MEREŞ- İmarda kişiye özel rantın yıllarca hüküm sürdüğü Elbistan’da, zemin ve teknik açıdan uygun olmamasına ve tüm itirazlara rağmen yapılan çok katlı binalarda yüzlerce insan hayatını kaybetti.
Mereş’te 7,6 büyüklüğündeki ikinci depremin merkez üssü olan Elbistan’da resmi rakamlara göre 811, gayri resmi rakamlara göre ise bin 200 yapı depremde yıkıldı. Şu ana kadar 900 bina için acil yıkım kararı verilirken, 150’den fazla bina ise yıktırılarak, enkazları ilçe dışına çıkarıldı. İlçede can kaybının diğer kentlere göre az olması, ilk depremden sonra insanların evlerini boşaltması olarak gösterilirken, kimi insanların köylerine gitmesi de felaketin boyutunu az da olsa düşürdü. İlçede depremden sonra en çok konuşulan konu ise birkaç yıl önce çıkarılan yeni İmar Kanunuyla ruhsat verilen binaların da yıkılmış olması. Ceyhan Nehri, Saraykent ve yine bu yerlerle benzer yeni kurulan bir çok alanda yüzlerce bina yıkılırken, daha içerisine girilmemiş binaların da ağır hasarlı ya da acil yıktırılması gereken binalar olması, ilçede yıllardır dönen rant ve usulsüzlüklerin geldiği aşamayı gösteriyor.
200 DAVA AÇILDI, TIK BİLE ÇIKMADI
Daha önce ruhsat izni en fazla zemin artı 4 kat iken, 2009 yılında seçimleri kazanan AKP’li Belediye Başkanı Durmuş Küçük’ün başa gelmesi ile birlikte ilçe adeta rant ve yolsuzluğun merkezi haline getirildi. Küçük’ün belediye başkanlığı yaptığı iki dönem ilçenin neredeyse tüm imar planları değişti; kat sayısı 5’ten, zemin artı 10, 11 hatta 15 kata kadar çıkarken, Küçük hakkında belediye başkanlığı döneminde imar rantları nedeniyle 200’den fazla suç duyurusu yapıldı, onlarca dava açıldı. Küçük’ün son döneminin bitmesine yakın İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınması ise suçun cezasız kalmasını sağlarken, belediye başkanı hakkında açılan 200 dava da mahkeme raflarında kaldı. Küçük’ün bakanlık tarafından görevden alınması yapılan suç duyurusundan değil, AKP’nin toplantılarına tam iştirak etmemek olarak gösterildi.
KİŞİYE GÖRE İMAR
Yine, Belediye Başkanı Küçük’ün işlerini ise ilçede yeşil alanları imara açarak bina diken ve “Yeşil Osman” olarak tanınan kardeşi Osman Küçük yaptığı tüm ilçe tarafından biliniyor. Hangi müteahhit, mühendis ve yurttaşla görüşsek namı değer “Yeşil Osman’ı” adres olarak gösterdi. “İmar planları nasıl değişti, Küçük ailesi ve çevresi bundan nasıl faydalandı, yeni yapılar nerelere yapıldı, ilçedeki tarla, yeşil alanlar nasıl imara açıldı, tüm uyarılara, imza kampanyalarına rağmen kat artırımları nasıl gerçekleşti ve tüm bunlara rağmen AKP nasıl belediye yönetiminin arkasında durdu?” sorularına cevaplar aradık. Şimdi de ilçede, insanların hayatlarını mal olan yapılar, rant ve kişiye özel yapılan imar düzenlemelerine biraz yakından bakalım.
5 KATTAN 15 KATA GİDEN SÜREÇ
Elbistan’da 2009 yılına kadar ilçe merkezi ve çeperlerinde en fazla zemin artı 4 kat ruhsat izni verilirken, 2009 yılından sonra AKP’li belediyenin başa gelmesi ile birlikte imar planı tamamen gayri resmi olarak askıya alındı. Ada ve parsel bazında yoğunluk yani, tam anlamıyla hem dikey mimari işletildi hem de belediye sınavından geçen (para veren) kişiler, neredeyse 15 kata kadar yüksek katlı binalar yapabildi. Yine aynı şekilde ilçe merkezindeki eski binalar da tadilat yoluyla kat çıkmalarına olanak sağlandı. Encümenden geçen tüm kararlar belediye başkanının onayı ile devreye sokulurken, ilçenin en işlek yerlerinde bulunan ve kolanları bile kesilen kimi binalara kat artırımı verildi. Nihayetinde en fazla yıkım da kat artırımı yapılan binaların bulunduğu bölge oldu. Tamamen imar planı dışına çıkan belediyenin, bu keyfi ve ranta dayalı kararları 2018 yılına, yani Küçük’ün görevde alınmasına kadar devam etti.
BAĞIRA BAĞIRA İTİRAZ ETTİLER
2009 yılında devreye konulan bu rant düzenine karşı ilçedeki meslek örgütleri ve özellikle İnşaat Mühendisleri Odası karşı çıktı. Bu yapıların olası bir depremde yıkılacağı, zemin etütlerinin yapılmadığı, yüksek kat verilmesinin imar planına uygun olmaması gibi bir çok konuda itirazlarını yaptı, dilekçeler verdi, suç duyurularında bulundu, hatta imza kampanyaları bile düzenlendi. Mühendisler, o dönem bağıra bağıra yüksek kat imar izni verilen alanların büyük bir bölümünün alüvyon tabaka olduğu ve yine dere kenarlarına yapılması planlanan yüksek katlı binaların büyük tehlikeye yol açacağını ifade etmesine rağmen, belediye hiçbir itirazı kabul etmedi. Özellikle Ceyhan ve Söğütlü nehirlerinin imara açılmasına dair yapılan tüm şikayet ve suç duyuruları da sonuçsuz kalınca, ilçede ranta dair yapılaşma tüm hızıyla devam etti.
YEŞİL’E DÜŞMAN BİR YEŞİL!
Şahsa özel imarın (parçalı imar) devreye girdiği ilçede, yapı yapılan bölgelerde ne jeolojik etütler ne de alanlarla ilgili afet araştırmaları yapıldı. En fazla üç katın yapıldığı yerde binalar 15 kata kadar çıktı. Yine ilçedeki molozların döküldüğü alanlar ile tarım ve yeşil alanlar da bu ranttan nasibini fazlasıyla aldı. Tam bu sırada ilçedeki yeşil alanların betonlara boğdurulması beraberinde bu işle ünlü bir isim ortaya çıkardı. İlçede kime sorulursa sorulsun imar rantı ile ilgili bir isim söylenir: “Yeşil Osman.” Yeşil Osman’ın bu işlere girmesinin elbette bir nedeni var: Çünkü belediye başkanının kardeşi. Küçük’ün belediye başkanlığı yaptığı dönemde ilçede en fazla ismi anılan kişilerin başında Yeşil Osman yani diğer adıyla Osman Küçük geliyor. Halkın, Osman’a “Yeşil” lakabı takması ise elbette yeşili çok sevdiğinden değil; ilçedeki tüm yeşil alanları betona boğduğu, park ve tarlaları yapılaşmaya açmasından kaynaklanıyor. İlçede müteahhidinden mühendisine, mimarından inşaat işçisi ve halka kadar herkesin bu kişiyi tanıyor olması yaşanan rantın ve yıkımın da boyutunu gösteriyor. Tabi bu rantı sadece Yeşil’e yüklemek haksızlık olur, bunun yanında onlarca kişi de aynı ranttan faydalandı.
PEKİ BU SİSTEM NASIL İŞLEDİ?
Peki, bu sistem nasıl işledi? Şimdi, görüştüğün onlarca müteahhitten biri şunu söylüyor: “Sistem çok basit ilerliyor. Örnek olarak sizin bir tarlanız var. Bu çevre size gelip tarlayı belediyeye bağışlamanızı istiyor. Siz de bunun karşılığında yüksek kat istiyorsunuz. Belediye bunu kabul edip, kılıfına uyduruyor ve siz inşaat yaptığınız alanda yüksek kat çıkıyorsunuz. Tabi bu imar planına aykırı olsa bile, bu resmi bir duruma sokuluyor. Daha sonra sattığınız tarla kanunsuz olarak imara açılıyor ve orada yüksek katlı binalar yapılıyor. Bundan da hem satıştan hem de dairelerden bir rant sağlanıyor. Tabi siz tarlanızı belediyeye verdiğiniz de size bunun karşılığında her alanda ruhsat veriliyor. Yani ruhsatsız iş dönmüyor, çünkü hepsi yasal bir mevzuata bağlanıyor.”
İMAR RANTINDAN DEĞİL İHRAÇ EDİLMEDİ
Durum bu şekliyle yıllarca devam ediyor. Bu arada yaratılan imar rantına karşı hem emsal alamayan insanlar hem de meslek odaları yeniden suç duyurularına başlıyor. Bu suç duyuruları o kadar yoğun bir hale geliyor ki, en sonunda belediyeye bu durumun araştırılması için müfettiş görevlendiriliyor. Müfettişlerin yaptığı inceleme sonrası İçişleri Bakanlığı’na bir rapor sunarak, Küçük’ün “İmar uygulamalarında menfaate dayalı iş ve işlemler yapma”, “Belediyeye yapılan alım-satımlarda usulsüzlük” gibi suçlardan soruşturma açılmasını istedi. Küçük, 16 Kasım 2018 yılında görevinden uzaklaştırıldı. Neredeyse 10 yıl boyunca AKP’nin belediye başkanlığını yapan ve tüm bu suç duyurularına rağmen görevde kalan Küçük’ün görevden alınması ise elbette bunlarla ilgili değil. Küçük’ün 2016 yılında AKP’den ihraç edilmesinin nedeni ise “kasıtlı olarak partinin programlarına katılmama ve partisi aleyhinde sözlü ve fiili davranışlarda bulunma.” Bunca rant ve yolsuzluğa rağmen Küçük’e dokunmayan AKP, Küçük’ün partilerinden ihraç edilmesinin ardından dokunması ise oldukça düşündürücü.
KİŞİYE ÖZEL İMAR YÜZLERCE İNSANIN HAYATINA MAL OLDU
Tüm bunların yaşanmasının ardından 2019 yılında yapılan belediye seçimlerinden sonra ilçenin imar planına yönelik yapılan suç duyurularının ardından 2020 yılında Elbistan İmar Planı, İdare Mahkemesi tarafından iptal edilerek, 2009 öncesine dönüldü. Bunca süreç içerisinde rant ve kişiye özel imar planı yaşanan depremde yüzlerce insanın hayatına, evlerinin yıkımına ve artık kullanılamaz hale gelmesine neden oldu. İlçede özellikle nehir kıyılarında kurulan ve daha yeni olan binaların yıkılması ise yaşanan rantı özetlemeye yetiyor. Tüm bunlardan ders almayan iktidar, deprem sonrası “Yeni Elbistan’ın” kurulacağı yeri Kara Elbistan bölgesi olarak belirledi. Bölgenin alüvyon yatağı ve kumların Şar Dağı’ndan gelen yağmur sularıyla doldurduğu bölge olarak biliniyor.
MA / Adnan Bilen