Amed Barosu'ndan Kürt sorununa çözüm raporu

AMED - Amed Barosu’nun Kürt sorununun çözümüne dair hazırladığı raporda, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, kayyım, siyasi partilerin kapatılması, anadilde eğitim, koruculuk sistemi, tecrit ve tutsakların "umut hakkı"na dair birçok öneri yer aldı. 

Amed Barosu, “Türkiye'de Kürt meselesi bağlamında toplumsal barış için hukuki gereklilikler ve öneriler” raporunu açıkladı. Baro binasında yapılan basın toplantısında, baronun Kürt sorununun çözümü noktasında önerileri sıralandı. 
 
Toplantıda konuşan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, hukuki reformların Kürt sorununun çözümüne katkı sunacağına vurgu yaptı. Kürtlerin en temel haklarının dahi kısıtlandığına dikkati çeken Eren, Kürt meselesinin çözümünün tüm Türkiye'yi şekillendirecek bir dönüm noktası olacağını söyledi. Eren, "Bu çözüm ancak yeni bir anayasa ve kapsamlı yasal değişikliklerle mümkün" dedi. 
 
ÇÖZÜM İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR 
 
Eren, son dönemlerde Kürtçeye dönük saldırılara işaret ederek, "Kürtçe stranlar eşliğinde halay çekilmesinden kaynaklı yersiz suçlamalarla oluşturulan yargı tehditleri, yaşanan tutuklamalar ve hükmedilen cezalar, kayyım politikası ve uygulamaları, Kürtçe trafik yer işaretlerine ilişkin idari engellemeler, Kürt meselesine ilişkin uygulanagelen inkar ve red politikalarını bizlere göstermektedir” diye kaydetti. 
 
Kürt sorununun temel bir insan hakkı sorunu olduğunu belirten Eren, temel haklarının güvence altına alınması, Kürt kimliğinin tanınması ve kültürünün yaşatılması için uluslarüstü insan hakları belgelerine uygun anayasal ve yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti. 
 
Eren, “Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi taleplerin karşılanması için hukuki değişikliklerle birlikte, uluslararası bir insan hakları standardının uygulamaya koyulması ve bir bütünen temel hakların hukuki güvenceye alındığı hukuk sisteminin oluşturulması gerekmektedir” dedi. 
 
'YENİ ANAYASA KAPSAYICI OLMALI’
 
Kürt sorununun kalıcı bir barışçıl çözümü için yeni anayasanın önemine değinen Eren, "Kürt meselesinin çözümü için yeni bir anayasa, toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı, özgürlükçü ve demokratik bir temele dayanmalı. Türkiye’nin çok etnisiteli yapısını tanıyan ve bu nedenle herhangi bir etnik, dini ve ya mezhepsel kimliğe atıfta bulunmayan bir başlangıç bölümü; yine herhangi bir kimlik veya sınıfa dayanmayan kapsayıcı bir vatandaşlık tanımı ve demokratik yönetimi esas alan ademi-merkeziyetçi bir idari yapılanma olmalıdır” önerisinde bulundu. 
 
'TÜRKİYE VATANDAŞLIĞI' VURGUSU
 
Anayasanın ilk maddelerindeki "Türklük" vurgusunun Türkiye'nin çoğulcu yapısıyla bağdaşmadığını ifade eden Eren, anadilin hayatın her yerinde kullanılması gerektiğini dile getirdi. Türk vatandaşlığı yerine “Türkiye vatandaşlığı” ibaresinin yer alması gerektiğini belirten Eren, "Demokratik hukuk devletinde adaleti tesis etmekle görevli olan yargının, bağımsız, tarafsız ve hak temelli bir pratiğe sahip olması gerçek işlevine uygun biçimde çalışabilmesi için zorunludur” dedi. 
 
Yargı bağımsızlığının önemine değinen Eren, “Yargının bağımsızlığı ve yargıcın tarafsızlığı önündeki yapısal sorunların giderilmesi, keyfi yargı süreçlerine ilişkin önlemlerin alınması ile Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanması hususunda tedbirlerin alınması gerekir” dedi. Eren, Terörle Mücadele Kanunu'ndan kaynaklı yaşanan ihlallere dikkati çekerek, ilgili kanunun yürürlükten kaldırılması gerektiğini vurguladı. 
 
Eren, şunları söyledi: "Uluslararası mevzuat hükümlerine konulan çekinceler, anayasal ve yasal hükümler gözetildiğinde, kayyım uygulaması, hasta mahpuslar ve tecrit sorunu, yersiz yargı tehdidi ile temel hakların kullanımına yönelik engeller ve sınırlamalar yapısal nitelikte sorunların bulunduğunu göstermektedir. Türkiye’de muhalif olarak görülen kişileri hedef almak için araçsallaştırılan aşırı geniş terörle mücadele mevzuatını ve ilgili diğer yasalar, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun hale getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, temel haklara ilişkin hukuki güvenceler sağlanmadan kalıcı bir toplumsal barış sağlamak mümkün olmayacaktır. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü, etkili bir demokratikleşme ve hukuk perspektifi geliştirilip uygulanmadıkça bu adaletsizlik sarmalı hem artarak devam edecek hem de geçmişte yaşanan adaletsizlikler asla telafi edilemeyecektir.”
 
RAPOR VE ÖNERİLER
 
 
60 sayfalık raporda, "Uluslararası Politika Önerileri" yer aldı. Önerilerde, Türkiye'nin uluslararası sözleşmeler ve protokollerdeki çekincelerini kaldırması istendi. Raporda, "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının 1991 tarihli yasanın kapsamı dışında bırakılan bütün hükümleri imzalanıp onaylanmalıdır. Bu hükümleri iç hukukun parçası haline getirmek için gerekli anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır” önerisine yer verildi. 
 
Yeni anayasada, “Türk milleti” ifadesinin “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları” olarak değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Siyasi partilerin kapatılmasını öngören maddenin anayasadan çıkarılması istendi. 
 
Raporda, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay davalarına işaret edilerek, Etkin, şeffaf ve iyi işleyen bir yargı sisteminin temeli, insan haklarını koruma güvencesine sahip mevzuat hükümleri ile hakimlerin ve savcıların hak temelli yargı pratiğine dayanmaktadır. Yargı sisteminin, herkesin temel hak ve özgürlüklerine saygıyı adil ve bağımsız bir biçimde güvence altına alacak şekilde onarılması gerekir” diye belirtildi.  
 
YASAL DEĞİŞİKLİKLER 
 
Raporda, yasal değişikliklere dair kimi öneriler sıralandı. Raporda, insanlığa karşı suç kategorisine giren işkence ve kötü muamele, öldürme, yargısız infaz, faili meçhul, gözaltında kayıp gibi suçlarda zaman aşımının geçerli olmadığını belirten hükmün ilgili maddeye eklenmesi istendi. 
 
Şu değişiklikler raporda yer aldı: 
 
"* Türkiye, Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeyi ve Roma Statüsünü onaylamalıdır. 
 
* Yasadışı Örgüt Yöneticiliği veya Üyeliği Suçu (TCK 314/1-2. Madde) 3713 sayılı kanunun 2/1. Fıkrası ve 3. Maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları birlikte değerlendirilmelidir. “Suçun Tanımının Netleştirilmesi”, “Açıklık ve Belirlilik”, “Kanıt Standardı” getirilmelidir.
 
* Yasadışı Örgüt Üyesi Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek Ve İsteyerek Yardım Etme (TCK 220/7. Madde) maddesinin yürürlükten kaldırılmalıdır.
 
* Üye olmamakla birlikte Örgüt Adına Suç İşleme (314/3. Madde) maddesi de yürürlükten kaldırılmalıdır. 
 
* Madde 299 (Cumhurbaşkanına Hakaret),  Milleti, Devleti Aşağılama (TCK Madde 301) maddeleri kaldırılmalıdır. 
 
* TMK içinde yer alan 1. Madde, 2. Madde, 3, 4, 5, 6’ncı madde,  Madde 7/2 maddelerinin “muğlaklık” nedeniyle yürürlükten kaldırılmalıdır." 
 
'UMUT HAKKI KARARLARI UYGULANMALI'
 
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ölünceye kadar devam ettiği ve bu durumun "umut hakkı"na aykırı olduğu kaydedildi. Raporda, "(...) şartla salıverme süresinin 4’te 3 olacağı, bu kişilerin yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulacağına dair düzenleme umut hakkına, BM Mandela Kurallarına, Hukuk devleti ilkesine, korunması gereken hukuki yarar ve eşitlik ilkesine, ölçülülük ilkesine açıkça aykırıdır. Abdullah Öcalan, Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan açısından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olunmuştur. AİHM tarafından alınan kararlarda, umut hakkına işaret edip, sağlık nedeniyle salıverme ya da affın AİHM içtihatları bağlamında AİHS madde 3 ile uygun salıverilme umudu olarak değerlendirilemeyeceğini, Vinter v. Birleşik Krallık Kararına atfen cezanın gözden geçirilmesine dair herhangi bir usulü düzenlemenin yokluğunda AİHS m. 3 ihlalinin cezaya hükmedilmesi anında vuku bulacağı belirtilerek umut hakkı kapsamında, AİHS 3. Madde ihlaline karar verilmiştir. AİHM ilkeleri doğrultusunda Türk Hukuku’nda karşılık bulamayan 4 ilke; Cezanın Hukuken İndirilebilir Olması, Cezanın İnfazının Hükümlünün Resosyalizasyonuna ve Tehlikelilik Halinin Son Bulmasına Elverişli Olması, Cezanın Gözden Geçirilmesi Sürecinde Hükümlünün Usulü Güvencelere Sahip Olması, Cezanın Fiilen İndirilebilir Olması düzenlenmelidir" denildi.  
 
Raporda, adli suçlarla eşit bir infaz rejimi koşullarının oluşturulması, tecrit sonucunu doğuran infaz uygulamalarının kaldırılması, "umut hakkını" ihlal edici nitelikteki maddelerin yürürlükten kaldırılması, infaz ertelemesindeki ayrımcı düzenlemenin kaldırılması, Polis Vazife Salahiyet Kanunu’ndaki belirsizliklerin ortadan kaldırılması gibi taleplere yer verildi. 
 
TECRİT KALDIRILMALI
 
Cezaevlerindeki tecridin kaldırılması, tecrit cezasının mevzuattan çıkarılması, bu kurallara uygun olarak infaz kanunu, tüzüğü ve yönetmeliğin düzenlenmesi gerektiği vurgulandı. Bu kapsamda şu öneriler sıralandı:
 
"* Mahpusların insan olmalarından kaynaklanan onur ve değerine saygı, 
 
* Tıp ve sağlık hizmetleri kurallarına uyulması, 
 
* Sağlık çalışanlarının rolü, 
 
* Mahpuslar ile ilgili tüm işkence veya insanlık dışı veya onur kırıcı muamele veya cezalandırma belirtilerinin veya iddialarının yanı sıra tüm gözaltı ölümlerinin soruşturulması, 
 
* Zor koşullar altındaki ülkeler göz önüne alınarak özgürlüğünden yoksun bırakılmış hassas grupların korunması ve özel ihtiyaçlarının karşılanması, 
 
* Kanuni temsile erişim hakkının sağlanması, 
 
* Şikayetlerin yapılabilmesi ve bağımsız denetimin gerçekleştirilebilmesi, 
 
* Ülkelerin BM Mandela Kurallarına uyumunun sağlanması, 
 
* BM Mandela Kurallarını uygulayacak hapishane personeli ve diğer personelin eğitiminin sağlanması, gerekir” denildi. Raporda, “5275 sayılı kanunda belirtilen disiplin cezaları ile ilgili düzenlemeler BM Mandela Kuraları gözetilerek yeniden düzenlenmeli, Hapishanelerdeki Tecrit Başta Olmak Üzere İnsan Onuruna Aykırı Tüm Uygulamalar Kaldırılmalı, mevzuat hükümleri insan hakları hukukuna uyarlanmalıdır.  3713 Sayılı TMK’nin 17/2. Maddesi yürürlükten kaldırılmalı, 5275 sayılı yasanın 48/4. Maddesine göre iyi hal süreleri gözetilerek, şartlı salıverilme kararları alınmalıdır."
 
HASTA TUTSAKLAR 
 
Raporun hasta tutsaklara dair bölümünde, infaz erteleme için gerekli sağlık raporları için tam teşekküllü sağlık kuruluşlarından alınan raporların yeterli olacağı yönünde düzenleme yapılması istendi. "Toplum güvenliği bakımından tehlikeli" kriterinin ilgili kanunun maddesinden çıkarılması gerektiği vurgulandı. İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi kararlarına karşı temel hakların korunmasına dair yasal güvencenin sağlanması gerektiği belirtildi. 
 
OHAL VE KHK'LER 
 
Olağanüstü Hal (OHAL) kanunu nedeniyle temel hak ve özgürlüklerin keyfi biçimde askıya alındığına dikkati çekilen raporda, OHAL ve OHAL KHK’lerinin kaldırılması gerektiği ifade edildi. Yine kayyım atamaya gerekçe yapılan maddelerin kaldırılması istendi.
 
Geçici köy koruculuğuna dair, "Geçici ve gönüllü bütün köy korucuları görevden alınmalı, ivedilikle silahsızlandırılmalıdır. Suç işlemiş olan korucuların yargılanmasını sağlayacak gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Suç işlememiş korucuların yaşı gelmiş olanlarının derhal emekliye ayrılmaları, diğerlerinin ise güvenlik, eğitim gibi hassas sektörler dışındaki kamu sektörlerinde istihdamlarını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır” ifadelerine yer verildi. 
 
SİYASİ PARTİLER KANUNU 
 
Siyasi Partiler Kanunu’na da atıfta bulunulan raporda, “Kürt Sorununun demokratik çözümü için öncelikle Kürt seçmen ve siyasetçilerin demokratik hayata katılma hakları tanınmalı ve kullanılır hale getirilmelidir. Bu amaçla:  81. maddenin tamamı kaldırılmalıdır. Siyasi Partiler Kanununun 101. maddesi yeniden düzenlenerek siyasi partilerin kapatılması, AİHM içtihadı ile Venedik kriterleri ışığında zorlaştırılmalıdır. Buna göre, sadece şiddet kullanımını açıkça savunan veya şiddete başvuran partilerin kapatılması öngörülmelidir. 1982 Anayasasından önce uygulanmayan ve toplumun siyasi iradesinin parlamentoya yansımasını engelleyecek derecede yüksek olan seçim barajı,  yüzde 5’e indirilmelidir.  Bütün siyasi partilerin, büyüklüklerine ve aldıkları oyların oranına bakılmaksızın, hazineden yüzde 3 oranında yardım almaları sağlanmalıdır. Önerilen bu iki düzenleme, Anayasaya eklenecek hükümlerle anayasal güvence altına alınmalıdır" denildi. 
 
ANADİLDE EĞİTİM 
 
Raporda, anadilde eğitim vurgusu öne çıktı. Raporda, “Milli Eğitim Temel Kanununda yapılacak bir değişiklikle, anadili Türkçe olmayan çocukların okul öncesi eğitimi anadillerinde yapmaları sağlanmalıdır. Farklı dillerde anadilde eğitim için yasal altyapının oluşturulması ve hukuk metinlerinde yeknesaklığın sağlanması için önlemler alınmalıdır” önerileriyle dil konusuna değinildi. Harf Kanunu’nda Türkçede olmayan harflerin kullanımı önündeki yasal engeller ile TCK’nın 222’nci maddesinde yer alan cezai müeyyidelerin kaldırılmasının önerildiği raporda, “Bu amaçla: Harf Kanunu’nun 2. ve 4. maddeleri kaldırılmalıdır. TCK’nın 222. maddesi kaldırılmalıdır .Madde 1’de Türkçe zorunluluğunun yanında ikinci ve sonraki seçenekler olarak farklı dillerin kullanılabileceğine ilişkin değişiklikler yapılmalıdır” diye kaydedildi. 
 
‘SOYADI KANUNU’
 
Raporda Soyadı Kanunu’na ilişkin, “Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan ‘aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle’ ifadesi kaldırılmalıdır. Soyadı Kanunu’nun 6. maddesinde, soyadı seçiminde idareye verilen tasarruf yetkisi kaldırılmalıdır. Soyadı Tüzüğü’nün 5, 7 ve 8 numaralı maddeleri kaldırılmalıdır” önerisine yer verildi. 
 
'KÜRT MESELESİ ÇÖZÜLMELİ'
 
Raporun sonuç bölümünde, şu ifadelere yer verildi: “Kürt meselesini doğuran asıl unsur, 100 yıllık dönemde Cumhuriyet’in farklı etnik unsurlarını, asimilasyondan entegrasyona uzanan dönüştürme süreci, Kürtlerin etnik ve siyasi kimlikleriyle varlıklarını sürdürmeye izin vermemesi oluşturmaktadır.  Anayasa’nın başlangıç bölümü dahil olmak üzere bütününde Türk etnik kimliğine vurgu hâkimdir. Bu vurgu anayasa metni boyunca sıkça tekrarlanan ‘Türk vatanı ve milleti, yüce Türk devleti, Türk milleti Türk dili, Türk kültürü’ gibi ifadelerle kendisini göstermektedir. Bu dil farklı etnik kökene mensup insanlardan oluşan Türkiye toplumunun çoğulcu yapısı ile bağdaşmamaktadır.
 
Toplumsal hayatın farklı alanlarını düzenleyen çok sayıda yasada Türk etnik kimliğine referans ve vurgu içeren hükümler yer almaktadır. Bu durum, Türk etnik kimliğine mensup olmayan Kürt ve diğer vatandaşları dışlamaktadır. Anayasal vatandaşlık, anadilde eğitim, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi taleplerin karşılanması için hukuki değişikliklerle birlikte, uluslararası bir insan hakları standardının uygulamaya koyulması ve temel hakların hukuki güvenceye alındığı hukuk sisteminin oluşturulması gerekmektedir. 
 
YARGI TEHDİDİ KALDIRILMALI
 
Türkiye'de insan haklarının durumu son 40 yılda önemli ölçüde kötüye gitmiştir. Terörle mücadele yasaları ve güvenlik önlemleri, Kürt kimliği, dili ve kültürüne yönelik son dönemde yaşanan saldırılarda yargı araçsallaştırılmakta, toplumun muhalif kesimlerini kriminalize etme ve meşru çalışmalarını ‘anayasal düzene tehdit’ olarak nitelendirmek için kasıtlı olarak kötüye kullanılmakta ve yurttaşlar yargı tehdidi ile cezalandırılmaktadır. Türkiye’de muhalif olarak görülen kişileri hedef almak için araçsallaştırılan aşırı geniş terörle mücadele mevzuatını ve ilgili diğer yasalar, uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarına uygun hale getirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, temel haklara ilişkin hukuki güvenceler sağlanmadan kalıcı bir toplumsal barış sağlamak mümkün olmayacaktır. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümü, etkili bir demokratikleşme ve hukuk perspektifi geliştirilip uygulanmadıkça bu adaletsizlik sarmalı hem artarak devam edecek hem de geçmişte yaşanan adaletsizlikler asla telafi edilemeyecektir.”
 
 

Diğer başlıklar

11/10/2024
12:51 Gazeteci Verim, Erzincan Cezaevi'ne sevk edildi
12:46 Tedavisi yapılmayan hasta tutsak 40 gündür açlık grevinde
12:46 İHİK’e Abdullah Öcalan başvurusu: İşkence son bulmalı
12:24 Nobel Barış Ödülü nükleer karşıtı kuruluşa verildi
12:16 İstanbul 'özgürlük' mitingine hazır
11:38 Gazeteci Andan ve birçok kişi gözaltına alındı
11:28 Avukat Aktar: Cezalandırılan, Mızraklı'nın siyasi tavrıdır
11:05 Diyanet 70 milyon TL matbaaya harcadı
11:01 DEM Parti temkinli, Ankara'dan beklenen adımlar
10:46 Ailelerden İmralı’ya gitmek için başvuru
10:46 Edebiyatçılardan köşe yazısına erişim engeline tepki
10:44 GÖÇİZDER davasında materyallere dair rapor beklenecek
10:40 Kolombiya hükümeti ile ELN yeniden masaya oturacak
09:44 ÖÇAV ‘Savunma bizimle özgür’ şiarıyla seçimlere giriyor
09:10 Gazeteci Köylüoğlu: Seçimler yurtseverlik ve ihanet çizgisi arasında
09:08 Şirnex'te kaza: Çok sayıda hayvan öldü
09:08 13 Ekim çağrısı: Krizden çıkışın yolu özgürlükten geçer
09:07 Rojin Kabaiş’ten 15 gündür haber yok: İhmal ve şaibe var
09:06 Hasta tutsaklar ölümle yüz yüze: Ayrımcı yasa değişmeli
09:06 Ağız içi ve çıplak arama dayatmasıyla tedaviye engel
09:04 Çiftçi ve siyasetçilerin kooperatifinde yeni hasat dönemi
09:04 Tekeller karda, üretici zararda
09:00 11 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:29 Yolcu otobüsü şarampole devrildi: 21 yaralı
08:24 3 bölge için gök gürültülü sağanak uyarısı
08:18 Öğrencilerden kadın cinayetlerine karşı yürüyüş
10/10/2024
23:47 Goran Hareketi'nden hükümetten çekilme kararı
23:11 Adana'da kadına saldırı
23:05 Werişe Muradî açlık grevine başladı
22:13 Öğretmenlik Mesleği Kanunu Meclis'ten geçti
21:27 Botan’da miting çalışmaları: İmralı’nın kapıları açılsın
21:20 Kadınlardan iktidara: Faillere güç vermeyi bırakın
21:11 Wan’da ‘Rojîn li ku ye’ broşürleri dağıtıldı
21:03 Êlih Barosu’nun cinsel istismar dosyasını incelemesine savcılıktan engel
20:55 DEM Parti’den İstanbul’da ‘Özgürlük Mitingi’ seferberliği
20:30 DEM Parti ve DBP Dîlok eşbaşkanları gözaltına alındı
19:11 Kabaiş'in başörtüsü belediye ekiplerince kıyıda bulundu
19:02 Kadıköy’de 10 Ekim anması: Ambulans yerine toma gönderenleri unutmayacağız
18:33 Yeni Yaşam Gazetesi dağıtımcısına gözaltı
17:57 İspanya Senatosu’na Abdullah Öcalan önergesi
17:47 İdam cezas geri alınmazsa Şerife Muhammedi için açlık grevine başlayacaklar
17:20 Amed'de miting çalışması: Seferberlik ruhuyla mitinge katılalım
17:06 Hezex’te kaybolan iki çocuk bulundu
17:02 Helim Omerî ve Azad Bedran serbest bırakıldı
17:00 Yerlikaya Rojin Kabaiş’in başörtüsünün bulunduğunu duyurdu
16:31 Yeni Yaşam’a yönelik tehdit ve saldırı protesto edildi
16:20 Fernas İşçileri hakları için çıplak ayakla yürüdü
15:54 JINNEWS Muhabiri Önver ifade verdi
15:35 Gazeteci Özkaptan'a 1 yıl 6 ay ceza
15:21 Cezası onanan İHD yöneticisi Onaran cezaevine girdi
14:53 Cezası onanan Mızraklı: Diz çökmedim, size dert olsun
14:47 MEBYA-DER yöneticileri kaza yaptı
14:44 Güney Kürdistan Kadın Cephesi: Seçimde toprağını satanlara karşı duruş sergilenmeli
14:41 13 Ekim çalışmaları sürüyor: Amed'de olacağız
14:39 Beyoğlu Belediyesi önünde patlama
14:02 UNICEF: 370 milyondan fazla kız çocuğu cinsel saldırıya uğruyor
13:44 MKM sanatçısı Cengiz gözaltına alındı
13:44 Federe Kurdistan'da seçim takvimi tamamlandı
13:42 Polatlı’daki kadın cinayeti Meclis gündeminde
13:18 Katledilenler unutulmadı: Anıları mücadelemizi aydınlatıyor
12:47 Yeni Yaşam'a engel
12:41 Vali tacizi görmedi
12:41 Şirnex’li şoförler Zaxo’daki kazada öldü
12:15 Partiler uzlaştı: Kadın cinayetleri için komisyon kurulacak
12:10 Çocuğa tacizde bulunan fail tutuklandı
12:09 3 genç gözaltına alındı
12:02 Antalya Cezaevi’nde ayakta sayım ve pişmanlık dayatması
11:52 Wan’da sanat atölyesi düzenlendi
11:38 Amed Barosu'ndan Kürt sorununa çözüm raporu
11:34 İnşaat İşçilerinin direnişi kazanımla sonuçlandı
11:33 Avukatlardan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
11:29 Qileban'da orman kıyımı
11:27 Kocaeli'nde halk otobüsünde bir kişi öldürüldü
11:15 Gar Katliamı'na giden süreç kimler tarafından nasıl örüldü?
11:14 Gazeteci Ertaş'a 1 yıl 3 ay ceza
10:56 TÜİK: Genç işsizlik arttı
10:54 'Özgürlük' kampanyası 1 yılını doldurdu
10:40 Hezex’te Kur'an kursunda kalan 2 çocuk 3 gündür kayıp
10:30 Îdir’dan tepki: Baskılar karşısında geri adım atmayacağız
10:18 DEM Parti'den Îdir tepkisi: Diz çöktüremeyeceksiniz
10:15 Kadınlar 'özgürlük' mitingi için çalmadık kapı bırakmıyor
10:05 Gar Katliamı 9'ncu yılında: Unutmayacağız, unutturmayacağız
10:01 Belediyeden kadınlara kanser taraması desteği
09:40 DEM Parti: Halk egemenliği Kürtler özelinde ihlal edildi
09:37 Yoğun bakımdaki tutsağın annesi: 2 gün kelepçeyle tutuldu
09:26 Polisten gazete dağıtımcısına taciz, okuyucularına tehdit
09:11 Uluslararası Delegasyon üyeleri: Kürtler kimlikleri nedeniyle cezaevinde
09:10 Tarım ve orman arazilerine 2 yeni JES
09:09 İsmi olmayan örgüt toplatma kararına gerekçe yapıldı
09:08 Büyükbeşe: Hakikat yolunda inatla yürümeye devam edeceğiz
Kesanbilici: Tecrit ancak cesaretli tutumla kırılabilir
09:07 Qileban'da yaşam maden tehdidi altında
09:06 Sarıkaya: Abdullah Öcalan küresel mücadelenin temellerini ördü
09:00 10 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:47 Îdir'de DEM Parti binasına polis baskını: Eşbaşkan gözaltına alındı
08:26 Yargıtay Mızraklı'ya verilen hapis cezasını onadı
08:10 Çocuklar komisyonu kararı Resmi Gazete'de
09/10/2024
23:30 Semsûrlu kadınlar: Mücadelemizi büyüteceğiz
23:25 Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin 6 maddesi daha kabul edildi
23:18 Düzce'de iş cinayeti
22:59 Gever’de gençlerden 9 Ekim protestosu
22:53 Silêmanîye’de ziyaretlerini tamamlayan gazetecilerden açıklama
21:29 İluh Hastanesi için sağlıkçılardan uyarı
21:04 MSB: Bir asker hayatını kaybetti
20:28 KHK eylemi 300'üncü haftasında
20:20 İstanbul’dan mitinge çağrı: Tecrit topyekun karşı çıkışla kırılabilir
19:55 Meclis’te AKP dönemindeki kadın katliamlarını saydı
19:45 Koçyiğit’ten ‘sıfır tolerans’ sözlerine tepki: Yaşayamıyoruz, nefes alamıyoruz
19:36 Gar Katliamı paneli: Hakikati ortaya çıkaralım adalet yerini bulsun
19:24 Riha’da kapı kapı ‘özgürlük mitingi’ çalışması
19:15 18 yıldır faaliyet yürüten Tarlabaşı Toplum Merkezi mühürlendi
19:04 Mêrdîn’de kadınlar polis barikatını aştı: Yaşamdan vazgeçmeyeceğiz
18:55 Olof Palme Vakfı’ndan DEM Parti’ye enternasyonel dayanışma
18:07 Katliam faili Gülel’e ikinci kez ‘iyi hal’ indirimi
17:56 Koçyiğit’ten Meclis’e çağrı: Barışın koşulları var, görev al
17:39 DBP’li Yorulmaz serbest bırakıldı
17:30 Keskin Bayındır: Komploya karşı direneceğiz
17:13 Özgürlük Mitingi’ne çağrı: Önceliğimiz barış
16:42 Otizmli çocuğa tecavüz davasında 30 yıl ceza
16:28 Riha'da 10 Ekim anması: Anılarına bağlı kalacağız
16:15 DEM Parti’den Meclis’e ‘kadına dönük şiddet’ için araştırma önergesi
16:07 Özerk Yönetim’den Serêkaniyê ve Girê Spî için açıklama
15:33 2024 Nobel Kimya Ödülü sahipleri açıklandı
15:29 ‘Katliamlara karşı sesimizi yükseltmekte kararlıyız’
15:26 Komplo protestolarında 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' vurgusu
15:15 Kadın mücadele deneyimleri tartışıldı
15:14 Hakları gasp edilen inşaat işçilerinden eylem
15:14 Mêrdîn'de sağlıkta şiddete tepki
15:00 Gözaltındaki sanatçılar yarın adliyeye sevk edilecek
14:56 Savunma Bakanlığı 'mayın' sorularını yanıtsız bıraktı
14:54 Misirc Belediye Eşbaşkanı Aktin serbest bırakıldı
14:53 Van Valisi'nden 13 gün sonra Kabaiş açıklaması
14:36 CHP'li başkana 'rüşvet verme' davası
14:35 Hesekê ve Qamişlo'da onbinlerden komplo protestosu
14:26 CHP’den DEM Parti’ye ziyaret: Ortak mücadele vurgusu
14:09 Sağlıkçılardan ‘Vergide adalet’ talebi
14:08 Ermeni Soykırımı ifadesine beraat
13:53 İmam Hatip Lisesi'nde öğrenciye cinsel taciz
13:15 Erdoğan, Bahçeli'nin açıklamalarını 'takdirle' karşıladı
13:09 Posta çalışanlarının talepleri
13:08 Avukatlardan kadın katliamları protestosu
12:34 Birçok kentte 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' grafitisi
12:29 Fabrika patlamasında yaralanan işçi yaşamını yitirdi
12:23 İzmir’de sinagoglara boyalı saldırı
12:13 CHP'den DEM Parti'ye ziyaret
12:00 CHP'nin Gar Katliamı anıtı açılışına aileler ve heykeltıraş katılmadı
11:42 Mêrdîn'de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
11:31 DEM Parti: Demokratikleşmenin yolu tecridi kırmaktan geçiyor
11:26 Kuzey ve Doğu Suriye'de komplo protestoları
10:18 DEM Parti’den tarımın desteklenmesi için kanun teklifi
10:16 DBP'den 9 Ekim açıklaması: Bize düşen çözümü örgütlemektir