ANTEP - “Kentsel dönüşüm” projesi nedeniyle yaşadığı mağduriyete karşı 265 gündür mahkeme binası önünde Adalet Nöbeti tutan Hasan Bodur, “Hiç bir yere gitmeyeceğim" dedi.
Antep’in merkez Şehitkamil İlçesine bağlı Yeşilova, Mithatpaşa ve Eydibaba mahalleleri 2012’de Bakanlar Kurulu kararı ile “İpek Yolu Kentsel Dönüşüm Projesi” adı altında belediye tarafından yıkıma açıldı. İlçenin belediye başkanı Rıdvan Fadıloğlu, 28 Mart’ta yaptığı bir açıklamada, projede yapımı devam eden 409 konut, 67 dükkan bulunduğu bilgisini verdi.
Yıkım sebebiyle mağdur edilenlerden Hasan Bodur, yaklaşık 50 yıldır Eydibaba Mahallesi’nde yer alan ve ailesine ait olan 4 katlı binada yaşıyor. Vekaleten geçici olarak müezzinlik yapan ve şuan işsiz olan Bodur, belediyenin gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm projesinden dolayı maruz kaldığı mağduriyete karşı Antep Bölge İdare Mahkemesi önünde 265 gündür Adalet Nöbeti’nü sürdürüyor. Şehitkamil Belediyesi, 2020 yılında resmi tebligatla Bodur’un evine 240 bin TL teklif sundu. Ancak Bodur, “Evlerinin bedeli olamayacak” bu miktarı kabul etmedi.
RİSKLİ YAPI İLAN EDİLDİ
Belediye bedel artırımına gitmedi ve daha sonra asliye hukuk mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtı. Bodur ise, kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmediğinden bahisle İdare Mahkemesi’ne dava açtı ve mahkeme “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Bu karar üzerine belediye “kanuna aykırı şekilde” izinsiz, özel mülk olmasına rağmen zorla Bodur’un evine girerek karot (beton) örneği aldı. Bu örnek üzerinden Bodur’un evi "riskli yapı" ilan edildi ve tapusuna şerh düşüldü.
NÖBET BAŞLATTI
Özel mülkiyet hakkını hiçe sayan karot alma işleminin iptali için idare mahkemesine başvuran Bodur, belediyenin “iktidar gücü” ve “baskı ile zorla yaptığı” uygulamalara karşı ve kamuoyuna yaşadığı hukuksuzlukları duyurmak için 4 Eylül 2021 günü Antep Bölge İdare Mahkemeleri binası önünde tek başına Adalet Nöbeti başlattı. Başlattığı nöbet 265'inci gününde devam eden Bodur ve kendisi gibi mağdur olan komşusu Muazzez Özbilen yaşadıkları süreci anlattı.
Ailesi ile birlikte yaşadığı 4 katlı evleri için sırasıyla 240 bin, 390 bin son olarak da 800 bin TL verilmek istendiğini kaydeden Bodur, “Burada 3-4 aile bir arada yaşayabiliyor. Fakat yeni yapmış oldukları 3+1 evleri 1 milyon 400 bin TL’ye satıyorlar. Fakirlerin onlarca yıl dişlerinden tırnaklarından biriktirerek yapmış oldukları evleri kamu gücünü kullanarak alıyorlar” diye belirtti.
MİTİNG ENGELİ
Kendilerine yaşatılanlara karşı yaklaşık 2 yıldır adalet mücadelesini sürdüren Bodur, hem maddi hem de manevi olarak yıprandıklarını, eylem yaptığı süreç boyunca engellendiğini, gözaltına alındığını ve tehdit edildiğini söyledi. DEVA Partisi’nin 20 Mayıs’ta Antep’te yapmak istediği mitinge pankartı ile girdiğini, ardından pankart bahane edilerek, mitingden çıkarıldığını ifade eden Bodur, yaşadığı engellemeyi şöyle anlattı: “Pankarta izin vermeyeceklerini söylediler, ben de kabul ederek çıktım. Miting alanına yakın bir yerde eylemime devam ettim. Sonra polis engellemeye çalıştı. Arabaya aldılar, içlerinden bir polis arabada boğazımı sıktı. Sonra beni gözaltına alacaklarını söylediler. Ama beni aldıkları araçla gezdirmeye başladılar. Ben de onlara, ‘bir suçum varsa işlem yapın yoksa serbest bırakın’ dedim. Uzun bir sürenin ardından beni bıraktılar, ben de miting alanına geri döndüm ve eylemime yeniden devam ettim. Yeniden yanıma gelen polisler, beni çıkmaz bir sokağa sürüklediler. Çıkmaz sokakta boğazımı sıkan polis, burada kolumu kıvırdı ve beni duvara vurarak darp etti. Miting bitene kadar beni oyaladılar.”
TEHDİT EDİLDİ
Mitingin hemen ertesi günü üzerinde “dünya led” yazan aracın içerisinde bir şahsın araçla birlikte yanına yaklaşarak, “senin gözlerini çıkaracağım” diyerek tehdit ettiğini söyleyen Bodur, “Tehditler ardından polisi aradım. Ama gelen olmadı. 3 kere daha aradım, en son geldiler. Tehdit eden kişinin plakasını alamadığımı, ancak isterlerse o kişiyi tespit edebileceklerini söyledim. Bana, ‘işimizi bize mi öğretiyorsun’ diyerek kızıp bağırıp çağırdılar” diye konuştu.
Bodur kendisini tehdit eden kişi, mitingde darp eden ve engel olan polisler ile son olarak da tehdit sonrası çağırdığı polislerden şikayetçi olduğunu kaydederken, "Eylemi hala sürdürüyorum. Hiçbir yere gitmeyeceğim. Çadırda barakada yaşayacağım. Olmadı belediye önünde yaşayacağım ve bu zulmü herkese duyurmaya çalışacağım. Kararlıyım” diye konuştu.
10 YILDIR DİRENİYORLAR
Arada nöbetini Büyükşehir Belediyesi önüne de taşıyan Bodur ile aynı şeyleri yaşayan ve adalet talebi ile belediye önündeki eyleme destek veren Muazzez Özbilen de çöplüğe dönüştürülmüş alanda kalan evinde çocukları ve akrabaları ile yaşam mücadelesini sürdürüyor. 50 yıldır aynı mahallede yaşadıklarını söyleyen Özbilen, bugüne kadar da evlerini vermemek için direndiklerini belirtti. Özbilen, “Bakanlığın verdiği birim fiyatı baz alıyorlar. 4 katlı eve denk düşen bir para da vermiyorlar. O parayla ne arsa alabilirim ne de 4 katlı ev alabilirim. Kentsel dönüşüm alanı olduğu için gerek belediye gerekse diğer birimler buraya herhangi bir hizmet getirmiyor. Buradan bir an önce çıkıp gitmemizi istiyorlar” diye anlattı.
AMAÇ RANT
Evden çıktıkları takdirde evsiz kalmakla karşı karşıya olduklarını belirten Özbilen, son olarak şunları söyledi: “Ekonomik gücümüz yok. Burada direnme sebebimiz de bu. Yerinde bir dönüşüm yapsaydı kabul edebilirdik. Evimiz miras malı. 9 mirasçıyız. Verdikleri para ile kime ne düşecek belli değil. Ev alamıyoruz o parayla kirada heba olacak hep. Kimin umurunda? Herkes rant peşinde. Belediye kamulaştıracağını söylüyor. Hani kamu yararı? Bina yapıp satıyorlar. Bu kentsel değil rantsal bir dönüşüm.”
MA / Ceylan Şahinli