2023’te sağlık: Sömürü, ticarileştirme, şiddet, göç, kayyım

img
İSTANBUL - AKP’nin sağlık alanındaki politikaları, bir yılda bin 964 hekimin yurt dışına çıkmasına ve 9 binin üzerinde sağlık çalışanın şiddete maruz kalmasına yol açtı.  
 
Kapitalist modernitenin insan karşıtı üretim biçiminin yarattığı krizler, eğitimden sağlığa, emekten siyasete her alanda derinleşti. Türkiye’nin bir kaderi haline gelen darbeler ve iktidarların politikaları, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da ağır tahribatlara neden oldu. 21 yıllık iktidarında emekçilerin zor şartlarda elde ettiği hakları bir bir ellerinden alan AKP, var olan sömürüyü katmerli hale getirdi. Sosyal bir hak olan sağlık, AKP iktidarında kar, performans ve kalite gibi işlevlerle sermayeye peşkeş çekmek için özelleştirdi.  AKP, iktidara geldiği 2002 yılında açıkladığı ‘Acil Eylem Planı’ ile sigorta ve kurum hastanelerinin birleştirilmesi, idari ve mali yönden özerkliklerinin sağlanması çalışmalarının başlatılacağı, Genel Sağlık Sigortası (GSS) kurulacağı, aile hekimliğine geçileceği, sevk zinciri oluşturulacağı, koruyucu hekimliğin yaygınlaştırılacağı ve özel sektörün sağlık alanına yatırım yapmasının özendirileceği vaatlerinde bulundu. 
 
2003 yılında ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ açıklayan AKP, her seçim beyannamesinde benzer vaatlerde bulunarak, sağlıkta tarihi dönüşüm yaratıldığını iddia etti. Eylem planlarıyla açıkladığı vaatlerini yerine getirmeyen AKP, gelinen aşamada sağlık sistemini ticarileştirmekten öteye gidemedi. Bu durum sağlık sisteminde yarattığı krizlerin yanı sıra sağlık emekçilerinin istifa veya göç etmesine neden oldu. 
 
Bu politikalar sonucunda 2023 yılı da sağlık alanında krizlerin derinleştiği bir yıl oldu, sağlıkta şiddet arttı, sağlık emekçileri göç yollarına düştü. Bu sorunlar karşısında önleyici tedbir almayan AKP, sağlık emekçilerinin örgütlenme hakkını da engelledi. Nitekim yıl içerisinde muhalif sendikalarda örgütlenen işçiler çalıştıkları hastanelerde mobinge uğrarken, iktidara yakın sendika üyeleri hastanelerde yöneticiliğe getirildi. İktidarın tüm bu politikalarına karşın muhalif sendikalarda örgütlü mücadele yürüten sağlık emekçileri, yıl boyunca direnişten vazgeçmedi. 
 
BİN 964 HEKİM YURT DIŞINA ÇIKTI
 
Sağlık alanında yaratılan tahribata rağmen AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, güvencesiz ve olumsuz yaşam şartları nedeniyle göçe veya istifaya zorlanan sağlık emekçileri için, “Giderlerse gitsinler” açıklaması yapmıştı. Bu açıklamanın ardından hastane sayısı artmasına rağmen personel sayısında ciddi bir azalma gözlemlendi. Mesleklerini ya da öğrenimlerini yurt dışında devam sürdürmek isteyen hekimler, Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) “İyi hal belgesi” talebinde bulundu. Nitekim TTB’nin verilerine göre; 2020’de 512, 2021’de 805, 2022 1684 “İyi hal belgesi” talebi varken, 2023’ün ilk 8 ayında bin 964 kişi aynı talepte bulunarak yurt dışına çıktı. Sağlık Bakanlığı, azalan sağlık çalışan sayısına karşın “çözüm” olarak muayene süresini 5 dakikaya indirdi.
 
İLK 6 AYDA 9 BİN 35 ŞİDDET VAKASI
 
Sağlık alanında derinleşen krizi engellemeye çalışan Sağlık Bakanlığı, 2019 yılında “Beyaz Reform” adlı çalışma başlattı. Bu çalışma kapsamında 2022 yılında “Ek Ödeme Yönetmeliği” çıkarılmasına rağmen doktorların yurt dışına çıkışı durdurulamadı. Sağlık çalışanlarının istifa, göç ve şiddetle yüz yüze gelmesini engelleyemeyen bakanlık, 2023 yılında ikinci ‘Beyaz Reform’ planı başlattığını duyurdu.  “İkinci Beyaz Reform” kapsamında devreye giren “2022-2023 Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi Eylem Planı”, hastanelerde emniyet ve güvenlik personeli sayısını artırmak oldu. Son olarak Sağlık Bakanlığı'nın 2023 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nda yer alan ve şiddet durumlarında başvurulan “beyaz kod” verilerine göre, 2023’ün ilk altı ayında 9 bin 35 adet sağlıkçı şiddet gördü. 
 
MAAŞI TÜİK’E GÖRE BELİRLENDİ!
 
Bu yılın öne çıkan bir diğer gündemi ise tüm ülkeyi etkisi altına alan ekonomik kriz oldu. Tüm iş kollarındaki işçilerin etkilendiği ekonomik krizden sağlık çalışanları da payını aldı. Sağlık çalışanlarının maaşları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamları baz alınarak belirlenmesi sonucunda yapılan zamlar yeterli olmadı. Bu yılın ilk altı ayı için memur maaşlarına yüzde 8, ikinci altı ay için ise yüzde 6 oranında zam yapıldı. Enflasyon oranları ise ilk altı ayda 19,77 olarak belirlenirken, ikinci 6 ayda yüzde 10,90 olarak açıklandı.
 
DEMOKRATİK BÜTÇE TALEBİ 
 
Sağlık çalışanları, iktidarın politikaları nedeniyle yaratılan tahribat, ellerinden alınan hakları ve insanca bir yaşam için 2023 yılını alanlarda geçirdi. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda Sağlık Bakanlığı’na ayrılan 732 milyar 562 milyon 378 bine karşı alanlara çıkan sağlık emekçileri, “Emekten yana demokratik bir halk bütçesi istiyoruz” talebinde bulundu. 
 
Sağlık çalışanlarına “teşvik” adı altında yapılan ödeme de birçok hastanede emekçilerin sırtında sopa olarak kullanıldı. Hastane yönetimlerinin keyfi uygulamasına dönüşen bu ödeme nedeniyle sendikal örgütlenme ve yıllık izin kullanma hakkına bile yansıdı. 
 
HASTANELERDE SENDİKAL FAALİYETLER 
 
Her iş kolunda olduğu gibi sağlık alanında da sendikalaşma zorlaştı. Emekçiler, 2023 yılında da iktidara yakın sendikalara üye olmaya zorlandı. Nitekim iktidara yakın sendikalara üye olmayanlar, hastane yönetimlerinde yer bulamadı. Tüm baskılara rağmen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) gibi birçok sendika hastanelerde sendikal örgütlenme hakkından vazgeçmedi. 
  
TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ’NE KAYYIM
 
İktidarın 2016 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki belediyelerle devreye koyduğu, 2019 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyelerle sürdürdüğü ve üniversite rektörlerine kadar uzanan kayyım politikasını, sağlık alanında da uyguladı. AKP-MHP iktidarının sürekli hedef gösterdiği ve “amaç dışı faaliyet” iddiasıyla yargılanan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın da aralarında olduğu konsey üyelerinin tamamı mahkeme kararıyla görevden alındı, yerine kayyım atandı. İktidarın hedefinde olan ve kayyım darbesiyle karşı karşıya kalan TTB, “Görevimizin başındayız” diyerek mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. 
 
Yarın: Yargı
 
MA / Ömer İbrahimoğlu