacak
09:10 KON-MED Eşbaşkanı Gök: Özgürlük için Köln mitinginde buluşalım
09:10 Dipçik Davası'nda polis tutuklanmıştı: Yargıtay savcısından ‘olağanüstü’ talep
09:07 Yerlerine kayyım atanan kadın eşbaşkanlar: Gücümüz var
09:07 Gazeteci Duran: Türkiye müzakere yapmıyor, 'teslim olun yoksa yakacağız' diyor
09:04 Suluca Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 12 Eylül uygulamaları
09:00 15 KASIM 2024 GÜNDEMİ
07:56 Çok sayıda kent için yağış uyarısı
14/11/2024
23:51 Mahalle mahalle gezerek mitingin önemini anlattılar
23:45 Meclis mikrofonu ‘Tu kî yî’ şarkısına kapatıldı
22:30 ‘Abdullah Öcalan barış için elini değil gövdesini bile taşın altına koymuştur’
21:45 BM: İsrail'in Gazze politikası soykırım niteliği taşıyor
21:35 Midyat'ta seslendiler: Barışın üzerindeki tecridi kaldırın
21:25 Lübnan’daki saldırılarda 3 bin 386 kişi öldü
20:45 Gemicioğlu tahliye edildi: 21 gündür yoğun bakımda
20:40 Bakanın, bakanlığın verdiği ‘yanıttan’ haberi yok
20:27 Çocukların öldüğü yolu trafiğe kapattılar
19:24 Mersin’de ‘Kayyım Gölgesinde Kadınların Demokrasi Mücadelesi’ paneli
19:12 Elektrik kaçağı davasında taşeron şirkete dava açılması istendi
19:08 Türkiye ve Katar arasında 8 anlaşma
19:05 Amedspor’u hedef gösterenler hakkında suç duyurusu
19:00 Temelli’den cezaevi yöneticilerine ‘gestapo’ benzetmesi
18:47 Hezex’te 2 kişi gözaltına alındı
18:44 Êlih’te gün boyu miting çalışması
18:34 Bismil’de Çelebioğlu ve Yıldız aileleri barıştırıldı
18:13 Latin Amerika'da 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' kampanyası başlatıldı
18:06 25 Kasım eylemleri: Seçilmişler kentleri yönetsin diye mücadelede birleşiyoruz
17:43 İBB'den 'konser harcamaları' incelemesine tablolu yanıt
17:37 Rojin Kabaiş’in otopsi raporu: Boğulmanın nasıl olduğu bilgisi yok
17:31 İsrail Şam'ı vurdu
16:55 İrade gaspına karşı yürüyüş: Kayım değil demokrasi
16:51 Yangında yaşamını yitiren çocuklar için eylem: Fail iktidardır
16:50 Duhoklu 5 kişinin öldürülmesi davasında karar verildi
16:22 Bölge baroları Mêrdîn’de: Kayyımları geri çekin
15:52 Depremzede öğrenci yurttan atıldı: Emniyet ne derse onu yapmak zorundayız
15:49 'Harmandalı çöp tesisi kapatılsın'
15:47 Wan'da 10 ayda 10 şüpheli kadın ölümü
15:18 Wan ve Tûşba belediyeleri şiddete karşı tutum belgesi imzaladı
15:16 ‘Ekonomide kadın çalıştayı’ düzenlenecek
15:10 Tekliften tutsakların eğitim hakkını engelleyen ‘iyi hal’ ifadesi çıkartıldı
14:42 ‘Özgürlük Yürüyüşü’ davası: Tecride karşı durmak inancımın bir gereğidir
14:18 Beyoğlu’nda iş cinayeti
14:09 Êlih’te 17 Kasım çağrısı: Özgürlüğü savunmak için alanda olalım
13:46 Katledilen kadınlar için fidan dikildi
13:44 DEM Parti’den çağrı: Gelin onurlu barış için elimizi taşın altına koyalım
13:36 KESK Kadın Meclisi 25 Kasım programını açıkladı
13:13 CHP'li Beykoz Belediyesi’ne konser soruşturması
13:11 Erdoğan ve Bahçeli bugün görüşecek
13:11 Xelfetî'de kayyıma karşı direniş nöbeti sürüyor
12:30 Tiryaki: 11 gündür kayyım kararı tebliğ edilmedi
12:22 29 yıllık tutsağın infazı yakıldı
12:00 DEM Parti ve Gelecek Partisi görüşmesi başladı
11:59 DAD: Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın
11:26 Avukatlar İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:15 Barolardan ortak tepki: Kayyım hukuki ve meşru değildir
11:14 Amed’te tıbbi ve aromatik bitki bahçesi oluşturuyor
10:29 İçişleri Bakanlığı önünde kayyım tepkisi: AKP darbe yaptı
10:15 Beyaz tülbentli anneler: Tecridi kıralım, belediyeleri kayyımdan alalım
10:03 İtalya Partizanlar Birliği Sekreteri: Öcalan çözüm için özgür olmalı
09:12 Metro istasyonunda yangın
09:11 Kayyımlar İstanbul'da halk buluşmasıyla protesto edilecek