DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan: Yerel seçimlere damga vurmaya hazırız

ANKARA- Genel Kurul'da konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yerel seçimlere “Kazan-kazan” formülü ile gireceklerini belirterek, “Biz 3. Yol siyasetimizle 2024 yılı seçimlerine de damga vurmaya hazırız” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde konuştu.

İlk olarak söz alana Bakırhan, konuşmasına Kürtçe başladı. Halkı ve cezaevlerinde bulunan tutsakları Kürtçe selamlayan Bakırhan, “Selam ‘Jin jiyan azadî’ felsefesini takipçisi olanlara. Selam olsun demokrasi ve hakikat yolunun emeğine…” dedi. Bu sırada Meclis’i oturumu yöneten Numan Kurtulmuş, “Burası Türkiye Cumhuriyeti, ifadelerini Türkçe de söyleyin. Biz de anlayalım” şeklinde ifadeler kullandı.

TERCİHLERE BAĞLI

Ortadoğu yanı sıra dünya genelinde yaşanan dengelere işaret e den Bakırhan, bu nedenle dünya halklarının savaş, ekonomik kriz, göç ve gözyaşı yaşadığını ifade etti. Bakırhan, “Bugün yaşananlar, adı konmamış bir 3. Dünya Savaşıdır. Sistem içi çekişmelerin bir doyuma ulaştığı, bölgesel ve yerel düzeyde tarihin hızlandığı, enerji koridorları üzerinden yeniden dizayn etme çabaları söz konusuyken Kürt sorunu da büyümeye, dengeleri değiştirmeye devam etmektedir. Evet, her ne kadar Kürt Sorunu yok sayılsa da temelde yok sayılan Kürtlerin varlığıdır. Varlığı, dili, temel hakları yok sayılan, yurttaşlığına şerh konulan Kürtler varlar ve her yerdeler. Sorunun özü de işte bu inkâr ve yok saymadır! Bu sorunun önümüzdeki süreçte nereye evirileceği, nasıl şekilleneceği, büyük oranda Türkiye’nin politik tercihlerine bağlıdır. Bundan sonra tercih demokrasi mi yoksa şiddet mi? Bunlar; sağduyu mu hamaset mi? Müzakere mi yoksa çatışma mı olacak? Bilindik yolları seçip gözyaşı ve şiddeti sürdürmek yerine cesaretle az gidilen patikalar tercih edilecek mi hep beraber göreceğiz” diye kaydetti.

‘TARİHTEN SÜZÜLMÜŞ RAFİNE’

Kürt kelimesinin “terör” kelimesi ile eşitlenmeye çalışıldığını, Meclis’te konuşan vekillere sürekli “Anayasa 3’üncü Madde” hatırlatması yapıldığına dikkat çeken Bakırhan, “Bu akıl, bunu iyi düşünmelidir. Biz samimiyetle, tüm birikimimizle bu sorunun çözümüne odaklanmış bulunuyoruz. Çünkü bu ülkede geleceğe, ekonomiye, sosyal refaha, demokrasiye dair ne söylenirse söylensin son kertede bütün problemlerin kaynağında Kürt meselesinin çözülmemiş oluşu yatıyor. Bu, bir iddia değildir. Gören gözler, duyan kulaklar için tarihten süzülmüş rafine bir gerçektir” diye konuştu.

‘ÇÖZMEYEN ÇÖZÜLÜR’

Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siz de biliyorsunuz; geçen birinci yüzyılda 42 başbakan, 12 Cumhurbaşkanı ve sayısız bakan, inkâr ve yok sayma dışında tek bir şey yapmadı, çözüme yanaşmadı ve kaybeden Türkiye halkları oldu. Tarih de gösterdi ki: Kürt sorununu çözemeyen kendisi çözülür. Bir siyaset malzemesi ve kullanışlı bir iç düşman olarak görülen, her ekonomik ve siyasi krizde düşman ilan edilen, her ekonomik krizde Kürtleri inkâr etmek bir işe yaramıyor. Bu artık görülmelidir, bu artık anlaşılmalıdır.

ZARAR ZİYAN BİÇER

2024 Merkezi Bütçesi 11 trilyon civarıyken, bu yoksulluk ve kriz koşullarında bunun yüzde 10’unun savaşa ayrılmış olması nasıl açıklanabilir? Verdiğimiz her 100 lira verginin 10 lirası bu halka şiddet ve baskı olarak dönüyor. Bu nasıl izah edilebilir, hangi vicdan bunu kabul edebilir? Barışın maliyeti yoktur ama savaş, şiddet, çatışma maliyetlidir. Bakın size bir örnekle bunu açıklayayım: 2022 yılında Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş patlak verdi. Türkiye bu savaşta ne bir cepheye sahipti ne de koruması gereken bir sınırı vardı. Buna rağmen bu savaştan Türkiye’nin zararı 8 milyar dolar oldu. O halde sormak gerekiyor: 40 yıldır, doğrudan yürütülen ve her bakımdan kayba neden olan bir çatışmanın ekonomik olarak yarattığı yıkımın maliyeti nedir? Kürtçe’de bir söz vardır… Tencereye ne koyarsan onu yersin. Bugün halkın boş tencerelerine ‘merminin fiyatını biliyor musun?’ denilerek çirkin gerekçeler üretenlerin verdiği zarar bundan ibaret değil, maalesef bu yoksul halkın pişirdiği dert, yediği ise kandır, acıdır. Unutmayın ki, savaş eken, zarar-ziyan biçer.

TECRİDE VE AÇLIK GREVLERİNE DİKKAT ÇEKTİ

Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye halklarının barışçıl ve huzurlu bir geleceğinin olmayacağı nettir. 21. yüzyılda Kürt sorunu ve bu sorunun çözümünün güncel adına dönüşen Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, tüm yakıcılığıyla gündemdedir. Mutlak tecridin kalkması için hukuki ve meşru taleplerle cezaevlerindeki binlerce tutsak şu anda açlık grevindedir. Biz bir kez daha herkesi aklı selime davet ediyoruz. Demokratik çözüm ve darbe mekaniği arasında sıkışan anlayışı, demokratik çözümde uzlaşmaya çağırıyoruz. Yüzyıl önce bu kürsülerden ‘Kürt yoktur’, ‘Türk olmayanların görevi hizmetkârlıktır’ diyorlardı. Kürt halkı ‘Êdî Bese! Em li virin’ diyerek bu aşamayı geçti. Korku ve tehdit girdabını çoktan aştı! Bugün artık Kürt sorununu bütçeye koyduğunuz 12 cezaevi yapımıyla çözemezsiniz, parti adımıza kafayı takarak bizi durduramazsınız.

ÇÖZÜMÜN KAPILARINI ARALAYALIM

Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarınız sürdükçe, emrinizdeki yargıyla yürüttüğünüz Kobanî ve HDP kapatma davası gibi kumpaslar ayağınıza dolanır. Kentlerin yıkımında askere verdiğiniz dokunulmazlık, döner dolaşır darbe girişimi olarak sizi bulur. Yargıtay da bir ceza dairesi de darbe mekaniğini canlı tutmaya heveslenir. Sizin dilinizde haklar suç, barış hakaret, adaletse cezaevi demek oldukça, hiçbir soruna çözüm üretemezsiniz. Ama bilin ki, bu ülkede toprak bile ölümden, zulümden, adaletsizlikten yoruldu. Bu sebeple gelin artık Kürt sorunundan, kutuplaşmadan ve düşmanlaştıran siyasetten nemalananlara bu fırsatı vermeyelim, demokratik çözümün kapılarını aralayalım.

TRENİ KAÇIRMAYALIM

21. yüzyılda Kürt sorunu artık bir tanınma sorunu değil, statü sorunudur. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giriyoruz. Kürt sorunundaki çözümsüzlükten dolayı aynen 90’larda olduğu gibi çürümüş, yozlaşmış ve suçtan ibaret hale gelmiş bu düzende ısrar edenler, etrafımızı saran ve yaklaşan ‘muazzam fırtınayı’ görmelidir. Bugün artık Kürt sorununu Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözmemiz gereken bir süreçteyiz. Treni kaçırmayalım! İnanın bu sorunun çözümü başka yerlerde değildir. Kürt sorunu Ankara’da çözülür, Diyarbakır’da çözülür, yeter ki samimiyetle güçlü bir irade ortaya koyalım! Bu bir ‘tarihe geçme’ veya ‘tarih olma’ seçimidir! Gelin yeni bir dille Kürt sorununun demokratik çözümünü sağlayarak ikinci yüzyılda demokratik bir cumhuriyet inşa edelim.

 ALEVİ İNANÇI REDDEDİLİLİYOR

Başta Alevi toplumu olmak üzere, Hıristiyan, Süryani, Asuri Êzidî, Yahudi inançlarına yönelik ayrımcı uygulamalara da cumhuriyetin kurulduğu günden beri karşı durduk, mücadele ettik. Aynı şekilde Demokratik bir İslam’ı da her zaman savunduk. ‘Zulme karşı direnmeyen benim ümmetimden değildir’ sözünden ve Medine Sözleşmesinden hareketle, özellikle Müslüman coğrafyada iktidarların halka karşı uyguladıkları zulüm ve baskılara dikkat çekerek, hak mücadelesini yükselterek; Firavun ve Nemrutların varlığına karşı İbrahimi duruşla ses olmaya çalıştık. Alevi toplumu, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana sistematik ayrımcılığa maruz kalıyor. AKP-MHP ittifakı da Alevi inancını inkar etmeye devam ediyor.

BELÇİKA KADAR ALANI YOK ETTİ

Doğaya açılan savaş yaşama açılan savaştır. Bu açıdan yeni yaşam iddiası ekolojik bakış açısından ayrılamaz ve çok iyi biliyoruz ki ekolojik bir bakış açısında istikrarın sağlanması demokratikleşmeyle mümkündür. Ama ‘istikrar’ kelimesini tekrarlayıp duran AKP’nin en istikrarlı olduğu konulardan biri ekolojik yıkımdır. Bu iktidar döneminde ekosistemde yer alan ne varsa, denizler, göller, nehirler, dağlar, ovalar, tarım alanları, ormanlar, sulak alanlar hepsi birer enkaza dönüştürüldü. Son yirmi yılda 3 milyon hektar tarım alanı yok edildi. Bu alan öyle bir ilçe, bir köy kadar bir il kadar değildir. Belçika’nın yüzölçümü kadardır. Bu alanları yok ettiğiniz için bugün buğdayı, eti, temel gıda maddelerini ithal etmek zorunda kalıyoruz. 

EKMEĞE MUHTAÇ HALE GELECEĞİZ

Derdiniz toprak gördüğünüz yere beton dikmektir. Beton dikerek rant sağlamaktır. Size soruyoruz: kaç çimento, kaç beton bir dirhem toprağın ve bereketinin yerine geçebilir? Ne ekmeğe ne özgürlüğe çözüm olan bu bütçe hayata geçerse yetersiz beslenen insan sayımız 15 milyondan, 80 milyona çıkacak. Yaşayabilmek için artık öğün sayımızı azaltmak yetmeyecek, ekmeğe muhtaç bir hale geleceğiz. Bu düzen böyle gitmez. Bizler havamıza, suyumuza, aşımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Nerede sebzeyi çöpten toplayan bir yoksul, nerede en basit sosyal etkinliğe dahi katılamayan bir genç, nerede ay sonunu getiremeyen bir emekli varsa, derdini bu parlamentoda dillendirdik, dillendirmeye devam edeceğiz.

ÖLÜM GETİRDİ

Bu ülkenin temel sorunu, kurulduğu günden beri merkezi toplumu dışlayan rejimdir. Bir ülkede küçük bir azınlık bolluk, bereket içinde yaşıyor; nüfusun yüzde 99’u sefalet ve yoksulluk içinde yaşıyorsa orada rejim ve sistem sorunu vardır. 2015 yılında Çözüm Süreci’nin iktidar tarafından bitirilmesi ve 2018 yılında OHAL koşulları altında geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bu ülkeye ölüm ve açlıktan başka bir şey getirmemiştir. Buzdolabına konan çözüm süreci, OHAL’e dayanan yeni sistem, Türkiye halklarını büyük bir çöküşle karşı karşıya bırakmıştır. Sürekli kriz üreten bu sistemin her şeyi merkeze bağlayan anlayışı, felaketin postacısıdır. Tüm kaynakları merkezden dağıtan anlayış artık dünyada iflas etmiştir. Siirt’in, Tekirdağ’ın, Antalya’nın sorunlarını Saray’dan kaynak gitmesine bağlamak çağ dışılıktır. İlçe milli eğitim müdürünü de, Bakanları da tek bir kişinin ataması bu sistemdeki merkezileşmenin trajedisidir.

ÖZERLİKLİĞE DİKKAT ÇEKTİ

Bu ülkede merkezileşmenin panzehiri, adem-i merkeziyetçiliktir. ‘Milli Kurtuluş’ diye menkıbe yazanlar 1920-1923 yılları arasına bakarsa 1921 Anayasasındaki özerklik gerçekliğini görür. Rejimler halkı kendine uydurmaz, halkın gerçekliğine uygun şekilde yapılır. Hiçbir rejim ve sistem kutsal değildir. İster milli mücadele dediğiniz döneme bakın; isterseniz de daha önceki dönemlere bakın, her ikisinde de bu ülkeyi kurtaran gerçeklik, yerel demokrasidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında artık toplumu sisteme değil, sistemi topluma uyumlu hale getiren bir anlayışa ihtiyaç vardır. Bunun adı Demokratik Cumhuriyettir. Demokratik Cumhuriyet çağrısı aynı zamanda tarihsel Türk-Kürt ilişkilerinin demokratik temelde yeniden inşa edilmesidir. Toplumsal hakikatle savaş içinde olan ve sürekli kriz üreten merkeziyetçiliğe karşı önümüzdeki seçim sadece belediye seçimi değildir. Aynı zamanda yerel demokrasi talebini dillendirmektedir. Bu kapsamda, yerel seçimler merkeziyetçi devlete karşı toplumun demokrasi çağrısı olacaktır.

SÖMÜRGE VALİSİNİ İSTEMİYORUZ

Evet, önümüzde bir yerel seçim var. Bizler, kayyımlarla iradesi en fazla gasp edilen, en eşitsiz şartlarda seçimlere katılan, haksızlık ve hukuksuzluklarla en fazla mücadele eden parti olarak bu seçimlere de hazırız! Belediyelerimize kayyım atanırken, ‘şuraya buraya para aktarıldı’ yalanına sarılanları, bölgede tabela partisi haline getirmekte kararlıyız. Herkes biliyor, biz kaynakları halk için kullandık, kayyımlar ise ceplerini doldurmak için. Kayyım rejimi, belediyelerimizden başlayıp tüm Türkiye’ye yayıldı. Biz de önümüzdeki seçimde belediyelerimizden başlayarak tüm Türkiye’de kayyım rejimini ortadan kaldıracağız. Kayyım irade gaspıdır. Kayyım talandır, yolsuzluktur, usulsüzlüktür. Belediyeleri halktan ayıran ve Batı Şeria’da olduğu gibi yükselen utanç duvarları demektir. Atadığınız kayyımların bulaşmadığı suç kalmadı. Kayyıma kayyım atamak zorunda kaldınız. Tarihe geçtiniz. Bir kez daha diyelim. Kayyım Kürt’e atanmış sömürge valisidir. Kürt halkı kayyımlarınızı istemiyor. Demokratik kamuoyu kayyımlarınızı istemiyor.

HALKIN EVİ HALİNE GETİRECEĞİZ

Türkiye halkları, biz sadece kayyımları göndermeyeceğiz. Muş’ta, Şırnak’ta, Ağrı’da, Bingöl’de ve daha birçok bölge belediyesinde hizmetsizlik, yolsuzluk ve ranta bulaşmış belediyeleri de alacağız ve bu belediyeleri halkın evi haline getireceğiz. Türkiye’nin batısında ‘Kent Uzlaşısı’ stratejimizle halkımızı belediye yönetimlerine taşıyacağız. Yol yapmayan, su ihtiyacını dahi gideremeyen, yolsuzluktan geçilmeyen yönetimleri değiştirerek demokratik yerel yönetimler anlayışımızla herkesi buluşturacağız. Bizimle belediyeleri yönetecek olanlar; müteahhitler, sermaye yanlıları, parti bürokratları değil; ilde, ilçede üreten, emek veren, orada yaşayan, sokağını dert eden halktır, halklarımız olacaktır.

YENİ FORMÜL

2019 yılında seçim sonucunu belirleyen ‘Kaybettir-Kazan’ formülünü ‘Kazan-Kazan’ formülü ile tekrar güncelliyoruz. Biz 3. Yol siyasetimizle 2024 yılı seçimlerine de damga vurmaya hazırız. Önümüzdeki seçimler bizim için Demokratik Yerel Yönetimler anlayışımızı Türkiye’nin her tarafına yayma seçimidir. Demokratik Yerel Yönetimler anlayışımızla, örneğin artık deprem olduğunda Beştepe’den talimat gelmesini beklemeyecek, kendi yaralarımıza ilk müdahaleyi kendimiz yapacağız.

‘HERKES KAZANACAK’

Önümüzdeki seçimler sadece belediye kazanma seçimi değildir. Kendimize, dilimize, kültürümüze, kaynaklarımıza sahip çıkma seçimidir. Önümüzdeki seçimlerde biz kazanınca, herkes kazanacak, Türkiye halkları kazanacaktır. Fabrikalarda, işyerlerinde, üniversitelerde, sokaklarda, köylerde, bütün yaşam alanlarında eşitlik, barış, özgürlük, adalet mücadelemizi büyütecek ve mutlaka kazanacağız.”

Diğer başlıklar

23:21 QSD’den Minbic’teki saldırılara ilişkin açıklama
22:21 Wan’da bir kadın katledildi
22:15 Muğla’da art arda deprem
21:57 Gazeteci Jila Beni Yakub: İran rejimi kadın tutukluları taşlayarak infaz ediyor
21:14 Narin Güran davası: Hakikat ortaya çıkmazsa tüm çocuklar risk altında olacak
20:37 Mustafa Yeneroğlu DEVA Partisi'nden istifa etti
20:04 Ferhat Şamî Tişrîn Barajı’nda: Biz buradayız
19:43 Werîşe Muradî ve Pexşan Ezizî aileleriyle görüştü
19:39 DEM Parti MYK: Abdullah Öcalan ile görüşmek için çalışmalara hız verilmeli
19:11 Êzidî aktivistler Rojava ile dayanışma kampanyasına katıldı
19:02 Eskişehir’den asgari ücret tepkisi: Asgari ile Vedat geçinsin
18:49 HDP eski İzmir Eşbaşkanı Altan tahliye edildi
18:34 Tişrîn ve çevresinde çatışma
18:16 Azerbaycan: Kazakistan'da düşen uçağı Rus füzeleri düşürdü
18:05 Hukukçu Dayanışması: İstanbul Barosu’nun yanındayız Nazım ve Cihan gazetecidir
17:40 ‘Umut hakkı için bir an önce yasal düzenleme yapılmalı’
17:32 Rusya'da havalimanları uçuşlara kapatıldı
17:28 Dêrazor'da 4 DAİŞ'li yakalandı
17:24 DBP: Suriye’deki yeni katliamlara seyirci kalmayacağız
17:19 Irak Federal İstihbarat Dairesi başkanı Şam’ı ziyaret etti
16:41 DEM Parti Türkiye’nin SMO'ya desteğini Meclis’e taşıdı
16:39 Alpalı’daki taş ocağının faaliyetleri durduruldu
16:31 Amed Büyükşehir Belediyesi dil çalışmalarını arttıracak
15:41 Narin Güran davası: Baba Arif Güran da telefon kayıtlarını silmiş
15:35 Qamişlo sınırında nöbet 14'üncü gününde: Rojava’nın kalbiyiz
15:31 Merkez Bankası politika faizini indirdi
15:21 Emek ve Demokrasi Güçleri’nden asgari ücret tepkisi
15:18 Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Akören serbest bırakıldı
14:55 Rojin’in babası: Niye kimse sormuyor, onu katlettiler
14:51 İHD'den ağır hasta tutsak için hayati risk uyarısı
14:44 Kobanê sınırında konuşan Mehmet Öcalan: Rojava'daki yaşama sahip çıkacağız
14:25 HDK: Demokratik bir toplum kurma hedefimizi sürdüreceğiz
14:22 GÖÇİZDER’i kapatma kararına tepki: Hak arama mücadelesine darbedir
14:07 Amed ve Êlih'te 'Vergide adalet' talebi
14:02 Katliamlarla yüzleşme çağrısı
13:55 İmralı'daki tutsağın 'telefon' başvurusuna AYM’den ret
13:16 ‘Artık yeter birlikte ses olma zamanı’ mitingine çağrı
13:10 Asgari ücrete ironik tepki: Emekli maaşını da kaldırırsalar tam olur!
13:07 ‘Kürt dili eğitimi ve bugünkü imkanlar ile engeller’ forumu
12:52 Tutsak kadın gazeteciler: Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in mirasını sürdüreceğiz
12:50 Zaman aşımı riski taşıyan davaya çağrı
12:43 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
11:51 Özerk Yönetim’den çatışmalara karşı ‘demokratik ulus’ vurgusu
11:35 Özgür Gündem davasında ceza
10:37 Hak ihlallerini aktaran tutsak: Görüşme sonrası başıma neler geleceğini bilmiyorum
10:26 Uluslararası PEN Başkanı: Basın egemenlerin sesi olsun istiyorlar
10:08 Kadınlar adliyede: Narin ve Rojin’in davasının takipçisiyiz
09:51 Sanatçılardan çağrı: Rojava'ya sahip çıkalım
09:47 Gazeteciler: Hakikati yazmaktan vazgeçmeyeceğiz
09:46 PYD'li yönetici: Elimizdekileri savunabilecek güçteyiz
09:45 2 çocuğunu kaybetti, 1 çocuğu tutsak, kendisi direnişte
09:34 HDK 2025’te halklar ve inançları buluşturacak
09:28 İşkence dosyası '7 yıl geçti' gerekçesiyle kapatıldı
09:25 Bakanlık 3 ayda 175 taş ocağına onay verdi
09:22 Mobilya fiyatları katlandı
09:08 Zêbarî: Rojava'ya tehdit dört parçayı etkiler
Berwarî: Tek çözüm Türkiye'nin bölgeden çıkması
09:05 Katliamda kardeşini, adalet mücadelesinde annesini yitirdi
09:02 709 ölüm, 8 bin 521 tahliye engeli, sayısız ihlal
09:00 26 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:57 Narin Güran davası: Duruşmaya ara verildi
08:50 İsrail saldırısında 5 gazeteci hayatını kaybetti
08:21 Kar, sel ve fırtına uyarısı
07:44 Narin Güran davası: Sanıklar adliyeye getirildi
25/12/2024
23:28 Hewlêr’in bir köyüne saldırı
22:54 QSD’deden Minbic’teki son duruma ilişkin açıklama
22:20 Kazakistan'da yolcu uçağı düştü: 38 kişi hayatını kaybetti
21:31 Süveydalı kadınlar: Yeni Suriye inşasında aktif rol almalıyız
21:25 Suriye’deki Aleviler'den kitlesel protesto: Humus’ta sokağa çıkma yasağı
19:27 Gençlerden tutsaklara dayanışma mektupları
19:15 KHK eylemi 311’inci haftasında
19:05 Asgari ücret protestosu: Genel grev şart
18:05 DEM Parti’den asgari ücret için araştırma komisyonu talebi
17:47 DEM Partili kadın seçilmişlerden Berrin Sönmez’e tepki
17:08 Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Akören gözaltına alındı
17:05 Kürt siyasetçi Kurhan yaşamını yitirdi
15:52 MKG ve DFG'ye dayanışma ziyareti
15:48 11 kişinin öldüğü patlamayla ilgili 10 gözaltı
15:45 KESK: İktidar sermayeyi korudu, işçiyi yok saydı
15:40 Sınırdaki direniş 13'üncü gününde: Son muhteşem olacak
15:40 DFG ve MKG: Tutsak gazetecileri serbest bırakın
15:38 İHD'den 'katliamlarla yüzleşin' çağrısı
15:30 Gözaltında asker işkencesine 'düşerken oldu' kılıfı
15:13 Kobanê sınırında nöbet: Statüsüz bir yaşamı kabul etmiyoruz
14:47 Bakanlık önünde 'Nihadioğlu için adalet' eylemi
14:15 Emekçilerden asgari ücrete tepki
13:52 Balıkesir'de kaza: 28 yaralı
13:52 Erdoğan asgari ücret zam oranını övdü
13:46 Belediye çalışanlarından TİS eylemi
13:44 ‘Rojava Kadın Devrimi etrafında kenetlenelim’
13:24 İhraç edilen belediye eşbaşkanın istifası istendi
13:09 DEM Parti’den hasta tutsaklar için İHİK’e başvuru
12:53 Daştan’ın taziyesine katılanların araçlarına para cezası
12:52 DEM Parti Noel ve Yaldo Bayramı'nı kutladı
12:32 Gazeteci Akyüz ev hapsine karşı AİHM'e başvurdu
11:17 Xeznewî: İttifaka dair büyük bir umut var
10:50 Kazakistan Sağlık Bakanlığı: Düşen uçakta 28 kişi sağ kurtuldu
10:47 Tülay Hatimoğulları: Yapılması gereken şey İmralı kapılarının açılması
10:40 ‘Tüm çocukların güvenliği için Narin'in davasına sahip çıkalım’
10:17 Mahkeme GÖÇİZDER'in feshine karar verdi
10:09 Salih Müslim: Suriye’nin parçasıyız ve çözüme dahil olmak istiyoruz
09:55 Türkiye'nin işlediği savaş suçları
09:34 Giyadîn’de hayvan hastalığına karşı seferberlik başlatılıyor
09:32 Portekizli parlamenter Pinto: Öcalan’ın özgürlüğü Kürt sorunun çözümüne katkı sunacaktır
09:27 Suriye’de Aleviler tehlikede: Saldırılara karşı birleşmeliyiz
09:17 Evi tarandı, ifadesi değiştirilmek istendi ama davasından vazgeçmedi
09:11 Gazeteci Aykol: Rojava'ya saldırılar halka vergi olarak geri dönecek
09:08 MEDYA-DER yeni döneme hazırlanıyor
09:02 2024’te kadınların mesajı netti: Jin, jiyan, azadî
09:00 25 ARALIK 2024 GÜNDEMİ
08:10 17 il için sarı ve turuncu kodlu uyarı
24/12/2024
23:58 İsrail, Kuneytire halkına silahlarını bırakmaları için 48 saat süre verdi
23:00 KESK ve DİSK'ten asgari ücret tepkisi: Tek kelimeyle rezalet
22:48 CHP 'asgari ücret' gündemiyle olağanüstü toplanacak
21:58 Özgür Özel’den grev çağrısı
21:05 AKP’lilere tepki: Gazetecileri katleden SİHA’larla övünüyorsunuz
20:57 Asgari ücret açıklandı: 22 bin 104 lira
20:34 Savaş kalıntılarından dolayı 64 kişi yaşamını yitirdi
20:27 Gazetecilerin katledilmesinin araştırılması önergesi reddedildi
20:11 Suriye’de 3 hakim öldürüldü
20:04 Minbic’te patlama: 2 kişi hayatını kaybetti
19:44 Yurttan uzaklaştırılan öğrenci açlık grevinde
19:24 Semsûr ve Kırşehir'de şüpheli kadın ölümleri
18:34 Paramiliter gruplardan 'silah' anlaşması
18:25 Sağanak yağış Muğla sokaklarını göle çevirdi
18:21 KESK’ten MA ve JINNEWS’e dayanışma ziyareti
18:19 Halk, JES toplantısını yaptırmadı
18:11 Katledilen gazetecilerin fotoğrafları Meclis’te: Hakikatin izindeyken katledildiler
18:03 Temelli: Kürtlerle sağlanacak barışla Ortadoğu’nun geleceği biçimlenecek
17:49 ‘Sağlıkta çeteleşmeye neden olan koşullar ortadan kaldırılmalı’
17:21 DİSK Genel-İş Genel Sekreteri Remzi Çalışkan tahliye edildi
17:15 Gar Katliamı Davası: 5 DAİŞ'li sanık Suriye’de, iade edilsin
17:00 Til Temir’de kamikaze İHA düşürüldü
16:52 İşçiler çoğunluğu aldı, patron TİS’ten kaçıyor
16:51 QSD’den Minbic açıklaması
16:50 ÖHD’den Özgür Basın’a dayanışma ziyareti
16:09 Şüpheli ölüm için kamuoyundan destek talebi
16:01 Hesekê’de binler QSD’ye destek için yürüdü
15:27 Qamişlo sınırından seslendiler: İmralı kapıları açılmalı
15:21 18 aylık Uytun’u katleden gaz fişeği bulunamıyor!
15:01 Pirsûs-Kobanê sınırında nöbet: Halk iradesine saygı duyulmalı
14:45 Girê Spî’de tahıl silosu bombalandı
14:24 Bakırhan: Oyalamadan vazgeçip görüşme sağlanmalı
14:14 Emekliler: Bize yüzyılın ayıbını yaşattılar
14:08 Eşme’de altın madeni içme sularını tehdit ediyor
13:10 IFJ: Gazetecileri serbest bırakın
12:50 Kazı çalışmasında patlatılan dinamit tedirginlik yaratıyor
12:44 Bakırhan: 205 ülkeden sadece Türkiye Kürtlerin haklarına karşı
12:32 Kurdistani İttifak partileri: Kürtler birlik olursa muhatap alınır
11:28 DEM Parti: Abdullah Öcalan'la görüşme için oyalama süreci yürütülüyor
11:23 Arkadaşları Nazım’ı anlattı: Nerede hak ihlali varsa oradaydı